Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/16641 Kararı

MAHKEMESİ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

İLK DERECE

MAHKEMESİ: Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

K A R A R

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı, taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince ecrimisile yönelik olarak kararın kesin olması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesi gereğince usulden reddine, tazminat talebi yönünden ise HMK'nın 353/1 b 1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1 a maddesi gereğince, miktarı veya her paydaş için değeri 78.630,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamayacağından, ecrimisile yönelik temyiz talebinin reddine karar verildikten sonra; tazminata talebine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Aşağıda açıklanan gerekçelerle Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra, Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/313 Esas, 2020/203 Karar sayılı kararının incelenmesinde;

Arsa niteliğindeki Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Anbar Mahallesi 1901 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11/1 g maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

Melikgazi Tapu Müdürlüğünün 07.06.2022 tarihli cevabi yazısında; hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan Anbar Mahallesi 1644 parsel sayılı taşınmazın, geldi parseli kök 626 parsel sayılı taşınmazdan yapılan yola terk işlemi sonrası ifrazen oluştuğu belirtilmiş olup imar parseli niteliğinde olduğu halde, bilirkişi kurulu raporunda emsal olarak kabul edilen 1644 parsel sayılı taşınmaz kadastral parsel kabul edilerek, değer biçildiği anlaşılmış olduğundan, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.

Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğü'nden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların re'sen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

Doğru görülmemiştir.

Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, 22.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.