Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2023/5773 Kararı

MAHKEMESİ: Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI: 2014/97 E., 2015/84 K.

SUÇ: Çocuğun cinsel istismarı

HÜKÜM: Mahkûmiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.04.2015 tarihli ve 2014/97 Esas, 2015/84 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

A. Sanık müdafiin Temyiz İsteği

Mağdurenin olağan dışı davranışlarının olduğundan beyanlarına itibar edilemeyeceğine, eylemi kabul etmemekle birlikte tarif edilen eylemin teşebbüs aşamasında kaldığına, mağdurenin beyanları dışında delil bulunmadığına, şartları oluşmasına rağmen takdiri indirim hükümleri uygulanmadığına ve re'sen tespit edilecek hususulara ilişkindir.

B. Sanığın Temyiz İsteği

Mağdurenin beyanlarının çelişkili olduğuna, cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığına ve re'sen tespit edilecek hususulara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Mahkemece "Yapılan yargılama sonunda, sanığın savunması, mağdure ve müştekinin anlatımları, adli raporlar ve tüm dosya kapsamına göre, sanık ile mağdurenin olay öncesi arkadaş ortamında tanıştıkları, olay günü mağdurenin ablası ... ...'ya ait eve gitmek üzere saat gece 21.30 22.00 sıralarında münibüse bindiği, sanığın da aynı münibüse bindiği, mağdurenin ablasına gitmek üzere münibüsten indiği, bunu gören sanığın da mağdurenin peşinden indiği, sanığın mağdurenin yanına yaklaşıp '10 dakikalık işimiz var' diyerek mağdureyi tenha bir yere götürmek istiğini, mağdurenin ablasına gittiğini belirterek kabul etmediği, bunun üzerine sanığın mağdurenin kolundan çekip öptüğü, mağdurenin kıyafelerini çıkarmaya çalıştığı, bu esnada mağdurenin yerden taş alarak sanığa vurmaya çalıştığı sırada sanığın taşı alıp mağdurenin ensesine vurduğu, boğazını sıkıp çenesine yumrukla vurduğu, bu esnada olay yerinin yakınında geçmekte olan polis aracını gören sanığın mağdureyi olay yerine bırakıp uzaklaştığı, mağdurenin evine gidip olayı annesi olan müştekiye anlattığı, ertesi gün mağdurenin polis merkezine başvurup sanık hakkındaki şikayetini bildirdiği, sanığın 22.07.2014 tarihinde başka suçtan yakalandığında mağdurenin kollukta çoklu ortamda sanığı teşhis ettiği, olayın bu şekilde gelişip sonuçlandığı kanaatine varılmış olup,

Sanık savunmalarında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, olay tarihinde Bursa'da olmadığını, Bilecik'te ya da Ankara'da olabileceğini belirtmiş ise de, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın yazısına göre sanığın olay günü kullandığı telefon hattının Bursa ..., ... mahallesinde kullanıldığının tespit edildiği, tüm aşamalarda mağdure ve müştekinin birbirini doğrulayan anlatımları, ayrıca mağdurenin sanığa iftira atmasını gerektirecek herhangi bir husumetinin bulunmaması göz önüne alındığında sanığın savunmalarının itibar edilmemiştir.

Her ne kadar sanık hakkında Kişiyi hürriyetten yoksun kılma suçundan cezalandırılması için kamu davası açılmış ise de, olay günü geceleyin sanığın münibüsten inen mağdureyi yolda durdurup tenha bir yere götürmek istediği ancak mağdurenin karşı koyması üzerine yol kenarında mağdureyi öpüp üzerini çıkartmaya çalıştığı, olayın aniden gelişip sonuçlandığı, sanığın eyleminin hürriyeti kısıtlama boyutuna ulaşmadığı anlaşıldığından sanık hakkında kişiyi hürriyetinden kısıtlama suçundan beraatine karar vermek gerekmiş olup,

Sanığın mağdureyi öpüp üzerini çıkartmaya çalışması eyleminin suç tarihinde 15 yaşından küçük olduğu anlaşılan mağdureye yönelik cinsel istismar suçunu oluşturduğu, sanığın eyleminin sarkıntılık boyutunu aştığı değerlendirilmekle sanığın 6545 sayılı yasa değişikliğinden önceki TCK 103/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar vermek gerekmiş, sanığın geçmişteki sabıkalı kişiliği aynı suçtan mükerrir oluşu göz önüne alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasına karar vermek gerekmiş ve yine sabıkalı kişiliği göz önüne alınarak hakkında TCK 62 maddesi hükümleri uygulanmayarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

Lehe yasa değerlendirilmesi;Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6545 sayılı yasa ile değişik TCK 103/1 maddesinde çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi hakkında 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü, buna göre suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK hükümlerinin sanık lehine olduğu değerlendirilmiştir. " şeklindeki gerekçeyle hüküm kurulmuştur.

IV. GEREKÇE

  1. Anayasa Mahkemesinin 5237 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmî Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

  2. Sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında takdiri indirim nedeni uygulanmamasına ilişkin gösterdiği gerekçe yerinde, yeterli olduğu anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

  3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.04.2015 tarihli ve 2014/97 Esas, 2015/84 Karar sayılı kararında sanık ve müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık ve müdafiin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

02.10.2023 tarihinde karar verildi.