TEB'in Çeklerde Sahteciliği ve Faydasız Sahtecilik: Yargıtay'dan İcra İnkâr Tazminatı Onayı - Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2023/7529 Kararı
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI: 2022/107 Esas, 2022/354 Karar
ASIL VE BİRLEŞEN
DAVADA DAVACI: ... vekili Avukat ...
ASIL DAVADA DAVALI: Türk Ekonomi Bankası A.Ş. (TEB) vekili Avukat ...
BİRLEŞEN DAVADA DAVALI: Li va di Meşrubat ve Gıda Paz. Dağıtım Tic. Ltd. Şti.
HÜKÜM: Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI: 2017/105 E., 2019/1264 K.
BİRLEŞEN DAVA: Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/563 E.
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
1.Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Livadi Meşrubat Ltd. Şti.'nden alınacak malların karşılığı olarak her biri 105.000,00 TL bedelli 3 adet çekin sadece miktarlarını yazarak keşide ettiğini, Livadi şirketi ile müvekkili arasındaki ilişkinin sadece görüşme aşamasında kaldığını ve herhangi bir alım satım ilişkisi olmadığını, borcun doğmadığını, buna rağmen Livadi'nin müvekkiline ait çeklerin keşide tarihlerini atarak borçlarına karşılık olarak diğer davalı bankaya tahsil amaçlı ciro ettiğini, davalının tahsil cirosu ile almış olduğu çekleri takas odasına süresi içerisinde tahsil cirosu ile ibraz ettiğini, Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince verilen tedbir kararları uyarınca çeklerin ödenmediğini, davalı TEB A.Ş.'nin Livadi Şti.'ye ve dolayısıyla kendisine karşı tahsil cirosunun niteliği gereği öne sürülebilecek borçlu olunmadığına ilişkin itirazı engelleyebilmek için çeklerde sahtecilik yaparak tahsil cirosunu iptal ettiğini ve temlik cirosu haline getirmeye çalıştığını, bu nedenle banka şubesi hakkında suç duyurusunda bulunulacağını, çekin takas odasına ibraz edilip arkasının yazılmasından sonra davalı tarafından tahsil cirosu iptal edildiği anda çek üzerindeki tasarruf yetkisinin tamamen davalının elinden çıktığını, çizilmiş veya iptal edilmiş cironun kanun gereği yok hükmünde olduğunu, bu aşamada çek ile ilgili tasarruf ve alacak hakkının sadece çekin lehdarı Livadi Ltd. Şti.'nin olduğunu, davalının ise temlik cirosu ile kendisini çekin alacaklısı ve 3. kişi konumuna sokmaya çalıştığını, tahrifat yapılan çekler ile icra takibi başlatıldığını ileri sürerek olası icra takiplerinin durudurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalıya borçlu olunmadığının tespitine ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Livadi Meşrubat Ltd. Şti.'nden alınacak malların karşılığı olarak dava konusu 3 adet çeki verdiğini, davalı ile müvekkili arasındaki ilişkinin sadece görüşme aşamasında kaldığını ve herhangi bir alım satım ilişkisi olmadığını, borcun doğmadığını, davalının bankaya olan borçlarına karşılık olarak çekleri tahsil cirosuyla bankaya verdiğini, banka tarafından çeklerde tahrifat yapıldığını ileri sürerek müvekkilinin çeklerden dolayı borçlu olmadığını tespitini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; müvekkili bankanın borçlusu Livadi Şti. hakkında genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için icra takibi yapıldığını, kredi borçlusunun bu borcu geri ödemek için dava konusu 3 adet çeki verdiğini ve çekler için de ayrıca takip başlatıldığını, müvekkili banka ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını ve dava konusu çeklerin dava dışı şirket tarafından bankaya ciro edildiğini, kişisel defilerin sadece taraflar arasında ileri sürülebileceğini, 3 üncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğini, davacı tarafın çekte tahrifat yapıldığına ilişkin iddialarının usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak davanın reddi ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
- Diğer davalı cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu çeklerin arkasında yer ... lehtar cirosunda rehin cirosu olduğuna ilişkin bir açıklık bulunmadığı, çek tevdi bordrosunda da çeklerin tahsil temlik cirosu ile verildiğinin yazılı olduğu, davacı ile davalı Livadi Şti. arasındaki şahsi ilişkiden ... defilerin ancak bu defilerin doğumuna etken olan kişiler arasında ileri sürülebileceği bu bağlamda davacının temlik edene karşı sahip olduğu şahsi defileri iyi niyetli temellük edene karşı ileri süremeyeceği, bedelsizlik definin de şahsi defilerden olduğu, çek hamilinin bile bile borçlunun zararına hareket ettiği kanıtlanmadıkça keşideci ile lehtar arasındaki şahsi defilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceği, davalı bankanın kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilemediği, bu nedenle davalı banka aleyhine açılmış olan davanın reddine karar vermek gerektiği, davacı tarafça davalı bankanın tahsil cirosunu iptal ederek temlik cirosu haline getirmeye çalıştığı iddia edilmiş ise de ve buna ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu belirtmiş ise de davacı tarafın bu iddiasını ispatlayamadığı, bu iddiaya yönelik olarak soruşturma dosyasında da şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verildiği, diğer davalı Livadi Şti. yönünden yapılan incelemede; davaya konu çeklerin mal karşılığı verildiğinin ... olduğu, ancak malın davacı tarafa teslim edilmediği, davaya konu çeklerin davacı yönüyle davalı Livadi Şti. açısından bedelsiz kaldığı, gerekçesiyle asıl davada davalı TEB aleyhine açılan davanın reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, birleşen davada davalı Livadi Şti. aleyhine açılan davanın kabulüne, davacının 14.10.2015 keşide tarihli 105.000,00 TL bedelli, 13.11.2015 keşide tarihli 105.000,00 TL bedellli ve 14.12.2015 keşide tarihli 105.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, davacının bu dosya yönünden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; çekin davalıya tahsil cirosu ile devredildiğini ispatlayamadıkları gerekçesiyle davalarının reddedildiğini, dava dilekçesi ekinde çeklerin, çek hesabının açıldığı banka şubesine vekaleten hareket eden TEB A.Ş. tarafından takas odasına ibraz edildiği andaki görüntülerinin dosyaya sunulduğunu, çeklerdeki tahsil cirosunun açık bir şekilde görüldüğünü, tedbir kararı uyarınca çek ile ilgili bir işlem yapılmadığını ve tedbir kararının muhatap banka ... A.Ş.ye vekaleten hareket eden TEB A.Ş. tarafından çeklere şerh edildiğini, mahkemece çek asıllarının da celp edildiğini ve açık bir şekilde tahsil cirosunun iptal edildiği ve boşluklara temlik cirosunun sıkıştırıldığının görüldüğünü,davalı TEB A.Ş. aleyhine yapmış oldukları şikayet üzerine Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen takipsizlik kararının gerekçesinde "......banka tarafından çeklerin takas odasına ibraz edilmesi ve tedbir kararlarının şerh edilmesinden sonra sanık tarafından çeklerde tahrifat yapılarak, bulunan boşluklara temlik cirosunun şerh edilerek, sanıkların şirketi tarafından icra takibine konulmuş ise de........ve temlik ciro ibaresinin yazılması faydasız sahtecilik olduğundan...” denilerek, çeklerin TEB A.Ş. tarafından tahsil cirosu ile devralındığı ve bu şekilde takas odasına ibraz edildiğini, ibrazdan sonra tahsil cirosunun iptal edilerek boşluklara temlik cirosu ibaresinin yazıldığının belirtildiğini, Savcılık tarafından iddialarının doğrulandığını ancak yapılan sahteciliğin faydasız sahtecilik olması sebebiyle takipsizlik kararı verildiğini, davalı bankanın çekleri tahsil cirosu ile devralmış olduğunu, davalı Livadi Şti. yönünden mahkemece borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmişse de bedelsiz çekleri bilerek ve isteyerek tahsil cirosu ile bankaya devreden davalının kötü niyetli olarak görülmediğini, bedelsiz olan çeklerin tahsili için ciro yoluyla devir yapan davalının açıkça bedelsizliği bildiği için kötü niyetli olduğunu, bu sebeple davalı Livadi Şti. aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kural olarak çekin üzerindeki ciroda "bedeli teminattır", "bedeli rehindir" şeklinde herhangi bir kayıt ve açıklama bulunmadığı veya 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 688 nci maddesi gereğince "bedeli tahsil içindir", "vekaleten" veya "bedelin başkası adına kabul edileceğini belirten bir şerh ya da sadece vekil etmeyi ifade eden bir kayıt olmadığı" dolayısıyla tahsil cirosu olmadığı sürece, yapılan her cironun temlik cirosu olacağı, kısaca herhangi bir açıklama bulunmadığı takdirde ve ciro edenin sadece isim ve imzasını içeren bir cironun temlik amacıyla yapıldığının kabulü gerektiği, somut olayda lehtar ciranta davalı şirketin diğer davalı bankaya cirosunda tahsil cirosu ile devredildiğine ilişkin herhangi bir açıklama bulunmadığı, çek üzerindeki cironun şekil itibariyle temlik cirosu niteliğini taşıdığı, davalı bankanın savunmasında çekin tahsil cirosu ile devralındığına dair bir kabulünün bulunmadığı, davalı banka tarafından yapılan tahsil cirosu iptal edilerek temlik cirosu haline getirildiği, açıklanan nedenlerle dava konusu çeklerin hukuki niteliğine uygun olarak temlik cirosu ile devredildiği ve ödeme amacıyla verildiği, dolayısıyla çeki temlik cirosu ile ... bankanın meşru hamil olduğu, 6102 sayılı Kanun'un 818 ... maddesinin atfıyla 687 nci maddesi hükmü gereğince temlik cirosunda keşideci, lehtar veya cirantalar arasındaki kişisel defilerin çekin yasal ve haklı hamiline karşı ileri sürülmesinin mümkün bulunmadığı, mahkemece davalı banka yönünden davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, davalı şirketin kötü niyeti ispat olunamadığı gibi, davalı takip alacaklısı da olmadığından yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde de usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece cironun tahsil cirosu olduğu ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, davalının cevap dilekçesinde cironun tahsil amaçlı verildiğini kabul ettiğini, çeklerin işleme konulduğu icra dosyasında sadece keşideci olan müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını, Livadi Şti aleyhine takip yapılmadığını, davalı Livadi Şti. tarafından davalı bankaya verilen çeklerin kredi ilişkisi nedeniyle rehin/teminat olarak verildiği iddiasıyla Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinde Livadi Şti.'nce menfi tespit davası açıldığını, bu davaya ilişkin mahkeme kararının temyiz dilekçesi ekinde sunulduğunu, bu kararlarda bankanın çeklerin teminat olarak alındığının belirtildiğini, tüm bunların davacının haklılığını ortaya koyduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının keşide ettiği çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
-
İlgili Hukuk
-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.
2.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi.
- Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.