Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/2694 Kararı

MAHKEMESİ: Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ: Nüfus Kaydının Düzeltilmesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacılar vekili, dava dilekçesinde; ... vatandaşı davacıların, Türkiye vatandaşı ... TC nolu ... İnanç'ın çocukları olduğunu, 1940'lı yıllarda ...'ye göç ederek orada evlendiğini, bu evlilikten 11 çocuğu olduğunu, ... Cumhuriyet Nüfus Kayıt örneklerinde çocuklarının kaydının mevcut olduğunu, ancak Türkiye Cumhuriyeti Nüfus kayıtlarında müvekkillerin babasının kaydında davacıların isimleri bulunmadığını, ... Kaymakamlığında yangın çıktığından dolayı ... Nüfus Müdürlüğünün tüm kayıtlarının yandığını ve bu yüzden yangında kaybolan kayıtlara ulaşmanın mümkün olmadığını, bu arada müvekkillerinin babalarının Türkiye'deki kayıtlarda ölü olarak gösterildiğini, müvekkillerinin babasının ölü olan kaydının düzeltilerek sağ yazılması amacıyla ... Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtıklarını, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/07/2012 tarihli ve 2012/64 Esas, 2012/68 Karar sayılı kararı ile bu kaydın düzeltildiğini bildirerek müvekkillerinin babası olan Türk vatandaşı ... İnanç ile ... Cumhuriyeti vatandaşı ... ...'in aynı kişi oldukları ile davacılar ve kardeşlerinin ... İnanç çocukları olduklarının tespitine ve nüfus kaydının bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş,davacılar vekilinın temyizi üzerine Dairenin 14/09/2017 tarihli ve 2017/12989 Esas, 2017/10861 Karar sayılı ilamı ile “davacıların babası olduğu ileri sürülen ... İnaç'ın varsa mirasçılık belgesi temin edilerek mirasçılarının davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerektiği ve somut olayda mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak ... testi yaptırılıp alınacak rapor da dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve tespite karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tescile de karar verilmesinin doğru olmadığı nedeni ile bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, toplanan deliller, tanık beyanları, Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirılerek, davacıların babalarının mezarının ...'de olduğunu beyan etmeleri ve ...'ye talimat yazılarak tespitin mümkün olmadığı, ayrıca talepleri ile çok vatandaşlığın oluşacağı, bu nedenle idari yollara başvurulması gerektiği, davacıların davalarını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir.

1 Mahkemece bozma ilamına uyulmuştur. Nüfus kaydının düzeltilmesi için davacıların Türk vatandaşı ... İnanç çocukları olarak tespit edildiği durumda, nüfusta bekar olarak kayıtlı bulunan ... İnanç'ın mevcut nüfus kaydına göre mirasçıları olacak kişilerin hukuku bu durumdan etkilenecektir. Bu nedenle ... İnanç'ın varsa veraset ilamına göre, olmadığı takdirde nüfus kayıtlarına göre mirasçıları tespit edilerek davalı sıfatı ile davaya katılımlarının sağlanmaması,

2 Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan somut olayda mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak ... testi yaptırılıp alınacak rapor da dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiği dikkate alınarak ilgili makamlarla gerekli yazışma yapılarak DNA için gerekli doneler temin edilmeye çalışılmadan peşinen, davacıların babalarının mezarının ...'de olduğunu beyan etmeleri ve ...'ye talimat yazılarak tespitin mümkün olmadığı gerekçesi ile ... testi yapılmaması,

3 Kabule göre de;

Davacılar tarafından Siirt Valiliği Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğüne verilen 06.01.2015 tarihli dilekçe ile talepleri dile getirilmiş olup, ilgili İdare 14.01.2015 gün 297 sayılı yanıtlarında mahkemeden tespit kararı alınması gerektiği bildirilmiştir. Dava dilekçesi ekindeki bu belgeler dikkate alınmayarak, ayrıca talepleri ile çok vatandaşlığın oluşacağı, bu nedenle idari yollara başvurulması gerektiği gerekçesi ile de davanın reddi, doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 14.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.