Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2024/157 Kararı

... 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.07.2021 tarihli ve 2021/319 Esas, 2021/584 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle yapılan yargılama sonunda, tehdit suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 106 ıncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve 62 inci maddesinin birinci fıkrası ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, 5237 sayılı Kanun'un 58 inci maddesi uyarınca cezasının ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin hükmün, itiraz edilmeksizin 01.10.2021 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesi uyarınca, 29.03.2023 tarihli ve 94660652 105 42 18238 2022 Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.05.2023 tarihli ve 2023/38968 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 10.05.2023 tarihli ve KYB 2023/38968 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"Dosya kapsamına göre, mahkemesince sanık hakkında açılan kamu davasında basit yargılama usulü uygulanarak sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş ise de; 5271 sayılı Kanun'un 251/2. maddesinde, "Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir" şeklinde yer alan düzenlemeye nazaran, mahkemesince sanığın savunmasının tespiti için iddianamenin "Hacı ... Mah. ... Cad. 113 R /24 Karatay ..." adresine çıkartılan tebliğ evtakının iade edilmesini müteakip, iddianamenin aynı adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre 14/06/2021 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, tebliğ yapılan adrese daha önce usulüne uygun şekilde bir tebliğ yapıldığına dair dosyada bir kaydın bulunmadığı nazara alındığında sanığa yeniden usulüne uygun şekilde tebligat yapılmaksızın yargılamaya devamla savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde,

Kabule göre de,

Sanığın eyleminin tanık beyanı ile teyit edildiği ve doğrulandığı şeklinde gerekçe ile sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, olaya ilişkin eylemi doğrulayan tek tanığın S.K. isimli kişi olduğu, adı geçen tanığın da sanık ...'ın kardeşi olduğu, soruşturma aşamasında 13.10.2020 tarihinde ifadesine başvurulan tanık S.K.'nın tanıklıktan ve yeminden çekinme hakkı hatırlatılmadan dinlenmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 45 ve 51. maddelerine aykırı davranılıp davranılmadığı husunun kararda tartışılarak tanık beyanı delilinin hukuka aykırı olup olmadığının ortaya konulmadan karar verilmesinde, isabet görülmemiştir."

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

  1. Dosya kapsamına göre; mahkemesince hükümlü hakkında açılan kamu davasında basit yargılama usulü uygulanarak hükümlünün mahkumiyetine karar verilmiş ise de; 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinin ikinci fıkrasında, "Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir" şeklinde yer alan düzenlemeye nazaran, mahkemesince hükümlünün savunmasının tespiti için iddianamenin "Hacı ... Mah. ... Cad. 113 R /24 Karatay ..." adresine çıkartılan tebliğ evrakının iade edilmesinin ardından aynı adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35 inci maddesine göre 14.06.2021 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, tebliğ yapılan adrese daha önce usulüne uygun şekilde tebliğ yapıldığına dair dosyada bir kaydın bulunmadığı nazara alındığında, hükümlüye usulüne uygun şekilde yeniden tebligat yapılmaksızın yargılamaya devamla savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi,

  2. Kabule göre de;

Hükümlünün eyleminin tanık beyanı ile doğrulandığı şeklindeki gerekçe ile mahkûmiyetine karar verilmiş ise de, eylemi doğrulayan tek tanığın hükümlünün kardeşi olan Süleyman Kıral olduğu, soruşturma aşamasında 13.10.2020 tarihinde ifadesi alınan tanık Süleyman Kıral'ın tanıklıktan ve yeminden çekinme hakkı hatırlatılmadan dinlenmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 45 ve 51 inci maddelerine aykırı davranılıp davranılmadığı husunun kararda tartışılarak, tanık beyanına ilişkin bu delilin hukuka aykırı olup olmadığı ortaya konulmadan karar verilmesi,

Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

III. KARAR

  1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

  2. ... 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.07.2021 tarihli ve 2021/319 Esas, 2021/584 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.