Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2023/9459 Kararı
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ: Tehdit
HÜKÜM: Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 7035 sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21 inci maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
-
... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 21.09.2012 tarihli ve 2012/1036 Esas No.lu iddianamesiyle sanık hakkında "Basit yaralama, Tehdit ve Hakaret" suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/2, 86/3 a, 125/1, 106/1 1, 63, 53 üncü maddesi gereğince cezalandırılması amacıyla kamu davası açılmıştır.
-
... 2.Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.02.2013 tarihli ve 2012/471 Esas 2013/88 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında yargılaması yapılan "Basit yaralama, Tehdit ve Hakaret" suçlarından, 5237 sayılı Kanun'un hakaret suçundan 125/1. maddesi uyarınca düşme kararı, tehdit suçundan 106/1 1.c, 62 nci maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 86/2 3 a, 62, 50/1 a, 52/1 2 maddeleri uyarınca kasten yaralama suçundan 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası geregi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 09.04.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
-
Hükmün açıklandığı ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.09.2014 tarihli ve 2014/417 Esas, 2014/392 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın 106/1 1.c, 62, 50/1 a, 52/1 2 maddeleri uyarınca 3.600,00 TL adli para cezası, 5237 sayılı TCK nın 86/2 3 a, 62, 50/1 a, 52/1 2 maddeleri uyarınca 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
-
Bozma üzerine ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.09.2014 tarihli ve 2014/417 Esas, 2014/392 Karar sayılı kararın sanık tarafından temyiz edilen yönüyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 05.11.2019 tarihli ve 2015/19852 Esas, 2019/17240 Karar sayılı kararıyla;
"A Sanığa yükletilen kasten yaralama suçundan dolayı kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ...'ın TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1)Hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçların, TCK'nın 106/1. maddesi uyarınca hükmolunan tehdit suçu ve TCK'nın 151/1. maddesi uyarınca hükmolunan mala zarar verme suçları olması, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçu ile aynı Kanunun 151/1. maddesi kapsamındaki mala zarar verme suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması karşısında, tehdit ve mala zarar verme suçları yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu,
2 Kabule göre de;
a)Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilip denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanıkla ilgili olarak, CMK'nın 231/11. maddesi gereğince açıklanması daha evvel geri bırakılan hükümde herhangi değişiklik yapma imkanı bulunmadığı, hükmün ilk şekliyle açıklanması gerektiği gözetilmeden, hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi,
b)Sanık hakkında tehdit suçundan verilen 5 ay hapis cezasının TCK'nın 50/1 a maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesi aşamasında kısa kararda isabetli olarak 150 gün karşılığı, günlük 20 TL'den paraya çevrilerek neticeten 3000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesine rağmen gerekçeli kararda 180 gün karşılığı günlük 20 TL'den paraya çevrilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması ve sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
c)Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilip denetim süresinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle hakkında yeniden yargılama yapılan sanığa, duruşmaya gelmediği taktirde yokluğunda duruşmaya devam edilerek karar verileceğine dair meşruhatlı davetiye tebliğ edilmeden ve tebligat tarihinde cezaevinde bulunduğu gözetilmeden sanığın yokluğunda hükmün açıklanmasına karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
- ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.09.2021 tarihli ve 2019/822 Esas, 2021/568 Karar sayılı kararı ile sanığın tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun'un 106/1, 62, 50/1 a, 52/1 2. maddeleri uyarınca 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın Temyiz Sebepleri;
-
Suçu işlemediğine,
-
5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin uygulanmadığına,
-
Vesaire,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
-
Katılan ve sanığın karı koca oldukları ve birlikte ikamet ettikleri, suç tarihinde saat 23.30'da eve gelen sanığın katılanın kendisinden boşanacağını söylediği, bunun üzerine sanığın katılana hitaben "Beni boşarsan seni öldürürüm, kahpe, orospu, seni ve aileni öldüreceğim" şeklinde beyanlarda bulunduğu ve pantolonunun kemerini çıkararak katılanın kafasına vurduğu, ayrıca katılanın omuzuna yumruk attığı, katılanın bu eylem dolayısıyla basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde hafif nitelikte yaralandığı anlaşılmıştır.
-
Sanık üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini savunmuştur.
-
Katılan sanığın kendisini ölümle tehdit ettiğini beyan etmektedir.
-
Tanık B. Y. " Sanık babam, mağdur da annem olur, annem ve babam arasında geçimsizlik vardır, olay günü annemin babamdan ayrılmak istemesi üzerine tartıştılar, tartışma sırasında babam anneme küfür ederek, boşanırsan seni öldüreceğim " şeklindeki beyanı dosyada mevcuttur.
-
Katılana ait basit tıbbi müdahale ile giderilebilir rapor dosyada mevcuttur.
-
Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (4) numaralı paragraflarda bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği ve gereğinin yerine getirildiği belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
- Suçu işlemediğine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
Tüm dosya kapsamı katılan beyanı, tanık beyanı, katılana ait basit tıbbi müdahale ile giderilebileceğine dair adli rapor delil olarak birlikte değerlendirildiğinde sanığın eyleminin sabit olduğu belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
- 5271 Sayılı Kanun’un 231 inci Maddesinin Uygulanmadığına İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu yönünden ise; 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekinci fıkrasında "Sanık hakkında verilen hükmün daha önce açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşıldığından her ne kadar CMK 231/7. maddesi gereğince TCK 50. ve 51. maddelerinin uygulanmasına kanunen yer olmadığı sabit ise de; (1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkı korunmak suretiyle)'' hukuka aykırı bulunmamıştır.
- Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.09.2021 tarihli ve 2019/822 E. 2021/568 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,
22.03.2023 tarihinde karar verildi.