Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/17321 Kararı
MAHKEMESİ: Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI: 2021/2262 Esas, 2022/670 Karar
HÜKÜM/KARAR: Yeniden esas hakkında hüküm kurma kararı
İLK DERECE
MAHKEMESİ: Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI: 2020/80 Esas, 2021/152 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davacı idare yönünden esastan reddine, davalılar yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa İli, Karacabey İlçesi, Muratlı Mahallesi 141 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için acele kamulaştırma dosyasında belirlenen bedelin düşük olduğunu, dava konusu taşınmazın arsa vasfında değerlendirilmesini, tarım arazisi olarak kabul edildiği takdirde ise kapitalizasyon faizinin % 3 oranında alınmasını, taşınmazın konumu itibarıyla objektif değer artış oranının en az % 250 oranında uygulanmasını, münavebe planında arpacık soğan ürünü yanına nohut ürünü yerine sebze türlerinin alınmasını, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ü oranını aşmamasını ve üretim masraflarından tarla kirası, döner sermaye faizi, genel idare giderleri kalemlerinin çıkarılmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davacı taraftan tahsil edilerek davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
-
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kapitalizasyon faiz oranının tespitinde değerlendirilen unsurların mükerrer olarak objektif değer artış oranının tayininde de dikkate alındığını, taşınmazın objektif değer artışı uygulanmasını gerektiren bir özelliğinin bulunmadığını ve müvekkili idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
-
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın konumu itibarıyla objektif değer artış oranının daha yüksek uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, ancak aynı bölgeden intikal eden dosyalar ile dava konusu taşınmazın konum ve niteliği dikkate alındığında daha yüksek oranda objektif değer artışı uygulanması gerektiği belirtilerek, uygun görülen oran üzerinden yeniden yapılan hesaplama sonucu tespit edilen fark bedelin depo ettirilmesi suretiyle davalı tarafa ödenmesine ilişkin yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
-
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kapitalizasyon faiz oranının tespitinde değerlendirilen unsurların mükerrer olarak objektif değer artış oranının tayininde de dikkate alındığını, taşınmazın objektif değer artışı uygulanmasını gerektiren bir özelliğinin bulunmadığını, karar kesinleştiğinde davalıya ödenmek üzere üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verilen bedele bankaca faiz ödemesi yapıldığı halde, ayrıca faiz hükmü kurulmasının hukuka aykırı olduğunu ve müvekkili idarenin harçlardan muaf olduğu halde aleyhine istinaf başvuru harcına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
-
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kapitalizasyon faizinin % 3 oranında alınmasını, taşınmazın konumu itibarıyla objektif değer artış oranının en az % 250 oranında uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasında kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
-
İlgili Hukuk
-
Anayasa'nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35 inci maddesi şöyledir:
"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."
-
Anayasa'nın "Kamulaştırma" kenar başlıklı 46 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir: "Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir."
-
2942 sayılı Kanun'un "Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili" kenar başlıklı 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:
"... Tarafların bedelde anlaşamamaları halinde gerektiğinde hâkim tarafından onbeş gün içinde sonuçlandırılmak üzere yeni bir bilirkişi kurulu tayin edilir ve hâkim, tarafların ve bilirkişilerin rapor veya raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit eder. Mahkemece tespit edilen bu bedel, taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkının kamulaştırılma bedelidir (...) İdarece, kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına yatırıldığına, hâkim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen bedelin (…) veya hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere bloke edildiğine dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil hükmü kesin olup, tarafların bedele ilişkin istinaf veya temyiz hakları saklıdır ..."
- 2942 sayılı Kanun'un "Kamulaştırma bedelinin tespiti esasları" kenar başlıklı 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının ilgili bölümleri şöyledir:
"15'inci madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulu, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın;
a) Cins ve nevini,
b) Yüzölçümünü.
c) Kıymetini ektileyebilecek bütün nitelik ve unsarlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini,
(...)
e) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini,
f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın (…) mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini
(...)
ı) (...) her bir ölçünün etkisi açıklanmak kaydıyla bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri,
Esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak Sermaye Piyasası Kurulu tarafından kabul edilen değerleme standartlarına uygun, gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit ederler. "
-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
-
Değerlendirme
-
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
-
Arazi niteliğindeki Bursa İli, Karacabey İlçesi, Muratlı Mahallesi 141 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
-
Dava konusu taşınmazların hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.
-
Karar kesinleştiğinde davalıya ödenmek üzere üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verilen bedele bankaca faiz ödemesi yapıldığı halde, ayrıca faiz hükmü kurulmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüşse de, banka tarafından ödenen faiz ile Kanun gereği ödenen yasal faizin birbirinden farklı nitelikte olduğu ve hukuka aykırılık oluşturmadığı sonucuna varılmıştır.
-
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
-
İlk Derece Mahkemesince tespit edilen bedelin derhal ödenmesine hükmedildiği gözetilmeksizin, İlk Derece Mahkemesi tarafından belirlenen kamulaştırma bedelinden acele kamulaştırma bedelinin mahsubu ile bakiye bedele İlk Derece Mahkemesinin karar tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince bankaya müzekkere yazım tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi ve 6100 sayılı Kanun'un "Yargılama giderlerinin kapsamı" başlıklı 323 üncü maddesinde başvurma harcının da yargılama giderlerinden sayıldığı ve davacı idarenin de harçtan muaf olduğu dikkate alındığında, davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalı tarafa iadesi gerekirken, davacı idarenin istinaf yargılama giderleri içerisinde harçtan sorumlu tutulması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
-
Davalı tarafın tüm, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
-
Davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (B) harfi ile gösterilen bendinin (3) numaralı alt bendinde yer alan "bedelin ödenmesine ilişkin ilk derece mahkemesince bankaya müzekkere yazım tarihi olan 28.05.2021'e kadar" ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine "İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 16.04.2021 tarihine kadar" ibaresinin yazılmasına, istinaf incelemesine ilişkin (C) harfi ile gösterilen bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan "giderinin" kelimesinden sonra gelen kısmın hükümden çıkartılmasına, yerine "davacı idare harçtan muaf olduğundan talep halinde davalı tarafa iadesine" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,01.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.