İş Kazası Tazminat Davası - Yargıtay Kararı - Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2024/2238 Kararı
MAHKEMESİ: Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI: 2023/292 E., 2023/390 K.
KARAR: Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Gaziantep 3. İş Mahkemesi
SAYISI: 2022/147 E., 2023/13 K.
Taraflar arasındaki iş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine dair karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz edilmek, davacı vekilinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak icra edilmesini talep ettiği anlaşılmakla, duruşma yapılmak üzere tayin olunan 05.03.2024 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine murafaalı temyiz eden davacı asil ... ve adına Av. ...'ın geldiği, davalı adına gelen olmadığı görüldükten gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlanılarak sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün yapılan incelemede; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
-
Davacı vekili 04.04.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, iş sözleşmesi kapsamında ve yaklaşık 1,5 yıldır sigortasız bir şekilde davalı şirkete ait oto servisi niteliğindeki iş yerinde mekanik bölümünde çırak olarak çalıştırılmaktayken 04.01.2013 günü işyerine gelen bir aracın, acilen mazot filtresinin değiştirilmesinin müvekkilinden istendiği, müvekkilinin verilen talimat üzerine daha aracın motoru henüz soğumamışken filtreyi değiştirmeye çalışırken üzerine mazot döküldüğü, işyerinde kendisine yedek bir iş kıyafeti verilmediği için mevcut elbisesi üzerine dökülen mazotu temizlediği, akabinde üşüdüğü için de ısınmak için işyerinin dinlenme odasına geçerek burada bulunan ve ufo olarak isimlendirilen ısıtıcı ile ısınmaya çalıştığı sırada elbisesindeki yanıcı maddenin sıcağın etkisiyle birden alev alarak yanmaya başladığı bu iş kazası nedeniyle müvekkilinin kusurunun bulunmadığını beyanla fazlaya dair talep hakkı saklı olarak 5.000,00 TL iş göremezlikten kaynaklı, 5.000,00 TL tedavi ve hastane masrafı olmak üzere maddi tazminatlar ile beraber 300.000,00 TL manevi tazminatın iş kazası tarihi olan 04.01.2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
-
Davacı vekili 28.08.2019 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat istemini 15.08.2019 tarihli hesap raporu doğrultusunda 494.677,60 TL'ye artmış olduğu anlaşılmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sigortasız çalıştırıldığı hususunun doğru olmadığını, davacının çıraklık sözleşmesi ile müvekkiline ait işyerinde çalıştığını, davacının tüm tedavi giderlerinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, olay günü davacının aracın mazot filtresini değiştirirken üzerine mazot döküldüğünü, mazotu temizlemek için, araç balata temizliğinde kullanılan ve içinde yanıcı gazlar bulunan sprey ile temizleme işlemi yaptığı, bu sprey sebebi ile üzerindeki kıyfetin alev aldığını, davacının üzerindeki elbisenin orijinal iş elbisesi olduğunu, müvekkil şirketin hiçbir kusurunun olmadığını, işyerinde gerekli tüm tedbirler alındığını, işçinin alınan tedbirlere uyma görevinin olduğunu, kusurun tamamen davacıda olmasına rağmen kaza olayının gerçekleştiğini, maddi tazminat talebinin reddi gerektiğini, müvekkilin gerekli özeni gösterdiğini, bu nedenle ilerde doğabilecek rücu hakkına dayanak teşkil etmek üzere davanın sigorta şirketine ihbarını talep ettiklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda; "Davanın kısmen kabulüne kısmen reddine,488.569,94 TL maddi ve 130.000,00 TL manevi tazminatın 04.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafın tedavi ve hastane masrafları talebinin reddine" karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurularında bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Mahkemece maddi tazminatın 494.677,60 TL' den aşağı şekilde belirlenmesinin gerek hukuka, gerekse hakkaniyete aykırılık teşkil etmekte olduğunu, Mahkemece verilen 18.11.2019 tarihli Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı öncesindeki hüküm kapsamında yer alan alacak miktarlarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla; en azından, önceki hükümde yer alan maddi tazminat miktarından daha az tutara hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, manevi tazminat yönünden ise sadece 130.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş olmasının hukuka ve vicdana aykırılık teşkil ettiğini, taleplerinin tamamının kabulü gerektiğine işaretle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
- Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda uyuşmazlık konusu olayın hatalı olarak tespit edilmiş olması nedeniyle kusur oran ve aidiyetlerinin hatalı belirlendiğini, bilirkişi raporunda kazazedenin iş başı eğitimi verilmeden çalıştırılması nedeniyle işverene kusur atfedildiğini, somut olayda, iş başı eğitiminin yetersizliği nedeniyle işverene kusur atfedilemeyeceğini, 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği Kanunu'nun 19 uncu maddesinin 2 nci fıkrasının (b) bendinde, çalışanının kendi kullanımına sunulan malzemeyi kurallara uygun bir şekilde kullanma yükümlülüğü bulunduğu hükmünün yer aldığını, somut olayda kazazede tarafından sprey amacı dışında kullanılarak bahse konu yükümlülüğün ihlal edildiğini, işverenin, önceden tahmini mümkün olmayan kazazedeye ait hareketin (mazot lekesinin spreyle temizlenmesinin) asli sorumlusu olarak kabul edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, 17.07.2019 tarihinde gerçekleşen 11 inci celsede yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasının talep edildiğini, bu talebi hakkında 11 inci celsede ve sonraki celselerde herhangi bir karar verilmediğini, yerel mahkemenin gerekçeli kararında; bilirkişi raporuna ilişkin itirazları hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, bilirkişi raporunda hesaplanan 639.159,54 TL sürekli iş göremezlik zararının hatalı olduğunu, dosyaya ilişkin bilgilere göre sürekli iş göremezlik zararının 607.147,91 TL olması gerektiğini, ek bilirkişi raporuna yönelik itirazın 30.11.2022 tarihli 3 üncü celsede herhangi bir gerekçe belirtilmeden reddedildiğini, yerel mahkemece hüküm altına alınan manevi tazminat tutarının açıkça çok yüksek olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; "Eldeki davada dosyadaya ibraz edilen 10.04.2019 tarihli ve 23.05.2019 tarihli üçlü bilirkişi raporlarında, kusur oranlarının %90 davalı işveren, %10 davacı işçide olduğunun tespit edildiği, 10.04.2019 ve 23.05.2019 tarihli bilirkişi raporlarının örtüştüğü, SGK inceleme raporundaki kusur durumunun da bu raporlarla çok yakın olduğu, oluşa ve dosya kapsamına kusur raporlarının uygun olduğu anlaşılmakla bu yöndeki istinaf itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı sonrasında ilk derece mahkemesince bilirkişiden ek rapor alındığı, mahkemece manevi tazminat miktarının 100.000,00 TL’dan 130.000,00 TL’na yükseltildiği görülmüştür. Davalı tarafın istinaf itirazlarının maddi tazminat hesabına ilişkin kısmı dışındaki itirazları kaldırma kararı öncesi istinaf itirazlarının aynısı olup Dairemizin kaldırma kararı ile karşılanmıştır. Dairemiz kaldırma kararında belirtilen bakiye ömür esas alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmakla davacı tarafın maddi tazminata yönelik istinaf itirazının yerinde olmadığı, Dairemiz kaldırma kararında belirtilen doğrultuda manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmakla manevi tazminata yönelik istinaf itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir." gerekçeleriyle "Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 (1) b.1 maddesi gereğince esastan reddine" karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekillleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince verilen ilk hüküm yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmamış olmasının tam kabul verilmiş olmasına dayalı olduğunu, bu kapsamda ilk kararın kaldırılmasından sonra güncel ücretler esas alınarak hesaplama yapılmamasının adil yargılanma ve hak arama hürriyetine aykırılık teşkil ettiğini, ilk kararda hüküm altına alınan 494.677,60 TL' den aşağı şekilde hesaplama yapılmış olmasının hatalı olduğunu, manevi tazminatın az olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Kazazedenin elbisesinin, üzerine dökülen mazot nedeniyle değil, kendisi tarafından üzerine sıkılan sprey nedeniyle alev aldığını, olayın gerçekleşme nedeninin hatalı olarak tespit edilmesi, özellikle kusur oranın belirlenmesi olmak üzere, raporu dayanaksız hale getirmiş bulunduğunu, balata temizliği yapmak üzere kullanıma sunulan sprey kazazede tarafından amacı dışında kullanılarak mazot lekesinin çıkarılması için bizzat kendi üzerine sıkıldığını, davacının eylemi işe illiyet bağının kesildiğini, işverenin önceden tahmini mümkün olmayan, kazazedeye ait hareketin (mazot lekesinin spreyle temizlenmesinin) asli sorumlusu olarak kabul edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, kusur rapora itirazın karşılanmadığını, hükme esas alınan 24.10.2022 tarihli hesap raporuna, 12.11.2022 tarihli dilekçeleriyle yapmış oldukları itirazın karşılanmadığını, bilirkişi raporunda hesaplanan 639.159,54 TL sürekli iş göremezlik zararının hatalı olduğunu, dosyaya ilişkin bilgilere göre sürekli iş göremezlik zararının 607.147,91 TL olması gerektiğini, bu itirazın değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
- İlgili Hukuk
"Temyiz incelemesinin kapsamı" açısından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleridir. "Dava yığılması (objektif dava birleşmesi)" açısından aynı kanunun 110 uncu maddesidir. "Tazminat miktarının tayin ve tespiti" açısından kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan kanun hükümleri gözetildiğinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 417 ve 114 üncü maddesi delaletiyle 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55 ve 56 ncı maddeleridir. "Olayın iş kazası olarak tespiti ile SGK yönünden sonuçları" için 5510 sayılı Kanun'un 13, 16, 19, 20 ve 21 inci maddeleridir. "İş Sağlığı ve Güvenliğine ilişkin alınacak tedbirler" açısında işyerinin nitelik ve kapsamına göre 4857 sayılı İş Kanun'un 77 nci maddesi ile 6331 sayılı Kanun hükümleridir.
- Değerlendirme
A) Davacı ve davalı vekillerinin manevi tazminat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1.Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nu 110 uncu maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı açıktır.
- Somut olayda davacı vekilinin müvekkili lehine 300.000,00 TL manevi tazminat talep ettiği İlk Derece Mahkemesince anılan istemin kısmen kabulü ile 130.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verildiği ve Bölge Adliye Mahkemesinin 11.05.2023 tarihli kararıyla tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 238.730,00 TL'lik kesinlik sınırı gözetildiğinde manevi tazminat hükmünün kabul ve reddolan kısmının maddi tazminat hükmünden bağımsız ve ayrı nitelikte bir dava olarak kesinlik sınırı altında kalması nedeniyle iş bu hükme yönelik taraf vekillerinin temyiz itirazlarının miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
B) Davacı ve davalı vekillerinin maddi tazminat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
-
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
-
Maddi tazminatın tespiti hususunda kökleşmiş içtihatlara göre davacının davalı nezdindeki çalışması nedeniyle tespit edilen ücret katı bilinen/işlemiş dönem boyunca ve giderek bilinmeyen/işleyecek dönem boyunca sigortalının aktif çalışma devresine uygulanmaktadır. Kaza tarihinden hesap raporunun düzenlendiği tarihe kadar olan dönemi kapsayan bilinen/işlemiş dönem boyunca artırım ve iskontolama uygulanmazken, hesap raporu tarihinden sonrası için yürürlüğe girecek asgari ücretlerin varsayıma dayalı hesabı gerektiğinden, bilinmeyen/işleyecek dönem boyunca yapılacak hesapta kazancın peşin değerinin tespiti açısından "progresif rant(1/kn)" yöntemi olarak adlandırılan sabit oranda artırım ve iskontolamayı öngören hesap formulü benimsenerek hesap yapılması gerekmektedir.
-
Somut olayda 15/08/2019 tarihli hesap raporunda, davacının bakiye ömrünün tespitinde PMF 1931 tablosuna göre davacının olay tarihindeki 15 yaş karşılığı 50 yıl olarak esas alınmış, kazancın tespitinde ise asgari ücret dikkate alınmakla beraber, bilinmeyen/işleyecek dönem hesabında "progresif rant yöntemi" ve raporda benimsenen %10 artırım ve iskontolama (1/kn formulü) oranı ile uyumlu olmayacak şekilde bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılarak, gelir tenzil edilmeksizin maddi tazminat alacağı 645.267,90 TL, SGK gelir ve ödeneklerinin rücuya kabil kısmı olarak dikkate alınan 150.589,60 TL'nin tenzili ile beraber neticeten maddi tazminat alacağı 494.677,60 TL olarak hesaplanmıştır. Davacı vekili anılan netice tazminat miktarına göre maddi tazminat istemini artırırken, davalı vekili 03.09.2019 tarihli itiraz dilekçesiyle hesap raporunda bakiye ömür tespiti ile bilinmeyen/işleyecek dönem hesabının hatalı olduğuna işaretle itirazlarını ileri sürmüş ve dilekçesi ekinde sunduğu hesap tablosuna göre maddi tazminat alacağının gelir tenzil edilmeden önce 607.796,51 TL olarak hesap edilmesi gerektiğine işaret ettiği anlaşılmıştır.
-
İlk Derece Mahkemesince 18.11.2019 tarihli ilk kararında anılan hesap raporuna itibarla 494.677,60 TL maddi tazminata hükmedilmiş, iş bu kararın davacı vekilince manevi tazminat miktarının azlığı yönünden; davalı vekili tarafından ise hesap raporuna sunduğu itirazların değerlendirilmemiş olması ve manevi tazminat miktarının fazlalığı yönünden istinaf edildiği anlaşılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesinin 26.05.2022 tarihli kararında davalı istinaf itirazları nedeniyle hesap raporunda bakiye ömür tespitinde dikkate alınan tabloya göre bakiye ömrün 15 yaş karşılığı 49,49 yıl olarak esas alınması gerekirken yazılı şekilde 50 yol olarak esas alınması ve davacı istinaf itirazları nedeniyle manevi tazminatın azlığı sebebiyle İlk Derece Mahkemesinin kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine kararı verildiği anlaşılmıştır.
-
Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine dosyayı yeniden ele alan İlk Derece Mahkemesince hesap bilirkişiden alınan 24.10.2022 tarihli ek raporda bakiye ömür tespitinde itibar edilen tabloya göre düzeltme yapılırken, bilinmeyen/işleyecek dönem hesabında davalı taraf itirazları dikkate alınmadan rapor düzenlenmek suretiyle maddi tazminatın 488.569,94 TL olarak hesap edildiği, davalı vekilinin anılan rapora 12.11.2022 tarihli itiraz dilekçesiyle kök rapora itirazlarını tekrar eder mahiyette itiraz sunduğu anlaşılmıştır.
-
Bu açıklamalar doğrultusunda, mahkemece her ne kadar maddi tazminatın hesabında dairemizce kabul edilen TRH 2010 bakiye ömür tablosuna göre ömür tespiti ve bilinmeyen dönemde artırım ve iskontolama oranı olarak %5 oranın esas alınması, tazminattan yapılan indirimde de tedavi giderinin hesaptan tenzil edilmemesi gerekmekte ise de bu yönlere ilişkin taraf itirazlarının olmaması nedeniyle taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek bozma sebebi yapılamayacağı dikkate alınarak; davalı tarafın itiraz dilekçesi ekinde sunduğu hesap tablosundaki bilinmeyen/işleyecek devre hesabının yukarıda açıklanan içtihatlara uygun olması sebebiyle davalı itirazının yerinde olduğu değerlendirilerek, anılan hesap tablosuna göre belirlenen 607.796,51 TL'den kabule göre rücuya kabil olduğu benimsenen ve davacı itirazı olmadığından davalı taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hak kapsamında tenzili gereken 150.589,60 TL'nin tenzili ile neticeten 457.206,91 TL tutarındaki maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde 488.569,94 TL maddi tazminata hükmedilmesi hatalı olmuştur.
-
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
-
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bu kısımları düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı ve davalı vekillerinin manevi tazminat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının miktardan REDDİNE
2.Davacı ve davalı vekillerinin maddi tazminat hükmüne yönelik temyiz itirazları nedeniyle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddiyle, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 11.05.2023 tarih ve 2023/292 E 390 K sayılı ilamının kaldırılarak; Gaziantep 3. İş Mahkemesinin 11.01.2023 tarih ve 2022/147 E 2023/13 K sayılı ilamının hüküm fıkrasının silinerek yerine;
"Davanın Kısmen Kabulüne Kısmen Reddine;
1 457.206,91 TL TL maddi tazminatın 04.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2 130.000,00 TL manevi tazminatın 04.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3 Davacı tarafın tedavi ve hastane masrafları talebinin reddine,
4 Hükmedilen tazminat miktarına göre hesap edilen 40.112.10 TL karar ve ilam harcından 9.628,81 TL harcın mahsubu ile 30.483,29 TL bakiye harcın davalıdan tahsil (bu hususta daha önce mahkememizce 13.03.2020 tarih ve 2020/130 nolu harç tahsil müzekkeresi gereğince tahsiline karar verilen 30.993,62 TL harca ilişkin müzekkere dikkate alınarak tahsilde tekerrüre mahal verilmemesi ve fazlaya ilişkin tahsil edilen harcın istem halinde iadesine,
5 Davacının peşinen yatırmış olduğu 9.628,81 TL harcın, yargılama giderlerine katılmaksızın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6 Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen; maddi tazminat alacağı yönünden 67.008,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7 Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen; manevi tazminat alacağı yönünden 20.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8 Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen; reddedilen maddi tazminat alacağı ve tedavi hastane gideri alacağı yönünden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9 Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen; reddedilen manevi tazminat alacağı yönünden 20.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10 Davacının yaptığı ve karşıladığı posta masrafı (tebligat ve müzekkere gideri) 89,30 TL ve Bilirkişi reddiyatları 1.990,00 TL olmak üzere toplam 2.079,30 TL yargılama giderinden, davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 1.526,83 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
11 Davalının yaptığı ve karşıladığı posta masrafı (tebligat ve müzekkere gideri) 157,85 TL yargılama giderinden, davanın reddedilen kısmına tekabül eden 41,94 TL'sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
12 Davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinden artan avansın, kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran taraflara iadesine," rakam ve sözcükleri yazılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
- Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
4 Aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına,
5 Kararın niteliğine davalı tarafın Dairemizde icra edilen duruşmada kendisini vekille temsil ettirmemiş olmasına göre duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6 Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.