İcra Takibi ve Kötü Niyet Tazminatı: Yargıtay Kararı - Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2023/7524 Kararı
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI: 2022/284 Esas, 2022/289 Karar
HÜKÜM: Davanın kabulü
Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili şirket aleyhine icra takibi yaptığını, takibin kesinleştiğini, borcun tamamı haricen ödenerek davalı yan vekilinden 14.12.2010 tarihli "makbuz ve ibranamedir" başlıklı belgenin alındığını, borç kalmamasına rağmen davalının davacı aleyhine icra takibine devam ettiğini, iddia ederek, İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2010/8972 E. sayılı takibinin tedbiren ve teminatsız durdurulmasını, takip dosyasının tahsil harçlarının müvekkili tarafından ödenmek üzere müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin işlemden kaldırılmasını, ödeme tarihi olan 14.12.2010 tarihinden itibaren müvekkili şirketin devam eden icra takibi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı veya ilerde kalacağı paranın müvekkil şirkete geri ödenmesine karar verilmesini, haksız yere icra takibine devam eden davalı aleyhine %40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 14.12.2010 tarihli belgenin sahte olduğunu, davacının iddia ettiği gibi bir ödemesi olmadığını savunarak davanın reddi ile müvekkili lehine tazminata hükmolunmasını istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 08.10.2019 tarih, 2019/26 E. ve 2019/412 K. sayılı kararı ile Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların 14.12.2010 tarihinde 245.177,00 TL dosya borcu üzerinden anlaştığı ve ödeme üzerine alacaklı vekili tarafından imzalanan ibraname verildiği, imza incelemesinde bu imzanın alacaklı vekiline ait olduğunun belirlendiği, bu tarihten sonra alacaklının icra takibine devam etmemesi davacı borçludan tahsilat yapmaması gerekirken takibe devam edildiği, 23.02.2011 tarihi itibariyle 16.469,16 TL daha tahsilat yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının menfi tespit talebine ilişkin verilen red kararı kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacının istirdat talebinin kabulü ile, 23.02.2011 dava tarihi itibarıyla fazla ödenen 16.469,16 TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
B. Birinci Bozma Kararı
Dairemizin 23.02.2022 tarih, 2020/5207 E. ve 2022/1195 K. sayılı kararıyla davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra; mahkemece, bozma ilamına uyularak, davacının istirdat talebinin kabulüne karar verilirken, menfi tespit talebine ilişkin verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve buna göre vekâlet ücreti takdir edildiği, hernekadar menfi tespit ve icra inkâr tazminatına yönelik mahkemenin önceki hükmü, açıkça onanmış olmamakla birlikte bozma kapsamı dışında kalmakla usuli müktesep hak oluşmuş ise de mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra davacının tüm talepleri hakkında artık yeniden hüküm kurulması, menfi tespite konu edilen tutar yönünden davalı ibranameye rağmen takibe devam etmekte kötüniyetli olduğundan İ.İ.K.’nın 72/5 nci maddesi uyarınca davacı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesi ve taraflar yararına hükmedilecek vekâlet ücretinin de davanın kabul red oranı gözetilerek belirlenmesi gereğine işaret edilerek bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, davalı tarafından başlatılan icra takibi sırasında alacaklı vekili Avukat ... ...'la 14.12.2010 tarihinde 245.177,00 TL dosya borcu üzerinden anlaştığı ve alacaklı vekili tarafından imzalanan ibraname verildiği, imza incelemesinde Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından bu imzanın alacaklı vekiline ait olduğunun tespit edildiği, ibra tarihi olan 14.12.2010 tarihinden dava tarihi olan 23.02.2011 tarihi itibariyle icra dosyasına yapılan tahsilatın 16.469,16 TL olduğu, davacının, alacaklı vekili aracılığı ile davalıya takip konusu borcu ödediği, davalının ve vekilinin bu hususu icra dairesine bildirmeyerek takibin devam etmesine neden olduğu davacının dava tarihi itibariyle fazla ödemede bulunduğu, davacının tazminat isteminin yasal koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne davacının icra takip dosyası kapsamında 208.000,00 TL asıl alacak ve ferileriyle davalıya borçlu olmadığnın tespitine, 208.000,00 TL asıl alacağın %40 oranında hesaplanacak icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 16.469,16 TL alacağın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; makbuz ve ibraname başlıklı belgenin sahte olarak düzenlendiğini, ceza dosyasındaki tespitlerin dikkate alınmadığını, davacının hukuki dayanaktan yoksun bir belgeye dayanarak kötü niyetli olarak dava açtığını, davaya konu belgenin sahtecilik yöntemleri ile elde edilip edilmediğinin kriminal laboratuvarlarda incelenmeden hüküm kurulmasının eksiklik olduğunu, asıl alacak üzerinden kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, dava tarihinden önce icra dosyasına yapılan ödemelerin asıl alacak üzerinden tenzil edilerek inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı tarafından takibe konu edilen senet bedelinin haricen ödenerek makbuz ve ibraname alındığından bahisle borçlu olunmadığının tespiti ile icra dosyasında haksız yere yapılan tahsilatların istirdatı istemine ilişkindir.
- İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi.
- Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.