Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2023/12483 Kararı

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI: 2022/2516 E., 2023/1526 K.

KARAR: Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: ... 30. İş Mahkemesi

SAYISI: 2020/393 E., 2022/481 K.

Taraflar arasındaki hizmet ve sigorta primine esas kazancın tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalılardan ..., Kurum ve TPIC vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalılardan ..., Kurum ve TPIC vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 20.05.2002 tarihinden itibaren TPIC şirketinde çalışmaya başladığını, aralıksız olarak bu işveren bünyesinde derikmen olarak çalışmasına rağmen sigortasının 01.04.2005 tarihinden itibaren davalı ..., 30.11.2009'den sonra 20.03.2010 tarihine kadar davalı Hazar Şirketinde gösterildiğini, en son yurt içinde 2.000,00 TL ücret aldığını, yurt dışı çalışmalarında daha fazla ücret aldığını, ücretinin yüksek olmasına rağmen sigortasının asgari ücret üzerinden yatırıldığını, yine aralıksız çalışmasına rağmen 2006 2007 ve 2009 2010 yıllarında sigorta kayıtlarınınde eksik yatırıldığını beyanla, davacının davalı işverenler bünyesinde çalıştığı sürenin ve ücretin tespiti ile Kuruma bildirilen kazanç ve gerçek ücret arasındaki işverenlerce ödenmesi gereken primlerin tespit edilerek SGK tarafından davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı SGK vekili cevaplarında; davalılarda bir kısım hizmetlerin işe giriş bildirgeleri ile Kuruma verildiğini, anılan dönem ile ilgili şikayet dilekçesi bulunmadığınıi bu nedenle Kurum müfettişlerince inceleme yapılmadığını, hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davalı Kurumun herhangi bir kusuru olmadığından vekalet ücreti ve masraftan sorumlu olmayacağını beyanla haksız ve yersiz davanın reddini talep etmiştir.

2.Davalı TPIC vekili cevaplarında; davacının müvekkili şirkette 22.05.2002 31.03.2005 tarihleri arasında çalıştığını, projelerin devamlılığı için sondaj işlerinde dışarıdan hizmet alım yoluna gidildiğini, bu nedenle davacının tüm hakları ödenerek iş akdinin 31.03.2005 tarihinde sonlandırldığını, husumet itirazında bulunduklarını beyanla haksız ve yersiz açılan davanın reddini talep etmiştir.

3.Davalı Hazar Şirket vekili cevaplarında; davacının müvekkili şirkette 05.12.2009 tarihinden itibaren diğer davalı TPIC bünyesinde çalışmaya başladığını, iş akdinin istifa sonucu 20.03.2010 tarihinde sonlandığını, asgari ücret aldığını, prime esas kazancın doğru ve eksiksiz bildirildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.

4.Davalı ... vekili cevaplarında; davacının asgari ücret ile çalıştığını, haricinde yapılan ödemelerin harcırah ve fazla mesailere ilişkin olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece "Davanın kısmen kabulü ile;

1 Davacının davalı iş yerlerinde Kurum'a bildirilen sürelerden dolayı pirime esas kazancının bilirkişi Feridun Sarı tarafından düzenlenen 09.05.2022 tarihli ek bilirkişi raporundaki tabloda ödenen brüt sütunundaki miktarlar olduğunun tespitine,

2 Bilirkişi Feridun Sarı tarafından düzenlenen 09.05.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda eksik bildirilen SPEK sütununda gösterilen Toplam 19.576,64 TL SPEK'in ilgili aya ait olmak üzere TPIC adına tescilli dosyada SGK'ya bildirilmesine,

3 Bilirkişi Feridun Sarı tarafından düzenlenen 09.05.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda eksik bildirilen SPEK sütununda gösterilen Toplam 87.474,86 TL SPEK'in ilgili aya ait olmak üzere ... adına tescilli dosyada SGK'ya bildirilmesine,

4 Bilirkişi Feridun Sarı tarafından düzenlenen 09.05.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda eksik bildirilen SPEK sütununda gösterilen Toplam 9.110,38 TL SPEK'in ilgili aya ait olmak üzere Hazar Sosyal Hizmetler Şirketi adına tescilli dosyada SGK'ya bildirilmesine,

5 ... ve Hazar Sosyal Hizmetler Şirketi adına tahakkuk edilecek eksik bildirilen SPEK tutarlarından davalı TPIC'in müştereken ve müteselsilen sorumlu olmasına,

6 Bilirkişi Feridun Sarı tarafından düzenlenen 09.05.2022 tarihli ek bilirkişi raporunun gerekçeli kararın eki sayılmasına,

7 Davacı tarafın eksik günlerin tespiti ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddine," karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılardan ..., Kurum ve TPIC vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin diğer taleplerinin de kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulduğunu, hak düşürücü sürenin geçtiğini, Kuruma başvurunun yerine getirilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3.Davalı TPIC vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihale makamı olarak sorumluluklarının bulunmadığını, eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporunun çelişkili olduğunu, asıl işveren olmadıklarını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

4.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun yerinde olmadığını, hukuki değerlendirme yaptığını, harcırah ve yolluğun prime esas kazanç olarak değerlendirilemeyeceğini, muvazaa iddiasının araştırılmadığını, işyeri devrinin araştırılmadığını, davacının sondör olmadığını, harcırahın maaş olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Somut olayda, davacının dava konusu edilen dönem içerisinde davalılara ait iş yerlerinden bildirimlerinin yapıldığı, davacıya davalı işverenler tarafından ücret, harcırah ve benzeri ödemelerin banka kanalıyla yapıldığı, elden ödeme yapılmadığı, davalı işverenler tarafından aldıkları her işte çalıştırdığı işçisini işin gereği olarak işin bitimiyle, iş aldığı yerdeki şantiyeye gönderirken yolluk (harcırah) olarak çalıştığı süre boyunca günlük harcırah ödediği, bu uygulamanın yolluk (harcırah) verilme nedeniyle çok uyuşmadığı, davacıya yapılan ödemeler dikkate alınarak prime esas kazancın belirlendiği, davacının eksik gün bildiriminin de tespit edilemediği anlaşıldığından mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı..." gerekçesiyle mahkeme kararı yerinde bulunarak istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılardan ..., Kurum ve TPIC vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3.Davalı TPIC vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

4.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

  1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hizmet tespitine ilişkindir.

  1. İlgili Hukuk

Anayasanın 141 ici maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 28, 297, 298 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 506 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi, 5510 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesi.

  1. Değerlendirme

1.Anayasamızın 141 inci maddesinde, yargılamanın aleniyeti ilkesi benimsenmiştir. Bunun anlamı yargılama açık olarak yapılacak ve yargılamanın sonunda verilen karar da açıkça belirtilecektir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 149 uncu (HMK’nun 28 inci ) maddesinde de bu husus belirtilmiştir.

2.Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 381 inci (HMK’nun 294 üncü) maddesi gereğince Mahkeme, hazır olan tarafları iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Kararın tefhimi en az aynı Kanun'un 388 inci (HMK’nun 297 nci) maddesinde belirtilen hüküm sonucunun tutanağa geçirilerek okunması suretiyle olur.

3.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388/1 3 üncü maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1 c maddesinde, bir Mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiği açıklanmıştır.

4.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297 nci maddesinde: “(1)Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar: a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.

b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.

c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.

ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.

d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.

e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.

(2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.

5.Yine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 389 uncu (HMK’nun 298 inci) maddesinde de hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Bu hükümden anlaşılacağı gibi, mahkeme hükmünü gerekçesi ile birlikte tam olarak yazmış olsa bile, bunu duruşma tutanağına tamamen yazdırması ve okunması gerekir. Bir başka ifade ile mahkeme hükmünün hukuki varlık kazanabilmesi için onun tefhim edilmesi, verilen kararla, ne şekilde tefhim edildiğinin duruşma tutanağına yazılması zorunludur. Aynı maddenin son fıkrası gereğince de zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın sonradan belli bir süre içinde yazılması mümkündür.

6.Kısa karar, bir davayı sona erdiren (Niha i) temyizi mümkün olan son kararlardandır. Bu kararla mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Asıl olan kısa karardır. Bu gibi hallerde de Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388 inci (HMK’nun 297 nci) maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararında buna uygun olarak düzenlenmesi gereklidir. (10/04/1992 gün ve 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı) Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 2011/21 23 E. 268 K., 2012/6 97 E. 203 K., 2012/10 149 E. 291 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.

  1. Somut olayda; bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına dair hüküm kurulmuş ise de verilen karar infaza elverişli değildir.

8.Böyle bir hükmün infazı sırasında bir faydası olmayacağı gibi, tam aksine tereddüt oluşturacağı da açıktır. Açıklanan nedenlerle, kamu düzeni amacıyla konulmuş, emredici hükümlerden olan yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırı olarak davanın yürütülüp sonuçlandırılması ve yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

9.Mahkemece, davacının talep konusu dönem içinde her bir takvim yılı içerisinde hangi tarihlerde ne kadar süre ne ücretli ile çalıştığının açıkça ve tek tek tereddüte mahal bırakmaksızın belirtilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hükme esas kılınan bilirkişi raporuna atıfta bulunmak suretiyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA,

Temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.