Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2024/76 Kararı

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ: Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ: Taksirle öldürme

HÜKÜM: Mahkûmiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1.Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.03.2010 tarihli ve 2009/636 Esas, 2010/294 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ile 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

2.Kayseri 3.Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.03.2010 tarihli ve 2009/636 Esas, 2010/294 Karar sayılı kararının 21.04.2010 tarihinde kesinleşmesini müteakip denetim süresi içerisinde 31.10.2014 tarihinde sanığın tehdit ve hakaret suçlarını işlemesi nedeniyle hükmün 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin on birinci fıkrası gereğince açıklanmasına karar verildiği ve Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.11.2015 tarihli ve 2015/476 Esas, 2015/1051 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3.Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.11.2015 tarihli ve 2015/476 Esas, 2015/1051 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 04.10.2021 tarihli, 2019/11954 esas, 2021/6493 karar sayılı kararı ile;

"...İncelenen dosyada, 5271 sayılı CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının dayanağı olan bildirime konu Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/20 Esas, 2015/571 Karar sayılı hükmü ile sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 106. maddesinin birinci fıkrası, 1. cümlesinde düzenlenen tehdit ve TCK’nın 125/1. maddesinde düzenlenen hakaret suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyet hükmü verildiği anlaşılmakla; 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yapılan değişiklik uyarınca, 5237 sayılı TCK'nın 106/1 1. cümlesinde düzenlenen hali ile tehdit suçu uzlaştırma girişiminde bulunulacak suçlar kapsamına alındığı, CMK’nın 253/3. maddesi uyarınca; ‘’...Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir suçla birlikte işlenmiş olması halinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.’’ amir hükmü karşısında, ihbara konu Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/20 Esas, 2015/571Karar sayılı dosyasında uzlaştırma müessesesinin uygulanamama gerekçesi olarak 02/12/2016 tarihli düzenlemeden evvel uzlaştırma kapsamında olmayan TCK’nın 106/1 1. maddesinde tanımlanan tehdit suçunun ya da bu düzenlemeden evvel de uzlaştırma kapsamında olan TCK’nın 125/1. maddesinde tanımlanan hakaret suçu için en başından taraflar arasında uzlaştırmanın gerçekleşmemesi olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi..." nedenleri ile bozulmasına karar verilmiştir.

4.Kayseri 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 25.04.2023 tarihli ve 2021/596 Esas, 2023/491 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

5.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 08.06.2023 tarihli ve 2023/59030 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz isteği; kaza esnasında sürücü müvekkil olmadığına, kazanın oluşumunda aktif bir eylemi de bulunmadığına, bu nedenle öncelikle beraati gerektiğine, Yerel mahkeme aksi kanaatte olsa bile, açıklanan hüküm açısından müvekkil lehine olan açıklanan hapis cezasının para cezasına çevrilmesi ve cezanın ertelenmesine karar verilmesi talebine, eksik inceleme ve gerekçe ile hüküm kurulduğuna, kararın kanuna, usule ve Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Yerel Mahkemenin Kabulü;

1.Olay günü saat 17:30 sıralarında, temyiz dışı sanık ...'in sevk ve idaresindeki araçla meskun mahal dışında gündüz vakti hafif eğimli asfalt kaplama köy yolunda seyir halindeyken, aracın sol arka tekerleğinin çıkması nedeniyle aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle takla attığı, kaza sonucunda yaralanan sağ ön koltukta oturmakta bulunan ...’ın tedavisinin devam ettiği hastanede 27/04/2009 tarihinde genel vücut travmasına bağlı kafatası, yüz kemikleri ve kaburga kemiği ile birleşik beyin doku harabiyeti ve iç organ harabiyeti sonucu öldüğünün belirlendiği, sanık ...'ın aracın sahibi olduğu anlaşılmaktadır.

2.Maktulün kesin ölüm sebebini belirleyen, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 27.04.2009 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağına göre maktül ... 'ın genel vücut travmasına bağlı kafa tası göğüs kemikleri ve kaburga kırığı ile müterafik beyin doku harabiyeti ve iç organ harabiyeti sonucu öldüğünün bildirildiği görülmektedir.

3.Kaza tespit tutanağında; olay tarihinde Kayseri Yemliha yolu Yemliha kasabası 1. kilometresinde meydana gelen yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasında Kayseri ilinden Yemliha kasabasına seyir eden ... plakalı otomobil sürücüsü ... sol arka tekerleğin kopması ve aşırı hızlı olması nedeni ile aracın direksiyon hakimiyetini kaybettiği, 78 metre sürüklendikten sonra aracın takla atarak durduğu kazada ..., ..., ...'ın yaralandığı meydana gelen kazada ... sürücüsü ...'in aracın hızını yol hava ve trafik kurallarına uydurmadığından kusurlu olduğunun tespit edilmiş olduğu, soruşturma aşamasında alınan 29.04.2009 tarihli bilirkişi raporunda ... sahibi ...'ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun (2918 sayılı Kanun) 34 üncü maddesini ihlal ettiğinden asli kusurlu, sürücü ...'in aynı Kanun'un 52/1 b kuralını ihlal ettiği, müteveffanın 2918 sayılı Kanun'un 78/1 a kuralını ihlal ettiği görüş ve kanaati belirtildiği, yargılama aşamasında alınan 14.10.2009 tarihli trafik bilirkişi raporunda ise, sürücü ...'in 2918 sayılı Kanun'un 52/1 b kuralını ihlal ettiğinden tam kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmektedir.

4.Tanık M.D.'nin anlatımı, kaza tespit tutanağı, kaza yeri krokileri ve tutanaklar dava dosyasında bulunmaktadır.

5.Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığına ait 06.01.2010 tarihli raporunda;

"...Mevcut verilere göre;

Sürücü ... ,sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı otomobil ile Kayseri istikametinden Yemliha istikametine doğru seyri sırasında olay mahalli Yemliha kasabasına 1 m. kala sol arka tekerleğinin araçtan kopması ve aşırı hızlı alması nedeniyle aracının direksiyon hakimiyetini kaybedip gidiş istikametine göre sol tarafa 78 m. sürüklendikten sonra aracın takla atarak yol içinde durması ile olaya neden olmuş,hızını yol,zemin ,mahal ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlamamış,aracında bulunan yolcuya emniyet kemeri takması husunda uyarmamış,bu haliyle seyrini sürdürmüş,kural ihlali görüldüğü,sürücü kusurlarından KTK.Madde.52/1 b kuralını ihlal ettiği anlaşılmış olup olayda ikinci derecede kusurludur.

... plaka sayılı otomobilin sahibi ..., dosyadaki mevcut tespitlerden anlaşılmakla aracının fenni muayenesini zamanında yaptırmamış,süresini geçirmiş,aracının gerekli bakım ve onarımını yaptırmamış,trafiğe salih olmayan aracı kullanması için sürücüye teslim edip birlikte yola çıkmış,bu haliye mevcut şartlarda meydana gelen olaya zemin hazırladığı,bakım ve oranırım yapılmayan ... ile seyirleri sırasında olay mahallinde aracın sol arka tekerleğinin araçtan kopması ile meydana gelen olayda birinci derecede kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.

29.04.2009 tarihli bilirkişi raporundaki tespitlerden anlaşılmakla, ... plaka sayılı otomobilde aracın sağ ön koltuğunda oturan yolcu ...'ın emniyet kemeri takmadığı,aracın takla atması sırasında camdan fırladığı,bu haliyle emniyet kemeri takmamakla can güvenliğini tehlikeye attığı,kural ihlali görüldüğü, KTK.Madde.78/1 a kuralını ihlal ettiği anlaşılmış,kendi ölümüyle sonuçlanan olayda ikinci derecede kusurludur..." şeklinde görüş bildirilmiştir.

6.Sanığın aşamalarda verdiği ifadelerinde, atılı suçlamaları kabul etmediği ve savunmasında özetle; olay tarihinden 2 ay kadar önce trafik kazası geçirdiğini bu kazada oğlunu kaybettiğini bundan dolayı çok üzüntülü olduğunu hatta dışarı bile çıkmadığını bu nedenle aracın muayenesini de yaptıramadığını olay tarihinde arkadaşı sanık Cuma'nın kendisine moral vermek için gezmeyi teklif ettiğini kendisine ait olan ... plakalı ... ile sanık ...'in sevk ve idaresi altında birlikte Yemliha kasabasına giderken aracın tekerleğinin kopması sonucu trafik kazası geçirdiklerini bildiği kadarı ile araçta herhangi bir mekanik arıza olmadığını suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği,

Temyiz dışı sanık ...'in savunmasında; “Ben ...kasabasının belediye başkanıyım....kasabası belediye başkanlığı yapmakta olan maktul ... son yapılan seçimleri kaybetmişti. Bu nedenle hem kendisine geçmiş olsun demek ve hemde Yemliha kasabasında bir traktöre bakmak üzere 25.04.2009 günü yola çıktım. Yolda maktulü telefonla aradım, kendisine gelmekte olduğumuzu söyledim. Maktul Kayser il merkezinde olduğunu geçerken kendisini de almamızı söyledi. Kayseri il merkezinden maktulü aldık. Mağdur ...'a ait ... plaka sayılı ... ile benim yönetimimde Kayseri il merkezinden Yemliha kasabasına doğru yola çıktık. Kasabaya 1 2 km kala bir anda araba sol tarafa yattı. Bu sırada hızım yaklaşık 70 80 km civarındaydı. Tahminime göre arabanın sol arka tekerleği yerinden çıkmış olmalı. Bu nedenle direksiyon hakimiyetini kaybettim. Asfaltta araçla takla attık. Kaza sonucunda bende yaralandım ve ayrıca araçta bulunan ... ile ... yaralandılar. Hastaneye kaldırılan ...'ın bugün vefat ettiğini öğrendim. Ayrıca araçta bulunan ... yaralanmamıştır. Olayda benim bir kusurum yoktur. Araçtaki mekanik arıza nedeniyle kaza meydana gelmiştir. Olay nedeniyle üzgünüm” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.

7.Müştekilerin sanıktan şikayetçi olmadıkları ve duruşmada alınan beyanlarında;

Müşteki ...'ın, “olay tarihinde sanığın kullandığı aracın devrilmesi neticesinde babam Faruk hayatını kaybetmiştir, kazanın oluş şekli hakkında benim bir bilgim yoktur, sanıklar hakkında davacı ve şikayetçi değilim” dediği,

Müşteki ...'ın, “olay tarihinde sanığın kullandığı aracın devrilmesi neticesinde babam Faruk hayatını kaybetmiştir, kazanın oluş şekli hakkında benim bir bilgim yoktur, sanıklar hakkında davacı ve şikayetçi değilim” dediği,

Müşteki ... aşamalardaki ifadelerinde; “olay tarihinde sanığın kullandığı aracın devrilmesi neticesinde babam Faruk hayatını kaybetmiştir, kazanın oluş şekli hakkında benim bir bilgim yoktur, sanıklar hakkında davacı ve şikayetçi değilim” dediği anlaşılmaktadır.

8.Mahkemece, Hukuki Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyularak yapılan yargılamada; sanığın savunmasının alındığı, hükmün açıklanmasının dayanağı olan bildirime konu Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/20 Esas, 2015/571 Karar sayılı hükmüne ilişkin olarak tehdit suçunda taraflar arasında uzlaşmanın gerçekleştiği, ancak hakaret suçuna ilişkin olarak 1.500,00 TL adli para cezası ile mahkumiyetine kesin olarak karar verilen sanık hakkında Mahkemesince uzlaştırma işleminin yapıldığı ve uzlaştırmacı tarafından düzenlenen 17.04.2023 tarihli rapora göre tarafların uzlaşamadıklarının bildirildiği anlaşılmıştır.

9.Sanık ...'ye ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE

Yapılan inceleme neticesinde yerel mahkemenin kararında, oluş ve kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.

Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde 5237 sayılı Kanun'un 61 inci maddesinin birinci fıkrası ile 22 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanun'un 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, asli kusurlu olarak bir kişinin ölümüne neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde alt sınırdan hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

A.Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden;

1.Eksik İnceleme İle Hüküm Kurulduğu Yönünden,

Oluş, dosya kapsamı, sanıkların savunmaları, ölen hakkında tanzim olunan adli muayene raporları ile ölü muayene tutanağı, Olay ve Olgular başlığı altında açıklanan bilirkişi raporları karşısında Mahkemece, dava dosyası tekemmül ettirilerek karar verildiği belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık müdafinin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

2.Beraat Kararı Verilmesi Gerektiği ve Kusur Durumu Yönünden,

Soruşturma aşamasında düzenlenen trafik bilirkişi raporu ile Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığına ait 06.01.2010 tarihli raporun oluş ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık müdafinin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

3.Erteleme veya Paraya Çevirme Hükümlerinin Uygulanması Gerektiği Yönünden,

5271 sayılı Kanun'unun 231 inci maddesinin onbirinci fıkrasında, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suçun işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde mahkemece hükmün açıklanacağı belirtilmiş olup, bu iki halden birinin gerçekleştiğinin saptanması durumunda, mahkemece yapılacak işlem, önceden verilen ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu olması nedeniyle hukuki varlık kazanmayan hükmün açıklanmasından ibarettir. Bu iki şarttan birine aykırılık nedeniyle hükmün açıklanması halinde mahkemece, uygulanmasında yasal zorunluluk bulunduğu halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi nedeniyle uygulanamayan yasal hükümler hariç olmak üzere önceki hükümde bir değişiklik yapılmayacağından, yeniden kurulan hükümde önceden verilen hükmün infazının sağlanması gerekmektedir. Bu nedenle, denetim süresi içerisinde suç işleyen sanık hakkında 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin, 5237 sayılı Kanun'un 50 ve 51 inci maddelerinin yasal imkânsızlık nedeniyle uygulanmamasına karar verilmesinde, hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık müdafiinin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

B.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.04.2023 tarihli ve 2021/596 Esas, 2023/491 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

10.01.2024 tarihinde karar verildi.