Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2023/3996 Kararı

MAHKEMESİ: Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

SAYISI: 2020/305 E., 2023/10 K.

KARAR: Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen davacının murisinin hizmetinin tespiti ile davacıya ölüm aylığı bağlanması davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının murisi Ali Osman Tekin'in 14.08.1959 tarihinde 1 gün çalıştığının tespitini, ölüm aylığı bağlanması talebinin reddine dair Kurum işleminin iptalini, davacıya vefat eden babasından ölüm aylığı bağlanmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin, 10.04.2018 tarihli 2015/37 2018/288 sayılı kararı ile davanın kabulüne, davacı murisi Ali OsmanTekin'in davalıya ait iş yerinde 14.08.1959 tarihinde 1 gün süre ile çalıştığının tespitine, davalı kurumun 04.09.2008 tarih 22594 işlem sayılı kurum işleminin iptaline, davacının askerlik borçlanmasını yaptığı tarihi takip eden aybaşı olan 01.08.2008 tarihinden itibaren yetim aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Bozma Kararı

  1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan Kurum ve dahili davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

  2. Hukuk (Kapatılan) Dairesi'nin 22.06.2020 tarih ve 2019/2649 Esas 2020/2560 Karar sayılı kararında davacının fiili çalışması yöntemince kanıtlanmadan karar verildiği,toplanan delillerin kabule yeterli olmadığı, işveren tarafından üstlenilen isale kanalı inşaatı işi ile ilgili evrak,sözleşme veya ihale dosyası bulunup bulunmadığını araştırmak, dönem bordrolarında kayıtlı bordro tanıklarının beyanına başvurmak, dinlenen tanıkların sigorta kayıtlarını getirtmek, Kurumdan, belediyeden ve vergi dairesinden sorulmak suretiyle, ayrıca zabıta marifetiyle sağlıklı bir araştırma yaptırılarak başka komşu işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tespit ederek tanık olarak bilgilerine başvurmak,davacı murisi Ali Osman Tekin’in sigorta sicil dosyasını getirtmek,işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına hangi tarihte intikal ettiğini,sigorta sicil numarasının ilgili yılın serilerinden olup olmadığını sormak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Kanun'un 2, 6, 9 ve 79/8 inci maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar karar vermek gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tespit edilen bordro tanıklarının davacının murisini tanımadıklarını beyan ettiği, dava konusu olay üzerinden 64 yıl geçmiş olması, fiili çalışmanın ... Burdur arasında geniş bir alanda çok sayıda işçi ile yapılmış olması, temin edilebilen belgelerin okunaksız olması, çalışmanın açık arazide yapılması sebebiyle komşu iş yeri araştırmasının yapılamaması, gelen yazı cevaplarından sözleşme veya ihale dosyasının bulunmadığının anlaşılması, dönem bordro tanıklarının büyük çoğunluğunun vefat etmiş veya tanıklık yapacak durumda olmaması gözetildiğinde yapılacak başka inceleme ve araştırma bulunmadığı, bordro tanıkları Mustafa Baraç, Hasan Zengin, Mehmet Ali Şahan'ın anlatımlarına itibar edilerek karar verildiği gerekçesi ile davanın kabulüne , davacının murisi Müteveffa Ali Osman Tekin'in davalıya ait iş yerinde 14.08.1959 tarihinde 1 gün süre ile çalıştığının tespitine, davalı kurumun 04.09.2008 tarih 22594 işlem sayılı kurum işleminin iptaline, davacının askerlik borçlanmasını yaptığı tarihi takip eden aybaşı olan 01.08.2008 tarihinden itibaren yetim aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum ve dahili davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kurum vekili, işe giriş bildirgesi verilmesinin tek başına fiili çalışmayı göstermeyeceği, askerlik borçlanması tahakkuku Kurum tarafından yapılmadığı halde davacının kurum hesabına borçlanma bedelini yatırdığını, tanıkların davacı murisini tanımadığını beyan etmesine rağmen ispatlanamayan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalılar vekili, ...'ın mirasını ... Sulh Hukuk mahkemesi 21.05.2014 tarihinde kesinleşen kararı ile reddettiklerinden kendilerine davalı olarak husumet yöneltilemeyeceğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

  1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacıların murisi Ali Osman Tekin'in 14.08.1959 tarihli çalışmasının tespiti ile davacıya ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.

  1. İlgili Hukuk

Taraf ehliyeti davada taraf olabilme yeteneğidir. Medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir (HMK m. 50). Yargılama sürecinde tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları gereği, usul hukukunun temel ilkelerinden biridir ve HMK 114/1 d maddesine göre dava şartıdır.

Yargılama sırasında taraflardan birisinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden ölen kişinin veya kural olarak vekilinin davaya devam etmesi mümkün değildir. Yargılama sırasında taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir (HMK m. 55). Bu hüküm mirasçıların mal varlığını etkileyen davalarda dikkate alınmalıdır. Ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir.

Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 605'nci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir.

Yasal ve atanmış mirasçılar mirası, TMK.'nın 606'ncı maddesi gereğince üç ay içinde reddedebilirler. Bu üç aylık süre hak düşürücü bir süredir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri kanıtlanmadıkça, murisin ölümünü öğrendikleri tarihten işlemeye başlar. Atanmış mirasçılar için ise süre, murisin tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.

Türk Medeni Kanunu'nun 612 nci maddesinde “En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir.” düzenlemesine yer verilmiş olup; mirasın reddi durumunda tasfiye sonucu terekeden arta kalan olursa, bunlar ikinci zümreye geçmeyerek mirası reddetmiş olan birinci zümreye verileceği hususu, yine tahsiline hukmedilecek alacak miktarı, bunun sonucu olarak da terekeden ödenecek kısmı etkileyeceği gözetildiğinde, hizmet tespiti davasının mirası reddetmiş olanların da hak alanını ilgilendireceği açıktır.

Yargılama sırasında vefat eden tarafların mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde mirasçıların murisin borçlarından sorumlulukları son bulmaktadır. TMK’nın 612 nci maddesinde en yakın yasal mirasçıların, mirasın tamamını reddetmesi halinde reddedilen mirasın iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre davaya terekeye karşı devam edilmesinin talep edilmesi halinde terekeye atanacak temsilci ile davaya devam olunmalıdır.

  1. Değerlendirme

Somut olayda; ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 16.04.2014 tarihli 2014/ 262 E. ve 2014/485 K. kararında adı geçen mirasçıların mirası reddettikleri belirtildiğinden, Mahkemece, davacıya talep etmesi halinde terekeye temsilci tayin ettirmesi için önel verilmeli, taraf teşkili sağlandıktan sonra sonucuna göre karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

İlk Derece Mahkemesi kararının, sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA,

Temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.