Sigorta Tahkimi: Davacının Usuli Kazanılmış Hakkı ve Kusur Oranı İtirazı - Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2023/1262 Kararı
MAHKEMESİ: Ticaret Mahkemesi
SAYISI: 2021/613 Değişik İŞ, 2021/615 Karar
SAYISI: 2021/İHK 26127
HÜKÜM/KARAR: Başvurunun Kısmen Kabulü/ İtirazın Reddi
SAYISI: K 2021/70142
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara davacı vekili ve davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince tarafların itirazının reddine karar verilmiştir.
... kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 13.10.2019 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu davalı nezdinde ... poliçesi olan motosiklet ile bir otomobilin karıştığı çift taraflı trafik kazasında davacının yaralanarak malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile talebini 96.438,73 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; başvuruya eklenen maluliyet raporunu kabul etmediklerini, tarafların kusur oranlarının uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. ... KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında alınan 04.06.2021 tarihli ek kusur bilirkişi raporuna göre davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde % 75 oranında kusurlu olduğu, davacının dosyaya sunduğu rapordaki % 8 maluliyet oranı üzerinden TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre aktüer bilirkişi raporu ile tazminatın usulünce hesaplandığı gerekçesiyle, başvurunun kısmen kabulü ile 72.329,04 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 19.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.
B. İtiraz Sebepleri
Davacı vekili itiraz dilekçesinde; dosya kapsamında alınan kök kusur bilirkişi raporu ve aktüer bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiğini, davalının raporlara itiraz etmediğini, bu nedenle davacı lehine usuli kazanılmış hak doğduğunu, bu aşamadan sonra ek kusur bilirkişi raporu alındığını, bu raporun aleyhlerine olduğunu, bu nedenle hükme esas alınamayacağını, ancak hakem heyeti tarafından usuli kazanılmış hakları dikkate alınmaksızın ek kusur bilirkişi raporu doğrultusunda karar tesis edildiğini, kaza tespit tutanağı, kök rapor ve ek rapor arasında çelişki bulunduğunu, bu nedenle dosyanın başka bir bilirkişiye tevdii ile çelişkinin giderilmesi gerektiğini belirterek, Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili itiraz dilekçesinde; başvurunun dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddi gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, tahkime başvuru tarihi itibariyle yasal faiz işletilmesi gerektiğini, davalının temerrüde düşmediğini, sigortalı araç sürücüsüne %100 kusur izafe edilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan kusur raporunun hatalı olduğunu, maluliyet raporunun hatalı olduğunu, raporun Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun düzenlenmediğini, % 0 teknik faize göre yapılan tazminat hesabının doğru olmadığını, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve % 1,8 teknik faize göre tazminat hesaplanması gerektiğini, davacının kaza esnasında kask ve koruyu ekipman takmaması sebebiyle hükmedilecek tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacı lehine 1/5 oranında nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan maluliyet raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, aktüer bilirkişi raporundaki hesaplamaların isabetli olduğu, kaza tespit tutanağında davacının kaza esnasında kask ve koruyu ekipman takıp takmadığının belirlenmediği, hükmedilecek tazminattan müterafik kusur indirimi yapılamayacağı, dosya kapsamında alınan ek kusur bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, bu nedenle yeni kusur raporu almaya gerek görülmediği gerekçesiyle davacı vekili ve davalı vekilinin itirazlarının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dosya kapsamında alınan kök kusur bilirkişi raporu ve aktüer bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiğini, davalının raporlara itiraz etmediğini, bu nedenle davacı lehine usuli kazanılmış hak doğduğunu, bu aşamadan sonra ek kusur bilirkişi raporu alındığını, bu raporun aleyhlerine olduğunu, bu nedenle hükme esas alınamayacağını, ancak hakem heyeti tarafından usuli kazanılmış hakları dikkate alınmaksızın, ek kusur bilirkişi raporu doğrultusunda karar tesis edildiğini, kaza tespit tutanağı, kök rapor ve ek rapor arasında çelişki bulunduğunu, bu nedenle dosyanın başka bir bilirkişiye tevdii ile çelişkinin giderilmesi gerektiğini belirterek, ... kararının bozulmasını istemiştir.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; sigortalı araç sürücüsüne % 100 kusur izafe edilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan kusur raporunun hatalı olduğunu, maluliyet raporunun hatalı olduğunu, raporun Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun düzenlenmediğini, %0 teknik faize göre yapılan tazminat hesabının doğru olmadığını, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faize göre tazminat hesaplanması gerektiğini, davacının kaza esnasında kask ve koruyu ekipman takmaması sebebiyle hükmedilecek tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacı lehine 1/5 oranında nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, ... kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı ... tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (...) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı yolcunun sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.
- İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 52 ve 54 üncü maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 85,89,90,91 inci maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30 uncu maddesi ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16 ncı maddesinin on üçüncü fıkrası, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 17 nci maddesi, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.
- Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere; kaza tespit tutanağında davacının kaza esnasında kask ve koruyu ekipman takıp takmadığının belirlenmediği, davacının bu önlemleri almaması nedeniyle zararın meydana geldiği veya zararın arttığına ilişkin dosya kapsamında delil bulunmadığı, bu nedenle hükmedilecek tazminattan müterafik kusur indirimi yapılamayacağı, progresif rant yönetimine göre hesaplama yapılmasının usul ve yasaya uygun olduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki (3) ve (4) nolu bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
- Somut olayda Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan 26.05.2021 tarihli kusur bilirkişi kök raporunda davalıya sigortalı motosiklet sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, karşı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı hususunun tespit edildiği, raporun taraflara tebliğ edildiği, davalı tarafından kök raporda belirlenen kusur oranlarına itiraz edilmediği, bu nedenle davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, buna rağmen Uyuşmazlık Hakem Heyetince 04.06.2021 tarihli kusur bilirkişi ek raporunun alındığı, bu raporda önceki rapordan farklı olarak davalıya sigortalı motosiklet sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde % 75 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, davacı tarafından bu rapora itiraz edildiği, Uyuşmazlık Hakem Heyetince ek kusur raporundaki kusur oranı benimsenerek ve davalı % 75 oranında kusurdan sorumlu tutularak tazminata hükmedildiği, davacı vekilinin karara kusur oranı nedeniyle itiraz ettiği, İtiraz Hakem Heyetince davacı vekilinin itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Şu durumda İtiraz Hakem Heyetince; davacının kaza sırasında sigortalı araçta yolcu konumunda olup kusurunun bulunmadığı da gözetilerek, Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan ve davalı tarafça itiraz edilmeyen 26.05.2021 tarihli kusur bilirkişi kök raporunda belirlenen %100 kusur oranı yönünden davacının usuli kazanılmış hakkının bulunduğu da dikkate alınmak suretiyle davalının %100 kusurdan sorumlu olduğu kabul edilerek karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
- Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik, ayrıca çocuklar için 20.02.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Çocuklar için Özel Gereksinim Değerlendirmesi Yönetmelik” hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda kaza tarihi 13.10.2019 olup; 15.06.2006 doğumlu olan davacı, kaza tarihinde 13 yaşındadır. Kaza tarihi itibariyle davacı çocuğun maluliyet oranının Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerekmekle birlikte, Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelikte maluliyet oranının rakamsal olarak belirlenmediği görülmektedir. Anılan Yönetmeliğin 14. maddesine göre 30.03.2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ve ilgili mülga mevzuat hükümlerine çocuk bakımından yapılan atıfların bu Yönetmelik hükümlerine yapılmış sayılacağı, kaza tarihinde erişkinler için geçerli olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğin 14. maddesine göre 30.03.2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ve ilgili mülga mevzuat hükümlerine erişkin açısından yapılan atıfların da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine yapılmış sayılacağı anlaşılmaktadır.
Kaza tarihi 13.10.2019 olup, bu tarihte Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığı, kaza tarihi itibariyle Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğin geçerli olduğu anlaşılmasına göre, davacı çocuğun maluliyetinin Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmeliğin 14. maddesinde yapılan atıf uyarınca kaza tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gereklidir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Bölümü tarafından düzenlenen 26.10.2020 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti % 8 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun Çocuklar için Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak hazırlandığı belirtilmiş ise de, raporda belirlenen % 8 maluliyet oranının hangi yönetmeliğe göre tespit edildiği anlaşılamamıştır. Raporun yukarıda açıklandığı şekilde Çocuklar için Özel Gereksinim Değerlendirmesi Yönetmelik kapsamında yapılan atıflar uyarınca Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi gerekmektedir. Rapor bu haliyle hüküm kurmaya elverişli kabul edilmemiştir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının yeniden muayenesi yapılarak kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranının, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirlenmesi için, Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden açıklayıcı, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre (maluliyet oranı bakımından davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak) karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
- 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30/17 nci maddesinde "Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir." hükmü yer almaktadır.
Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 üncü fıkrasında (19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 6 ncı maddesi ile eklenen) "Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." düzenlemesi mevcuttur.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 17/2 nci maddesi ise "Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla bu Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine bu Tarifeye göre hesaplanan ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez." şeklinde düzenlenmiştir.
Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 üncü maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13 ve 17 nci maddeleri gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
-
Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
-
Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacı vekilinin, (3) ve (4) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan ... kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı ve davalıya iadesine,
Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,
06.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.