Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2024/2963 Kararı
MAHKEMESİ: Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI: 2015/392 E., 2016/75 K.
SUÇLAR: Silahla tehdit, kasten yaralama
HÜKÜMLER: Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Onama
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I. Silahla tehdit suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 106/2 a maddesinde tanımlanan suç için, aynı Yasa'nın 66/1 e, 67/4. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin, karar tarihi olan 17.02.2016 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
II Kasten yaralama suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Mağdurun olaya ilişkin beyanlarında, kendisinin yol üzerinde beklediği sırada sanığın aracıyla kendisini almaya geldiğini, araçtan elinde tüfekle indiğini, yere bir el ateş ettiğini, kendisini sürükleyerek araca bindirdiğini beyan ettiği, darp edilmesine yönelik anlatımlarında silahtan bahsetmediği, yumruk ve tekme ile darp edildiğini beyan ettiği, mağdurun yaralanmasına yönelik raporda da yaralamanın silahla olduğuna ilişkin herhangibir tespite yer verilmediğinin anlaşılması karşısında, kasten yaralama suçunun silahla işlendiğine dair delillerin nelerden ibaret olduğu denetime olanak verecek şekilde açıklanmadan 5237 sayılı Kanun'un 86/3 e maddesiyle uygulama yapılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 05.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.