T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/1354 Esas - 2018/165

T.C.

BURSA

1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

BAŞKANLIĞI TÜRK MİLLETİ ADINA

KARAR

ESAS NO : 2017/1354

KARAR NO : 2018/165

BAŞKAN :......

ÜYE :.....

ÜYE : .....

KATİP : ..

DAVACILAR : 1-... - TC NO:... - Hacıseyfettin Mah. 3.Sarmaşık Sk. No:2/2 Yıldırım/BURSA

   2. ... .  TC NO:.......  Hacıseyfettin Mah. 3.Sarmaşık Sk. No:2/2 Yıldırım/BURSA

  3. ... .  TC NO:....  Hacıseyfettin Mah. 3.Sarmaşık Sk. No:2/2 Yıldırım/BURSA

VEKİLİ : Av. ..... - Odunluk Mah. Erdoğan Binyücel Cad. No:4 A/15 Eker İş Mrk. B Blok D:109 Nilüfer/ BURSA

DAVALI : ... KAUÇUK SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

Minareliçavuş OSB Mah. Ihlamur Cad. No:18 Nilüfer/BURSA

VEKİLİ : Av. ...... - Umi Plaza - Yeni Karaman Mah. Sanayi Cad. No:150 D: 52 Osmangazi/ BURSA

DAVA : Limited Şirket Genel Kurul Kararının İptali

DAVA TARİHİ : 24/10/2017

KARAR TARİHİ : 14/02/2018

Mahkememize açılan limited şirket genel kurul kararının iptali davasında;

DAVACININ TALEBİ: Davacı taraf dava dilekçesinde, davalı ... Kauçuk San. Tİc. Ltd. Şti.nin 2016 yılı olağan genel kurulunun 15/09/2017 tarihinde yapıldığını, ancak gündemin ve alınan kararların hukuka-dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, şirket müdürünün 23.000-TL olan ücretini 38.000-TL'ye yükselterek şirkete zarar verecek biçimde görevini kötüye kullandığını, açıklanan bilanço ve kurumlar vergisi beyannamesinin hatalı olduğunu, genel kurula davacıların katılmasının kötü niyetli ve kasıtlı biçimde engellendiğini, şirket müdürü olan diğer ortağın tek başına aldığı kararlar ile genel kurulun devredilmez yetkilerini gasp ettiğini, müdürün ve oğlu ...'ın aldıkları maaşın şirket kaynaklarını azaltarak örtülü kazanç sağladığını, şirketin hakim ortağı ...'ın kontrolü altındaki başka bir firmaya düşük kârlarla satış yapılarak şirketin zarara uğratıldığını, şirket müdürünün ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerin denetlenmesi gerektiğini, bu hususta özel denetçi talep ettiklerini, ancak taleplerinin kabul görmediğini ileri sürerek şirkete özel denetçi tayin edilmesini talep etmektedir.

DAVALININ CEVABI: Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, davacıları temsilen olağan genel kurul toplantısına katılan vekillerin yetersiz vekaletname ile toplantıya katılmak istediklerini, vekaletnameleri geçersiz olmaları sebebiyle toplantıya alınmadıklarını, bunda kötü niyet olmadığını, genel kurul toplantısının 14:00'de başlayıp 14.30'da sona erdiğini, saat 16:00'da faks ile gönderilen vekaletin de süresinden sonra ve geçersiz olduğunu, davacıların iptal davası açma hakkı bulunmadığını, şirket müdürü maaşının usul ve yasaya uygun biçimde genel kurul tarafından artırıldığını, 2016 yılı bilançosunun onaylanmamısı sebebiyle herhangi bir şekilde iptal istenmesinin doğru olmadığını, şirketin bağımsız denetimden geçtiğini, bu nedenle özel denetçi tayini taleplerinin haksız olduğunu, şirket müdürü ve oğlunun maaşlarının rayiçlere uygun olduğunu, diğer ortaklara verilen maaşlarla kıyaslandığında makul olduğunu, şirketin taşınması sebebiyle güvenlik masraflarının geçici olarak arttığını, iptal şartlarının oluşmadığını ileri sürmüştür.

DELİLLER VE GEREKÇE: Derdest dava esasen limited şirket genel kurul kararlarının iptali davasıdır. Ancak davacı taraf bu talebinin yanında şirkete özel denetçi tayin edilmesini de talep etmiştir. Dilekçe teatisinden sonra yapılan ön inceleme oturumunda taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için başkaca delil toplanmasına gerek bulunmadığı kanaatine varılmış, çözümün hukuki niteleme ve değerlendirmeye bağlı olduğu tespit edilmiştir. Dava ve cevap dilekçeleri kapsamında iptal sebeplerinin varit olup olmadığı ele alınacaktır.

Davacı tarafın öncelikli iddiası genel kurula katılmak üzere hazır bulunan hissedar vekillerinin hukuka aykırı biçimde genel kurula kabul edilmediği yolundadır. Mahkememizce yapılan incelemede işlemde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Zira genel kurula vekalet yoluyla katılacak hissedarlar yönünden hazırlanacak vekaletnameler özel olarak düzenlenmiş olmalıdır. Vekaletlerin şekli ve sunulması gereken belgeler "Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik" kapsamında düzenlenmiştir. Buna göre vekaletnameler ya noter tasdikli olmalı, ya da yazılı biçimde düzenlenmiş olmakla birlikte noter tasdikli imza beyannamesi eklenmelidir. Vekaletname açıkça hangi genel kurul toplantısına katılım sağlanacağını içermeli, vekilin ve pay sahibinin adı ile pay adedi yazılmalıdır. Daha açık bir ifade ile genel kurula katılmak üzere özel bir vekalet düzenlenmelidir. Genel vekaletlerle pay sahibini temsilen genel kurula katılmak mümkün değildir. Davacı tarafın toplantı saatinden sonra mail ve faks yoluyla gönderdiği vekaletlerle işlem yapılması ve toplantının yenilenmesi de beklenemez. Tacir sayılan davacı paydaşlar ile hukuki bilgi ve tecrübeye sahip vekillerinin bu durumu önceden öngörüp hazırlıklı olmaları gerekir. Davacıların toplantıdan makul bir süre önce bilgilendirildikleri nazara alındığında hazırlıksız yakalandıkları da düşünülemez.

Somut olay özelinde bir hususa temas etmekte yarar görülmüştür. Bir aile şirketi olan davalı şirkette hissedarların yeterince korunması, haklarının zayi olmaması için özen gösterilmesi, karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde hareket edilmesi asıldır. Bir şirkette hissedarlar birbirlerine karşı açık aramaya, fırsat kollamaya, ortaklık ruhuna aykırı biçimde geçici puanlar toplamaya başlamışlarsa, şirketin geleceği parlak değildir. Tesanüt ve bağlılık zedelenmeye başlamış, şeffaflık ortadan kalkmış, erken kalkanın öne geçmeye çalıştığı bir rekabet ortamı doğmuş demektir. Ülkemizin acı bir gerçeği olarak aile şirketleri ikinci nesle miras bırakılamayacak kurumlar olmaya devam etmektedir. Çoğunlukla ilk kuşağın akrabalık dayanışması ve güven içinde kurup büyüttüğü bir şirket, maalesef kalıcı bir marka değeri yaratamadan, çocuklara parlak bir gelecek umudu olamadan yok olup gitmekte, babalar çocuklarına şirketi bir değer olarak değil, kavga sebebi olarak miras bırakmaktadır. Somut olay özelinde bu durumun suçunun bir taraf yüklenmesi bu gerçeği değiştirmez. Tarafların daha geç olmadan durumu kavramaları, kimi zaman basit haklarından fedakarlık ederek güven doğurucu adımlar atmaları gerekir. Aksi halde şirketin fesih ve tasfiyesi ile sonuçlanacak, tüm taraflara zarar verecek, kimseye yarar sağlamayacak bir netice uzak değildir. Bu meyanda şirket ortağı ...'ın vekalet eksiğini gerekçe göstererek davacı ortakların genel kurulda temsilini engellemesi ancak geçici bir zaferdir. Keza bir genel kurul toplantısını veya orada alınan kararları iptal ettirmek de! Bu zaferler birikip çoğalarak şirketin felaketini hazırlayacak, her paydaş yıkımdan önce kapabildiği kadar menfaat toplamaya çalışacaktır. Halbuki asıl menfaat şirketin kazanarak büyümesi, çocuklara ve torunlara makine gibi işleyen bir kazanç kapısı olarak devredilmesidir. Bu arada kopan ve yok olan manevi değerlere, akrabalık bağlarına, sosyal sorumluluk duygularına da yazık olacaktır. Hiçbir akrabalık hukuku parayla satın alınamaz.

Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uygun davranmalıdır. Bir hakkın kötüye kullanılması hukuken himayeye layık değildir. Ancak somut olayda dürüstlük kuralının uygulanmasını gerektirecek sebep bulunamamıştır.

Keza şirket müdür maaşının yüksek bir meblağa ulaşacak biçimde artırılması da bu kapsamda ele alınmalıdır. Elbette şirketin yönetim ve işleyişinde önemli paya sahip olan, kişisel bilgi ve becerisiyle sektörde şirketin var olmasını, gelişerek büyümesini sağlayan bir ortağın ortaklık hakkından öte, idari görevinden doğan kazançları olmalıdır. Ancak bu kazanç diğer ortakların haklarını zedeleyecek düzeye ulaşırsa, sürekli ve artan bir kazanç olmaktan çıkar. Şirketin kendi iç çekişmeleriyle boğuşmasından dolayı yerinde saymasına, giderek tasfiyesine, altın yumurtlayan tavuğun kesilmesine sebep olur. Bu eleştiriye rağmen, mahkememizde daha önce görülen aynı nitelikteki iddialar sebebiyle 2016/1198 E. Sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporundaki veriler çerçevesinde kararda hukuka aykırılık görülmemiştir. Müdür olan ortağın kişisel yetenek ve bilgileri şirket için önemli görülmüş, üretim sürecinde şirkete ciddi katkı sağladığı kabul edilmiştir. Artış oranı asgari ücret artış oranı kadar olmasına rağmen sonuç maaşın yüksek olması sorun doğurmaya müsaittir. Bu artış oranı asgari ücret için düşük bile olsa temel maaş yüksek olunca asgari ücretin birkaç katı artışa neden olmaktadır.

Davacı taraf genel kurul toplantısına kendi kusuru sebebiyle katılamamıştır. Ancak genel kurula katılmış olsalar dahi pay oranları itibariyle sonucu etkilemeyecek bir durum söz konusu ise iptal edilebilirlikten söz edilemez. Buna etkililik kuralı denilmektedir. Davacıların pay oranı sonucu etkileme potansiyeline sahip değildir. Şirket müdürü olan ortağın oy kullanamayacağı ibra ve diğer konularda ise alınmış bir karar yoktur.

Davacı tarafın özel denetçi talepleri de yerinde görülmemiştir. Zira bu talep de yukarıda anlatıldığı üzere geçici bir zafer elde etmeye yönelik görülmüştür. Ortakların her akıllarına esen durumda özel denetçi istemeleri hukuken mümkün değildir. Davacıların talebiyle daha önce özel denetçi atanmış ve rapor alınmıştır. Üstelik davacıların bilgi alma haklarının kullanılması esastır. Davacılar somut veriler ortaya koyarak ve özel bir konuya matuf olarak denetçi isteyebilecekleri izahtan varestedir. Daha önce tartışılmış, özel denetçi raporları alınmış veya mahkemece yerinde görülmemiş konuların yeni taleplere dayanak yapılması kabul edilemez.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;

  1. Davanın reddine,

  2. Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan tahsiline,

  3. Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,

  4. Davalı tarafından yapılan 246,00. TL ilan giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

  5. Davalı vekili lehine takdir edilen 2.180,00. TL ücreti. i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

  6. Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, anlatıldı.14/02/2018

İş bu kararın gerekçesi 14/02/2018 tarihinde yazılmıştır.

Başkan ....

Üye ...

Üye .....

Katip ...