Resmi Belgede Sahtecilik ve Kimlik Sahteciliği Suçlarından Mahkûmiyet Onandı - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2024/4630 Kararı
MAHKEMESİ: Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI: 2015/678 E., 2016/206 K.
SUÇLAR: Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜMLER: Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Düzeltilerek onama
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Bakırköy 40. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.04.2016 tarihli ve 2015/678 Esas, 2016/206 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına; başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 268 inci maddesinin birinci fıkrası delaletiyle 267 nci maddesinin birinci fıkrası, 62, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi, atılı suçların oluşmadığına, takdiri indirim uygulanması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
-
Başka bir suç nedeniyle yapılan ihbar üzerine, olay yerinde kolluk görevlilerince uyuşturucu madde ele geçirildiği, sanığın kendisini mağdur ... olarak tanıtarak, üzerinde kendi fotoğrafını ihtiva eden ancak ...'ın kimlik bilgilerine göre oluşturulmuş sahte nüfus cüzdanı kolluk görevlilerine ibraz ettiği anlaşılmıştır.
-
Kolluk görevlilerince tutulan 06.04.2015 tarihli tutanağın ... ismi ile imzalandığı görülmüştür.
-
Mahkeme tarafından sanığın ikrar içeren savunması, suça konu soğuk mühür izi içeren nüfus cüzdanının tamamen sahte ve aldatıcılık niteliğini haiz olduğuna dair bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı suçları işlediği kabul edilerek temyize konu mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Resmi Belgede Sahtecilik Suçuna Yönelik Temyiz Yönünden
-
Belgede sahtecilik suçlarında, suça konu belgenin yasal unsurlarının tam olup olmadığı ve aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu, mahkemece bu yönde bir incelemenin yapılmadığı anlaşılmakla; dosyaya aslı bulunan suça konu belge üzerinde Heyetimizce yapılan incelemede; fotoğraf üzerine gelecek şekilde soğuk mühür izinin bulunduğu ve aldatıcılık niteliğinin olduğu belirlenmiştir.
-
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
-
Ancak;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 18.06.2013 tarih ve 2013/8 151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerekeceğinden, adli sicil kaydında yer alan ve daha ağır cezayı içeren Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/227 Esas, 2002/78 sayılı ilamı ile hükmolunan 8 yıl 4 ay hapis cezasının tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden, Bozüyük Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/550 Esas, 2013/531 Karar sayılı sayılı ilamı ile hükmolunan 5 ay hapis cezasına ilişkin hükmün esas alınması,
Hukuka aykırı bulunmuş, bu aykırılığın Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
B. Başkasına Ait Kimlik Veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçuna Yönelik Temyiz Yönünden
-
Sanığa yüklenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suretiyle iftira suçundan kurulan hükümden sonra, 02.08.2022 tarihli ve 31911 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 2020/87 Esas, 2022/44 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun'a 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddenin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış” ibaresinin seri muhakeme usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması ve 5271 sayılı Kanun'un 250 inci maddesinin on birinci fıkrasına 7331 sayılı Kanun'un 22 nci maddesiyle eklenen ''Seri muhakeme usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması halinde uygulanmaz.'' şeklindeki yasal düzenleme 14.07.2021 tarihinden sonra işlenecek suçlar yönünden uygulanabileceğinden, resmi belgede sahtecilik suçuyla, seri muhakeme usulüne tabi olan başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu birlikte işlenmesine rağmen, suç tarihi itibarıyla başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunda seri muhakeme usulünün uygulanması gerektiğinden, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
-
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 tarih ve 2013/8 151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerekeceğinden, adli sicil kaydında yer alan ve daha ağır cezayı içeren Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/227 Esas, 2002/78 sayılı ilamı ile hükmolunan 8 yıl 4 ay hapis cezasının tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden, Bozhöyük Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/550 Esas, 2013/531 Karar sayılı sayılı ilamı ile hükmolunan 5 ay hapis cezasına ilişkin hükmün esas alınması,
Nedenleriyle, sanık hakkında kurulan hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Resmi Belgede Sahtecilik Suçuna Yönelik Temyiz Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle, Bakırköy 40. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.04.2016 tarihli ve 2015/678 Esas, 2016/206 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında yer alan tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin paragrafın tamamen çıkartılarak yerine, "Sanığın, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/227 Esas, 2002/78 Karar sayılı kararında yağma suçundan verilen 8 yıl 4 ay hapis cezasına ilişkin hükümlülüğünün tekerrüre esas olduğu anlaşılmakla, 5237 sayılı Kanun'un 58 inci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları uyarınca verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" ibarelerinin yazılması suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilerek, 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son cümlesi ve 5275 sayılı Kanun'un 108 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince koşullu salıverilmeye eklenecek sürenin hatalı uygulama sonucu hükümde gösterilen ilam nedeniyle koşullu salıverilmeye eklenecek süreden fazla olamayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesine,
B. Başkasına Ait Kimlik Veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçuna Yönelik Temyiz Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle, Bakırköy 40. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.04.2016 tarihli ve 2015/678 Esas, 2016/206 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
02.04.2024 tarihinde karar verildi.