Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2024/1000 Kararı
...
MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI: 2022/2722 E., 2023/508 K.
DAVA TARİHİ: 02.03.2021
KARAR: İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Soma 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI: 2021/115 E., 2022/119 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden hüküm tesisine karar verilmiş olup buna göre davacının davasının reddine, çocuk yararına dava tarihinden itibaren 500,00 TL tedbir nafakası davalı kadın yararına 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının davacı erkeğe haksız ithamlarda bulunduğu saygısız olduğu, hakaret ettiği, ev işlerini ve çocuğun ihtiyaçlarını ihmal ettiğini, agresif yapıda olduğu, davacının 10.12.2019 tarihinde müşterek çocuğu yanına alarak evi terk ettiği, davalının davacıyı ... güvenliği ile tehdit ettiğini, davacının davalıya noter kanalı ile 04.09.2020 tarihinde ortak konuta davet etme ihtarını ve yol vb için para gönderdiğini davalının gönderilen parayı iade ederek evliliği devam ettirmek istemediğini zımnen gösterdiğini, davalının müşterek çocuğu davacıya göstermediğini, davalının evi terk etmesi nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi kapsamında boşanmaya karar verilmesi gerektiği, davalının iddia ettiği hakaretleri kabul etmediğini davalının asıl gayesinin davacıdan para koparmak olduğu, kadının bu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğunu iddia ederek tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle davacının davalıya hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, harçlık vermediği birlik görevlerini yerine getirmediği, erkeğin gece hayatı nedeniyle alkol tükettiği ve eve geç saatte geldiği bazen hiç gelmediği, güveni sarsıcı davranışlarda bulunduğu, ilgisiz davrandığını, sosyal hayatlarının olmadığını, davacının davalıyı fiziksel şiddet uygulayarak evden kovduğunu, ayrıldıktan sonra davacının çocuğun maddî ve manevî ihtiyaçlarını karşılamadığını, davacının geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin sarsıldığını beyan ettikten sonra eve dön çağrısı yapmasının 4721 sayılı Kanun 166 ıncı maddesi kapsamında iddia edilen olayları affetmiş sayılacağı ve 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesi kapsamında ihtarın samimi olmadığını, terke dayalı açılan davanın koşullarının oluşmadığını iddia ederek davacı erkeğin davasının reddedilmesini, boşanmaya karar verilecek ise müşterek çocuğun velâyetinin davalıya verilmesi çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalı yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile faiziyle 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; davacının davasını hem terk nedenine dayalı özel boşanma sebebine hem de evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı olarak ikame ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı ...'nın eşini dayanaksız biçimde sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmakla suçlayıp, haber vermeksizin ortak çocuklar birlikte evi terk edip sonrasında evlilik birliği henüz sonlanmamışken müşterek çocuğu davacı ile görüştürmeme şeklindeki davranışları dolayısıyla ağır ve tam kusurlu kabul edildiği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
- Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının davalıya göndermiş olduğu dön çağrısı ile dava dilekçesinde davalının yaptığını iddia ettiği kusurları affetmiş sayıldığını, davacının fiili ayrılık sonrasında davalıya kendisinden para koparmak vb şeklinde boşanma davası açmaya yakın tahrik edici mesajlar gönderdiğini, davalının da bu tahrikler nedeniyle bu şekilde karşılık verdiğini, davacının ayrılık döneminde çocuğa para göndermediğini, tam ağır kusurlu davacı tarafından açılan usul ve yasaya aykırı iş bu davanın ve davaya cevaplarının tüm ferileriyle birlikte reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davacı erkek vekili istinafa cevap ve itiraz dilekçesinde özetle; tüm beyanlarını tekrar ederek davalının, davacı tarafından gönderilen ortak konuta dön ihtarı hakkında sunduğu beyanları hukuka aykırı olup reddi gerektiği, 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesi ışığında davacının haklı olarak iş bu boşanma davasını açmak zorunda kaldığı, davalının davacı hakkındaki iddialarını kabul etmediğini, davalı kadının kusurlu olduğunu davalının evi terk ettikten sonra müşterek çocuğu davacı ile görüştürmediğini, davalının velâyetin gereklerini yerine getirmediğini, Hira ...'un okula gitmediğini haricen öğrendiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının boşanma kararı yönünden onanmasını, ortak çocuk Hira ...'un velâyetinin davacı erkeğe verilmesi yönünde karar kurularak bu husustaki mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davanın terk hukuki sebebine dayalı boşanma davası olduğunu kabul edilemeyeceğini, davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin olduğunu, davacı erkeğin kadına terk ihtarı gönderdiği 04.09.2021 tarihinden sonra müşterek çocuğu görme bahanesi ile kadına gönderdiği mesajları delil olarak sunduğu, bu görüşme içeriklerinin incelenmesinde, kadını konuşturmaya ve devamında kadının dayısının oğlunu sevdiğini söylediğini duyduğunu yazarak, kadını sinirlendirip kadının hakaret ve küfürlü yazışmalar yapmasına sebep olduğu, erkeğin bu görüşmeleri kadının izni ve muvafakatı olmadan habersizce kaydetmeye çalıştığı ve bu şekilde elde edilen mesaj kayıtlarının hukuka aykırı olarak elde edilen delil niteliğinde olduğu her ne kadar erkeğin, yazışmanın sonlarına doğru ekran görüntüsünü aldığını ve mahkemeye vereceğini yazmasına rağmen kadının hakaret ve küfürlerine devam ettiği anlaşılmakta ise de, mesaj kayıtları bir bütün olarak düşünüldüğünde, erkeğin bu kaydı baştan itibaren kurguladığı, delil yaratma kastı ile hareket ettiği açık olduğu kadının bu mesajların ekran görüntülerinin alındığını öğrendikten sonra da hakaretlerine devam etmesi tepkisel davranış olarak nitelendirildiği, kadına kusur olarak yüklenemeyeceği davacı erkeğin, davalı kadına 04.09.2021 tarihinde gönderdiği eve dön ihtarı ile kadının ortak konuta dönmesini istediği, eşin ihtar talep tarihinden önceki kusurlu davranışlarının affedilip, en azından hoşgörüyle karşılandığına ve bu nedenle yeniden birlikte yaşama isteğine ilişkin bir irade açıklaması niteliğinde olduğu, davacı erkeğin, bu şekilde eşinin ihtardan önceki kusurlarını affettiği, ihtar tarihinden sonrası için de tarafların bir araya gelmedikleri gibi davalı kadından kaynaklanan boşanmaya sebep olabilecek nitelikte yeni bir olayın varlığının da kanıtlanamadığı davacı erkeğin evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak açtığı davasının reddine karar verilmesi gerektiği, davalı kadının cevap dilekçesinde lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talebinde bulunduğu halde; mahkemece bu konularda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmediği neticede davanın reddine karar verilmekle sadece hataya değinilmekle yetinildiği gerekçeleriyle davalı kadının istinaf talebinin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine ilişkin yeniden hüküm tesisine dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına aylık 300,00 TL, ortak çocuk Hiranur Özer yararına aylık 500 TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin kararının eksik inceleme ürünü olduğu tüm beyan ve itirazlarını aynen tekrar ettiği, davalının istinaf dilekçesine karşı itiraz dilekçesi sunmadığını belirttiği, dosya kapsamında 11.10.2022 tarihli istinaf dilekçesine karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçesini sunduğu, dosya kapsamında sunduğu hiç bir dilekçede davalarını yalnızca evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı olarak açtığına dair bir beyan olmadığını, davalının ortak konutu sebepsiz yere terk ettiğini ve bir daha ortak konuta dönmediğini ve evlilik olgusunun ortadan kalkmasına sebep olduğunu, davalının evi terk etmesinden sonra davalı ile davacı arasında geçen mesajlaşmalarda davalının davacıya yönelik hakaret içerikli kelimeler kullanmasının haklı bir boşanma nedeni olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin davalının davacıya yönelik hakaret içerikli mesajlar göndermesini haklı bulduğunu, zorlama bir gerekçe ile mesajlaşma kayıtlarının hukuka aykırı bir şekilde elde edildiğinden bahisle dosyaya sundukları mesaj kayıtlarını kararda dikkate ve değerlendirmeye almadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, huzurdaki davanın 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesi kapsamında açılıp açılmadığı, boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, varsa kusur oranlarının tartışılması, kadın lehine tedbir, yoksulluk nafakası maddî ve manevî tazminat takdir edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
- İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 164 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci, 323 üncü ve 324 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 348 inci, 369 uncu, 370 inci, 371 inci maddeleri.
- Değerlendirme
1.6100 sayılı Kanun’un 348 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir.
- Somut olayda davacı erkek tarafından davalı kadına karşı boşanma davasının açıldığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
3.İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar taraf vekillerine tebliğ edilmiş davalı kadın vekili tarafından 21.09.2022 tarihli istinaf dilekçesi sunulmuştur. Davalı kadın vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesi davacı erkek vekiline 26.09.2022 tarihinde tebliğ edilmiş davacı erkek vekili tarafından 10.10.2022 tarihinde "davalının istinafa dilekçesine karşı beyan ve itirazlarımız" konulu dilekçe sunulmuştur.
4.Davacı erkek vekili tarafından sunulan 10.10.2022 tarihli dilekçesinin sonuç kısmında İlk Derece Mahkemesinin kararının boşanma kararı yönünden onanmasına ve velâyet yönünden ise ortak çocuk Hiranur'un velâyetinin davacıya verilmesi yönünde karar kurularak bu husustaki İlk Derece Mahekemesi kararının bozulmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmekle davacı vekili tarafından sunulan 10.10.2022 tarihli dilekçenin katılma yoluyla istinaf dilekçesi olduğu anlaşılmaktadır.
5.Davalı kadının istinaf dilekçesinin tebliği üzerine davacı erkeğin sunmuş olduğu istinafa cevap dilekçesinin, katılma yoluyla istinaf başvurusu olduğu değerlendirilerek istinaf harcının tamamlanması için davacı vekiline süre verilmesi ve müteakip işlemlerin yapılması, harcın yatırılması halinde tarafların istinaf taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken, davacı erkeğin istinaf talepleri incelenmeden sadece davalı kadının istinaf talepleri üzerine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararının yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA,
bozma sebebine göre davacı erkeğin sair itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.