Alacaklı Türk Ekonomi Bankası A.Ş.nin Konkordato İtirazı İstinaf Yoluna Açılmamış, Alacaklı ING Bank A.Ş.nin Temyiz Talebi Reddedilmiş - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2023/3544 Kararı
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI: 2022/2348 E., 2023/250 K.
KAYYIM: ...
DAVA TARİHİ: 11.06.2020
HÜKÜM/KARAR: Usulden Red
İLK DERECE MAHKEMESİ: Dörtyol 3. Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI: 2021/163 E., 2022/109 K.
Hasımsız olarak konkordato davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın bir kısım alacaklılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Alacaklı ING Bank A.Ş. vekili ve Alacaklı Türk Ekonomi Bankası vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin demir çelik sektöründe faaliyet gösterdiğini, gerçek kişilerin ise şirket ortağı olduğunu, zaman içinde ekonomik durumlarının bozulduğunu, sunulan konkordato projesi kapsamında borçlarını ödeyeceğini ileri sürerek konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Müdahil alacaklı vekilleri sundukları müdahale dilekçeleri ile davaya müdahil olmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılara ait konkordato projesine ilişkin İcra ve İflas Kanunu’nun 302 nci maddesinin birinci fıkrasında aranan oy çoğunluğunun sağlandığı, konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimali bulunduğu, konkordato projesinin tasdik şartlarını taşıdığı gerekçesi ile konkordatonun tasdikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde bir kısım alacaklılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Bir kısım alacaklılar istinaf dilekçesinde; konkordatonun tasdiki için gereken şartların oluşmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile konkordatoya itirazları bulunmadığından bahisle Alacaklı Türk Ekonomi Bankası A.Ş’nin istinaf isteminin usulden reddine; Alacaklı ING Bankası A.Ş.'nin katılma yoluyla istinaf isteminin reddine; Alacaklı Akbank T.A.Ş’nin istinaf isteminin feragat nedeniyle karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı Türk Ekonomi Bankası A.Ş. vekili ve Alacaklı ING Bankası A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
- AlacaklıTürk Ekonomi Bankası A.Ş vekili temyiz dilekçesinde; konkordatoda red oyu kullandıklarını,
aşamalarda dilekçeyle ve duruşmalarda konkordatoya itiraz ettiklerini ileri sürmüştür.
- Alacaklı ING Bankası A.Ş vekili temyiz dilekçesinde; alacaklarının projeye eksik yazıldığını ve konkordatonun tasdiki için gerekli şartların oluşmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, konkordatonun tasdiki istemine ilişkindir.
- İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri, İcra ve İflas Kanunu’nun İİK’nın 286 vd.
3 Değerlendirme
1 İcra ve İflas Kanununun 308/a maddesi uyarınca konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden, itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilanından itibaren 10 gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesince verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Somut olayda alacaklı ING Bank A.Ş. süresi içinde istinaf isteminde bulunmamış ve bilahare verdiği istinaf dilekçesiyle katılma yoluyla istinaf isteminde bulunmuştur. Ancak katılma yoluyla istinaf veya temyiz istemi ancak karşı tarafın istemiyle mümkün olabildiğinden bu alacaklının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 İİK’nın 304/1. bendinde ise konkordatoya itiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az 3 gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilana yazılır’’ cümlesine karşılık İİK’nın 302/7. fıkrasında ‘’konkordato projesinin konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhal imza olunur. Toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur.’’ denildikten sonra 302/son fıkrasında ‘’komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç 7 gün içerisinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikine uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.’’ düzenlemesi yer almış olup konkordatonun mahkemede incelenmesine raporun mahkemeye verilmesinden sonra İİK’nın 304/1. maddesi gereğince başlanılacaktır.
3 İİK’nın 302.maddesindeki iltihak süresi bittikten sonra komiser raporu düzenleneceğinden ve iltihak süresinde bildirilen alacaklar da kabul edilebileceğinden bu sürede yapılan itirazlar da kabul edilmelidir. Bu nedenle itiraz eden alacaklı kavramını dar yorumlayarak sadece duruşmadan 3 gün önce konkordatoya ilişkin alacaklılarla sınırlamak doğru bir yaklaşım olarak görülmemektedir.
Kanun koyucunun itiraz edenlerden kastının konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullananlar olarak kabulü daha doğru bir yaklaşımdır. Bu bağlamda kanundaki "itiraz edenler" ifadesinin konkordatoya red oyu verenlere teşmil edilmesi hukuk usulünün genel hükümlerine uygun düşer.
4 Kanunun 302/7 maddesinde ise "toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur" ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda toplantıya katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde oyunu belli eden alacaklının nisapta nazara alınması ve nihai tutanağın ve komiser raporunun buna göre hazırlanması Kanun'nun 302/son maddesi gereğidir. Aksi halde iltihak süresi içerisinde alacağını bildirip oy hakkı verilen alacaklıya konkordatoya kabul oyu vermediği takdirde komiser raporu kabul ve ret oyları da nazar alınarak konkordato projesinin tasdik edilip edilmeyeceği belirleneceğine göre bu sürece katılan, oyu sonuca etkili olan alacaklıya aleyhine oluşacak bir sonuca karşı yorum yoluyla kanun yoluna başvurma olanağı tanınmaması usul kuralları ile bağdaşmayacaktır. Çünkü usul hukukunun en temel ilkelerinden biri herhangi bir talep hakkında hukuki yararının bulunması ve talepte bulunanın haklarının ihlal edilmiş olmasıdır. Hukuki yararı bulunan ve hakkı ihlal edilen alacaklının buna karşı herhangi bir yasa yoluna başvuramayacağını kabul etmek Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün ihlali niteliğindedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi 26.02.2015 tarih ve 2013/3954 başvuru sayılı kararında mahkemeye erişim hakkının İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan ‘’Adil Yargılanma Hakkının’’ en temel unsuru olduğu kanun yolları bakımından ‘’Hukuki Belirlilik’’ ilkesinin ihlali sureti ile mahkemeye erişim hakkının kullanılmasının önlenemeyeceği sonucuna varmıştır.
5 Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere; toplantıya katılıp ret oyu kullanan alacaklı veya toplantıya katılmadığı halde ret oyu kullanan alacaklıların itiraz eden alacaklı kavramına dahil olduğu ve mahkemece verilen karara karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurabilecekleri kabul edilmelidir.
Ancak somut olayda, alacaklı TEB AŞ.’nin toplantıya katılarak red oyu kullandığı müdahale talebinde konkordatonun reddini talep ettiği ve 15.09.2020 tarihli duruşmada red istemini dile getirdiği görülmüştür. Bu durumda yukarıdaki gerekçeler doğrultusunda alacaklı TEB A.Ş.’nin istinaf hakkının bulunduğunun kabulü gerekir.
Hal böyle olunca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin TEB A.Ş. vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermesinde isabet bulunmamış olduğundan kararının bozulmasına, istinaf incelemesi yapmak üzere dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
1 Alacaklı ING A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının süre reddine,
2 Alacaklı TEB A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
1.YARGILAMA SÜRECİ
Dava, İcra İflas Kanunu’nun 285 ve devamı maddeleri gereğince konkordato istemine ilişkindir.
Davacı vekili, demir çelik sektöründe faaliyet gösteren davacı şirketin ekonomik durumlarının bozulduğunu, gerçek kişilerin ise şirket ortağı olduğunu, ileri sürerek İİK’nın 286.maddesi kapsamında davanın kabulü ile 3 aylık geçici mühlet kararı ve sonrasında kesin mühlet kararı verilmesini ve konkordato projesinin tasdikini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; talebin kabulü ile konkordatonun tasdikine karar verilmiş, verilen kararın alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince İİK 308/a maddesi gereğince itiraz etmeyen alacaklının istinaf yoluna başvuramayacağı gerekçesiyle alacaklı TEB A.Ş. nin istinaf başvurusunun reddine, istinaf eden diğer alacaklıların istinaf istemlerinin de yine feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
- UYUŞMAZLIK
İstinaf Dairesince alacaklı TEB A.Ş. nin istinaf isteminin, konkordato talebine itiraz etmemesi gerekçesiyle reddetmesi nedeniyle reddetmiş olup uyuşmazlık, konkordatoya süresinde itiraz etmeyen alacaklıların istinaf yoluna başvuru hakkının bulunup bulunmadığı, İİK’nın kanun yollarına ilişkin 308/a maddesinde yer alan “itiraz” ifadesinden ne anlaşılması gerektiği hususundadır.
- İLGİLİ YASAL MEVZUAT
Madde 304 (Değişik: 28/2/2018 7101/32 md.) Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.
Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz.
Madde 308/a (Ek: 28/2/2018 7101/37 md.) Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.
- GEREKÇE
Konkordato hakkında verilen kararlara karşı gidilecek kanun yolları İİK’nın 308/a maddesinde düzenlenmiş olup, kanun yoluna başvuru süresi ve başvuru yapacaklar yönünden farklılık getirilmiş, genel kanun yolu uygulamasından da ayrılmak süretiyle de bir sınırlama yoluna gidilmiştir. Bu madde hükmü yeni olup 7101 sayılı Kanun ile getirilen hükmün eski düzenlemede bir karşılığının da bulunmaması nedeniyle yeni bir düzenleme olduğunu söylememiz de mümkündür.
Bu maddeye göre, konkordato hakkında verilen kararlara karşı borçlu ve konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğ tarihinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilirler. Görüldüğü üzere hem başvuru yapanlar açısından hem de başvuru süresinin başlangıcı olarak farklılık söz konusundur. Maddede istinaf yoluna başvuru yapacaklar ve süresi yönünden farklılık ortaya konulduktan sonra istinaf ve temyiz incelemesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılacağı belirtilmiştir.
Özellikle 7101 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemelerle birlikte konkordato hükümlerinin bütününe de bakıldığında açık bir şekilde şekli düzenlemeler olduğu göze çarpmaktadır. Burada kanun koyucunun konkordatonun niteliği gereği şekli bir incelemeyi öngördüğü anlaşılmaktadır. Bu hükümlerin yorumunda da kanuni düzenleme ve konkordatonun bu niteliği dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Kanun yoluna başvuru yapacaklardan “itiraz eden diğer alacaklılar” ibaresinde kimlerin kastedildiği maddede açıkça belirtilmemiştir. Madde gerekçesinde de bu konuda bir açıklık bulunmamaktadır. Bu durumun diğer hükümlerle birlikte değerlendirilmesi bize yol gösterebilecektir. Geçici mühletin ilanına ilişkin İİK’nın 288. maddesinde, ilanda alacaklıların ilandan itibaren yedi günlük kesin süre içerisinde dilekçeyle itiraz edebilecekleri belirtilmiştir. Konkordatonun mahkemece incelenmesi aşamasına geçildiğinde yine ilanların yapılması ve itiraz usulü düzenlenmiştir. Dikkat edilirse burada konkordatonun farklı bir aşamasına geçilmekte ve ilan ve itiraz usulü yenilen düzenlenmektedir. Buna göre, itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri belirtilmektedir. 304. madde konkordatonun mahkemece incelenmesi başlığını taşımakta ve devam eden maddelerde de mahkemece konkordato yargılamasının devam eden süreci düzenlenmekte ve netice olarak verilen kararlara karşı kanun yollarının düzenlendiği 308/a maddesine yer verilmektedir.
Görüldüğü üzere konkordatonun mahkemece incelenmesi aşamasında 304. maddede bir ilan yapılması ve itiraz usulü düzenlenmekte ve bu aşama sonucunda bir karar verilmektedir. Bu aşama sonucunda verilen karara karşı da 308/a maddesinde kanun yolu düzenlenmekte ve “itiraz eden diğer alacaklılara” değinilmektedir. Bu husus dikkate alındığında 308/a maddesindeki “itiraz edenlerin” 304. Maddedeki “itiraz edenler”i kastettiği anlaşılmaktadır. Bu husus göz ardı dilerek konkordatonun mahkemece incelenmesi aşamasından da daha önceki aşamaya götürülmesi ve önceki aşamadaki itirazların dikkate alınması mümkün değildir.
İİK’nın 304. maddesi gerekçesi de bu konuda bize ışık tutmaktadır. Maddenin gerekçesinde aynen, “itiraz edenlerin duruşmada bulunabilmelerinin şartı, itiraz sebeplerini mahkemeye, duruşma gününden en az üç gün önce ve yazılı olarak bildirmiş olmalarıdır. Aksi halde duruşmada hazır bulunarak itirazlarını dermeyan etmeleri mümkün olmayacaktır. Böyle bir sınırlama getirilmesinin nedeni, her alacaklının duruşmada hazır bulunarak itirazlarını ileri sürmesinin yargılamayı çok aksatabileceği endişesidir” ifadesi yer almaktadır. Madde gerekçesinde açıkça sınırlama getirildiği belirtildikten sonra bunun gerekçesi de yargılamanın aksatılmasının önüne geçmek olduğu ortaya konulmaktadır. Yine açıkça itiraz etmeyenlerin duruşmada hazır bulunarak itirazlarını ileri süremeyecekleri açık ifadesi de yer almaktadır.
İİK’nın 304. Maddesi ve bu maddenin gerekçesi ile 308/a maddesinin birlikte değerlendirilmesi halinde, kanun koyucunun iradesinin açık olduğu anlaşılmaktadır. Bu açık iradeye göre, ancak 304. maddeye göre yapılan ilanda belirtilen sürede itiraz eden diğer alacaklılar istinaf yoluna başvurabileceklerdir.
Diğer yönden savunma hakkının kısıtlanması, hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması gibi gerekçelerle bu hükmün göz ardı edilmesi de mümkün değildir. Kanun koyucu açıkça yargılamanın aksatılmaması gerekçesiyle böyle bir sınırlamaya gittiğini belirtmiştir. Kanun koyucunun açıkça sınırlama getirdiği bir konuda yorum yoluyla kanun yolu hakkı verilmesi de mümkün değildir. Zira kanun yolları, yasanın tanıdığı bir hak olup yorum yoluyla genişletilmesi mümkün değildir.
- SONUÇ
İcra İflas Kanununun 304 ve 308/a maddelerinin açık hükümleri gereğince, itiraz eden diğer alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilecekleri açık olup, bu süre içerisinde itiraz edilmemesi nedeniyle alacaklı TEB A. Ş. nin istinaf isteminin reddine ilişkin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan onanması gerektiği düşüncemle sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmamaktayım.