Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/13373 Kararı

MAHKEMESİ: Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Dava, 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Arazi niteliğindeki Naldöken Köyü 480 ada 18 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak, üzerindeki ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumuna göre maktuen değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;

1 4650 sayılı Yasayla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10.maddesi uyarınca açılan bedel tespit ve tescil davasında aynı Kanunun 15/son maddesine göre değerlendirmenin dava tarihi esas alınarak yapılması gerekir.

Belirtilen nedenle; dava konusu taşınmaza dava tarihi olan 2016 yılı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerine göre değer biçilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden, 2015 yılı resmi verileri esas alınarak değer biçen bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması,

2 Taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 4 uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü ile az bedel tespiti,

3 Bilirkişi kurulunca değerlendirmeye esas alınan münavebe ürünlerinin 2016 yılı itibarıyla ayrıntılı üretim giderini (harcama kalemlerini tek tek) gösteren veri cetveli İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden getirtilip sermaye faizi, genel idarecilik giderleri, tarla kirası ve bilinmeyen masraflar kalemlerinin üretim masraflarına dahil edilmeyeceği gözönünde tutularak hükme esas alman bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması.

Doğru olmadığı gibi;

4) Avrupa İnsan Haklari Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden.

Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.