Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2024/1981 Kararı
MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI: 2023/1296 E., 2023/2438 K.
DAVA TARİHİ: 29.11.2021
KARAR: Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Alanya 2. Aile Mahkemesi
SAYISI: 2021/694 E., 2022/796 K.
Taraflar arasındaki çocukla düzenlenen kişisel ilişkinin kaldırılması, olmadığı takdirde yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;tarafların boşandıklarını, boşanma kararıyla müşterek çocuğun velâyetinin anneye verildiğini, her ne kadar kişisel ilişki tesis edilse de davalının çocuk henüz 3 aylıkken evi terk ettiğini, müşterek çocuğu aradan geçen 5 yıl içerisinde görmeye yanaşmadığını, bunca zaman içerisinde sadece bir defa davalının babası tarafından çocuğun görülmek istendiğini, çocuğun nafakası için icra takibi başlatılmasına sebep olduğunu, kesinleşen ilam doğrultusunda çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararlarına aykırı olduğunu belirterek ortak çocuk ...ile davalı baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasına mahkemece aksi kanaatte olunur ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenerek refakatçi eşliğinde gerçekleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduğunu, çocukla görüşme için davacının boşanma davasındaki avukatına sürekli olarak yazılı ve sözlü olarak müracaat ettiğini ancak sürekli geçiştirildiğini, görüşmesinin davacı tarafça engellendiğini, çocuğun yaşı küçük olması nedeniyle psikolojisinin alt üst olacağı, korkacağı endişesi ile hiç bir zaman kolluk kuvveti aracılığıyla çocuğu görme girişiminde bulunmadığını, bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas almaya uygun bulunan sosyal inceleme raporunda; kişisel ilişkinin sadece ebeveynin değil çocuğun da hakkı olduğu bilgisinden yola çıkılarak bunun gözetilmesi gerektiği, küçüğün üstün yararı göz önünde bulundurularak müşterek çocuğun annesine olduğu kadar babasına da ihtiyaç duyacağı düşüncesi ve baba ile çocuk arasındaki yabancılaşmanın daha da derinleşmemesi için müşterek çocuğun babası ile kişisel ilişki kurmasının çocuğun yararına olacağı, ortak çocuk ...ile davalı ... arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını yahut refakatçi eşliğinde tesis edilmesini gerektirecek bir durum saptanmadığı, her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi günü sabah 10.00'dan pazar akşam 17.00'a kadar (yaz tatilleri ve ara tatillerde dahil olmak üzere), dini bayramların 2. günü sabah 10.00'dan akşam 17.00'a kadar ortak çocuk ...ile davalı baba ... arasında kişisel ilişki tesisinin çocuğun üstün yararına olacağı kanaati oluştuğu, ayrıca çocuğun babası ile uzun süredir görüşmediği göz önünde bulundurularak ortak çocuk ile davalı arasında kurulacak olan kişisel ilişkinin sağlıklı yürümesi, ebeveyn çocuk arasındaki bağın kuvvetlenmesi ve babanın ebeveynlik becerilerinin geliştirilmesi ve müşterek çocuğun oryantasyon sorunları yaşamaması adına davalı baba ve müşterek çocuğu kapsayacak şekilde danışmanlık tedbiri uygulanmasının çocuğun yararına olacağı yönünde tespitlerde bulunulduğu, sözü geçen rapordaki tespitler karşısında mevcut kişisel ilişkinin kaldırılması, azaltılması yahut refakatçi eşliğinde yapılmasını gerektirir herhangi bir durum bulunmadığı, aksine bir durumun çocuk ile baba arasında yabancılaşmayı artıracağı kanaatine varılmış olup davacı tanıklarının beyanlarının yanlı olduğu ve çocuk ile baba arasındaki yabancılaşmayı kanıtlar nitelikte olduğu da gözetilerek küçüğün üstün menfaati gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın reddi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla davanın kabulü istemiyle istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, usul ve yasaya uygun olan hükme yönelik yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davanın reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, çocukla baba arasında daha önce kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması yahut yeniden düzenlenmesi davasının reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
- İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 323 üncü, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 6 ncı ve 4 üncü maddesi.
- Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
- Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.