Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4257 Kararı
MAHKEMESİ: . FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 08.11.2019 tarih ve 2017/771 2019/454 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl davada, dava dışı Batı Makine A.Ş'nin 2006 yılında işlerini tasfiye etme kararı sonrasında davacı şirket yetkilisi tarafından kurulan FCS Mutfak unvanlı şirkete marka ve üretim kalıplarını devredildiğini, bu dönemde davacı şirket çalışanı olan ve bayilik verilen ...'ın davalı şirket kurucusu ve yetkilisi olduğunu, 2007 senesinde bayilerin unvanında BMS ibaresine yer verildiğini, bu sistemin 2011 senesine kadar devam ettiğini, 2011 senesinde davalı şirket yetkilisinin davacı şirketin bayilerine BMS markasının kendisine ait bulunduğunu belirttiği, davalı şirket adına 2011/24125 no ile "BMS BATI MAKİNE" ibareli 11. sınıfta yapılan marka başvurusuna müvekkilinin itiraz ettiğini, 23.03.2011 tarih ve 2011/24137 no ile 11. sınıfta yapılan "BMS" ibareli marka başvurusunun TPMK tarafından reddedildiğini, davalının marka başvurularının kabul edilmemesi üzerine 35. sınıfta 09.12.2011 tarih ve 2011/107781 numaralı BMS ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davacının 2011 senesinde davalı şirket ile ticari ilişkilerini sonlandırdığını, davalının davacının "aquatech" ve "aquaprofi" markalarına tecavüz teşkil eden kullanımlarını meşrulaştırmak amacıyla "Aquavie" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, ihtiyati tedbire ilişkin taleplerinin kabulüne, müvekkili adına tescilli 2005 59135 tescil numaralı, BMS 2010 62837 tescil numaralı BMS + şekil, 2006 22027 tescil numaralı FCS + şekil, 2001 09257 tescil numaralı AQUATECH ve 2000 08474 tescil numaralı AQUAPROFİ markaları bakımından davalının marka hakkına tecavüzün tespiti, men’i, durdurulması ve önlenmesine, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti, men’i, durdurulması ve önlenmesine, davalının ticaret unvanının terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili asıl davada, davacının ticaret sicili terkini talebinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin "aquatech" ve "aquaprofi" markalarını kullanmadığını, bms ibaresini de davacının markalarının tescilli olduğu sınıflarda kullanılmadığını, davacının markalarının 11. sınıfın su arıtma cihazları emtiasında tescilinin olmadığını bu nedenle davacının korunmaya değer bir hakkının olmadığını, müvekkilinin davacıdan önce kurulduğunu, bms ibaresi bakımından üstün ve öncelikli hakkının olduğunu, davacı şirketin 2011 senesinde kurulduğunu, müvekkili şirketin 2007 senesinde kurulduğunu, müvekkilinin bu unvan ile uzun süredir davacı ile ticari faaliyette olduğunu, www.bmssu.com ve www.bmssu.net internet sitelerinin müvekkili tarafından kullanılmadığını, alan adlarında geçen bms ibaresinin ticaret unvanından doğan hakkın bir uzantısı olduğunu, müvekkilinin davacının bayisi olmadığını, iki firma arasında ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin ticaret unvanının ve tescilli markalarının kullanımının haksız rekabet teşkil etmeyeceğini, davacının uzun süre sessiz kaldığından dava dilekçesindeki talepleri yönünden hak kaybına uğradığını, müvekkilinin 23.03.2011 tarih ve 2011/14125 numaralı marka başvurusunun bekletici mesele yapılmasını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen davada, dava dışı Batı Makine A.Ş'nin 2006 yılında işlerini tasfiye etme kararı sonrasında davacı şirket yetkilisi tarafından kurulan FCS Mutfak unvanlı şirkete marka ve üretim kalıplarını devredildiğini, BMS AB I HAYAT markasının ise Batı Makine şirketinin grup firmalarından ... San A.Ş'ye devredildiğini ve şarta bağlı olarak kullanım ve tam devir haklarının müvekkili şirkete devredildiğini, 2007 yılında kurulan davalının 31/12/2011'e kadar verilen izin ile BMS markasını kullandığını, dava konusu 2012/76692 nolu BMSSUCOM markasının davacının BMS ana unsurlu markalarıyla karıştırılmaya sebep olacağını, davalının davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davalı markasının hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep etmiştir.
Davalı vekili birleşen davada, davacı markaları ile müvekkili markalarının farklı sınıflarda tescilli olduğunu, davacının uzun süre sessiz kalma sonucu hak kaybına uğradığını, müvekkili şirketin 2007 yılında kurulduğunu ve davacı ile ticari ilişkisinin bulunduğunu, davalının 2007 yılından beri BMS ibaresini ticaret ünvanında, internet sitesinde kullandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece asıl davaya ilişkin Dairemiz bozma ilamına uyularak, asıl dava yönünden her ne kadar davacının BMS ibaresini içeren marka tescilleri mevcut ise de bu marka tescillerinini su arıtma cihazları yönünden tescilli olmadığı, dolayısıyla davalının BMS ibaresini içeren su arıtma cihazlarına yönelik kullanımlarının markaya tecavüz olarak değerlendirilemeyeceği, yine davacının su arıtma cihazları yönünden tescilli AQUATECH, AQUAPROFİ ve F.C.S. Markaları bulunmasına rağmen davalının bu ibareleri markasal kullanımına ilişkin dosyaya yeterli delil sunulamaması sebebiyle marka hakkına tecavüzün ispatlanamadığı, davalı şirketin faaliyet konusu olmayan su arıtma alanında BMS kelimesini alan adında kullanmasının, su arıtma faaliyet alanına sahip davacı şirketle haksız rekabete sebep olduğunun kabulünün gerektiği, davacının su arıtma cihazları yönünden tescilli 172092 tescil nolu BMS AB I HAYAT markasının 2013 yılında devraldığı ve bunun öncesinde bu marka üzerinde lisans sahibi ise de, söz konusu markaya ilişkin hakların dava tarihinde davacıya ait olmaması her ne kadar lisans sözleşmesi kapsamında talepte bulunabileceği kabul olunabilir ise de dava dilekçesinde lisans sözleşmesine dayalı bir talebinin olmadığı dikkate alındığında markaya tecavüz iddialarının bu marka yönünden dikkate alınamayacağı bu nedenle asıl davada davacının markaya tecavüze dayalı taleplerinin reddine karar vermek gerektiği, davalı kullanımlarının daha önceden davacıya devrolunan ve marka hak sahibi olan şirketin bölge bayiliğini yaptığı, kullanmış olduğu ünvan, alan adı ve markalarda hak sahibi olmadığı, kötü niyetli olduğu, ticaret unvanı ve alan adları yönünden şirketin faaliyet alanının su ve arıtma olmadığı dikkate alındığında dürüstlük kuralına ve hukuka aykırı olduğu, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu hukuken korunmayacağı, tüm bunların yanında haksız rekabet teşkil ettiğinin kabulünün gerektiği; birleşen dava yönünden davalının 01.10.2013 tarihinde BMSSUCOM ibareli 2012/76692 nolu markayı 35. sınıfta adına tescil ettirdiği, davalı markası ile davacıya ait markalar incelendiğinde ortak unsurun davacının tescilli markası olan BMS ibaresi olduğu, markaların benzer olduğu, her ne kadar davalı markası 35 sınıfta tescilli ve davacı markalarının bu sınıfta tescili söz konusu değil ise de farklı sınıflarda tescilli olsa da mal ve hizmetler arasındaki bütün ilişki ve özelliklerin dikkate alınması gerektiği, davacının 11. sınıf tescili dikkate alındığında davalı markasının tescilli olduğu hizmetler yönünden ilişkili sınıflarda tescilli olduğunun kabulünün gerektiği sonuç olarak taraf markalarının benzer olması ve birbirleri ile bağlantılı, ilişkili alanlarda kullanılması sonucunda davalı markasının davacı markasının seri markası olarak algılanma ihtimalinin yüksek olduğu, her ne kadar dosya içerisinde yazılı bir bayilik sözleşmesi yok ise de, dosyaya sunulu belgelerden taraflar arasında fiili bir bayilik ilişkisinin olduğu, bayilik ilişkisinin olmadığı kabul edilse bile ortada bir ticari ilişki olduğu, bu bakımdan davalının "bms" markası üzerindeki hak sahibinin davacı olduğunu bilmesine rağmen davacı markasının benzerini benzer sınıflarda tescil ettirmesinin kötü niyetli olduğu hükümsüzlük şartlarının oluştuğu gerkçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile davalının davacı adına tescilli "BMS" ibaresini içeren kullanımlarının haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda www.bmssu.net ve bmssu.com alan adlara erişimin engellenmesine, bu alan adlarının terkinine, davalının Bms Batı Makina Kalıp San. Tic. Ltd. Şti. şeklindeki ticaret unvanının sicilden terkinine, davacının markaya tecavüze dayalı taleplerinin reddine, birleşen davanın kabulü ile, davalı adına TPMK nezdinde 2012 76692 no ile tescilli "BMSSUCOM" ibareli markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1 Asıl dava yönünden, dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin asıl davaya yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2 Asıl dava bakımından bozmadan önceki hükümde davalının ticaret ünvanının terkini ve www.bmssu.com alan adının iptaline ilişkin taleplerinin reddine karar verildiği, kararın davacı tarafca temyiz edilmemesi nedeniyle bu talepler yönünden davalı yararına müktesep hak oluştuğu halde, bozma sonrası kurulan yeni hükümde, davalı yararına oluşan müktesep hak ihlal edilerek reddi gereken bu istemler yönünden davanın kabulüne kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3 Birleşen dava yönünden ise dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin birleşen davaya yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin asıl davaya ilişkin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan birleşen davaya ilişkin hükmün ONANMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 49,50 TL harcın temyiz eden birleşen davaya yönelik birleşen davada davalıya iadesine, 29/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.