Sahte Kira Sözleşmesiyle Özel Belgede Sahtecilik Suçu - Temyiz Reddedildi - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2023/4226 Kararı

MAHKEMESİ: Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ: Özel belgede sahtecilik

HÜKÜM: Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 ... maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 ... maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Antalya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.06.2015 tarihli ve 2015/237 Esas, 2015/452 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı ... Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 207 nci maddesinin birinci fıkrası, 211 ... maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 3.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

A. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri

  1. Sanığın eyleminin suç teşkil etmediğine,

  2. Eyleme konu sözleşme üzerinde inceleme yapılmamak suretiyle eksik inceleme neticesinde mahkûmiyet hükmü kurulduğuna,

İlişkindir.

B. Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebepleri

Tekerrüre esas mahkûmiyeti bulunan sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının, 5237 sayılı Kanun'un 58 ... maddesinin uygulanmasına imkân vermeyecek şekilde adlî para cezasına çevrilmesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

  1. Sanığın, katılana ait evi sözlü kira sözleşmesi ile kiraladığı, aralarında yazılı bir sözleşme düzenlenmediği hâlde Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına 18.09.2014 tarihinde suç konusu kira sözleşmesini ibraz ederek katılan ve eşi hakkında konut dokunulmazlığının ihlâli, hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından şikâyetçi olduğu, katılan ve eşi hakkında 2014/60324 Soruşturma sayılı dosya üzerinden adlî soruşturmaya başlanıldığı, bu şekilde sahte kira sözleşmesini kullanarak özel belgede sahtecilik suçunu işlediği belirlenmiştir. Katılanın beyanları ile kira sözleşmesinin sözlü olarak akdedildiği ve yazılı sözleşmenin de bu sözlü anlaşmaya uygun olduğu anlaşıldığından, sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 211 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ceza indirimi uygulandığı tespit edilmiştir.

  2. Sanık, üzerine atılı suçlamayı inkâr ederek katılanın adı altındaki imzanın, katılanın eşi olan tanık B.H. tarafından atıldığını savunmuştur.

  3. Katılanın aşamalarda değişmeyen, istikrarlı anlatımlarda bulunduğu ve sanık ile aralarında sözlü kira akdi yapıldığını kabul ettiği belirlenmiştir.

  4. Katılanın eşi B.H.'nin her aşamada tanık sıfatıyla katılan beyanı ile uyumlu anlatımlarda bulunduğu anlaşılmıştır.

  5. Eyleme konu özel belgenin onaylı bir sureti dava dosyasında mevcuttur.

  6. Antalya Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce tanzim olunan 05.03.2015 tarihli Uzmanlık Raporu'nda; "Tetkik konusu kira sözleşmesi üzerinde ... adına atılı bulunan imza ile ... ve ... ...'nun mukayese imzaları arasında fark görülmüş söz konusu imzanın ... ve B.H. elinden çıkmadığı ..." görüşü açıklanmıştır.

  7. Mahkemece, 12.05.2015 tarihli duruşmada suça konu belge üzerinde gözlem yapıldığı ve unsurlarının tutanağa geçirildiği belirlenmiştir.

  8. Sanığın güncel adlî sicil kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE

A. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden

  1. Olay ve Olgular başlığı altında, 3, 4, 5 ve 6 ncı paragraflarda belirtilen delliler itibarıyla sanığın eyleminde, özel belgede sahtecilik suçunun kanunî unsurlarının oluştuğu, bu itibarla eylemin suç teşkil ettiği, ayrıca suç konusu özel belge üzerinde sanığın savunması doğrultusunda imza incelemesi yaptırıldığı ve sanık savunmasının aksine, katılanın adı altındaki imzanın, katılanın eşi olan tanık B.H.'nin eli ürünü olmadığının kriminal bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edildiği belirlendiğinden, hükümde bu yönleriyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

  2. Sanık hakkında hükmolunan adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde hapse çevrileceğine karar verilmiş ise de adlî para cezasının ödenmemesi halinde izlenecek yöntemin, 5275 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında belirtildiği ve bu hususun, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23.01.2018 tarihli ve 2017/12 463 Esas, 2018/20 Karar sayılı kararı uyarınca infaz aşamasında dikkate alınabileceği anlaşıldığından bozma nedeni yapılmamıştır.

  3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

B. Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebebi Yönünden

Sanık hakkında hüküm kurulurken 5237 sayılı Kanun'un 207 nci maddesinde öngörülen yegâne yaptırım türü olan hapis cezasının uygulandığı, gerekli kanunî ve takdirî indirim sebeplerinin uygulanması neticesinde hükmolunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Kanun'un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca adlî para cezasına çevrilmesine karar verildiği, temyize dayanak 5237 sayılı Kanun'un 50 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen; "Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez." şeklindeki düzenleme ile aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan; "Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir." şeklindeki hükümlerin, inceleme konusu uygulamadan farklı durumlara ilişkin olduğu ve Kanun'da, mükerrir sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine engel olan açık bir düzenlemeye yer verilmemesi karşısında kanunda açıkça düzenlenmeyen hususlar yönünden, kıyas yoluyla sanık aleyhine genişletici yorumun yapılamayacağı anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.06.2015 tarihli ve 2015/237 Esas, 2015/452 Karar sayılı kararında sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

23.05.2023 tarihinde karar verildi.