Yargıtay Kararı: Kullanım Kadastrosu İtirazı ve 2B İşlemleri - Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2024/1304 Kararı
MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI: 2020/1090 E., 2020/1144 K.
KARAR: İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ: Kocaeli Kadastro Mahkemesi
SAYISI: 2017/12 E., 2020/56 K.
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Kocaeli Kadastro Mahkemesinin davacının kullanım kadastrosuna itiraza ilişkin talebinin reddine, 2/B işlemine itiraza ilişkin talebi yönünden mahkemenin görevsizliğine ilişkin kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine, kamu düzenine ilişkin olarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekilinin Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararını temyizi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kocaeli ili, Dilova ilçesi, ... Mahallesi, 17 ada 136 parsel sayılı taşınmaz, yörede 2016 yılında yapılan kullanım kadastrosu sırasında 520,41 m² yüzölçümü ile Hazine adına bahçe vasfı ile tescil edilmiş, beyanlar hanesine, 6831 sayılı Orman Kanunu (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesine göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığına, 1998 yılından beri ...’ın kullanımında bulunduğuna ve krokide belirtilen kısmının Karayolları Kamulaştırma alanında kaldığına dair şerh konulmuştur.
Davacı ... İdaresi vekili, dava konusu 17 ada 136 parsel sayılı taşınmazın ... kamulaştırma sahasında kalmasına rağmen 2/B çalışmasına konu edildiğini, bu işlemin hatalı olduğunu, taşınmazla ilgili daha sonra kullanım kadastrosu işlemi yapıldığını açıklayarak taşınmaz hakkında yapılan kadastro tespitinin iptali ile askı tutanağında yer alan ve taşınmazın orman niteliği ile bağdaşmayan şerhlerin kaldırılarak taşınmazın devlet ormanı vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; dava konusu taşınmazın eylemli orman niteliğinde bulunmadığı gerekçesi ile davacının kullanım kadastrosuna itiraza ilişkin talebinin reddine, davacının 2/B uygulamasının iptaline ilişkin talebi hakkında mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince; taşınmazın eylemli orman niteliğinde olmaması nedeniyle kullanım kadastrosuna ilişkin talebin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, ancak davanın reddi ile yetinilmesi gerekirken, davacı tarafın 2/B işlemine itirazı varmış gibi değerlendirme yapılarak bu talep hakkında mahkemenin görevsizliğine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş olup, bu kez hüküm davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1948 yılında 3116 Sayılı Orman Kanunu (3116 Sayılı Kanun) göre yapılan tahdit işlemi, 1986 yılında yapılan aplikasyon ve 3302 Sayılı 31.08.1956 Tarihli ve 6831 Sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (3302 Sayılı Kanun) değişik 2/B uygulaması, 2016 yılında 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek 4.madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu bulunmaktadır.
Her ne kadar Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi tarafından; “Taşınmazın eylemli orman niteliğinde olmaması nedeniyle kullanım kadastrosuna ilişkin talebin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, ancak davanın reddi ile yetinilmesi gerekirken, davacı tarafın 2/B işlemine itirazı varmış gibi değerlendirme yapılarak bu talep hakkında mahkemenin görevsizliğine karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş ise de, dava, kullanım kadastrosuna ve 2/B işlemine itiraz istemlerine ilişkindir. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesi’nin, davacının 2/B işlemlerine itirazı bulunmadığı yönündeki değerlendirmesi doğru değil ise de, yörede yapılan 2/B işlemleri 1987 yılında ilan edilmiş olup, dava tarihi itibariyle, 2/B işlemlerine itiraza ilişkin 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Hal böyle olunca, her iki talep yönünden davanın reddine karar verilmiş olması netice itibariyle doğrudur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, dava konusu taşınmazın eylemli orman durumunda olmamasına ve 2/B işlemine itiraz yönünden 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olmasına göre, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 7139 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.