Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2024/224 Kararı

MAHKEMESİ: İş Mahkemesi

SAYISI: 2022/374 E., 2023/362 K.

KARAR: Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen hizmet tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı şirket vekili ve fer'i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı, davalı işverenin yanında geçen ve Kuruma bildirilmeyen 01.12.1981 21.10.1985 tarihleri arasındaki hizmetlerinin tespitine karar verilmesini istemiştir.

II.CEVAP

Davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir.

Fer'i müdahil Kurum vekili, davanın reddini istemiştir.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.11.2020 tarih ve 2017/226 E. 2020/556 K. sayılı ilamı ile davanın kabulüne, davacının 01.12.1981 21.10.1985 tarihleri arasında 1647 sicil numaralı Filiz Şekerleme unvanlı iş yerinde sürekli ve kesintisiz olarak çalıştığının tespitine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

A.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket vekili ve fer'i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

B.İstinaf Sebepleri:

Davalı şirket vekili ve fer'i müdahil Kurum vekili; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 03.11.2021 tarih ve 2021/490 E. 2021/3014 K. sayılı kararı ile istinaf isteminin esastan reddine karar vermiştir.

V.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

  1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket vekili ve fer'i müdahil Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

  2. Daire kararında; tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden, yeteri kadar bordro tanığı dinlenmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedeni olduğu, Mahkemece, davacı isticvap olunarak nerede, hangi bölümde çalıştığı, bu dönemlerde ne iş yaptığı, birlikte çalıştığı kişiler sorularak taleplerini açıklaması istenmeli, bildirdiği deliller toplanmalı, ihtilaf konusu dönemin tamamında çalışması bulunan bordro tanıkları dinlenmeli, davacının talep konusu dönemde çalışıp çalışmadığı, sürekli mi kesintili mi çalıştığı, davacının hangi tarihe kadar çalıştığı, ne iş yaptığı sorulmalı, toplanan deliller ışığında varılacak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği hususlarına işaret edilerek bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, davacının 01.12.1981 21.10.1985 tarihleri arasında 1647 sicil numaralı Filiz Şekerleme unvanlı iş yerinde sürekli ve kesintisiz olarak çalıştığının tespitine karar verilmiştir.

VI.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket vekili ve fer'i müdahil Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı Kurum vekili; Mahkemece gerekli inceleme ve araştırma yapılmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek, hükmün temyizen bozulmasını istemiştir.

2.Fer'i müdahil Kurum vekili Mahkemece gerekli inceleme ve araştırma yapılmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek, hükmün temyizen bozulmasını istemiştir.

C.Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri hükümleridir.

3.Değerlendirme

1.Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9 508 E., 2006/521 sayılı kararı).

Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)

Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).

  1. İnceleme konusu dava dosyasında, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Ancak bozmaya uyulduğu halde, bozma gereği yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan Mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.

  2. Bozmada belirtildiği üzere, tanık beyanları arasında çelişki mevcut olup, bu çelişki giderilmeden, yeteri kadar bordro tanığı dinlenmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

4.Mahkemece uyulan bozma üzerine, davacı lokum imalat bölümünde 1981 1985 yılları arasında aralıksız olarak ..., Saniye, ... isimli kişilerle çalıştığını ileri sürmüş, iki bordro tanığı dinlenmiş, tanıklardan dava konusu dönemde çalıştığını beyan eden ..., davacının kendisi ile birlikte lokum imalatı bölümünde 2 3 yıldan fazla bir süre çalıştığını ifade etmiş, diğer tanık da 6 ay süre çalıştığını beyan etmiş, Mahkemenin bozma sonrası verilen hükme esas aldığı tanıklardan ..., bozma öncesi, davacının pasta bölümünde pasta yaptığını; ..., davacının lokum üretiminde en fazla 2 yıl; ... davacının kendisi gibi reçel helva işiyle uğraştığını; ..., davacıyla aynı bölümünde çalışmadığını, kendisinin ön muhasebede çalıştığını, davacının imalat bölümünde çalıştığını, ancak ne zaman işe başladığını ve ne zaman işten ayrıldığını bilmediğini ifade etmişlerdir. Bu nedenlerle, tanık beyanları arasında çelişkilerin giderilmediği, davacının çalışmalarına ara verip vermediği, ne iş yaptığı hususunun net ortaya koyulmadan karar verildiği belirgindir.

5.Mahkemece yapılacak iş, dava sırasında dinlenen tanıkların ve yeni tespit edilecek davalı işyerinin bordrolu tanıklarının anılan dönemle ilgili ayrıntılı ifadeleri alınarak aradaki çelişkileri gidermek, ihtilaflı dönemin tamamında davalı işyerinde çalıştığı bildirilen kayıtlı bordro tanıklarını resen tespit ederek dinlemek, dinlenen tanıkların hizmet cetvellerini dosya arasına almak, gerektiğinde Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerinde ve davacının ara verme süresince çalıştığı bildirilen lokanta işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri/konut sahipleri araştırılıp tespit edilerek davacınınn çalışıp çalışmadığı, çalıştığı ise sürekli mi kesintili mi çalıştığı, işe başlama ve ayrılma tarihleri, ne iş yaptığı, davalı işyerinde çalışmaya ara verip vermediği, hangi sürelerle ara verdiğini hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya koyarak toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.

  1. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,

Temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.