TÜRKPATENT Kararı İptal Edilmedi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Kararı - Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2024/2273 Kararı

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI: 2020/601 Esas, 2021/1662 Karar

DAVALILAR: 1.Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) vekili Avukat ...

HÜKÜM: Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI: 2016/141 E., 2017/110 K.

Taraflar arasındaki TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı TÜRKPATENT vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı TÜRKPATENT vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin "KÜLTÜR" asıl unsurlu tescilli ve tescilsiz markaları bulunduğunu, davalı gerçek kişilerin ise 2014/50199 sayılı "ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR KOLEJİ İNTERNATİONAL TURKİSH CULTURE COLLEGES+ŞEKİL" ibareli marka başvurusunda bulunduklarını, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın önce Markalar Dairesi Başkanlığı, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, müvekkili markalarının 41. ve 43. sınıflarda tescilli olduğunu, üniversite bünyesinde kafetarya, lokanta, yurt, kütüphane, tiyatro, kültür sanat etkinlikleri, spor salonları ve sağlık merkezi vb. hizmetlerin yer aldığını, başvurunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, ayrıca müvekkili markalarının tanınmış olduklarını ve dava konusu başvurunun tescili halinde müvekkilinin tanınmış markalarının sulandırılacağını, dava konusu “Uluslararası Türk Kültür Koleji” ibaresinin aynı zamanda coğrafi kaynak bildirerek halkı yanıltan marka olduğunu, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı mevzuatı gereği azınlık, yabancı ve milletlerarası okullar hariç diğer kurumlara ülke, millet, yabancı kurum ve kuruluş adları verilemeyeceğini, başvurunun fiilen faaliyet gösterilmeyen alanlarda yapılması nedeniyle kötü niyetli olduğunu, davalıların marka tescili hakkını kullanarak haksız rekabet yarattıklarını, müvekkilinin 43. sınıfta yer alan hizmetler yönünden üstün ve gerçek hak sahibi olduğunu ileri sürerek YİDK'in 2016 M 1669 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu marka başvurusunun 41. sınıftaki hizmetler açısından davacı markası ile 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun’un (556 sayılı KHK) 8 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, ancak marka başvurusunun 43. ve 44. sınıftaki hizmetler açısından davacı markası ile karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacının KÜLTÜR ibareli markalarının 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası anlamında tanınmış marka olduğunun ispatlanamadığı, markalar tanımış olsa dahi anılan maddenin somut olayda uygulanma imkanı bulunmadığı, marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığı iddiasının kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, YİDK'in 2016 M 1669 sayılı kararının 43 ve 44. sınıftaki hizmetler yönünden kısmen iptaline, 2014/50199 sayılı marka tescil edilmediğinden hükümsüzlüğüne ilişkin karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı TÜRKPATENT vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerek marka başvurusuna itiraz aşamasında gerekse de bu davada tescilsiz marka kullanımı nedeniyle öncelik hakkına ve gerçek hak sahipliğine dayandıklarını ancak mahkemece bu iddiaları yönünden bir değerlendirme yapılmadığını, "kültür" kelimesinin eğitim hizmetleri alanında zayıf bir marka olmadığını, Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin emsal kararında "kültür" markasının eğitim ve öğretim hizmetleri açısından zayıf bir marka olmadığının açıkça hüküm altına alındığını, davalıların kötü niyetli olduklarını ve haksız rekabete yol açtıklarını, davalı markasının seri marka imajını ortaya çıkardığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı TÜRKPATENT istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik bulunmadığını, markaların bir bütün olarak değerlendirilmelerinin gerektiğini, "kültür" ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Uluslararası Türk Kültür Koleji İnternational Turkish Culture Colleges+şekil" ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet "KÜLTÜR" asıl unsurlu markalar arasında başvuru kapsamında yer alan 43. ve 44. sınıf hizmetler yönünden 556 sayılı KHK'nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira "KÜLTÜR" ibaresinin bu sınıflarda yer alan hizmetler bakımından ayırt ediciliği yüksek bir ibare olduğu, buna karşılık başvuru kapsamında yer alan 41. sınıf hizmetler yönünden ise taraf markaları arasında 556 sayılı KHK'nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, çünkü anılan hizmetler yönünden "KÜLTÜR" ibaresinin ayırt ediciliği zayıf olduğu gibi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin emsal kararında da belirtildiği üzere başvuru konusu işaretin kapsadığı 41. sınıf hizmetlerin alıcılarının dikkat düzeylerinin yüksek olduğu, bu nedenle taraf markaları karıştırmayacakları, her ne kadar davacı tarafça tescilsiz marka kullanımı nedeniyle "KÜLTÜR" ibaresi üzerinde öncelik ve gerçek hak sahipliğine dayandıkları, bu iddiaları yönünden mahkemece bir değerlendirme yapılmadığı bir istinaf itirazı olarak ileri sürülmüş ise de açıklanan nedenlerle "KÜLTÜR" ibaresinin 41. sınıf hizmetler yönünden düşük ayırt ediciliğe sahip olduğu ve 41. sınıf hizmetlerin alıcılarının, dikkat düzeyleri yüksek olduğundan davacının öncelikli ve gerçek hak sahipliğinin bulunmasının sonuca etkisinin olmadığı, başvurunun kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacı vekili ve davalı TÜRKPATENT vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı TÜRKPATENT vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı TÜRKPATENT vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

  1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.

  1. İlgili Hukuk

  2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.556 sayılı KHK'nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, dördüncü fıkrası.

  1. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince ve davalı TÜRKPATENT vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Kuruma yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.