Hakaret Suçu İle İlgili Yargıtay Kararı: Dava Zamanaşımı Nedeniyle Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması İptal Edildi - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2023/23731 Kararı
MAHKEMESİ: Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI: 2022/883 E., 2022/933 K.
SUÇ: Hakaret
KARAR: Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: İlgili kararın kanun yararına bozulması
Hakaret suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle birinci fıkrası, 43 üncü ve 62 nci maddeleri gereğince 1.860,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetime tabi tutulmasına dair Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.03.2012 tarihli ve 2011/592 Esas, 2012/340 Karar sayılı kararının itiraz edilmeden 08.06.2012 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 30.12.2014 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle birinci fıkrası, 43 üncü ve 62 nci maddeleri gereğince 1.860,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Konya 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.12.2022 tarihli ve 2022/883 Esas, 2022/933 Karar sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.09.2023 gün ve 2023/85261 sayılı Tebliğname'si ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin;
“Sanığın eylemine uyan hakaret suçunun kanunda öngörülen cezasının türü ve üst sınırına göre 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1 e maddesi gereğince 8 yıl olağan zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımını kesen son işlem olan sanığın mahkeme huzurunda savunmasının alındığı tarih olan 30.01.2012 gününden, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklandığı 28.12.2022 tarihine kadar geçen 10 yıl 10 ay 28 günden, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 08.06.2012 tarihi ile denetim süresi içerisinde işlenen suçun suç tarihi olan 30.12.2014 tarihleri arasında geçen 2 yıl 6 ay 22 günlük durma süresi de çıkarıldığında 8 yıl 4 ay 6 gün geçmiş olduğu cihetle, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu dikkate alındığında, dava zamanaşımının dolması nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir. ”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
Suç tarihinde yürürlükte bulunan ve zamanaşımı açısından sanık hakkında uygulanması gereken 5237 sayılı Kanun'un 66 ncı maddesi;
"(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
(5) (Değişik fıkra: 29/06/2005 5377 S.K./8.mad) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs hâlinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi hâlinde dava zamanaşımı uygulanmaz." şeklinde,
Anılan Kanun'un 67 nci maddesi;
"(1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
(2) Bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
halinde, dava zamanaşımı kesilir.
(3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
(4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar." biçiminde düzenlenmiştir.
Görüleceği gibi 5237 sayılı Kanun'da bütün suçlar bakımından kesme nedenleri ortak olarak düzenlenmiştir. Anılan Kanun'un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasında, suçla ilgili olarak şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, iddianame düzenlenmesi, sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi halinde dava zamanaşımının kesileceği kabul edilmiştir.
Dava zamanaşımının durması ise, Kanunda açıkça sayılan bazı hallerde soruşturma veya kamu davasının yürütülememesinden dolayı, bu halin ortaya çıkmasından, kalkması anına kadar geçen sürede zamanaşımının işlememesini ifade etmektedir. Zamanaşımını durduran nedenlerin varlığı halinde, zamanaşımı süresi en son kesen işlemden itibaren, durdurucu nedenin ortaya çıktığı ana kadar işleyecek, bu engelin kalkmasıyla duran zamanaşımı süresi kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. Zamanaşımı süresinin hesaplanmasında ise önceden işleyen süre ile sonradan işleyen süreler birbirine eklenmek suretiyle zamanaşımı süresi belirlenecektir.
Anayasa'nın 38 ici maddesinde dava zamanaşımının kanunilik ilkesi kapsamında olduğu benimsenmiş olup dava zamanaşımını durduran veya kesen nedenlerin kanunda açıkça gösterilmesi gerekir, bu nedenlerin yorum veya kıyas yoluyla genişletilmesi mümkün değildir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07.03.2017 tarihli ve 2015/8 268 esas ve 2017/124 sayılı, 17.01.2017 tarihli ve 2015/15 536 Esas ve 2017/14 Karar sayılı, 01.03.2016 tarihli ve 2015/3 599 Esas ve 2016/99 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları açıklandığı üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda dava zamanaşımı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte durmaya başlayıp, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde yeni suç işlendiği veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine aykırı davranıldığı tarihte yeniden işlemeye başlayacaktır.
Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; sanık hakkında hakaret suçundan iddianame düzenlendiği, sanığın 30.01.2012 tarihinde savunması alınıp hakkında atılı suçlardan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, bu kararın 08.06.2012 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 30.12.2014 tarihinde hırsızlık suçunu işlemesinden dolayı ihbar üzerine hükmün 28.12.2022 tarihinde açıklandığı anlaşılmıştır.
Sanık hakkında 2 yıl 6 ay 22 gün durma süresi de göz önüne alındığında, yargılama sürecinde olağan dava zamanaşımı süresi olan 8 yıllık sürenin dolmasıyla 5237 saylı Kanun'un 66 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 67 inci ve 5271 sayılı Kanun'un nın 223 üncü maddesinin sekizinci maddeleri gereğince üzerine atılı suçtan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken mahkûmiyet hükümü kurulması Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
-
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
-
Hakaret suçundan sanık hakkında Konya 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.12.2022 tarihli ve 2022/883 Esas, 2022/933 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
-
Bozma nedenine göre karardaki hukuka aykırılığın, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasının (d) bendi uyarınca Yargıtay tarafından giderilmesi gerektiğinden; sanık hakkında hakaret suçundan açılan KAMU DAVASININ, 5271 sayılı Kanun'un nın 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.11.2023 tarihinde karar verildi.