Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2023/2010 Kararı
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI: 2022/306 E., 2022/2053 K.
vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ: 12.02.2021
HÜKÜM/KARAR: Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: ... 2. İş Mahkemesi
SAYISI: 2021/89 E., 2021/640 K.
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali ile eşinden ölüm aylığı bağlanan davacıya babasından dolayıda ölüm aylığı bağlanması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ...’in babası ... 'in 29.08.2002 tarihinde vefat ettiğini, 25.12.2020 tarihinde vefat eden eşinden dolayı SSK statüsünde dul aylığı alırken, babadan dolayı yetim aylığı talep ettiğini, davalı kurumun müvekkiline gönderdiği 18.01.2021 tarihli yazı ile“ 4/b Bağkur kapsamında eşinizden emekli maaşı aldığınız tespit edildiğinden talebiniz ret edilmiştir.” denildiğini, kurum kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yazıda, 4/b Bağkur kapsamında eşinizden emekli maaşı aldığınız tespit edildiği belirtiliyor ise de, yerleşmiş Yargıtay Kararlarına göre SSK statüsü ve bağ kur statüsünde aylık alan eş ve babalar nedeni ile 02.08.2003 tarihinden önce ölen baba için iki maaş alma imkanı bulunduğunu, davacının babasının 29.08.2002 tarihinde vefat ettiğini, yasa değişikliğinin ise 02.08.2003 tarihinde olduğunu, bu nedenle müvekkiline çift maaş bağlanmasının mümkün olduğunu belirterek davaya konu kurum işleminin iptaline, yetim aylığının kesildiği 25.12.2020 tarihten itibaren tekrar bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 54 üncü maddesinin 5 inci fırkasında belirtildiği üzere "hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre işinden ya da ana ve veya babasından bağlanacak aylığı" düzenlemesi gereği, Kurum işleminin hukuka ve amir yasa hükümlerine uygun olduğunu, söz konusu hükümler gereğince müvekkili kurumun yapmış olduğu tüm işlemlerin hukuka ve yasalara uygun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın kabulü ile; davacıya 25.12.2020 tarihinden itibaren yetim aylığı bağlanmasına, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacının babası üzerinden aylık alma hakkı doğuran olay eşinin vefat ettiği tarih olacağından davacının çift aylığa hak kazanamayacağını, davacının 05.12.1972 tarihinde ... ile evlendiğini, babasından dolayı aylığa hak kazanma tarihinin eşinin vefat ettiği tarih olan 25.12.2020 olduğunu ve bu tarihe göre hem eşinden hem de ana veya babasından ölüm aylığından hak kazananlara tercihine göre eşinden yada ana veya babasından aylık bağlanacağının hüküm altına alındığını, dolayısıyla davacıya babasından dolayı ölüm aylığı bağlanamayacağının açık olduğunu belirterek kararının ortadan kaldırılmasını ve davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Davacının eşi 25.12.2020 tarihinde vefat ettiğinden davacının hak sahipliği sıfatı bu tarihte yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun gereğince değerlendirilmelidir. 5510 sayılı Kanun'un 01.10.2008 günü yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34 üncü maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54 üncü maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Belirtilen yasal düzenlemeler ışığında dava incelendiğinde, evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanının ödeneceğine ilişkin hüküm karşısında, eşi üzerinden tahsis edilen ölüm aylığı daha fazla olan davacıya ayrıca babası üzerinden de aylık bağlanamayacağı belirgindir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde kurum işleminin yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu gerekçesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi nin 2 numaralı alt bendi gereğince ortadan kaldırılmasına, esas hakkında yeniden karar verilmesine, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Aynı konuda açılan emsal davaların kabulüne karar verildiğini, babasının ölüm tarihindeki mevzuata göre aylığa hak kazandığını, 21. Hukuk Dairesinin bu konuda emsal kararları olduğunu, her iki aylığı almasına engel bir durum olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eşinden ve babasından çift ölüm aylığı bağlanması ile kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
- İlgili Hukuk
5510 sayılı Kanun'un 01.10.2008 günü yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34 üncü maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54 üncü maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır.
- Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Davacının babadan dolayı hak sahipliği sıfatı, 01.10.2008 tarihi sonrası, 25.12.2020 tarihinde kocasının ölümüyle kazanıldığından hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükteki mevzuat gereği, özellikle 5510 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesi kapsamında davacının hem eşinden hem de babasından ölüm aylığı alamayacağı bu bağlamda kararın isabetli olduğu anlaşılmaktadır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki yazılı temyiz giderinin temyiz eden ilgiliye yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...