T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.

KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :

KARAR NO :

HAKİM : ... ...

KATİP : ... ...

DAVACI : ... -TC NO:...

VEKİLİ : Av. ...

DAVALI : ...

VEKİLLERİ : Av. ...

DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacının davalı kooperatif tarafından çıkarılan kesin maliyet bedelini ödediğini, davacıya Kayseri ili Melikgazi ilçesi ... 6940 ada 1 parsel ... nolu dairenin isabet etmiş olduğunu, davacının 2011 yılında kesin maliyet bedelini ödemesi ile tapusunu aldığını, sonraki genel kurullara davet edilmediğini, hazirunlarda yer almadığını, hatta 2019 yılı genel kuruluna üye olmaması nedeni ile çağrılmadığını ve hazirunlarda da yer almadığını, buna rağmen davalı kooperatif tarafından yeniden 24/06/2019 tarihinde kendisine kesin maliyet bedeli çıkarıldığını, hakkında Kayseri Genel İcra Dairesi’nin ... sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, sonrasında 2. Ticaret Mahkemesi’nin ... E sayılı dosyası ile dava açıldığını fakat dosyanın takip edilmemesi nedeni ile işlemden kaldırıldığını, 15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmî Gazete yayınlanan 7410 sayılı kanunun 2. maddesiyle 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen geçici maddenin dikkate alınması gerektiğini, buna göre konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüz olduğunu, davacı açısından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu Geçici 11/1 maddesinde öngörülen şartların tamamı gerçekleşmiş olduğunu belirterek davacının davalı Tasfiye Halindeki Sınırlı Sorumlu ... Kent Konut Yapı Kooperatifine yönetim gideri hariç hiçbir borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talebinin anlaşılamadığını, Dava şartı harca esas değer belirtilmediğini, görülmekte olan dava menfi tespit davası olduğu anlaşılmakla, borçtan kurtulmaya çalışan davacının borçtan kurtulmaya çalıştığı miktar belirli olması gerekirken davacının harca esas değeri tam olarak bildirmemesi, kurtulmak istediği bir borç olmadığı anlamına geldiğinden dava şartı eksikliği doğacak olduğunu, bilineceği üzere, borçtan kurtulmak isteyen tarafın fazlaya ilişkin hak saklı tutma imkanı olmadığını, yani söz konusu dava kısmi dava olarak açılamayacağından davanın reddi gerekmekte olduğunu, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacının kesinleşmiş ilama dayanan yahut ilamsız bir borcu bulunmadığını, keza bahsi geçen kesin maliyet davası erkan dava gerekçesiyle bozulmuş, bozma sonrası dava tarafımızca takip edilmediğinden işlemden kaldırılmasına / davamızın reddine karar verilmiş olduğunu, davaya dayanak teşkil eden kanun maddesinde menfi tespit davası açılması için kesinleşmiş bir icra takibinin iptali öngörülmediğini, keza söz konusu hüküm icra takibinin durdurulup iptaline ilişkin olduğunu, davalı nezdinde davalı aleyhine kesinleşmiş bir icra takibi bulunmadığından davanın, hukuki yarar yokluğundan reddi gerekmekte olduğunu, her ne kadar davacı, anasözleşmeye dayanarak üyelikten ayrıldığını beyan etse de belirtmek gerekir ki taraflarınca davacı ile beraber 190 üyeye emsal nitelikli kesin maliyet talep ve tahsili talepli davalar açılmış, Yargıtay, sayısız ilamında (Örneğin, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/6290E. 2022/521K. Sayılı ilamı -Ek-1-) "Ana sözleşmenin 61 ve 62. maddelerindeki değişiklikler Kooperatifler Kanununda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde oldukları eldeki davada da gözetilmelidir. Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir." hükmüne yer verilmiş, yine aynı kararda, üyelerin kooperatiften kazanımının iade edilmeden istifalarına ilişkin beyanlarının mümkün olmadığı da hükme bağlanmış olduğunu, yine aynı kararda "Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir." hükmüne yer verildiğini, dolayısıyla davacının kooperatif ortaklığının sonlandığına dair tüm iddia ve beyanların kabulü mümkün olmayacağını, her ne kadar davalı tarafından açılan kesin maliyet davalarının erken dava gerekçesiyle bozulup aleyhimize sonuçlandığını beyan etse de söz konusu dava, davalının bu paraya hak kazanmadığı için yahut davacı üye olmadığı için değil inşaatlar tamamlanmadan açıldığı için bozulmuş olduğunu, yukarıda bahsi geçen Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/6290E. 2022/521K. Sayılı ilamında "İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir." hükmüne yer verildiğini, bu sebeple davalı kooperatifin her sene yapılan genel kurul kararlarıyla belirlenen aidat ödemeleri, ara ödeme ödemeleri ve kira ödemeleri davacı tarafından ödenmemiş olup davacının davalı kooperatife halen borcu bulunmakta olduğunu, Mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesiyle davacının ödemesi lazım gelen kira, aidat, ara ödeme gibi alacak kalemleri hesaplanmalı ve davacının ödediği tutardan çıkartıldığında bakiye borç tutarı kaldığı görülecek olduğunu, eldeki dava, kooperatifler kanununa eklenen geçici madde 11'in son cümlesi gereği 6 ay içinde açılması gereken bir dava olduğunu, söz konusu kanun maddesi, anayasanın tüm ilkelerine, kooperatifler kanununa ve sair mevzuata açıkça aykırı olduğunu, bu itibarla Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ... E. Sayılı dosyasında anayasa mahkemesine somut norm denetimine başvuru yapıldığını, davaya dayanak teşkil eden kanun maddesinin davalı nezdinde uygulanmasının zaten mümkün olmadığını, davalı kooperatifin etap kooperatifi olduğu kabul edilmesi halinde dahi etaplar tamamlanmadığını, davalının etap kooperatifi olmadığının bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, Mahkememizde görülmekte olan dosyayla emsal nitelikte olan Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin .... Sayılı dosyasına sunulan 14.12.2022 tarihli bilirkişi raporunun 9. Sayfasında davalı kooperatifin etap kooperatifi olup olmadığı irdelenmiş, "Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan tip ana sözleşmenin 63/4. maddesinde “Konutların etaplar halinde yapılarak ortaklara dağıtılması ancak Bakanlıkça belirlenen usule uygun anasözleşme değişikliği yapılması halinde mümkündür” açıklaması bulunmaktadır. Bu düzenlemeden etaplar halinde inşaat teslimi için ana sözleşmede hüküm bulunması gerektiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan kooperatif ana sözleşmesinde böyle bir hüküm olmasa dahi kooperatif genel kurul kararı ile inşaat teslimlerinin etaplar halinde yapılması mümkün olabilir. Kooperatif ana sözleşmesinde böyle bir hüküm bulunmadığı gibi inşaatların etap etap yapılıp teslim edileceğine dair alınmış bir karara da rastlanılmamıştır" kanaatine yer verilmiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.

YARGILAMA VE GEREKÇE

Dava, Davacının 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na eklenen geçici 11. Maddesi gereğince davalı kooperatife borcu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.

Kayseri Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'ne ve Kayseri Genel İcra Dairesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.

Anayasa Mahkemesi 16/02/2023 tarih 2022/126 esas 2023/29 karar sayılı ilamında; "24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na 10/6/2022 tarihli ve 7410 sayılı Kanun'un 2. maddesiyle eklenen geçici 11. maddenin birinci fikrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline, kalan kısmının 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usûlleri Hakkında Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince oy birliği ile iptaline" karar vermiştir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4. Maddesinde; "Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir."

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 331.maddesinde;" Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir eder."

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 30.maddesinde;" Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür." denilmektedir.

Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2013/10-1860 Esas, 2015/1451 Karar ve 27.05.2015 tarihli kararı)

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2023/981 E, 2023/987 K sayılı ilamında “… davacının işbu menfi tespit davasının dayanağı olan 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair kanunun 2. Maddesi ile1163 sayılı Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11. Maddesinin Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ve 2022/126 Esas 2023/29 Karar sayılı ilamı ile ve işbu davanın açılmasından sonra, dava devam ederken iptali nedeni ile ve tarafların haklılık durumu gözetilerek davanın konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” denildiği görülmüş olmakla ilgili ilam ve yukardaki yasal düzenlemelerde dikkate alınarak takdiren taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve davacı tarafça yapılan yargılama giderleri üzerinde bırakılmıştır.

Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davacı tarafça 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11. Madde gereğince davacının davalıya borçlu olmadığı belirtilerek dava açılmış ise de, yargılama devam ederken davanın dayanağı olan söz konusu maddenin Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ve 2022/126 Esas 2023/29 Karar sayılı ilamı ile iptaline karar verilmiş olması ile yukarda açıklandığı üzere davanın konusuz kaldığı görülmüş, bu durumda esas hakkında karar verilemeyecek olması nedeni ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;

  1. Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,

  2. Alınması gereken 269,85 TL harcın dava başında davacı tarafından yatırılan 170,78. TL harcından mahsubu ile eksik kalan 99,07‬. TL'nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,

  3. HMK'nun 331/3. maddesi gereğince davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

  4. 6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re'sen gönderilmesine,

  5. TMK'nun 4. maddesi uyarınca hakkaniyet gereğince tarafların lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.20/09/2023

Katip ...

e-imza

Hakim ...

e-imza