Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2024/12500 Kararı
MAHKEMESİ: Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI: 2022/753 E., 2022/1192 K.
SUÇ: Konut dokunulmazlığının ihlâli
İNCELEME KONUSU KARAR: Mahkûmiyet
KANUN YARARINA BOZMA
YOLUNA BAŞVURAN: Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: İlgili kararın kanun yararına bozulması
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.03.2024 tarihli ve KYB 2023/22304 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"1 Dosya kapsamına göre, kayden 19/05/1995 doğumlu olan ve suçun işlendiği 03/04/2010 tarihi itibariyle 18 yaşını ikmal etmemiş bulunan, dosyada mevcut adli sicil kayıtlarına göre de suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin mahkûmiyeti bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında belirlenen 5 ay hapis cezasının, 5237 sayılı Kanun'un 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmeyerek karar verilmesinde,
Kabule göre,
2 Suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan anılan suç için kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/2 maddesi gereğince 4 yıl olağan zamanaşımı süresine tabi olduğu, suça sürüklenen çocuğun müsnet suçu 03/04/2010 tarihinde işlediği, 01/02/2011 tarihinde suça sürüklenen çocuğun savunmasının alındığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın ise 14/06/2012 tarihinde kesinleştiği, suça sürüklenen çocuğun 07/07/2013 tarihinde yeniden suç işlediği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 14/06/2012 tarihi ile denetim süresi içerisinde yeniden suç işlediği 07/07/2013 tarihleri arasını kapsayan 1 yıl 23 günlük sürenin 5271 sayılı Kanun'un 231/8 son cümlesi gereğince duracağı, sanığın mahkeme huzurunda sorgusunun yapıldığı 01/02/2011 tarihinden kararın verildiği 01/11/2022 tarihine kadar geçen 11 yıl 9 aylık süreden, zamanaşımı süresinin durduğu 1 yıl 23 günlük süre düşüldüğünde kalan 10 yıl 8 ay 7 günlük sürede 4 yıllık olağan zamanaşımı süresinin tamamlandığı cihetle, kamu davasının düşürülmesi yerine, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde, isabet görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE KARAR
Suça sürüklenen çocuk ...'in hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karardan önce 01.02.2011 tarihli celsede, müdafi ile birlikte savunmasını yaptığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilirken suça sürüklenen çocuğun 18 yaşını tamamlamadığı, suça sürüklenen çocuk için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 150/2. maddesi uyarınca zorunlu olarak görevlendirilen müdafiinin görevinin hüküm kesinleşinceye kadar devam ettiği, dolayısıyla suça sürüklenen çocuk hakkında hükmün açıklanması sonucu verilen 01.11.2022 tarihli mahkûmiyet kararının suça sürüklenen çocuk müdafiine de tebligatının yapılmasının gerektiği, zira suça sürüklenen çocuğun 01.11.2022 tarihli duruşmadaki savunmasında, müdafi isteğinin bulunmadığına dair herhangi bir beyanda bulunmadığı, ayrıca karar duruşmasında (Kapatılan) Kahramanmaraş E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan hükümlü olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk ...'e 01.11.2022 tarihinde tefhim edilen hükmün yasa yolu bildiriminde 5271 sayılı Kanun’un 263. maddesine göre “bulunduğu cezaevi aracılığıyla vereceği dilekçe ile kararı temyiz edebileceğinin belirtilmemesi" nedeniyle yapılan tefhim işleminin usûlsüz olduğu ve bu nedenle kararın kesinleşmediği belirlenmekle; kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, Kahramanmaraş 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.11.2022 tarihli kararının suça sürüklenen çocuğa usûlüne uygun olarak (suça sürüklenen çocuğun cezaevinde olması halinde, cezaevindeki suça sürüklenen çocuğa 5271 sayılı Kanun’un 263. maddesine göre tebliği, aksi hâlde son ifadesinde bildirdiği son bilinen adresine kararın tebliği, bu adrese de tebliğ yapılamaması halinde güncel MERNİS adresine tebliğ yapılmak suretiyle) tebliğ edilmesi ile kesinleştirildikten sonra yeniden kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün olup, Kahramanmaraş 4. Asliye Ceza Mahkemesinin henüz kesinleşmeyen 01.11.2022 tarihli ve 2022/753 Esas, 2022/1192 Karar sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dava dosyasının Yerel Mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.