İftira Suçu - Haber Yayınlama Özgürlüğü - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2023/648 Kararı
MAHKEMESİ: Asliye Ceza Mahkemesi
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 ... maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 ... maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
-
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 10.07.2015 tarihli iddianamesi ile sanığın, katılana iftira ettiğinden bahisle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 267. maddesinin birinci ve dokuzuncu fıkraları, 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.
-
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.03.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında iftira suçundan,
dayanak uygulama maddesi gösterilmeksizin beraat kararı verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği, suçun sabit olduğuna dairdir.
III. OLAY VE OLGULAR
-
Dava konusu olay, sanığın gazetede kaleme aldığı haber metninde, katılan hakkında yolsuzluk yaparak öğrencilerden fazla para topladığı beyan etmek suretiyle iftira ettiği iddiasına ilişkindir.
-
Cumhuriyet gazetesinin 26.02.2015 tarihli sayısının 16 ncı sayfasında, "Minik Balerinler Yolsuzluğu" başlığıyla kaleme alınan yazı içeriğinde, "... Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürlüğü’nün, 'geleceğin sanatçılarını yetiştirmek' amacıyla her yıl açtığı çocuk balesi ve çocuk korosu kurslarında yolsuzluk yapıldığı öğrenildi. ... ... Çocuk ve Gençlik Sahnesi Yöneticisi, opera sanatçısı ve DOB Genel Müdür Yardımcısı ...’in eşi ... ...’in, “DOB Çocuk Balesi Çocuk Korosu Kursları Yönergesi”ne aykırı bir şekilde, minik balerin ve koro sanatçılarının velilerinden “öğretmen aidatı” adı altında para topladığı tutanaklarla ortaya çıktı. ... 9 Mart 2014 tarihli tutanağa göre, ..., ... ... Çocuk ve Gençlik Korosu’na ait, Ocak 2014’te 160 TL, Şubat 2014’te de 1000 TL olmak üzere, toplam 1160 TL’yi “kurs aidatlarının öğretmen parası” adı altında alıyor. 9 Nisan 2014’teki tutanakta da 20 öğreci velisi, “öğretmen ücreti” adı altında, yönergeye aykırı olarak, ...’e 880 TL veriyor. 5 Mayıs 2014 tarihli bir başka tutanakta ise ...’in yine aynı şekilde 20 öğrenci velisinden 780 TL aldığı görülüyor. 2 Haziran 2014 tarihli tutanakta da bu tutar 760 TL olarak belirtiliyor." şeklinde ibareler yer almaktadır.
-
Dosya içerisinde mevcut bilgisayar ekran görüntüsü çıktılarından, aynı içerikli yazının, gazetenin internet sitesinde de yer aldığı görüldü.
-
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 10.07.2015 tarihli 2015/85595 sayılı soruşturma dosyasında, gazete yazı işleri müdürü ... hakkında "ceza sorumluluğu bulunmadığı" gerekçesi ile; sanık ... hakkında ise "TCK 44 maddesi uyarınca iftira suçundan dava açıldığı " gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildi.
-
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünün 08.01.2016 tarihli ve 160 sayılı yazı cevabına göre, katılan ... kurumda sözleşmeli memur koro sanatçısıdır. Bahse konu haber sonrasında, yapılan incelemeler sonucunda, Ankara Opera ve Balesi Müdürlüğü Hukuk Müşavirliğinin 18.03.2015 tarihli inceleme ve araştırma raporunda da, yönergede "öğretmen ücretine" ilişkin bir düzenleme bulunmadığı halde, kurs ücretine ilaveten, her bir kursiyer için 20,00 TL "öğretmen parası" tahsil edildiği, tespit edilen 4 adet tutanakta, alınan miktarın toplam 3.580,00 TL olduğu ve ... ... Çocuk ve Gençlik Birimi yöneticisi katılana teslim edildiği saptanılmış ve katılan hakkında 1309 Sayılı Yasa, 657 Sayılı Yasanın 125.maddesi uyarınca disiplin soruşturması açılması kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
-
Sanık savunmasında, kamu yararını gözeterek haber yaptığını savunmuştur.
IV. GEREKÇE
- Sanık hakkında kurulan hükme yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde, olaylar ve olgular bölümünde ayrıntılı açıklanan savunma, haber içeriği, kurumlardan gelen yazı cevapları ile tüm dava dosyası kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın iddialarının bir kısım maddi vakalara dayandığı, sunmuş olduğu güncel haberin yayınlanmasında kamu yararı bulunduğu, sunuş biçimi ile habere konu
vaka arasında fikri bağın da bulunması nedenleriyle, sanığın eyleminin suç işlemediğini bildiği kimselere suç atma biçimde olmayıp, 5187 sayılı Basın Kanununun 3 üncü maddesi ile 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 28 ... maddesi ile güvence altına alınan basın özgürlüğü ve haber verme hakkını kullanma niteliğinde olması nedeniyle hukuka aykırılık görülmemiştir.
-
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebebinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
-
Sanık hakkında verilen beraat kararında 5271 sayılı Kanun'un 232 nci maddesinin 6 ncı fıkrasına aykırı olarak uygulama maddesinin gösterilmemesi hukuka aykırı görülmüş ise de; bu hususun 1412 sayılı Kanun'un 322 nci maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde üç numaralı bentte açıklanan nedenle İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.03.2016 tarihli kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 ... maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının birinci paragrafında, “unsurları oluşmayan suçtan” ibaresi çıkartılarak, yerine "eylemin kanunda suç olarak tanımlanmaması nedeniyle 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin 2 nci fıkrasının (a) bendi uyarınca" ibareleri eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğnameye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.02.2023 tarihinde karar verildi.