Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2023/6268 Kararı

MAHKEMESİ: Kadastro Mahkemesi

DAVA TÜRÜ: Genel Mahkemeden Aktarılan Tespite İtiraz Davası

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davacı Müheymit Büyükaslan'ın davasının kabulüne, davacı ...' ın davasının kısmen kabulüne, diğer davacı ve asli müdahillerin davalarının reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, müdahil ... davalı ... vekili, davalı Hazine vekili, müdahil davacı ... ve arkadaşları, müdahil davacı ... ve arkadaşları, müdahil davalı ... ve arkadaşları vekili tarafından ve duruşmalı istemli olarak ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.09.2021 günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden ..., davalı Hazine vekili, müdahil davalı ... ve arkadaşları vekili ve müdahil davacı ... vekili ile karşı taraftan davalı ... müşterekleri vekili ve kendi adına asaleten Avukat ..., asli müdahil ... vekili, asli müdahil ... ve müşterekleri vekili, ..., ..., ... ve ...' in katılımlarıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için gönderildiği ilk derece mahkemesinden ikmalen dönmüş olmakla; dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, ... ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 18 ila 60 parsel ... sırasıyla, 322.125, 182.250, 70.125, 58.625, 1.810.250, 25.625, 880, 83.500, 20.125, 223.250, 104.000, 276.000, 50.500, 87.750, 344.250, 514.750, 1.076.375, 115.250, 22.500, 122.750, 14.000, 3.750, 68.000, 193.500, 53.750, 21.750, 24.000, 175.250 ve 68.250 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların yarı hisseleri, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.

Davacı ... ve müşterekleri, davalı Hazine aleyhine, Mayıs 1289 tarih 38, 39, 41, 40, 42, 43, 44 ve 45 numaralı tapu kayıtlarının yarı hissesinin murisleri Müheymit Büyükaslan lehine hukuki kıymetini yitirdiğini ileri sürerek, yarı hisselerinin veraset ilamlarında payları oranında adlarına tesciline karar verilmesi istemiyle, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmışlardır.

Birleşen dosya davacısı ... ve müşterekleri ise, davalı ... ve müşterekleri aleyhine, dava konusu taşınmazlara, Nisan 318 tarihli 79 ve 80 sahife numara ile 17/02/1951 tarihli ve 35 sahife numaralı tapu kayıtları ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle malik olduklarını ileri sürerek, müdahalelerinin men'ine karar verilmesi istemiyle, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmışlardır.

Davalı Hazine vekili cevabında; taşınmazların Haziran 328 tarihli 13 ve 14 numaralı tapu kayıtları kapsamında kaldığını, söz konusu tapu kayıtlarının 1331 ... Kanun uyarınca Hazine adına intikal ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davalar, davaya konu olan parseller hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.

İlk Derece (Kadastro) Mahkemesince, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, alınan beyan ve bilirkişi raporlarından çekişmeli taşınmazların tespitine esas tapu kayıtlarının 1/2 hissesinin, davacı ... ve müştereklerinin murisi Müheymit Büyükaslan lehine hukuki kıymetini yitirdiği, ayrıca muris Müheymit Büyükaslan ile kardeşi arasındaki kadastro tutanağının edinme hanesinde yer alan bağış işleminin aksini ispatlayan herhangi bir delilin mevcut olmadığı, birleşen dosya davacılarının tapu kayıtlarının ise dava konusu yerleri kapsamadığı ve taşınmazlarda zilyetliklerininde bulunmadığı gerekçesiyle, Müheymit Büyükaslan'ın davasının kabulüne, ...'ın davasının kısmen kabulüne, diğer davacı ve asli müdahillerin davalarının reddine karar verilmiş; hüküm, ..., müdahil davalı ... vekili, davalı Hazine vekili, müdahil davacı ... ve arkadaşları, müdahil davacı ... ve arkadaşları, müdahil davalı ... Kurtboğa ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, yukarıda yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın hüküm vermek için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki; dava, genel mahkemeden kadastro mahkemesine devredilen tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, 3402 ... Kadastro Kanunu'nun 30/2 nci maddesi gereğince kadastro hakimi, iddia ve savunma çerçevesinde hüküm kurarken, davanın tarafları ile bağlı kalmaksızın, hak sahibi olduklarını saptadığı takdirde dava dışı üçüncü şahıslar lehine de tescil hükmü kurmakla yükümlü olduğundan, bu çerçevede re'sen araştırma yapmak ve gerçek hukuki durumu tespit etmek zorundadır.

Bu bağlamda; somut olayda, dava ve temyiz konusu taşınmazların kadastro tutanaklarında yarı hisselerin malik hanesi doldurulmuş ise de, davanın anılan niteliği gereği, kadastro tutanaklarının malik hanelerinin hukuken boş olduğunun kabulü gerekir.

Öte yandan; hukuki kıymetini yitirdiği iddia edilen tapu kayıt maliklerinden ..., ... ...ve ... ... dışındaki kayıt maliklerinin veya mirasçılarının tespiti hususunda İlk Derece Mahkemesince yeterli araştırma yapılmadığı ve bu itibarla, davada taraf teşkili tam olarak sağlanmaksızın hüküm kurulması cihetine gidildiği anlaşılmaktadır. Oysaki, taraf teşkilinin sağlanması, yargılamanın her aşamasında mahkemelerce re' sen gözetilmesi gereken dava şartlarından olduğundan, bu koşul yerine getirilmeden işin esası hakkında karar verilmesi hukuken mümkün bulunmadığı gibi, işin esasına ilişkin olarak ta; yöntemince kayıt uygulaması yapılmadığından ve bir arazinin niteliğinin, imar ihyaya muhtaç yerlerden ise imar ihyanın tamamlandığı tarihin, üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresinin ve sürdürülüş biçiminin belirlenmesinde, bir başka deyişle imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının tespitinde en önemli delil hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, hava fotoğraflarından yararlanılmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olduğundan da söz edilemez.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, İlk Derece Mahkemesince öncelikle nısıf hisselerinin hukuki kıymetini yitirdiği iddia edilen Mayıs 1289 tarih 38, 39, 41, 40, 42, 43, 44 ve 45 numaralı tapu kayıtlarının malikleri, vefat etmiş olmaları halinde ise mirasçıları belirlenmeli, bu bağlamda, kimlik bilgilerinin bulunabileceği resmi ve özel kurumlardan açık kimlik ve adres bilgilerinin tespitine ilişkin araştırma yapılmalı, kolluk kuvvetlerinden belirtilen taşınmazların tespit maliklerinin ve mirasçılarının belirlenmesine yönelik olarak ayrıntılı araştırma yapılması istenilmeli; tüm araştırmalara rağmen tespit maliklerinin kimlik bilgilerinin belirlenememesi halinde ise 3561 ... Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun hükümleri uyarınca kayyım tayin edilmesi gerektiği hususu gözetilmeli; bu suretle taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra, davacı ... ve müşterekleri, davalı Hazine ve birleşen dosya davacısı ... ve müştereklerinin dayandıkları tüm tapu kayıtlarının ve tespite esas vergi kayıtlarının, ilk tesislerinden itibaren tüm tedavüllerinin ve varsa haritalarının onaylı suretleri getirtilmeli; Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazların bulunduğu köyü / mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre, aktarılan dava tarihi olan 1951 yılından 15 20 25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı (bulunmadığı taktirde bulunan en eski hava fotoğrafları) tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı; aynı kadastro çalışma bölgesi içinde tarafların adlarına belgesizden tespit edilen yer bulunup bulunmadığı ilgili Tapu Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünden sorularak belirlenmeli ve bu şekilde tespiti yapılan taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri ve tespitler kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri, tapu kayıtları hükmen oluşmuş ise buna ilişkin kesinleşme şerhini içerir mahkeme karar örnekleri dosya arasına celp edilmeli; dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan, taşınmazların bulunduğu yerde yaşayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulunun katılımıyla dava konusu taşınmazlar başında, taşınmazlar tek tek gezilmek ve her bir parselle ilgili mahkeme hakiminin gözlemi tutanağa geçirilmek suretiyle yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında dayanak tapu ve vergi kayıtlarının hudutları tek tek okunmak ve yerel bilirkişilerden sorulmak suretiyle yöntemince zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı ve yapılacak tapu ve vergi kayıt uygulaması sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıkların kayıt uygulamasına ilişkin beyanları, komşu parsel tutanakları ve dayanak kayıtlarıyla denetlenmeli; dava konusu taşınmazların tamamının ya da bir kısmının, tapu kaydı kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, aktarılan davanın açıldığı tarihten geriye doğru 3402 ... Kanun'un 14 üncü maddesindeki zilyetlikle kazanım şartları araştırılmalı, bu kapsamda yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulundukları, kime ait oldukları, kimden kime ve nasıl intikal ettikleri, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldıkları, taşınmazların sınırlarında geçmişten bugüne kadar herhangi bir değişiklik olup olmadığı, taşınmazların kullanımlarına ara verilip verilmediği, önceki niteliklerinin ne olduğu, evveliyatları itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer olup olmadıkları, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmaları halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmedikleri, edilmişlerse imar ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden, hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aleti ile inceleme yaptırılmak suretiyle, taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, evveliyatlarının ne olduğunu, evveliyatları itibari ile imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, imar ihyaya muhtaç yerlerden olmaları halinde hangi tarihte imar ihyaya başlandığını ve tamamlandığını, taşınmazların ekonomik amacına uygun olarak hangi tarihten beri hangi tasarruflarla zilyet edildiğini, üzerilerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirten, denetime elverişli rapor düzenlettirilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazların toprak yapılarını ve niteliklerini, zirai durumlarını, üzerilerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünü ve varsa üzerilerindeki ağaçların cinsini, sayısını, kapalılık oranını ve taşınmaz üzerindeki dağılımlarını, taşınmazların evveliyatı itibari ile imar ihyaya muhtaç yerlerden olmaları halinde imar ihyaya konu olmaya başladıkları ve imar ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş yakın plan ve panoramik fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi ve kayıt uygulamasını izlemeye, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli, varsa ağaçların cinslerine göre dağılım biçimini gösterir, ayrıntılı harita ve rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve belgesizden edinilebilecek taşınmaz miktarı sınırlaması ve 3402 ... Kanun'un 30/2 nci maddesi uyarınca, taşınmazların maliki olduğu mahkemece tesbit edilen ... ve Hasan oğlu Müheymit Büyükaslan'ın ölü olduğu hükümde yazılmış ise de, tüm mirasçılarının re'sen belirleme ve infazı kabil olacak şekilde tescil hükmü kurma yükümlülüğünün bulunduğu dikkate alınmak suretiyle bir karar verilmelidir.

İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmaksızın, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, çekişmeli taşınmazların hak sahipleri adına, ölmüş olmaları halinde ise 3402 ... Kadastro Kanunu'nun 25/1. maddesi uyarınca Kadastro Hakimi tarafından düzenlenecek veraset ilamına göre belirlenecek mirasçıları adına, isimleri ve payları kararda açıkça gösterilmek suretiyle tescil kararı verilmesi gerekirken, ölü kişi adına tescil hükmü kurulması da usul ve yasaya uygun bulunmadığından, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

..., müdahil davalı ... vekili, davalı Hazine vekili, müdahil davacı ... ve arkadaşları, müdahil davacı ... ve arkadaşları, müdahil davalı ... Kurtboğa ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, 6100 ... HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla ile 1086 ... HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine,

Bozma sebebine göre takdiren duruşma vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,

Taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

04.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.