Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2023/1725 Kararı

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI: 2019/76 E., 2019/160 K.

KARAR: İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ: ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI: 2016/137 E., 2018/36 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

  1. Davanın konusu; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... Mevkii 106 ada 1 parsel 12351,86 m2, 106 ada 14 parsel 11691,58 m2, 106 ada 15 parsel 12183,12 m2 tarla vasfıyla 30.03.2011 tarihinde hükmen tescil yoluyla tam hisse ile Hazine adına kayıtlı taşınmazlara ilişkindir.

  2. Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... ili, ... ilçesi, ... Yeni Mahallesinde bulunan taşınmazı 01.09.1981 tarihinde tapuda babası ...’ten satın aldığını, dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde kadastro çalışmaları sonucunda taşınmazın üç parçaya ayrılarak 106 ada 1 parselin davacı, 106 ada 14 parselin ... ve 106 ada 15 parselin ise ... adına kaydedildiğini, Hazine tarafından kadastro tespitinin iptali üzerine davacı aleyhine ... Kadastro Mahkemesinde 2007/124 Esas ve 2009/11 Karar sayılı dosya ile dava açılarak bu dava ile yukarıda isimleri geçen diğer kişilere açılan davaları birleştirerek mahkemece davanın kabulüne tespitlerin iptaline taşınmazların Hazine adına tesciline karar verildiğini, dava konusu taşınmazın öncesinde davacının babası tarafından 30 40 senedir sonrasında ise davacı tarafından 35 senedir kullanıldığını, dayanak tapu senedine bağlı olarak 106 ada 1, 14 ve 15 parsellerin tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; davalı taşınmazlar hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğundan kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan, ayrıca taşınmazın 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 713 üncü maddesi kapsamında kazanılamayacağından bahisle davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının iş bu dosyada tapu senedine dayandığı ve 4721 sayılı Kanun'un 713 üncü maddesi kapsamında şartların oluştuğunu beyan ettiği, ancak bu hususların Kadastro Mahkemesi davasında da değerlendirildiği ve kesin hüküm ile sonuca bağlandığı, yine davacı tarafça cevaba cevap dilekçesinde 4721 sayılı 716 ncı maddesi anlamında tescil talebinde bulunduğunu beyan ettiği, mevcut durum itibari ile 4721 sayılı 716 ncı maddesindeki koşulların bu davada oluşmadığı ve bu maddeye istinaden tapu iptali ve tescilinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davacıya ait resmi tapu senedi bulunduğunu zilyetliğin tespit edildiğini ancak senet aslı bulunamadığından Hazine adına tescilin yapıldığını; ancak davacının bu senedi bularak huzurdaki davayı açtığını, dar kapsamlı Kadastro Mahkemesi kararına itibar edilmemesi gerektiğini, tanıkların dinlenmediğini, orman fen ve ziraat bilirkişilerinden oluşan bir heyetten rapor alınmayan kararın kesin hüküm olarak değerlendirilerek kapsamlı araştırma yapıldığını, Kadastro Mahkemesince tapu kaydının tüm sınırlarıyla dava konusu taşınmaza uygulanmadığını, bu alanı bilmeyen bilirkişilerin tapu ile uyuşmadığına ilişkin beyanlarına itibar edildiğini, ancak eldeki davada mahalli bilirkişi ve tanıklarca tapu sınırları ve davacının kullanımının açıklandığını, taşınmazın 100 yılı aşkın süredir zirai faaliyetle kullanıldığını, resen dikkate alınacak nedenlerle kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "İlk Derece Mahkemesince toplanan deliller, yapılan keşif esnasında dinlenen taraf tanıkları ve yerel bilirkişi beyanları, teknik bilirkişi raporları, tarafların dayandığı tapu kaydı ve mahkeme ilamları ile tüm dosya kapsamına göre, ileri sürülen istinaf nedenleri ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355/1 inci maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin yapılan inceleme sonucunda, davacının iş bu dosyada tapu senedine dayandığı ve 4721 sayılı Kanun'un 713 üncü maddesi kapsamında şartların oluştuğunu beyan ettiği, ancak bu hususların Kadastro Mahkemesi davasında da değerlendirildiği ve kesin hüküm ile sonuca bağlandığı, mevcut durum itibari ile 4721 sayılı Kanun'un 716 ncı maddesindeki koşulların bu davada oluşmadığı ve bu maddeye istinaden tapu iptali ve tescilinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus olmadığı gerekçesiyle başvurucu davacı vekilinin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.02.2018 tarihli ve 2016/137 E., 2018/36 K. sayılı hükmüne yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353/(1) b.1 inci maddesi uyarınca" esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

  1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

  1. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri,

  1. Değerlendirme

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

54,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 125,50 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.