Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2023/4048 Kararı
MAHKEMESİ: İş Mahkemesi
SAYISI: 2019/144 E., 2021/245 K.
KARAR: Kısmen kabul
Taraflar arasındaki sigortalının iş kazasından sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince verilen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edildiği anlaşıldıktan; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kazalı sigortalının 13.02.2006 günü meydana gelen iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğradığını iddia ederek 20.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı vekili yargılama sırasında14.04.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini toplam 60.268,76 TL ye çıkarmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın 13.02.2006 tarihinde gerçekleştiğini ve aradan 6 yıl geçtiğini, Borçlar Kanun'un 72 inci maddesinin "Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa bu zamanaşımı uygulanır" ifadesine dayanarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının delillerinin taraflarına tebliğ edilmediğini, davacının dava dilekçesinde beyan ettiği görev tanımı, ücreti ve işe başlangıç tarihinin gerçeği yansıtmadığını, davacı asilin şirkette imalat bölümünde çalıştığını, çalıştığı iş ile ilgili her türlü eğitimin verildiği, aldığı net maaşın AGİ de dahil olmak üzere 1060,00 TL olduğunu ve davacının 1988 tarihinde işe başladığını, davalı şirkette iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak tüm önlemlerin alındığını ve denetimlerin sağlandığını, kazanın oluşumunda davacının dalgınlığının olduğunun olay yeri tutanakları, fezleke ve davacının vermiş olduğu ifadede yer aldığını, davacının tedavi giderlerinin şirket tarafından karşılandığını iddia ederek dava konusu kazada adli tıp kurumundan rapor alınmasını, kusur oranları ve davacının işgücü kaybının tespit edilmesini, davanın zamanaşımı yönünden reddedilmesini, davacı delillerinin tebliğ edilmesini, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmesini, yargılama giderlerininn ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.10.2015 tarihli ve 2012/869 Esas, 2015/307 Karar sayılı kararı ile; 1 Davanın kısmen kabulü ile
2 60.268,76 TL maddi tazminatın 13.02.2006 kaza tarihinden itibaren yasal faizil ile birlikte
3 15.000,00 TL manevi tazminatın 13.02.2006 kaza tarihi paranın alım gücü, kusur ve maluliyet oranı dikkate alınmak suretiyle) itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
4 Manevi tazminat konusundaki fazla istemin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
- (Kapatılan) 21.Hukuk Dairesinin 18.02.2019 tarih ve 2018/2233 Esas ve 2019/1087 Karar sayılı ilamında özetle; somut olayda, metal pres ustası ustası olan işçinin asgari ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu yönündeki kabul isabetli ise de sendikalı olmayan işçi lehine Birleşik Metal İş Sendikası tarafından bildirilen emsal ücretin esas alınmasıyla birlikte hesaplama yapılmasının da dosya kapsamına ve oluşa uygun olmadığı, yapılacak işin, müteveffa sigortalının yaptığı iş, yaşı, kıdemi belirtilmek suretiyle ilgili meslek odalarından, TÜİK ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nden bilinen devrede alabileceği ücretleri sormak, elde edilecek sonuçları dosyadaki diğer verilerle ve özellikle dava dilekçesindeki taleple birlikte değerlendirip talebi aşmayacak şekilde gerçek ücreti tereddütsüz olarak belirlemek, akabinde bozma ilamından önce alınan dosyadaki 15.02.2015 tarihli hesap bilirkişi raporunda belirlenen diğer veriler gözönüne alınarak maddi zararın hesaplanması amacıyla hesap bilirkişisinden rapor almak, usulü kazanılmış hakların gözetilmesi suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibaret olduğu belirtilerek mahkeme kararı bozulmuştur.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 16.12.2021 tarihli ve 2019/144 Esas, 2021/245 Karar sayılı kararı ile; yeniden yapılan yargılamada usul ve yasaya uygun yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, bozma ilamı doğrultusunda emsal ücret araştırması kayıtlarının celp edildiği, hesap bilirkişisi...'dan 01.02.2021 ve 30.07.2021 tarihli raporlar aldırıldığı, davacının nihai maddi zarar tutarının 24.058,96 TL olduğunu bildirdiği, dosya kapsamı ve toplanan delillere göre davacının, davalı işveren nezdinde belirsiz süreli hizmet akdi ile çalıştığı esnada işyerinde 13.02.2006 tarihinden iş kazasına maruz kaldığı ve %10 oranında iş göremezlik oranının belirlendiği, aldırılan kusur heyet raporunda; olayın 5510 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine göre iş kazası olduğu, kazanın oluşumunda davalı şirketin %60, davacının ise %40 oranında kusurlu olduğu, mahkememizce görevlendirilen tazminat bilirkişisi raporuna göre davacının talep edebileceği maddi zararın 24.058,96 TL olduğunu, bilirkişilerin raporlarının dosya kapsamına ve delillere uygun olduğu anlaşıldığı, davacının maddi zararlarına karşılık 24.058,96 TL maddi tazminatın ve davacının duymuş olduğu üzüntü elem ve manevi tazminatlarına karşılık 15.000,00 TL manevi tazminatın, yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin ücretinin işçilik alacaklarının görüldüğü ... 29. İş Mahkemesinin 2013/256 Esas sayılı dosyasında tespit edildiğini, söz konusu kararın kesinleştiğini, işbu dava dosyasındaki tüm hesaplamaların 1.800 TL ücrete göre yapıldığını, mezkur dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda işbu ücrete göre yapılan hesaplamaların dikkate alınarak müvekkilin hak ve alacakları hüküm altına alındığını, huzurdaki dava dosyasında, müvekkilin uğradığı zararın hesabında hüküm tarihine en yakın tarihteki asgari ücretteki artış oranlarının dikkate alınması gerektiğini, bu nedenle müvekkilinin bilinen dönem zararının 2021 yılına göre tekrar hesaplanması gerektiğini, her ne kadar bozma öncesi yapılan ücret araştırmaları yetersiz kalmış ise de bozma sonrası yapılan emsal ücret araştırmaları neticesinde 3 farklı meslek odasından müvekkilinin aldığı ücretin dava dilekçesinde beyan ettiğikleri ücretten fazla olduğunun ortaya çıktığını, kaldı ki dinlenen davacı tanıklarının da bu ücret miktarını teyit ettiklerini, davalı tanıkları dahil iş yerinde elden ödeme olgusunun bulunduğunu beyan ettiklerini, bu nedenle rapordaki aleyhe ücret tespitine göre yapılan hesaplamaları kabul etmediklerini, asgari ücretteki artışların kamu düzeninden olduğunu, resen dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin zararının asgari ücretin altında bir ücret ile hesaplanamayacağını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan hukuka aykırı bilirkişi raporunun, resmi belgeyle sabit durum aksine somut maddi gerçekliğe aykırı hesaplamalar içermekte olduğunu, davacının müvekkili şirket bünyesinde çalışmaya devam ettiği sürelerin aktif devredeki net kazanç miktarına dahil edilmeden hesap yapılması gerektiğini, davacının, dava dilekçesinde zaten 2012 yılına kadar çalıştığını ve maaşlarını eksiksiz aldığını ikrar ettiğini, bu hususla beraber yapılan tazminat hesabının, davacının ücretinin bordrolardan yüksek olacak şekilde asgari ücretin 1.40 katı olarak hesaplandığını ve bu haliyle resmi belgeyle sabit durum aksine somut maddi gerçekliğe aykırı hesaplama yapıldığını, meydana gelen kazaya kendi kusuruyla sebebiyet veren davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş kazası neticesinde sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi tazminata hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
- İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK Geçici 3 üncü maddesi delaletiyle uygulama imkanı bulan 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 1086 sayılı HUMK’nun 427 ilâ 444 üncü maddeleri, 6100 sayılı HMK'nun 26 ıncı ve 303 üncü maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanun'un 332 ve 98 inci maddeleri gereğince uygulanan aynı Kanun'un 41, 42, 43, 44, 46 ve 47 inci maddeleri ile 53 üncü maddesi, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 2 inci maddesi gereğince uygulanma olanağı bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un 55 inci maddesi, 4857 sayılı İş Kanunun 77 inci maddesi, manevi tazminatın belirlenmesi yönünden 22.06.1996 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.
- Değerlendirme
1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2.Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; mahkemece Dairenin bozma ilamına uyma kararı verildiği, Tüik ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nden davacı sigortalının bilinen devrede alabileceği ücretlerin sorulduğu, davacı sigortalının kesinleşen işçilik alacaklarının görüldüğü ... 29. İş Mahkemesinin 2013/256 esas sayılı dosyasının celp edildiği, bozma sonrası dosya kapsamına celp edilen tüm bilgi ve belgelerden sonra, davacı sigortalının maddi zararının tespiti açısından dosyanın hesap bilirkişisine tevdii edildiği, hesap bilirkişisinin düzenlemiş olduğu raporda, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından gönderilen cevabi yazıdaki tutarların dikkate alındığı, sigortalının ücretinin asgari ücretin 1.40 katı olarak tespit edilerek maddi zararın belirlendiği, şu haliyle bozma gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
3.Mahkemece yapılacak iş, daha önceki bozma ilamında da işaret edildiği üzere, sigortalının yaptığı iş, yaşı, kıdemi belirtilmek suretiyle ilgili meslek odalarından, TÜİK'ten bilinen devrede alabileceği ücretleri sormak, sigortalının kesinleşen işçilik alacakları dosyasında alacaklara esas ücretini değerlendirmeye tabi tutmak, elde edilecek sonuçları dosyadaki diğer verilerle ve özellikle dava dilekçesindeki taleple birlikte değerlendirip talebi aşmayacak şekilde gerçek ücreti tereddütsüz olarak belirlemek, akabinde bozma ilamından önce alınan dosyadaki 15.02.2015 tarihli hesap bilirkişi raporunda belirlenen diğer veriler gözönüne alınarak maddi zararın hesaplanması amacıyla hesap bilirkişisinden rapor almak, usulü kazanılmış hakların gözetilmesi suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
-
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
-
O halde, temyiz eden davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları dikkate alınarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalıdan alınmasına,Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.