Tapusuz Taşınmaz Tescili: Hazine ve Belediyesi Karşıtı Davada Yargıtay Bozma - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2023/6736 Kararı

MAHKEMESİ: Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI: 2019/284 E., 2021/169 K.

DAVALILAR: Hazine vekili Avukat ..., Manavgat Belediye Başkanlığı vekili Avukat ..., Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ: 29.01.2015

HÜKÜM: Kabul

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.09.2019 tarihli, 2016/10919 Esas, 2019/5256 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş; kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sırasında dava dilekçesine ekli krokide (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün tescil harici bırakıldığını, oysa bu taşınmazın müvekkili tarafından annesinin de yardımıyla en az 25 30 yıl önce imar ihya edilip üzerine ev yapıldığını, taşınmazın hem barınma amacıyla hem de tarımsal amaçla kullanıldığını ileri sürerek nizalı taşınmaz bölümünün müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

  1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaz bölümünün Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, Milli Emlak Müdürlüğü tarafından yapılan tahkikat sonucunda taşınmazda yalnızca ev bulunduğunun ancak tarımsal faaliyette bulunulduğuna ilişkin emare bulunmadığının tespit edildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

  2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; nizalı taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

  3. Bozma sonrası davaya dahil edilen davalı ... vekili cevap dilekçesinde; eldeki davanın ilçe belediyesine karşı açılabileceğini, esas yönüyle ise Mahkemece nizalı taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.12.2015 tarihli, 2015/50 Esas, 2015/706 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre nizalı taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğu ve davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişilerin 04.10.2015 tarihli raporu ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 427,65 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

  1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

  2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.09.2019 tarihli, 2016/10919 Esas, 2019/5256 Karar sayılı kararıyla; davanın, TMK'nın 713/1 inci 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkin olduğu, tescil davalarında Hazine yanında ilgili kamu tüzel kişiliklerine de husumet yöneltilmesi gerektiği, dava Hazine ve Manavgat Belediye Başkanlığına karşı açılmış olmakla birlikte hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun uyarınca Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığının da davaya dahil edilmesi gerektiğinin gözden kaçırıldığı, bu haliyle taraf teşkilinin tamamlandığından söz edilemeyeceği belirtilerek, Mahkemece ...'nın davaya dahil edilmesi için davacıya süre verilmesi, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıdan savunma ve delillerinin sorulması, bildirmesi halinde delillerinin toplanması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle sair yönler incelenmeksizin karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin 18.06.2021 tarihli, 2019/284 Esas, 2021/169 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca taraf teşkilinin sağlandığı, nizalı taşınmaz bölümünün davacı tarafından 30 yıl önce imar ihya ve dava tarihine kadar nizasız fasılasız şekilde zilyet edildiği, üzerinde 30 yaşlarında meyve ağaçlarının, etrafında ise 30 35 yıldır değişmeyen eski taş duvarın bulunduğu, sonucu itibariyle nizalı taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişilerin 16.12.2020 havale raporu ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 427,65 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen kararın eksik araştırma ve incelemeye dayalı olduğunu, bir taşınmaza bina veya duvar yapılmasının imar ihya faaliyeti sayılmayacağını, öte yandan Mahkemece yöntemince orman araştırması da yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

  1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

  1. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 27 nci maddesi

  1. Değerlendirme

  2. 1963 yılında Antalya ili, Manavgat ilçesi, Denizkent Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz “çalılık” vasfında olduğundan bahisle tescil harici bırakılmıştır.

  3. Mahkemece, işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Dairemizin 02.10.2023 tarihli eksiklik talep yazısı ile dosya arasına aldırılan belgelerden, dava konusu taşınmaz bölümünün bulunduğu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8 inci maddesine dayalı olarak kadastro tespitinin yapıldığı ve nizalı taşınmaz bölümü hakkında 106 ada 68 parsel numarasıyla kadastro tespit tutanağı düzenlendiği anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27 inci maddesinde mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği ve dava dosyalarının kadastro mahkemesine re'sen devrolunacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerine ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında Mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir.

Hal böyle olunca; Mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın re'sen Kadastro Mahkemesine aktarılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

1086 sayılı HUMK'un 440/III 1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.