Muris Muvazaasıyla Tapu İptali Davasında Hak Düşürücü Süre ve Tenkis İsteği - Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2023/4742 Kararı
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI: 2020/994 E., 2021/268 K.
KARAR: İstinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI: 2012/189 E., 2019/554 K.
Taraflar arasındaki muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil, ıslahla tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine
karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin dava değeri itibarıyla reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
-
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların miras bırakanı ...'in 18.02.2012 tarihinde vefat ettiğini, miras bırakanın davacıların annesini terk ederek ... ... ile yaşamaya başladığını, dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, 1563 ada 16 parselde kayıtlı taşınmazı ... ...'ın adına aldığını, birbirini takip eden satışlar ile ... ...'ın ...'e, ondan ...'a daha sonra ...'a devredildiğini, ...'ın bu kez taşınmazı, ... ...'a devrettiğini, bu süreçte miras bırakanın dava konusu taşınmazda yaşadığını, davalıların fiili ve hukuki olarak evle kesinlikle ilgilenmediklerinden bahisle dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline talep etmiştir.
-
Davacılar vekili 05.04.2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davalıların saklı payı oranında tescilini, olmadığı takdirde taşınmazın bedelinin saklı paya göre tenkis bedelinin ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek ... ...'dan satın aldığını, daha sonra kızı ...'a bedeli karşılığında sattığını, alım satımın tarafların rızası ile gerçekleştiğinden bahisle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
-
Dava konusu taşınmazın miras bırakan ... ... adına tescil edilmediğini, davacılar tarafından bedelin miras bırakan tarafından ödenmek suretiyle davalı ... üzerine alındığı iddia edildiğinden dava konusu taşınmazın muris muvazaasına dayanılarak tapu iptali ve tescil talebine konu edilemeyeceğini,
-
Miras bırakan ... ...'in 18.02.2012 tarihinde vefat ettiğini, eldeki davanın ise 27.04.2012 tarihinde açıldığı; ancak davacının tenkise yönelik talebinin 04.04.2019 tarihinde yaptığı, miras bırakanın ölüm tarihi ile ıslah tarihi arasında tenkis davası açılabilmesi için 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın ... (...) yönünden hak düşürücü süre nedeni ile reddine, tenkis talebinde husumet yöneltilemeyecek olan diğer davalılar ..., ... ve ... mirasçıları yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın devirlerinden görüleceği üzere muvazaalı olarak yapılan işlemlerin tapu kaydından da açık olduğunu, tapu devirleri de gözetildiğinde davadaki hak düşürücü sürenin 20 yıl olduğunu, davanın husumet nedeniyle reddinin doğru olmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
-
Miras bırakan ... ...'in 18.02.2012 tarihinde öldüğü, davacı tarafın davalarını 27.04.2012 tarihinde açtıkları, davacılar vekili tarafından “04.04.2019 tarihinde” ıslah ile davasının “tenkis” olarak değiştirildiği, ıslah tarihi olan 04.04.2019 tarihi itibarıyla TMK'nın 571 inci maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı,
-
Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesi, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2 nci maddesi uyarınca avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekâlet ücretine karar verilmiş olması doğru görülmediği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf itirazlarının bu yönüyle kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacılar lehine bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil, ıslahla tenkis istemine ilişkindir.
-
İlgili Hukuk
-
4721 ... ... Medeni Kanunu'nun 571 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir;
"Tenkis davası açma ..., mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer."
- 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 179 uncu maddesi şöyledir;
"(1) Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur.
(2) Ancak ikrar, tanık ifadeleri, bilirkişi rapor ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yerine getirilmiş olan veya henüz yerine getirilmemiş olmakla beraber, karşı tarafın yerine getireceğini ıslahtan önce bildirmiş olması koşuluyla, yeminin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçersiz kılınamaz.
(3) Şu kadar ki, ıslahtan sonra yapılacak tahkikat sonucuna göre, bu işlemlerin göz önünde tutulması gerekmiyorsa, bunlar da yapılmamış sayılır."
-
Bilindiği üzere, ıslah, taraflardan birinin yapmış olduğu usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesine denir (HMK m.176, HUMK m.83), (Prof.Dr.... Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, B.6.C.IV, İstanbul 2001, s 3965). Islah müessesesi, dava değiştirme, başka deyişle iddia ve müdafaanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağını bertaraf eden bir imkandır. Zira bu suretle, aslında yasal itiraz ile karşılaşabilecek olan herhangi bir taraf muamelesi, ıslah kurumu yardımı ile artık bu itirazı davet etmeksizin yapılabilmektedir (Saim Üstündağ: Medeni Yargılama Hukuk, C.I II, B.5, İstanbul 1992, s534).
-
Islahın konusu tarafların yapmış oldukları usul işlemleri olduğu için, gerek öğreti gerekse Yargıtay uygulaması, ıslahla davanın değiştirilebileceğini ve genişletilebileceğini, aynı şekilde savunmanın genişletilebileceğini ilke olarak kabul etmektedir.
-
Islahın amacı, yargılama sürecinde, şekil ve süreye aykırılık sebebiyle ortaya çıkabilecek maddi hak kayıplarını ortadan kaldırmaktır. Maddi ... sona erdiren maddi hukuk işlemleri, ıslahla düzeltilemez. Çünkü ıslah, yargılama hukukunun şekle ve süreye bağlılığından kaynaklanan zımni hak kayıplarının telafisi için öngörülmüş bir müessesedir.
-
Davanın tamamen ıslahı durumunda, dava dilekçesinden itibaren bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılmasını gerektirir (HMK m. 179). Gerek öğretide, gerekse yerleşik yargısal kararlarda, davanın tamamen ıslahında yeni bir dava açılmamış sayılacak, tamamen ıslah edilen dava ilk açılan davanın devamı niteliğinde olduğundan, bunun doğal sonucu olarak, zamanaşımı, hak düşürücü süre, ilk davanın açıldığı tarihteki duruma göre dikkate alınacaktır. Onun için davanın tamamen ıslahında ıslah olunan dava, ilk dava gününde açılmış sayılacaktır.
-
Değerlendirme
-
Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davacıların öncelikle muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil isteğinde bulunduğu kuşkusuzdur. Uyuşmazlık, davacılar vekilinin dosyaya sunduğu 05.04.2019 tarihli dilekçe ve oturumlardaki beyanları ile davasını ıslah edip etmediği, eğer ıslah ettiği kabul edilir ise tenkis isteği bakımından hak düşürücü sürenin geçip geçmediği noktasında toplanmaktadır.
-
Davacılar vekili 05.04.2019 tarihli dilekçesi ile muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil istekli davasını ıslah ederek isteğini tenkise dönüştürmüştür. Bu hâliyle davacıların ilk dava tarihi olan 27.04.2012 tarihinde tenkis isteğinde bulunduğu, miras bırakanın 18.02.2012 tarihinde öldüğü gözetildiğinde 4721 ... ... Medeni Kanunu'nun 571 inci maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmediği açıktır. Bölge Adliye Mahkemesince hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.