Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2023/5181 Kararı
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI: 2022/2636 E., 2023/66 K.
KARAR: Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Kayseri 1. İş Mahkemesi
SAYISI: 2019/254 E., 2022/235 K.
Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı, davalı ve fer'i müdahil kurum vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve fer'i müdahil kurum vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 07.09.2011 tarihinden 24.03.2015 tarihine kadar aralıksız çalıştığını, rahatsızlığı nedeniyle 3 gün raporlu olmasına karşı 24.03.2015 tarihinde hiçbir neden gösterilmeksizin iş akdinin feshedildiğini, müvekkilinin 06:30 18:30 saatleri arasında aylık 900,00 TL ücretle çalıştığını belirterek, davacı müvekkilinin davalı işyerinde 07.09.2011 24.03.2015 tarihleri arasında çalıştığının tespitine, bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, alacak talebine ilişkin dava tefrik edilmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 11.02.2012 ile 31.03.2012 arası 1 ay süreyle çalıştıktan sonra kendisinin işten ayrıldığını, 23.01.2013 tarihinde yani 10 ay sonra geri gelerek tekrar çalışmaya başladığını ve 15.09.2013 tarihinde kendisinin yine işten ayrıldığını, bu arada yaklaşık 8 ay çalıştığını, davacı ayrıldıktan 4 ay sonra tekrar 24.01.2014 tarihinden başlayarak 28.03.2015 arası yani 14 ay süreyle çalıştığını, davacının kendi isteği ile sürekli işe girip çıktığını beyanla, davanın reddini istemiştir.
2.Fer'i müdahil SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle İşçilik Alacağı ve Hizmet tespiti davasının nitelikleri itibariyle birlikte görülebilen davalar olmadığını bu nedenle davaların tefrik edilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen kurumun kanunen fer'i müdahil konumunda olduğunu öncelikle davaya fer'i müdahil olarak katılmalarına karar verilmesini talep ettiklerini, davacının hizmet cetvelinden de anlaşılacağı üzere davalı işyerinde çalışmaya başladığı tarih 11.02.2012 olduğunu ve bu tarihten önceki sürelere ilişkin resmi bir kayıt ve bir bildirim olmadığını beyanla, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı ile hükme esas alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacı davalı işyerinde 07.09.2011 tarihli ile 24.03.2015 tarihleri arasında çalıştığının tespitini talep etmiştir. Kaldırma kararı öncesinde dosya kapsamında dinlenen bordrolu olan ve tarafların akrabası olmayan tanıklar ...Vekili ve Nilüfer İçgül'ün beyanlarının birbiri ile zıt olduğu, ...Vekili'nin beyanı davacının kuruma bildirilen sigortalılık süresi ile paralel olduğu, Nilüfer İçgül'ün beyanı ise kendisinin 2011/Kasım döneminde çalışmaya başladığı ancak müfettiş incelemesi sonucu sigortalılığının 11.02.2012 tarihinde başlatıldığını kendisinin işe başladığında davacının 7 8 ay önce davalı işyerinde çalışmaya başladığını ve işten ayrıldıktan sonra da çalışmasına devam ettiğini beyan ettiği görülmüştür. Bordrolu olmayan davacı tanıklarının davacının akrabası ve tanıdığı olduğu ve davacının talepleri doğrultusunda beyanda bulunduğu, davalı tanıklarının ise davalının akrabası olduğu ve davacının kuruma bildirilen sigortalılık süresi doğrultusunda beyanda bulunduğu görülmüştür. Dosyada belge olmaması ve tanık beyanları doğrultusunda inceleme yapılması, tanıkların ise Yargıtay içtihatları gereğince bordro tanıkları ve komşu işyeri tanıkları beyanlarına üstünlük tanınması nedeniyle davalı işverenin akrabası olmayan diğer bordrolu tanıklarının beyanları çelişkili olmakta birlikte bordrolu tanık Nilüfer İçgül'ün kendisinin 2011/Kasım döneminde işe başlamasına rağmen 11.02.2012 tarihinde müfettiş incelemesi sonucu sigortalılığının yapıldığına ilişkin beyanı ile davalı işyerinde davacıda dahil bordrolu tanıkların bir kısmınında sigortalılık başlangıcının 11.02.2012 tarihi olması, bordrolu tanık Nilüfer İçgül'ün kendisinin 2011/Kasım döneminde işe başladığını ve davacının işe başladığında işyerinde çalışıyor olduğunu, kendisinden 7 8 ay önce işe başladığını beyan etmesi dikkate alınarak davacının davalı işyerinde davacının talep ettiği 07.09.2011 tarihi itibariyle çalışmaya başladığı, davacının diğer uyuşmazlık konusu dönemlerde ise talep edilen dönemde çalışması bulunan diğer bordrolu davalı tanıkların beyanları ile bu dönemler yönünden diğer bordro ve komşu işyeri tanıklarının beyanının bulunmaması dikkate alındığında davacının davalı işyerinde çalıştığına dair somut, her türlü şüpheden uzak bir veriye rastlanılmaması nedeniyle, davanın kısmen kabulü ile; davacının, davalıya ait işyerinde 07.09.2011 10.02.2012 tarihleri arasında işverence kuruma bildirilen hizmet süreleri dışlanmak suretiyle asgari ücretle tam gün sigortalı olarak çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı, davalı ve fer'i müdahil Kurum vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacı müvekkil hakkında verilen kısmen kabul kararın yerinde olmadığını, imza incelemesine itiraz ettikleri halde itirazlarının değerlendirilmediğini, davalının yönlendirmesi ve talimatı ile tanıklık yapan kişilerin beyanlarına itibarla karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; SGK kayıtlarına göre davacının Kasım ayında çalışmadığını, müvekkili işyerinde bazı sigortalıların sigortalı girişinin 11.02.2012 tarihi olmasının sebebinin sadece bu tarihte çalışılmaya başlanılmasından kaynaklandığını, müfettiş incelemesinde çalışanların beyanlarının esas alındığını, tanığın veya davacının sigortanın başlamasından evvel çalıştırıldığına ilişkin bir müfettiş incele raporu bulunmadığı halde tanık beyanına göre ve bulunmayan müfettiş raporu var farzedilerek davacının çalıştığına yönelik yapılan tespitin usul ve esasa aykırı olduğunu, mahkemece bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3.Fer'i müdahil vekili istinaf dilekçesinde; davacının çalışmalarının kurum kayıtlarında görüldüğü kadar olduğunu, kurum kayıtlarının aksinin ancak aynı değerde yazılı delil ve belgeler ile ispat edilebileceğini, buna rağmen sadece tanık beyanlarına istinaden hüküm verildiğini, kaldırma kararı sonrasında dinlenen tanıkların davacının çalışmasının parçalı olduğunu, sürekli çalışmadığını beyan ettiklerini, ayrıca yapılan imza incelemesinde imzaların davacıya ait çıktığını, davacının hizmet tespitini istediği dönemde sosyal yardımlaşma vakıflarından yardım alıp almadığının tespit edilmediğini, dava konusu olayın kamu düzenini ilgilendirir nitelikte olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını, davanın reddini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde kurum tarafından gönderilen ücretsiz izin belgelerinde imza incelemesi yapıldığı ve imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği, bordro tanığı ...' ın dinlendiği, ancak davacının devamlı çalışmadığını, davacıyı tanımadığını beyan ettiği, komşu işyeri tanıklarının dinlendiği, davacının çalışması ile ilgili bilgilerinin olmadığı, Mahkemece bilirkişi raporu alınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği, somut olayda tarafsız kamu tanığının dava konusu dönemde kesintisiz çalışmayı doğrulaması, diğer tanık beyanlarının çelişkili olması ve bir kısım tanık beyanlarının davacıyı korumaya yönelik bulunması, imzalı belgelerin varlığı dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın yerinde olduğu görülmekle taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1 b.1 maddesi gereğince esastan, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve feri müdahil Kurum vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf gerekçelerini tekrarlamıştır.
2.Fer'i müdahil SGK vekili temyiz dilekçesinde; istinaf gerekçelerini tekrarlamıştır.
C. Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespit istemine ilişkindir.
- İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun'un 86 ncı madde hükümleridir.
- Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ve fer'i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.