Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2772 Kararı

MAHKEMESİ: Aile Mahkemesi

DAVA TÜRÜ: Ziynet Alacağı

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından katılma yoluyla aynen iade talebi hakkında hüküm kurulmaması, ziynetlerin miktar ve cinsleri yönünden; davalı erkek tarafından ise kararın tümü yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 23.03.2022 günü duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ile karşı taraf temyiz eden davacı ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı kadın, dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde bedelini talep etmiştir. Mahkemece verilen ilk hükümde davanın reddine karar verilmiş, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 24.09.2018 tarihli bozma ilamıyla “Mahkemece; davacının delil listesinde ziynetlerin saklandığı belirtilen banka şubelerine, böyle bir kasanın bulunup bulunmadığı sorularak ayrıca davacı tanıkları anne ve babanın beyanları da gözönünde bulundurulmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde “Davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren, 184.409,00 TL'nin ıslah tarih olan 13/04/2021 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte toplam 194.409,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulmuştur. Mahkemece davacı kadının ziynet eşyalarının aynen iadesine yönelik talebi tartışılmaksızın doğrudan bedele hükmedildiği gibi hüküm altına alınan ziynetlerin nelerden ibaret olduğu, cins, nitelik, miktar ve ayrı ayrı bedelleri hüküm fıkrasında gösterilmeyerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuştur.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2.) fıkrasında; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerkeçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi; taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi ve ayrıca aynen iade talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 3.815 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak duruşmalı temyiz eden davalıya verilmesine, temyiz peşin harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23.03.2022 (Çrş.)