Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2010/363 Kararı
MAHKEMESİ: Kadastro Mahkemesi
DAVALILAR: ... ...
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ...,... Mevkii 216 ada 272 parsel sayılı 12 hektar 4099,73 m² yüzölçümündeki taşınmaz belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kestanelik niteliğiyle davalılar adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, dava konusu taşınmazda davalının zilyetliği bulunmadığı gibi, taşınmazın imar ve ihya edilmediği, doğal toprak yapısının çalılık ve meşelik olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin krokide (A) ile işaretli 106386,66 m² kısmının meşelik ve çalılık niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, B ile işaretli 17713,07 m² bölümün ise tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1968 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
1) Hazinenin taşınmazın (A) ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazları yönünden;
Taşınmazın (A) ile gösterilen bölümünün eylemli biçimde orman niteliğinde olduğu anlaşıldığı halde, belirlenen bu niteliğine göre Hazine adına tescile karar verilmesi gerekirken hüküm yerinde meşelik ve çalılık niteliğinde Hazine adına tesciline denilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının üçüncü paragrafında yer alan "meşelik ve çalılık vasfı ile" kelimeleri çıkartılarak yerine "orman niteliği ile" kelimeleri yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.'nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA,
2) Hazinenin taşınmazın (B) ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Uzman orman bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmazın (B) ile gösterilen bölümünün eski ve yeni hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan elde edilmiş memleket haritaları ile topoğrafik fotogometri yöntemiyle düzenlenmiş kadastro paftası örneği getirtilerek niteliği ile konumu ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı saptanmamış, mahkemece 1968 yılında kesinleşen orman tahdidinin seri bazda yapılıp yapılmadığı araştırılmamıştır. Eksik araştırma ve incelemeye, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, 1968 yılında kesinleşen orman tahdidinin seri bazda yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, seri bazda yapıldığının ve taşınmazın seri bazda yapılan orman tahdidinin dışında kaldığının anlaşılması halinde, seri dışında kalan taşınmazlar yönünden orman kadastro komisyonunca her hangi bir inceleme yapılmadığından, kesinleşen bir orman kadastrosundan söz edilemeyeceği gözetilmeli, eski tarihli memleket haritası ile hava fotoğrafları ile tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları
2
2009/17949 2010/363
ile fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, fotogrometri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp taşınmazın bu belgelerde niteliğinin ne şekilde görüldüğü, imar, ihya ve zilyetilğinin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı, zilyetlik ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı taşınmazın bitki örtüsü toprak yapısı ve eğimi belirlenmeli orijinal renkli memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde bir biri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunun ... parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, orman içi açıklığı konumunda bulunup bulunmadığı ve orman içi açıklıklarının zilyetlikle kazanılamayacağı düşünülmeli, yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ihya yapılmış ise hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü sorulmalı, taşınmazın konumu, eğimi ve bitki örtüsü dikkate alındığında, sürdürülen zilyetliğin ekonomik amacına uygun, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, önceki ziraatçi ve ormancı bilirkişiler raporlarındaki bulgularda değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin (B) bölümüne yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu bölüm yönünden BOZULMASINA 21/01/2010 günü oybirliği ile karar verildi.