Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2023/4193 Kararı

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi

SAYISI: 2022/3721 E., 2023/141 K.

HÜKÜM/KARAR: Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: ... 3. İş Mahkemesi

SAYISI: 2017/173 E., 2021/123 K.

Taraflar arasındaki prime esas kazancın tespiti istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı, davalı Kripto Bilişim Teknolojileri Danışmanlık ve Medya Paz. San.ve Tic.Ltd.Şti. ve davalı Kurum vekilileri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurunun reddine, davalıların başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirkete ait işyerinde 09.01.2012 02.09.2013 tarihleri arasında yazılım geliştirme uzmanı olarak net 5,500 TL ücretle çalışmasına rağmen kazancının Kuruma düşük bildirildiğini belirterek sigorta primine esas kazancın tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP

1 Davalı Kripto Bilişim Teknolojileri Danışmanlık ve Medya Paz. San.ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davacının piyasa ve sektör ortalamasında yaptığı işe uygun şekilde 2000 TL brüt ücretle çalıştığını, Kuruma yapılan bildirimlerin doğru olduğunu, davanın yazılı delille kanıtlanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2 Davalı Kurum vekili, zamanaşımı süresinin dolduğunu, kurum kayıtlarının esas olduğunu, davanın yazılı delille ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillere, SGK kayıtlarına, işyeri kayıtlarına, bilirkişi raporuna, yasal düzenlemelere, mahkememizin önceki kararına, yukarıda açıklanan ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararına, ... 32.iş mahkemesinin 2013/713 esas sayılı dosyası kararına, mahkememizin 2013/509 esas sayılı dosyasının kesinleşmiş kararına ve tüm dosya kapsamına göre; davacının hizmet tespitine ilişkin herhangi bir talebinin olmadığı, SGK ya bildirilen hizmetleri açısından prime esas kazancın tespiti talebinin olduğu, çalışma olgusunun her türlü delil ile ispatlanabilmesine karşılık ücretin ispatında bu denli bir serbestliğin söz konusu olmadığı, Yargıtay hukuk genel kurulunun 2010/10 481 esas 2010/524 karar ve 2005/21 409 esas 2005/413 karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere ücret alma iddialarının yazılı delil ile ispat zorunluluğunun bulunduğu, talep edilen ücret miktarına göre 6100 sayılı HMK nın gecici 1/2 fıkrası uyarınca 1086 sayılı HUMUK 288 maddesi dikkate alındığında ispat için yazılı delil arandığı, şayet yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belge ya da belgeler bulunması halinde tanıklada ispatın mümkün olabileceği hususları göz önüne alındığında toplanan delillere göre usulüne uygun yazılı belge, para makbuzu, banka kaydı, ticari defter kaydı, ücret bordrosu vs. belgeler bulunmadığı, sunulan banka kayıtlarında düzenli olarak yatırılmış avansın olmadığı, davacının banka hesap hareketlerinde aldığı maaşın üzerinde harcamada bulunmasının diğer miktarın davalı tarafından yatırıldığının ispatlanmadığı sürece dava açısından öneminin olmayacağı, davacı tarafça sunulan davalı şirket imzalı kaşesini taşıyan Yapı Kredi Bankasına hitaben yazılan yazının kredi almak için düzenlenen kesin delil niteliğinde olmayan belge olduğu, itibar edilemeyeceği, yazılı delil başlangıcı niteliğinde de kabul edilemeyeceği, bekletici mesele yapılan davacıyla aynı nitelikte vasıfta çalışan kişinin açıklanan kesinleşen kararına göre de davacının ücret iddiasının yerinde olmadığı, yapılan kısmi ödemelerin tüm çalışma döneminde düzenli olarak yapılmadığından bu ödemelerin de yazılı delil başlangıcı niteliğinde olamayacağı, ücret ispatı için yeterli olmadığı, ancak ... 32. İş mahkemesi dosyasının kesinleşen kararına göre fesih tarihindeki ücret miktarının net 5.500,00 TL olarak belirtildiğinden sadece son ay ücreti açısından kesin hüküm nedeni ile prime esas kazanç miktarının bu miktar olarak belirlenmesinin gerektiği, diğer hizmet süreleri açısından prime esas kazancın ispatlanamadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı şirkette çalıştığı sürelerden son ay ücretinin aylık net 5.500,00 TL olduğunun tespitine, davacının diğer taleplerinin reddine dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı Kripto Bilişim Teknolojileri Danışmanlık ve Medya Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili; ... 32. İş Mahkemesi'nin 2013/713 E. sayılı işçilik alacağı davasında, ücretin aylık net 5.500 TL olduğu kabul edilerek karar verildiğini, davalı şirketin kaşe ve şirket yetkilisinin imzasını ihtiva eden Yapı Kredi Genel Müdürlüğü’ne hitaben yazılan ve bankaya sunulan maaş yazısı, banka hesap ekstreleri, banka avans ödemesi adı altında yapılan ödeme dekontları ve davacının halen çalıştığı şirketlerde aldığı maaşları ve prime esas kazançlarını gösterir Kurum kayıtları içeriklerinin yazılı delil olarak değerlendirilmesi gerektiğini, söz konusu belgelerin yazılı delil olarak değerlendirilmemesi halinde ise yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilmesi gerektiği ve iddianın tanık delili ile ispat edilebileceğini, dinlenen tanıkların davacının 5.500 TL ücretle çalıştığını doğruladıklarını, 1.000 TL maaş alan bir kişinin aylık ortalama 4.000 5.000 TL harcama yapabilmesinin de hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davanın kabulü gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı Kripto Bilişim Teknolojileri Danışmanlık ve Medya Paz. San.ve Tic.Ltd.Şti. vekili; davanın yazılı delille kanıtlanamadığını, davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

  1. Davalı Kurum vekili, davanın sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanamadığını, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verildiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermeyen kurum aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işveren aleyhine açtığı kesinleşen işçilik alacağı davasında verilen karar öncesinde veya sonrasında işveren tarafından davacıya ödeme yapılmadığı bildirildiğinden, sigorta primine esas kazancın tespiti davasında son ücret olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu, ne var ki bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gerekçeleriyle, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine, davalı işveren vekili ile davalı Kurum vekilinin istinaf istemlerinin kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 353/1 b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; ... 32. İş Mahkemesi'nin 2013/713 E. sayılı işçilik alacağı davasında, ücretin aylık net 5.500 TL olduğu kabul edilerek karar verildiğini, ödeme yapılmamış olmasının durumu etkilemeyeceğini, davalı şirketin kaşe ve şirket yetkilisinin imzasını ihtiva eden Yapı Kredi Genel Müdürlüğü’ne hitaben yazılan ve bankaya sunulan maaş yazısı, banka hesap ekstreleri, banka avans ödemesi adı altında yapılan ödeme dekontları ve davacının halen çalıştığı şirketlerde aldığı maaşları ve prime esas kazançlarını gösterir Kurum kayıtları içeriklerinin yazılı delil olarak değerlendirilmesi gerektiğini, söz konusu belgelerin yazılı delil olarak değerlendirilmemesi halinde ise yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilmesi gerektiği ve iddianın tanık delili ile ispat edilebileceğini, dinlenen tanıkların davacının 5.500 TL ücretle çalıştığını doğruladıklarını, belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

  1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.

  1. İlgili Hukuk

1 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2 Davanın Yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanun'un “Prime esas ücretler” başlığını taşıyan 77 nci maddesinin 1 inci fıkrası ile 5510 sayılı Kanun'un “Prime esas kazançlar” başlıklı 80 inci maddesinin birinci fıkrasında, sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl belirleneceği açıklanmıştır. Diğer taraftan 506 sayılı Kanun'un 79/10 ve 5510 sayılı Kanun'un 86/9 ıncı maddelerine dayalı olarak açılan bu tür hizmet tespiti davalarında kesinleşen mahkeme ilamı, işverence Kuruma verilmeyen belgelerin yerine geçecek nitelikte olduğundan hükümde ayrıca 77 ve 80 inci maddelere göre hesaplanacak olan 1 günlük ücretin belirtilmesi de gerekmektedir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 288 inci maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belirli bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289 uncu maddesinde, 288 inci madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292 nci maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 200 ve 202 nci maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.

Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10 480 E., 2010/523 K., 20.10.2010 gün ve 2010/10 481 E., 2010/524 K., 20.10.2010 gün ve 2010/10 482 E., 2010/525 K., 19.10.2011 gün ve 2011/10 608 E., 2011/649 K., 19.06.2013 gün ve 2012/10 1617 E., 2013/850 K., sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.

  1. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2 Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurulları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekili tarafından ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, Üye ...'ın muhalefetine karşı, Başkan ... ile Üyeler ..., ... ve ...'nın oyları ve oy çokluğuyla,13.04.2023 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

Dairemizin 2021/7772 E, 2021/11456 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerinde açıklandığı üzere;

  1. 5510 sayılı kanunun 80/1.d maddesindeki son aya mal etme uygulaması, yanlış bir yorumla yapılmaktadır. Zira maddeye göre “Ücretler hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime tabi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir ve ücret dışındaki bu ödemelerin yapıldığı ayda üst sınırın aşılması nedeniyle prime tabi tutulamayan kısmı, ödemenin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanarak iki ayı geçmemek üzere üst sınırın altında kalan sonraki ayların prime esas kazançlarına ilâve edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, 82 nci madde hükmü de nazara alınmak suretiyle prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dahil edilir”. Görüldüğü gibi son aya mal edilecek ödeme, ücret dışındaki ödemelerdir. Oysa burada karar altına alınan ücret olduğuna göre son aya değil, tüm hizmet süresine mal edilmesi ve ödenip ödenmemesine bakılmaması gerekecektir.

  2. Çoğunluk görüşü ile somut uyuşmazlıkta, davacının kesinleşmiş ve dönemlerine göre de işçilik alacakları tespitine esas olmuş belirlenen ücreti işçilik alacaklarında ödeme olgusuna bağlı olarak icra takibi var ise de ödenmediği dikkate alınarak davanın reddine dair kararın onanmasına karar verilmiştir.

  3. Belirtmek gerekir ki karar altına alınan ücret olduğuna ve ücretler hak edildikleri aya mal edileceğine göre yerel mahkemenin kararı isabetlidir. Kararın bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan, çoğunluğun salt ücret yönünden son aya mal etme ve ödenmemesi nedeni ile kararı onaması yasanın açık düzenlemesine aykırı olup, temel sosyal güvenlik hakkını ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle onama gerekçesine katılınmamıştır.