Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2024/5985 Kararı
MAHKEMESİ: Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI: 2022/2317 E., 2022/1616 K.
KARAR: Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Giresun İş Mahkemesi
SAYISI: 2017/198 E., 2022/250 K.
Taraflar arasındaki iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir .
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davacı ...'ın 14.01.2014 tarihinden bu yana davalı şirkete ait 28/01 3251 işyeri nolu ve 28/01 1023256 işyeri sicil numaralı işyerlerinde 5510 sayılı Kanun'un 4/a maddesi kapsamında hizmet akdine tabi ve elektrik teknisyeni olarak çalıştığını, 15.11.2015 tarihinde elektrik direğinde tamir yaparken birden elektrik akımının gelmesi ile elektrik akımına kapıldığını, davacının önce sadece ellerinde yanık olduğunun düşünüldüğünü ve buna göre bir tedavi yapılmaya başlanıldığını, Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Farabi Hastanesinde 21.11.2015 tarihine kadar yatarak tedavi gördüğünü ve 22.11.2015 tarihi ile 11.12.2015 tarihi arasında ve 14.12.2015 tarihi ile 12.01.2016 tarihi arasında ise raporlu olarak evde tedavisinin devam ettiğini, 06.01.2016 tarihinde kontrol için Giresun A.İlhan Özdemir Devlet Hastanesine başvurduğunu ve bu hastanede yapılan tetkikler sonucunda müvekkilinde geçirmiş olduğu iş kazası sonucunda spermiogram motilte rahatsızlığının saptandığını ve tedavisine bu kapsamda da devam etmeye çalışıldığını, bu kapsamdaki tedavisi için tekrar Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi'ne sevk edildiğini ve halen de bahsi geçen hastanede bu konudaki tedavisinin devam ettiğini, bu rahatsızlığı ile ilgili olarak belki evlenemeyecek belki de çocuk sahibi olamayacak olduğunu, bahsi geçen kaza ile ilgili olarak Giresun Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne başvurulduğunu ve kazanın bir iş kazası olarak tespit edilmesi talebinde bulunulduğunu, davacının kazadan sonra eski sağlığına kavuşamadığını belirterek duymuş olduğu üzüntü ve acının karşılığı olmamasına rağmen söz konusu üzüntü ve acının biraz olsun azaltılabilmesi için 250.000,00 TL manevi tazminat ile 105.365,04 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 15.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davacının davalı şirket aleyhine açtığı davanın hukuki dayanaktan yoksun, usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı geçirdiği kaza dolayısıyla uğramış olduğu zarardan, müvekkili şirketi sorumlu tutmakta ise de, elektrik sektöründe çalıştığı süre ve çalıştığı süre boyunca almış olduğu iş güvenliği eğitimleri dikkate alındığında, deneyimli bir personel sayılabileceğini, böyle deneyimli bir kişinin, alması gerekli güvenlik önlemlerini almadan arızayı gidermek amacıyla işe girişmesi ve elektrik akımına kapılması sonucu uğramış olduğu zararın, tamamıyla kendi kusurundan kaynaklandığını, davalı şirketin gerçekleşen olaya müdahale etme imkanı olmadığını, iş güvenliği mevzuatına uygun olarak gerekli yükümlülüklerini yerine getirmiş olması dolayısıyla da, olay sonucu gerçekleşen zarar ile müvekkil şirket arasında illiyet bağı kurmanın mümkün olmadığını, davacının geçirmiş olduğu kaza dolayısıyla eğer herhangi bir zararı var ise SGK'ya başvurusu üzerine 5510 sayılı Kanun kapsamında kendisine ‘sürekli iş göremezlik geliri’ bağlandığını, davacının zararının da SGK tarafından karşılandığını, dava konusu olaydan sonra davacının müvekkili şirkette aynı görevle işine devam ettiğini, bu anlamda davacı işçinin herhangi bir işgücü kaybı olmadığını veya bu oranın kaza öncesi ve şu an yapmış olduğu işe engel teşkil etmeyecek kadar düşük olduğunu, bu bakımdan da davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını belirterek müvekkil şirketin kusuru ve sorumluluğu olmadığından; ayrıca çalışma gücü kaybı gerçekleşmediğinden ve işçiye konan "spermiogram motilite" tıbbi tanısının elektrik çarpması ile illiyet bağı olmamasından dolayı esas bakımından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle, davaya konu iş kazasının meydana gelmesinde davacının % 50, davalı işverenin % 50 oranında kusurlu olduğu, davacının iş kazası nedeniyle % 8 oranında sürekli iş göremezliğe girdiği kabulü ile davanın kısmen kabulüne 105.365,04 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı işverene %50 oranında kusur atfedilmesinin hatalı olduğunu, davacının maluliyetinin usulüne uygun olarak belirlenmediğini, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir .
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı işverenin kusurunun bulunmadığını, işçiye gerekli eğitimlerin verildiğini, belirlenen maluliyet oranının çok fazla olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne dair İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, yerinde görülmeyen taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri temyiz dilekçelerinde istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık iş kazasından kaynaklanan maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
- İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 13, 16, 20 ve 21 inci maddeleri ile 4857 sayılı İş Kanunu'nun 77 nci maddesi
- Değerlendirme
A) Davacı vekilinin maddi tazminat alacağına ilişkin temyiz istemi yönünden;
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
B)Davacı vekilinin manevi tazminat alacağına ilişkin temyiz istemi yönünden;
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
C) Davalı vekilinin maddi tazminat alacağına ilişkin temyiz istemi yönünden;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre davacı vekilince ıslah dilekçesinde 105.365,04 TL maddi tazminat talebinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında davacı lehine talep gibi 105.365,04 TL maddi tazminata hükmedildiği, Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda anılan kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdiği gözetildiğinde, kabulüne karar verilen tazminat miktarının Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşıldığından davalı vekilinin temyiz itirazının miktardan reddine karar verilmiştir.
KARAR: **
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin maddi ve manevi tazminat alacağı yönünden yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı vekilinin maddi tazminat alacağına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacıdan alınmasına,
Peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,
29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.