Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2023/1025 Kararı
MAHKEMESİ: Ceza Dairesi
SAYISI: 2021/1100 E., 2021/1109 K.
SUÇ: Hırsızlık
HÜKÜM: İstinaf isteminin esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Ret
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.... Cumhuriyet Başsavcılığının, 19.10.2020 tarihli ve 2022/9876 Esas sayılı iddianamesiyle sanık hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/2 e, 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2.... 12. Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.12.2020 tarihli ve 2020/530 Esas, 2020/577 Karar sayılı kararı ile eylemin 5237 sayılı Kanun'un 158/1 f kapsamında kalma ihtimali nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir.
3.... 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 08.03.2021 tarihli ve 2021/53 Esas, 2021/181 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 142/2 e, 143. maddelerinde düzenlenen hırsızlık suçundan beraat kararı verilmiştir.
4.Anılan beraat hükmünün katılan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 26.04.2021 tarihli ve 2021/1100 Esas, 2021/1109 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurularının esastan reddine, karar verilmiştir.
5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özet olarak; 5271 sayılı Kanun’un 286/2. maddesi uyarınca hükmün temyiz edilemez olması nedeniyle öne sürülen temyiz isteminin, aynı Kanun’un 298/1. maddesi gereği reddine karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz istemi; sanığın adli sicil kaydında aynı suçtan sabıkaları olduğu, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken beraat kararı verildiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.Katılan ...'un, 21.12.2017 günü saat 23.00 sıralarında instagram isimli sosyal medya sitesinde, Halkbank'a ait internet hesabına benzeyen bir sayfa gördüğü, söz konusu sayfaya tıklaması üzerine Halkbank mobil bankacılığa yönlendirildiği, müşteri numarası ve banka şifresini yazarak banka hesabını kontrol ettiği, hesabında 1.447,00 TL olduğunu gördüğü, 22.12.2017 günü tekrar hesabını kontrol ettiğinde Halkbank nezdindeki 660 01023400 No.lu hesabından 1.440,00 TL havale işlemi yapıldığını gördüğü, banka ile yaptığı görüşmede 21.12.2017 tarih saat 23.02 sıralarında bilgisi dışında hesabından ... isimli kişinin TR ... IBAN No.lu hesabına 1.440,00 TL havale yapıldığını öğrendiği anlaşılmıştır.
2.Temyiz kapsamı dışındaki sanık ...'nun alınan savunmasında; banka kartını ...'a verdiğini, kartı vermesi karşılığında herhangi bir para almadığını, ..., arkadaşından para havale geleceğini söylediği için kartını verdiğini, 0545..... numaralı hattı kiç kullanmadığını beyan ederek üzerine atılı suçu kabul etmemiş ise de; sanık ...'un alınan savunmasında diğer sanık ...'in beyanlarını teyit etmediği gibi kendisinden de kart almadığını ifade ettiği, sanıkların kullandıkları GSM hatlarının HTS kayıtları ile sinyal ve baz bilgilerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda, sanık ... beyan etmemiş ise de; adına kayıtlı 531..... No.lu GSM hattının olduğu, olay tarihi sonrasında bir adet iletişiminin olduğu, sanık ...'in ... adına kayıtlı 553..... No.lu GSM hattı ile iletişiminin olduğu ve aynı bölgeden sinyal verdiği, olay tarihi olan 21.12.2017 gününde birçok iletişim bilgisinin olduğu, ... isimli kişinin kullandığı GSM hattının paranın çekildiği ATM'nin bulunduğu bölgeye gittikten sonra sanık ...'in bulunduğu bölgeye geldiği ve tekrar iletişim halinde ATM cihazının olduğu bölgeye gittiğinin tespit edildiği, bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere sanık ...'in dava dışı üçüncü kişilerle iletişim ve irtibat halinde hareket ederek katılanın hesabından havale edilen parayı kendi hesabından banka kartı kullanarak çektiği, temyiz dışı sanık ... banka kartını diğer sanık ...'a verdiğini ifade ederek suçtan kurtulmaya çalışsa da, şahsına özgülenmiş ve tüm sorumluluğu kendisine ait olan banka kartını üçüncü kişilere kullandırması halinde neticelerinin kendisi üzerinde doğabileceğini bilebilecek durumda olduğu, sanık ... açısından ise, yargılamanın tüm aşamalarında birbiriyle örtüşen istikrarlı beyanlarda bulunarak suçlamaları reddettiği, sanık ...'un davaya konu eylemlerde bulunduğuna dair kat'i delilin bulunmadığı ortada şüpheli bir durumun söz konusu olduğu, sanık ...'un dava konusu olaya dahilinin olduğuna dair sanık ...'nun beyanından başkaca bir delilin bulunmadığı kabul edilerek sanık ... hakkında beraat kararı verildiği anlaşılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
1.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 08.11.2022 tarihli ve 2022/11 436 Esas, 2022/705 Karar sayılı kararı uyarınca beraat ile sonuçlanan davalarda; iddianamedeki suçun vasıflandırılması doğrultusunda; temel şekline göre daha az ve fazla cezayı gerektiren nitelikli haller ve ağırlaştırıcı nedenlere ilişkin 5237 sayılı Kanun'un 61/5. maddesindeki indirimler hariç olmak üzere sevk maddelerinde öngörülen cezanın üst sınırı bakımından 10 yılı geçme olanağı bulunan kararların temyiz edilebileceği anlaşıldığından tebliğnamedeki ret düşüncesi benimsenmemiştir.
- Sanığın aşamalarda suçlamayı kabul etmemesi, diğer sanık ...'nun beyanı dışında sanığın mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla, katılan vekilinin temyiz sebepleri yönünden hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 26.04.2021 tarihli 2021/1100 Esas, 2021/1109 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302/1. maddesi gereğince TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN İSTEM GİBİ ONANMASINA, dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/1. maddesi uyarınca ... 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.03.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY: **
Sanık hakkında hırsızlık suçundan TCK’nın 142/2 e, 53 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açılmış, ... 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.12.2020 tarihli kararı ile eylemin TCK’nın 158/1 f kapsamında kalma ihtimali nedeniyle görevsizlik kararı verilmiş, ... 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.03.2021 tarihli kararıyla eylemin TCK’nın 142/2 e, 143. maddeleri kapsamındaki hırsızlık suçunu oluşturduğu kabul edilerek sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.
Katılan vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi 26.04.2021 tarihli kararla İlk Derece Mahkemesinin beraat hükmüne yönelik İstinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Katılan vekilinin hükmü temyizi üzerine Dairemizin sayın çoğunluğunun görüşü doğrultusunda İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen beraat kararının CMK’nın 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu kabul edilerek esastan incelenmiştir.
Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık, “hükmün temyiz edilebilir olup olmadığı” noktasında toplanmaktadır.
Temyiz sınırı bakımından nitelikli hallerin gözetileceğine dair bir düzenleme bulunmadığı için TCK’nın 142/2 e maddesinde düzenlenen hırsızlık suçu için öngörülen hapis cezasının üst sınırının esas alınması gerektiği ve ilk derece mahkemesince eylemin 142/2 e, 143. maddeleri kapsamında kaldığı kabul edilerek beraat kararı verilmesinin hükmü temyizi kabil hale getirmeyeceğini düşündüğümüzden katılan vekilinin sanık hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin CMK’nın 286/2 g maddesi uyarınca reddine karar verilmesi yerine hükmün temyizi kabil olduğu kabul edilerek esasa ilişkin inceleme yapan sayın çoğunluğun düşüncesine iştirak etmek mümkün olmamıştır. Şöyle ki;
5271 sayılı CMK`nun “Temyiz” başlıklı 286. maddesi;
“(1) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebilir.
(2) Ancak;
a) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,
b) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,
c) Sulh ceza mahkemesinin görevine giren suçlarla ilgili olarak ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
d) Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin suç niteliğini değiştirmeyen bölge adliye mahkemesi kararları,
e) Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararlarını değiştirmeyen bölge adliye mahkemesi kararları,
f) On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen beraat kararları ile istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
g) Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine veya istinaf başvurusunun reddine dair kararlar,
h) Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararları,
Temyiz edilemez.” şeklinde düzenlenmiş iken;
28.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 78. maddesiyle ikinci fıkranın (d) bendinde yer alan “suç niteliğini değiştirmeyen” ibaresi “her türlü” şeklinde değiştirilmiş; (f) bendinde yer alan “bölge adliye mahkemesince verilen beraat kararları ile” ibaresi metinden çıkarılmış, aynı fıkranın (c), (e) ve (g) bentleri ise;
“c) İlk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları”
“e) Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları”
“g) Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar” şeklinde değiştirilmiştir.
Bu değişiklikler sonrasında, CMK`nun 286. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi “Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları”, aynı fıkranın (f) bendi ise “On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları” hâlini almıştır.
05.08.2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanunun 20. maddesiyle, CMK’nun 286. maddesinin ikinci fıkrasına (b) bendinden sonra gelmek üzere “c) Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,” bendi eklenmiş, diğer bentlerin buna göre teselsül ettirilmesi sonucunda CMK`nun 286. maddesi;
“(1) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebilir.
(2) Ancak;
a) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,
b) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,
c) (Ek: 20/7/2017 7035/20 md) Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
d) (Değişik: 18/6/2014 6545/78 md.) İlk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
e) Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
f) (Değişik: 18/6/2014 6545/78 md) Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
g) On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
h) (Değişik: 18/6/2014 6545/78 md.) Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
ı) Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararları,
Temyiz edilemez.” şeklinde değiştirilmiş,
CMK’nın 286/2 d. maddesindeki istisnaya ilişkin önceki düzenleme, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararının istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesinin mahkumiyet kararı vermesi halinde de temyiz yolunun kapalı olmasının Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinin 15/02/2019 tarihili R.G’de yayımlanan 27/12/2018 tarihli ve 2018/71 Esas, 2018/118 Karar sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine 28/02/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 20/02/2019 tarih ve 7165 sayılı Yasanın 7. maddesi ile iptal gerekçesi doğrultusunda yeniden düzenlenerek;
d) İlk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları”
Temyiz edilemez.” şeklinde değiştirilmiş,
Sonrasında 24/10/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 29. maddesiyle CMK’nın 286. maddesine eklenen 3. fıkrada;
“(3) (Ek:17/10/2019 7188/29 md.) İkinci fıkrada belirtilen temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa bile aşağıda sayılan suçlar nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilir:
a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
-
Hakaret (madde 125, üçüncü fıkra),
-
Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (madde 213),
-
Suç işlemeye tahrik (madde 214),
-
Suçu ve suçluyu övme (madde 215),
-
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (madde 216),
-
Kanunlara uymamaya tahrik (madde 217),
-
(Ek:13/10/2022 7418/30 md.) Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma (madde 217/A),
-
Cumhurbaşkanına hakaret (madde 299),
-
Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (madde 300),
-
Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (madde 301),
-
Silâhlı örgüt (madde 314),
-
Halkı askerlikten soğutma (madde 318), suçları.
b) Terörle Mücadele Kanununun 6 ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar.
c) Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesi ve 32 nci maddesinde yer alan suçlar.
Şeklinde düzenlenerek son halini almıştır.
İddianame, görevsizlik ve mahkemenin kabulündeki eylemler için kanunda öngörülen maddelerdeki ceza miktarları ise şu şekildedir:
Sanık hakkında TCK’nın 142/2 e maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış, anılan maddede, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
İddianame yerine geçen Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararında ise
eylemin TCK’nın 158/1 f kapsamında kalma ihtimalinin bulunduğu belirtilmiş, anılan maddede üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası öngörülmüştür.
İlk Derece Mahkemesince sanığın eylemi TCK’nın 142/2 e, 143 maddeleri kapsamında kalan “gece vakti bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık” suçunu oluşturduğu kabul edilmiş ancak sanığın beraatine karar verilmiştir. Suç tarihi itibariyle yürürlükte olan TCK’nın 143. maddesi uyarınca, “Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
Temyiz edilebilirlik açısından önemli olan, beraate konu suç için kanunda öngörülen ceza miktarının üst sınırıdır. Yargılamaya konu suç için öngörülen ceza on yıl veya daha az hapis cezasını veya adli para cezasını gerektirmelidir. On yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren bir suç ile ilgili ilk derece mahkemesince verilen beraat kararı istinaf edildiğinde, bölge adliye mahkemesince yapılan incelemede beraat kararında bir hata bulunmadığı tespit edilir ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilirse bu karar temyiz edilemez.
On yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan verilen beraat kararlarıyla ilgili bölge adliye mahkemesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine veya düzeltilerek esastan reddine kararlarına karşı temyiz yolu açıktır.
Adli para cezasını gerektiren suçlarda da, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararı istinaf edildiğinde, bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddi kararı verilirse bu karar da temyiz edilemeyecektir.
On yılın hesabında cezayı artıran ve azaltan nitelikli hallerin dikkate alınıp alınmayacağı hususu tartışmalı ise de, kanun koyucu tarafından öngörülebilecek olan bu konuda açık bir düzenleme yapılmamış olması nedeniyle, cezayı artıran veya azaltan nedenler dikkate alınmaksızın temel cezanın esas alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Kanun koyucu cezayı artıran veya azaltan nedenlerin dikkate alınmasını istediği hususlarda açıkça düzenleme yapma yoluna gitmektedir. Nitekim mahkemelerinin görevinin belirlenmesine ilişkin 5235 sayılı Yasanın 14. maddesinde; mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırının göz önünde bulundurulacağını açıkça düzenlendiği gibi, zamanaşımına ilişkin TCK’nın 66. maddesinin 3. fıkrasında da dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinin de göz önünde bulundurulacağını tereddüte yer vermeyecek şekilde vurgulamıştır.
Temyiz sınırı bakımından nitelikli hallerin de gözetileceğine dair bir düzenleme bulunmadığı için kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırının esas alınması daha uygun olacaktır. (Balcı Fidan, Öztürk Seyithan, Yargıtay Kararları Işığında Ceza Yargılamasında İstinaf ve Temyiz, 2. baskı, 2020, ..., Adalet yayınevi, s.351vd)
Yargıtay 2. Ceza Dairesi de 24.03.2021 tarihli ve 2020/33405 E, 2021/6391 K. sayılı kararında özetle, sanık hakkında TCK’nın 142/2 d ve 143 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan davada, İlk Derece Mahkemesince verilen beraat kararının istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş, katılan vekilinin temyizi üzerine de “ağırlaştırıcı nedenler nazara alınmaksızın temel cezasının üst sınırının 10 yıl olması ve CMK’nın 286/2 g maddesi uyarınca temyizinin mümkün olmaması nedeniyle, Bölge Adliye Mahkemesince verilen temyiz isteminin reddine dair ek kararın onanmasına” karar vermiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, üst sınırı on yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlarının temyiz edilemez olduğu, temyiz sınırı bakımından nitelikli hallerin gözetileceğine dair bir düzenleme bulunmadığı için kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırının esas alınması gerekir. Kabule göre de iddianamede TCK’nın 143. maddesi talep edilmemiş, iddianame yerine geçen görevsizlik kararı gereğince de sanık, üst sınırı on yıl hapis ve adli para cezasını gerektiren TCK’nın 158/1. maddesi kapsamındaki nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılanmıştır. İlk derece mahkemesince eylemin TCK’nın 142/2 e ve 143 kapsamındaki hırsızlık suçunu oluşturduğu kabul edilerek beraat hükmü kurulmasının kararı temyizi kabil hale getirmeyeceği de gözetilerek katılan vekilinin beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin CMK’nın 286/2 g maddesi uyarınca reddine karar verilmesi yerine hükmün temyizi kabil olduğu kabul edilerek esasa ilişkin inceleme yapan sayın çoğunluğun düşüncesine iştirak edilmemiştir.