Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2023/5218 Kararı
T U T U K LU
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Ceza Dairesi
SAYISI: 2023/1781 E., 2023/1471 K.
HÜKÜMLER: İstinaf isteminin esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Red onama
A. İş Yeri Dokunulmazlığının İhlâli ve Mala Zarar Verme Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Ceza Dairesinin, 10.05.2023 tarihli ve 2023/1781 E., 2023/1471 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde gereği düşünüldü:
Sanık hakkında, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.01.2023 tarihli ve 2022/735 Esas 2023/74 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 116/2 4, 119/1 c, 151/1, 168/2. maddeleri uyarınca iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından, sırasıyla kurulan “2 yıl” ve "2 ay" hapis cezaları ile mahkûmiyet hükümlerine konu cezaların türü ve miktarı ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı ve bu karara yönelik temyizin niteliği karşısında;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286/2 a maddesinde yer verilen; “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçların, aynı Kanun’un 286/3. maddesi kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, sanık müdafiinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298/1. maddesi uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, REDDİNE,
B. Hırsızlık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.01.2019 tarihli ve 2019/1149 Esas numaralı iddianamesi ile; sanık hakkında, mağdura ait iş yerine asma kilidini kırarak girip muhtelif sayıda çay, sigara ve medeni parayı alma şeklindeki eylemi nedeniyle hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlâli ve mala zarar verme suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/2 h, 143, 116/4, 151/1, 53 ve 58. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi istemiyle kamu davası açılmıştır.
-
İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.02.2019 tarihli ve 2019/17 Esas 2019/186 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlâli ve mala zarar verme suçlarından 5237 sayılı Kanun’un 142/2 h, 143, 35/2, 116/4, 119/1 c, 151/1, 58. maddeleri uyarınca sırasıyla 5 yıl 7 ay 15 ..., 2 yıl ve 4 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına ve cezaların mükerrerlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
-
Anılan kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Ceza Dairesinin, 21.09.2022 tarihli ve 2022/2668 Esas 2022/1602 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlerin, "sanığa yüklenen TCK'nın 142/2 h, 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırı dikkate alınarak 5271 sayılı CMK'nın 150/3. maddesi uyarınca sanığa zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla hüküm kurulması, sanıkların olaydan sonra kovalamaca ile yakalandıkları, iş yerinden çalınan eşyaların tümünün sanıkların aracında ele geçip geçmediği belirlenerek ele geçmeyen eşya var ise suçun tamamlanmış olduğunun kabulü gerektiğinin gözetilmemesi, mala zarar verme suçu yönünden kovuşturma aşamasında zararın giderilmiş olduğu kabul edildiği halde TCK'nın 168. maddesi hükümlerinin uygulanmaması ve mahkemece sanıklar hakkında hüküm kurulurken denetimi, incelemeyi ve düzeltmeyi zorlaştıracak şekilde ve kanunun uygulanmasında bireyselleştirmeyi engelleyecek şekilde tüm sanıklar yönünden aynı paragraflarda hüküm kurulması" sebepleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
-
Bozma kararından sonra hükmü yeniden ele ... İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesi, 24.01.2023 tarihli ve 2022/735 Esas 2023/74 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlâli ve mala zarar verme suçlarından 5237 sayılı Kanun’un 142/2 h, 143, 35/2, 116/4, 119/1 c, 151/1, 168/2, 58. maddeleri uyarınca sırasıyla 5 yıl 7 ay 15 ..., 2 yıl ve 2 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
-
Anılan kararın sanık ve müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Ceza Dairesinin, 10.05.2023 tarihli ve 2023/1781 Esas 2023/1471 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlerin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin değerlendirmediği, yerel mahkemenin ... olduğu kararın hatalı olduğu, sanığın ifadelerinin baskı altında alındığına, söz konusu delillerin şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı olmadığına, sanığın beraati gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Fikir ve eylem birlikteliği içinde hareket eden diğer sanıklar ve sanık ...'in olay gecesi 03:00 sıralarında arabayla müştekiye ait iş yerine geldikleri, iş yerinin asma kilidini kırıp kapıyı zorlayarak kapının camını kırdıkları ve iş yerine girdikleri, muhtelif sayıda çay, sigara ve madeni parayı alarak geldikleri araca binerek olay yerinden uzaklaşmaya başladıklarında olaya ilişkin ihbarı ... ekiplerce yapılan takip sonucu kaçmış oldukları araç ile ... taraflı hasarlı trafik kazası yapmaları nedeniyle yakalandıkları, böylece eylemlerin teşebbüs aşamasında kaldığı, kamera kayıtlarından sanıklar ... Unğan, ... ve ... ...'ün olayı gerçekleştirdiklerinin tespit edildiği kanaatiyle İlk Derece Mahkemesince sanığın atılı suçlardan mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
5271 sayılı Kanun’un 280/1 e maddesinde Bölge Adliye Mahkemelerinin duruşma açmaksızın hükmün bozulmasına karar verebileceği hallerin sınırlı olarak sayıldığı, dosya içeriğine göre, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.02.2019 tarihli ve 2019/17 Esas 2019/186 Karar sayılı dosyasında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan istinaf incelemesi neticesinde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Ceza Dairesinin, 21.09.2022 tarihli ve 2022/2668 Esas 2022/1602 Karar sayılı kararı ile duruşma açmaksızın kurulan mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verildiği, ancak verilen bu bozma kararının aynı Kanun’un 280/1 e maddesinde sınırlı olarak sayılan bozma nedenleri arasında gösterilmediği, Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesinin duruşma açarak karar vermek yerine dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde bozma kararı vermesinin ve anılan karara yönelik direnme yetkisi bulunmayan İlk Derece Mahkemesince yeniden hüküm kurulmasının yasal dayanağı bulunmadığı, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesi, 24.01.2023 tarihli ve 2022/735 Esas, 2023/74 Karar sayılı kararı ile bu karara yönelik istinaf incelemesi yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Ceza Dairesinin, 10/05/2023 tarihli ve 2023/1781 Esas 2023/1471 Karar sayılı kararının hukukî değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu, bu durumda temyizen incelenen kararın, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Ceza Dairesinin, 21.09.2022 tarihli ve 2022/2668 Esas, 2022/1602 Karar sayılı bozma kararı olması gerektiği belirlenerek yapılan incelemede;
5271 sayılı Kanun’un 280/1 g maddesi uyarınca duruşma açılarak ve taraflar da çağrılarak delillerin değerlendirilmesi sonucunda anılan Kanun maddesinin 2. fıkrasına göre yeniden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, duruşma açılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, "sanığa yüklenen TCK'nın 142/2 h, 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırı dikkate alınarak 5271 sayılı CMK'nın 150/3. maddesi uyarınca sanığa zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla hüküm kurulması, sanıkların olaydan sonra kovalamaca ile yakalandıkları, iş yerinden çalınan eşyaların tümünün sanıkların aracında ele geçip geçmediği belirlenerek ele geçmeyen eşya var ise suçun tamamlanmış olduğunun kabulü gerektiğinin gözetilmemesi, mala zarar verme suçu yönünden kovuşturma aşamasında zararın giderilmiş olduğu kabul edildiği halde TCK'nın 168 maddesi hükümlerinin uygulanmaması ve mahkemece sanıklar hakkında hüküm kurulurken denetimi, incelemeyi ve düzeltmeyi zorlaştıracak şekilde ve kanunun uygulanmasında bireyselleştirmeyi engelleyecek şekilde tüm sanıklar yönünden aynı paragraflarda hüküm kurulması" gerekçeleri ile hükmün bozulmasına karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Ceza Dairesinin, 21.09.2022 tarihli ve 2022/2668 Esas, 2022/1602 Karar sayılı kararının, gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/1. maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Ceza Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.