Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2024/2608 Kararı

MAHKEMESİ: Asliye Ceza Mahkemesi

SAYISI: 2015/401 E., 2016/199 K.

SUÇ: Silahla tehdit

HÜKÜM: Mahkûmiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Bozma

Kararın sanığın yokluğunda verilmiş olduğu, gerekçeli kararın tebliğinin usulüne uygun yapılmadığı anlaşılmış olup sanığın 22.04.2016 tarihli temyiz dilekçesinde gerekçeli kararı 22.04.2016 tarihinde mahalle muhtarlığından almış bulunduğuna dair beyanı nazara alınarak temyiz süresinin başlangıcının öğrenme tarihi olan 22.04.2016 tarihi olduğu kabul edilmiştir.

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKİ SÜREÇ

  1. Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.02.2016 tarihli ve 2015/401 Esas, 2016/199 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, nitelikli tehdit suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (d), (e) bendleri, 51 inci maddesi, 51 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

  2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bozma kararı verilmesi görüşünü içeren tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanığın Temyiz İsteği

1.Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,

  1. Tehdit suçunu işlemediğine,

  2. Yerel Mahkemenin ifadesini dikkate almadığına,

İlişkindir.

III. GEREKÇE

  1. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 8 yıllık olağan dava ve 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı sürelerinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.

  2. 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca dava zamanaşımı süresini kesen son işlemin 25.02.2016 tarihli mahkûmiyet kararı olduğu ve bu tarihten temyiz incelemesi tarihine kadar zamanaşımını kesen başkaca bir işlem bulunmadığı anlaşılmakla, 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.

IV. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.02.2016 tarihli ve 2015/401 Esas, 2016/199 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı sayılı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

27.02.2024 tarihinde karar verildi.