T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.

KAYSERİ

1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : ***

KARAR NO : ***

HAKİM : ... ...

KATİP : ... ...

DAVACI : ... - ... ...

VEKİLLERİ : Av. ... -

Av. ... -

DAVALI : ... - ... ...

VEKİLLERİ : Av. ... -

Av. ... -

Av. ... -

Av. ... -

ASLİ MÜDAHİL : ...- ...

VEKİLİ : Av. ... -

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil- Menfi tespit, İyileştime Masrafları- Terditli Tazminat (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : ***

ASLİ MÜDAHALE DAVA TARİHİ ***

KARAR TARİHİ : ***

GEREKÇELİ KARARIN

YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan dava nedeniyle yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı kooperatifle sözleşme yaptığını, ödemelerini sözleşmeye göre yaptığını, buna rağmen davalı şirketin müvekkiline tapu devrini yapmadığını, kooperatif üyeliğinin müvekkilinin kıza Seval Han üzerine olup ödemelerin onun üzerine gerçekleştirildiğini, 14/04/2009 tarihinde ise talep üzerine kooperatif yönetiminin hisse devrini Seval Han'dan alarak müvekkili ...'e devrine karar verildiğini, müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesine rağmen davalının üzerine düşen yükümlülüğü kötü niyetli olarak sürüncemede bıraktığını ileri sürerek; Cengiz Topel Mah. 416 ada 4497 ada 1 parsel üzerinde bulunan B blok 1. Kat 1 nolu taşınmazın hacizlerden arındırılmış şekilde tapusunun müvekkiline devrine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde kooperatifin gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklı sözleşmeden dönülmesi ve bu kapsamda müvekkilinin ödediği bedel, şimdilik 500,00 TL ve menfi zararla birlikte tapunun güncel rayiç bedeli üzerinden fazlaya ilişkin belirsiz alacak davası olarak şimdilik 500,00 TL, eve yapılan iyileştirmeler ve masraflar için şimdilik 500,00 TL olmak üzere toplamda 1.500,00 TL olarak iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Alacağın zamanaşıma uğradığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kesin maliyet bedeli henüz hesaplanmadığından belirli olmayan maliyet hesabına göre davacıya daire teslim edilmeyeceğinin belirlenebilecek konumda değilken davacının daire sahibi olma talebinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının ikinci talebinin de olmasının mümkün olmadığını, davacının halen kooperatifin üyesi olduğunu, müvekkilinin alacaklıya muaccel hale gelmiş bir borcu bulunmadığını, davacının muaccel bir alacağının varlığı kabulü halinde dahi bu alacaktan genel giderler düşülmeden tamamının talep edilmesinin haksız olduğunu ileri sürerek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretini davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.

Mahkememizce evvelce yapılan yargılama sonunda 12/05/2022 tarihli, *** karar sayılı gerekçeli karar ile "1-Davacı ... 'in davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,2-Usulen harçlandırılmış asli müdahale davası olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığı, " yönünde karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonunda 21/09/2022 tarihli, *** Karar sayılı karar ilamı ile;

" Davacı vekilince yargılama sırasında sunulan 26.04.2022 tarihli dilekçe ile davacının kızı olan ...'nin vekaletnamesini de sunarak, kendisinin asli müdahil sıfatıyla davada yer almasını istediği, her ne kadar bu dilekçe başlığında asli müdahale talebinde bulunan ...'nin adı yer almamakta ise de, mahkemece söz konusu usuli eksikliğin giderilmesi ve Harçlar Kanununun 30 ve 32. Maddeleri uyarınca harç eksikliğinin giderilmesi hususunda asli müdahale talebinde bulunan vekiline süre verilmesi gerekirken, asli müdahil adına sunulan ve harçlandırılan bir dilekçe bulunmadığından bahisle, bu hususta karar verilmemiş olması isabetsiz olmuş, bu nedenle sair istinaf itirazları incelenmeksizin yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak; 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a.6.maddesi gereğine Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur."

  1. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; 2. HMK'nın 353/1. a.6 md. gereğince, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin istinafa konu edilen 12/05/2022 tarihli,*** K sayılı kararın kaldırılmasına, 3. HMK'nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine," kararı verilmiştir.

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi'nin kaldırma kararı ile yeni duruşma gün ve saatinin taraflara tebliğine ilişkin mazbataların dosyaya eklendiği, iade edilen dosya mahkememizin ... Esas sırasına kaydedilmiştir.

Davacı vekilinin asli müdahil *** adına 31/01/2023 tarihli dilekçesi ile dahili dava dilekçesi sunduğu, Mahkememizin 01/02/2023 tarihli tensip tutanağı düzenlendiği, 01/02/2023 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin usulden reddine karar verildiği, tensip tutanağının ve ara kararın taraflara tebliğ edildiği görülmüştür.

Mahkememizin 11/07/2023 tarihli ara karar ile keşfin mahalinde 14/07/2023 günü saat 10:00'da yapılmasına karar verildiği, ara kararın taraflara tebliğ edildiği ancak keşif gününde davacı tarafın taşınmazın anahtarını temin edilmediğinden keşfin yapılamadığı, davacı vekilinin 04/09/2023 tarihli dilekçesi ile duruşma gününden önce keşif günü talep ettiği, Mahkememizin 12/09/2023 tarihli ara kararı ile mahalinde 02/10/2023 günü saat 10:00'da keşif yapılmasına karar verildiği ve ara kararın taraflara tebliğ edildiği, 02/10/2023 tarihinde mahalinde keşfin icra edildiği ve dosyanın bilirkişi heyetine tevdii edildiği, görülmüştür.

Bilirkişiler İnşaat Mühendisleri ***'den 31/10/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;

Dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde; bulunduğu muhitin özellikleri, şehir merkezine olan mesafesi,

kullanım durumu, vasfı, kat-cephe durumu, taşınmazın imar planındaki konumu, çevresinde bulunan sosyal

donatı alanları, taşınmazın bulunduğu bölgenin yol, su, elektrik, temizlik, çöp toplama, kanalizasyon, kent

içi toplu ulaşım, sağlık, eğitim gibi kamu hizmetlerinden yararlanma imkân ve biçimi, taşınmazların

bulunduğu çevredeki imar hareketleri, çevresindeki serbest alım satımlar, piyasa koşulları nazara alınarak

taşınmazın;

Asli müdahale tarihi olan 26.04.2022 itibari ile değerinin 550.000 TL olduğu,

Dava tarihi olan 06.10.2021 itibari ile değerinin 300.000 TL olduğu,

Keşif tarihi olan 02.10.2023 itibari ile değerinin 1.200.000 TL olduğu değerlendirilmiştir.

Ayrıca yerinde yapılan incelemede 8,15*2,00= 16,30 m² cam balkon yapıldığı görülmüş olup bedeli

16,30*1.750TL= 28.525 TL, yapılan 6,50*2,80=18,20 m² ilave mobilya yapıldığı görülmüş olup

bedeli 18,201.750= 31.850 TL* olduğu, toplam ilave olarak yapılan imalat bedelinin;

-keşif tarihi 02.10.2023 itibariyle (cam balkon + mobilya) = 28.525 + 31.850 = 60.375 TL

olduğu,

  • asli müdahale dava tarihi olan 26.04.2022 itibariyle (cam balkon + mobilya) = 15.500 +

16.000 = 31.500 TL olduğu,

  • asıl dava tarihi 06.10.2021 itibariyle (cam balkon + mobilya) = 8.000 + 8.500 = 16.500

TL olduğu, değerlendirilmiştir.

  • Dava dosyasında imalatların hangi tarihlerde yapıldığını gösteren fatura vb. evrak

bulunmadığından imalatın yapıldığı tarih açısından değerlendirme yapılamamıştır kanaatinde olduklarını bildirmiştir. Rapordan birer suret taraflara tebliğ edilmiştir.

Dosyanı 31/10/2023 tarihli bilirkişi raporunun ve 04/12/2023 tarihli bilirkişi ek raporunun mahkememize sunulduğu, bilirkişi raporlarının taraflara tebliğ edildiği görüldü.

Davacı vekilinin 18/12/2023 tarihli dilekçesi ile Davalı vekilinin 02/01/2024 tarihli dilekçesi ile bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu görüldü.

Davalı vekilinin 21/11/2023 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu,

Kocasinan Tapu Müdürlüğünden, tapu kaydı ve tedavüle esas resmi senet örnekleri celp edilmiştir.

Kocasinan Tapu Müdürlüğünden, Cengiz Topel Mah. 4497 Ada 1 Parsel B Bloka ait mimari projesi CD ortamında Tif formatında yazı ekinde gönderilmiştir.

Bilirkişi Mali müşavir ***'dan alınan 04/12/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;

  1. Kök raporda belirtilen davacı ...’in davalı kooperatif

üyesi olmadığı, üyeliğin Seval Han adına kayıtlı olduğunun anlaşıldığı,

  1. Kooperatifin 27.01.2008 tarihli genel kurulun 10. gündem maddesinde yönetim

kuruluna kooperatif adına kayıtlı bulunan mesken, arsa ve arazilerin yıllık emlak beyan

değerinden az olmamak üzere satılmasına yetki verildiği, daire taşı sözleşmesinin 26.03.2009

tarihli olduğu ve genel kurul kararına dayandığının anlaşıldığı,

  1. Kooperatif üyesi Seval Han’ın peşin bedelli sabit fiyatlı üye olması sebebiyle davacı

tarafın alacağın temliki kapsamında kooperatiften tazminat talep edilebileceği, tazminat

tutarının dava tarihi itibariyle daire bedeli kadar olacağı,

  1. Dosyadaki 02/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda dava tarihi itibariyle taşınmaz

değerinin 300.000 TL olduğunun belirtildiği, bahse konu raporda dava konusu taşınmaza dava

tarihi itibariyle davacının yaptığı ilave imalat bedelinin 16.500 TL olduğunun ifade edildiği, kanaatinde olduğunu bildirmiştir. Rapordan birer suret taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekilinin 18/12/2023 tarihli dilekçesi ile davalı vekilinin 02/01/2024 tarihli dilekçesi ile tarihinde bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itirazlarını sunduğu, görülmüştür. Davacı vekilinin 22/02/2024 tarihinde tamamlama harcını ikmal ettiği görülmüştür.

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:

-Esas dava için;

Davacı dava dilekçesi ile davalı koopeatife tüm ödemelerini yaptığını dava konusu olan 1 numaralı dairenin kendisine ait olduğunu, kooperatif üyeliğini davacının kızı Seval Han üzerinde olduğunu ve onun ödemelerine üzerinden yapıldığını 2009 yılında ise kendisine devredildiğini, kooperatif ödemesi olmadığını belirterek taşınmazın tesciline mahkeme aksi taktirde ise menfi zarar iyileştirme masrafları ve güncel rayiç talep etmiştir.

Davalı taraf ise zaman aşımı itirazında bulunmuş kesin maliyet hesabının yapılamadığını ve tescil isteyemeyeceğini belirterek davanını reddini dilemiştir. Mahkememizce dosya kapsamında bilirkişi raporu alınmış ve üyelik dosyası dosyamız arasına getirilmiştir. Kooperatif kayıtları ve bilirkişi raporu uyarıncı 21/03/2009 tarihinde kooperatif yönetim kurulu kararı ile dava dışı Seval Han kooperatif üyesi olarak kabul etmiştir. 26/03/2009 tarihinde ise davalı kooperatif ve dava dışı kooperatif üyesi Seval Han arasında daire satış sözleşmesi yapılmış ilgilinin 07/04/2009 tarihinde 1 numaralı daireyi annesi Servet hamurcuya devretmek istediğini belirtmiştir. 04/04/2009 tarihli kooperatif kararı ile kooperatif üyesi olan Seval han'ın vermiş olduğu dilekçeye istinaden üyelik davacıya devredilmiştir. 23/07/2009 tarihli kooperatif kararı ile davacı tarafça 21/05/2009 tarihinde kooperatife verilen dilekçe ile üyelik hakkı *** devredilmiştir. 31/07/2011 tarihli dilekçe ile dava dışı üye Serap Köklü üyeliği dava dışı ***devretmiştir. Yukarıda açıklanan sebeplerden kooperatif üyeliğinin Seval Han adına olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla davacının kooperatif üyeliği nedeni ile herhangi bir hakkı olmadığı anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Husumet (sıfat),dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, husumet(sıfat) dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Husumet (sıfat) usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Husumet (sıfat) yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için defi değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece re’sen dikkate alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir.(Yargıtay HGK’nun 2010/4-4 E. - 4 K. Sayılı 03/02/2010 Tarihli kararı). Anılan gerekçeler uyarınca davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

-Asli Müdahale davası için;

Davacı kooperatif üyeliği sebebi ile, kooperatif ödemesi olmadığını belirterek taşınmazın tüm hacizlerden ari bir şekilde tesciline mahkeme aksi taktirde ise menfi zarar iyileştirme masrafları ve güncel rayiç talep etmiştir.

Kooperatif kayıtları ve bilirkişi raporu uyarıncı 21/03/2009 tarihinde kooperatif yönetim kurulu kararı ile davacı ... Han kooperatif üyesi olarak kabul etmiştir. 26/03/2009 tarihinde ise davalı kooperatif ve davacı kooperatif üyesi Seval Han arasında daire satış sözleşmesi yapılmış ilgilinin 07/04/2009 tarihinde 1 numaralı daireyi annesi Servet Hamurcuya devretmek istediğini belirtmiştir. 04/04/2009 tarihli kooperatif kararı ile kooperatif üyesi olan Seval han'ın vermiş olduğu dilekçeye istinaden üyelik davacıya devredilmiştir. 23/07/2009 tarihli kooperatif kararı ile davacı tarafça 21/05/2009 tarihinde kooperatife verilen dilekçe ile üyelik hakkı Seval Han ve Serap Köklüye devredilmiştir. 31/07/2011 tarihli dilekçe ile dava dışı üye Serap Köklü üyeliği davacı Han Meşeciye devretmiştir.

Tapu Kaydının incelenmesinde dava konusu taşınmazın dava dışı üçüncü bir kişiye ait olduğu görülmüştür.

Mahkememizce keşif icra etmiş keşif sonucu alınan raporda asli müdahale tarihi olan 26.04.2022 itibari ile değerinin 550.000 TL olduğu, dava tarihi olan 06.10.2021 itibari ile değerinin 300.000 TL olduğu, keşif tarihi olan 02.10.2023 itibari ile değerinin 1.200.000 TL olduğu, yerinde yapılan incelemede 8,152,00= 16,30 m² cam balkon yapıldığı görülmüş olup bedeli, 16,301.750TL= 28.525 TL, yapılan 6,502,80=18,20 m² ilave mobilya yapıldığı görüldüğü, bedeli 18,201.750= 31.850 TL olduğu, toplam ilave olarak yapılan imalat bedelinin; keşif tarihi 02.10.2023 itibariyle (cam balkon + mobilya) = 28.525 + 31.850 = 60.375 TL olduğu, o asli müdahale dava tarihi olan 26.04.2022 itibariyle (cam balkon + mobilya) = 15.500 + 16.000 = 31.500 TL olduğu, asıl dava tarihi 06.10.2021 itibariyle (cam balkon + mobilya) = 8.000 + 8.500 = 16.500 TL** olduğu tespit edilmiştir. Yine dava dosyasında imalatların hangi tarihlerde yapıldığını gösteren fatura vb. evrak bulunmadığından imalatın yapıldığı tarih açısından değerlendirme yapılamadığı görülmüştür.

Mahkememizce mali müşavir bilirkişiden rapor almıştır. Alınan rapor ve tüm dosya kapsamı uyarınca, Davacı taraf dava dilekçesinde kooperatife 55.000 TL ödeme yaptığını ileri sürmektedir. Dosyadaki hesap ekstresinde dava dışı Seval Han adına 55.002,00 TL ödeme gözükmektedir. Dosyadaki mizan tablosunda ise Seval Han tarafından yapılan ödemenin 54.602 TL olduğu yazılıdır. Kooperatif üyeliğin Seval Han adına kayıtlı olduğu, dosyadaki satış sözleşmesi kapsamında davacıya satışı yapılan dairenin kur’a sonucu kendisine isabet etmediği anlaşılmaktadır. Zira davacının kur’a çekimine katıldığına ilişkin bir bilgi yoktur. Zaten davacıya verilecek dairenin bulunduğu blokun arsa sahiplerine ait bir blok olduğu, bu bloktan davalı kooperatife düşen dairenin satıldığı kooperatif merkezindeki bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu anlaşılmıştır. Davalı kooperatifin arsa sahiplerine ait bloktan taşınmaz satma yetkisi olmadığından, taşınmazın 3. Kişiye ait olmasından tescil talebi reddedilmiştir.

-İyileştirme masraflarına ait değerlendirmede;

Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. (TMK m. 6) İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. (HMK m.190)

Somut olayda iyileştirma masrafları ispat edilemediğinden reddedilmiştir. Ayrıca mahkememizce taşınmazın değeri üzerinden tazminatına kadar verildiğinden ilgili iyileştirme mevcut tazminat içerisinde yer aldığından sonuca etkili olmadığı değerlendirilmiştir.

-Davacının menfi tespit isteminin değerlendirilmesi;

Tasarruf ilkesi gereğince, davacının davasını açarken talep ettiği hukuki korumanın ne olduğunu açıkça ifade etmesi gerektiği gibi 6100 sayılı Kanun'un "dava dilekçesinin içeriği" ile ilgili düzenleme içeren 119/1-d maddesi uyarınca da "Dava konusu"nun dava dilekçesinde gösterilmesi gerekmektedir. Aynı maddenin (e) bendinde "Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri", (g) bendinde "Dayanılan hukuki sebepler" ve (ğ) bendinde ise "Açık bir şekilde talep sonucu" dava dilekçesinde yer alması gereken diğer unsurlar arasında sayılmıştır.

Taraflarca getirilme ilkesinin bir sonucu olarak davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları dava dilekçesinde bildirmesi gerekir. Kanun (md. 194) buna (vakıaları) somutlaştırma yükü demektedir. Bir davada, ispat faaliyetinin tam olarak yürütülebilmesi, mahkemenin uyuşmazlığı doğru tespit ederek yargılama yapabilmesi, karşı tarafın ileri sürülen vakıalara karşı kendini savunabilmesi için, iddia edilen vakıaların açık ve somut olarak ortaya konulması gerekir. Bu şekilde somutlaştırma yükü (6100 sayılı Kanun md. 194) yerine getirileceği gibi davalı da bu vakıalara göre savunmasını yapacaktır. Dayanılan vakıalara uygulanacak hukuki sebepler de dava dilekçesinin zorunlu olmayan unsurları arasında sayılmıştır. Türk hukukunu resen uygulamakla görevli olan hâkim (6100 sayılı Kanun md. 33) için gösterilen hukuki sebepler bağlayıcı değildir. Buna karşılık, hâkim, davacının dava dilekçesinde bildirdiği vakıalarla bağlı olup davacının bildirmediği vakıaları kendiliğinden inceleyemez ve onları hatırlatabilecek hâllerde dahi bulunamaz (6100 sayılı Kanun md. 25). Davacının dava dilekçesinde bildirdiği vakıalar davanın temelidir. Çünkü, sadece bu vakıalar davanın sınırını çizmekte, hâkim ancak bu vakıalar hakkında inceleme yapabilmektedir. Davacının dava dilekçesinde bildirdiği vakıaların doğru olduğu, yargılama sırasında ispat edilirse ve bu vakıalar, davacıyı talep sonucunda haklı gösteriyorsa, mahkeme davacının davasını kabul ederek davayı davacı lehine karara bağlar.

Talep sonucu kısmında ise talebin ne olduğu açık bir şekilde belirtilmelidir. Çünkü, taleple bağlılık ilkesi gereğince hâkim talep sonucuyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (6100 sayılı Kanun md. 26). Bu ilke uyarınca davacının talep etmediği bir şey hakkında karar verilemez. Dava sonucunda kurulacak hükmün sınırını, tarafların karara bağlanmasını istediği talep sonucu belirler. Bu nedenle talep sonucu yeterince açık değilse hâkimin davayı aydınlatma ödevi (6100 sayılı Kanun md. 31) kapsamında açık olmayan talep sonucunu açıklatması gerekir.

Somut olayda mahkememizce ön inceme duruşmasının 7 nolu ara kararı ile kesin süre verilmiş. Somut bir talep sonucu bildirilmemiştir.

HMK'nun 119/2 maddesinde göre birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır. Anılan hüküm uyarınca ilgili talep nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

  • Tazminata dair değerlendirmede;

Kooperatifle sözleşme yapan Seval Han’ın peşin bedelli sabit fiyatlı üye olduğu anlaşılmaktadır. Çeşitli nedenlerle konut tahsisi imkânsızlaştığı durumda tazminat hesaplanması gerekir. Bu durumda davacı peşin bedelli ortak ise ve yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmiş ise kendisine tahsis edilmesi gereken taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri üzerinden tazminat ödenmelidir (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 2013/1698 E., 2013/2243 K. Sayılı ilamı ) Bu nedenle kademeli formülle tazminat hesaplaması yapılamaz. Dosyadaki 31.10.2023 tarihli bilirkişi raporunda asli müdahale dava tarihi itibariyle taşınmaz değerinin 550.000,00 TL olduğu belirtildiğinden bu bedel üzerinden tazminata karar verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:

A-Esas dava için;

  1. Davacı ...'in davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,

B-Asli müdahale davası için;

  1. Davacının menfi tespit istemi hakkında davanın açılmamış sayılmasına,

  2. Davacının iyileştirmelere ilişkin davasının reddine,

  3. Davacının tescil istemi talebinin reddine,

  4. Davacının tazminat talebinin kabulü ile; 550.000,00 TL 'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

C-Esas dava için yargılama giderleri:

  1. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı tarife gereğince davacı ...'ten alınması gereken 427,60. TL harcın; davacı tarafından peşin yatırılan 59,30. TL, mahsubu 368,3‬0 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,

  2. Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davacı taraf üzerine bırakılmasına,

  3. Davalı tarafın yaptığı 50,00. TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

  4. Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap edilen 1.500,00. TL vekalet ücretinin davacı ...'ten alınarak davalıya verilmesine,

D-Asli müdahale davası için yargılama giderleri:

  1. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması alınması gerekli 37.570,50. TL ilam harçtan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 9.392,60 TL harcın mahsubu ile 28.097,2‬0 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

  2. Davacı tarafça yapılan 1.274,90. TL keşif harcı, 3.300,00. TL bilirkişi ücreti, 800,00. TL keşif araç ücreti, 7,50. TL posta ücreti olmak üzere toplam 5.382,40. TL yargılama harç ve giderinin kabul . ret oranına göre: 5.367,76. TL'sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,

  3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca 83.000,00. TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil eden davacıya verilmesine,

  4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13/2 maddesi uyarınca 1.000,00. TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil eden davalıya verilmesine,

E-6100 sayılı HMK'nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde yatıran ilgili tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re'sen gönderilmesine,

F-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dava dosyasının tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK'nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/06/2024

Katip ...

e-imzalıdır

Hakim ...

e-imzalıdır