T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/1035
KARAR NO : 2024/125
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 15/11/2022
KARAR TARİHİ : 14/02/2024
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/02/2024
ASIL DAVA: Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davanın ... numaralı davalılarının haksız yere ve tamamen keyfi olarak ibra edilmediklerini, davacıların ibra edilmemesi yönünde oy kullanan pay sahipleri tarafından husumet yaratma amaçlı olarak açılan davaların tamamının reddedildiğini, şirketin 2020 ve 2021 yılları olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerinin 2020 ve 2021 yılları olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerinin faaliyetlerine ilişkin ibraların ayrı ayrı oylandığını, ibraya ilişkin ... no’lu karar uyarınca şirket yönetim kurulu üyelerinden ...ve ...’ın 2020 yılı faaliyetlerinden dolayı oy çokluğu ile ibra edilmiş iken 2021 yılı faaliyetlerinden ibra edilmediklerini, ibra etmeme kararlarının şahsi husumet ve özel çıkar gözetilerek alındığını, muhalefetin toplantı tutanağına şerhedildiğini, davalı şirketin 2020 ve 2021 yılı faaliyet raporları ve finansal tabloları çerçevesinde son derece iyi bir performans sergilediği, karlılığını arttırdığı ve özen borcunu eksiksiz yerine getirdiğinin açık olduğunu, pay sahiplerinin ibra etmemeye gerekçe gösterdikleri hususların somut gerekçelere aykırı, asılsız iddialardan ibaret olduğunu, hem öğreti hem de Yargıtay’ın sebepsiz yere, dürüstlük kuralına aykırı olarak ibra edilmeyen yönetim kurulu üyelerinin talepleri üzerine mahkemece ibralarına hükmedilebileceğini tereddütsüz biçimde kabul ettiğini belirterek davalı şirketin 15/08/2022 tarihinde yapılan 2020 ve 2021 yılları olağan genel kurul toplantısı 4 numaralı ibra kararının 2021 yılına ilişkin olan kısmının kanuna ve dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle iptaline ...ve .... no’lu davacıların 2021 yılı faaliyetlerinden dolayı ibralarına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ibra edilmeme kararının iptal edilmesinde hukuki yararının bulunmadığını, zira ibranın reddi kararının tek başına uygulanabilir nitelik taşımadığını, ibra konusunda esas inceleme ve tartışmaların yönetim kurulu üyelerine karşı açılacak sorumluluk davasında yapılacağını, Yargıtay ve öğretinin de bu hususu doğruladığını, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, kararın esas sözleşmede ve buna bağlı olarak TTK’da öngörülen nisaplara uygun olarak alındığını, iptali gerektirir bir husus bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Davalı .... San. Ve Tic. A.Ş.’nin 15.8.2022 tarihli genel kurul toplantısında alınmış ... ve ... no.lu kararların iptali talep edildiğini, dava konusu genel kurul kararlarının iptaline ilişkin değerlendirmenin yapılabilmesi için evvela davalı şirketin dahil olduğu şirketler topluluğunun belirlenmesi gerektiğini, 2020 ve 2021 faaliyet raporlarını ve finansal tabloları usule ve hukuka aykırı hazırlayıp davalı şirketin finansal durumunu gizleyen yönetim kurulu üyeleri ... ve ... ’ın 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin faaliyetlerinden dolayı haksız şekilde ibra edilmesine ilişkin ... no.lu genel kurul kararı hukuka aykırı olduğunu, davalı ... San. Ve Tic. A.Ş.’nin 15.8.2022 tarihli genel kurul toplantısında alınmış ... ve ....no.lu kararların TTK m. 445 uyarınca iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacılar, davalı şirketin kuruluşundan davaya konu faaliyet yılına kadar davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıklarını, dönem dönem yönetim kurulu başkan vekili olduklarını, yönetim kurulunun çoğunluğunu oluşturduklarını, davacılar aynı zamanda dava dilekçesinde unvanlarını anmış oldukları şirketlerden her birinin kuruluşundan bu yana yönetim kurulu üyesi olduklarını, davalı şirketin ve anılan diğer ilişkili tarafların iradesini bizzat oluşturan ve yönetim kurulu üyesi olan davacıların yılar sonra ortaya çıkıp da “faaliyet raporu böyle düzenlenmez, finansal tablolar öyle olmaz, bu şekilde karar alınmaz.” şeklinde bir inkar ile hareket etmelerine davalı şirket tarafından hiçbir anlam verilemediğini, davacıların haksız, mesnetsiz ve taciz niteliğindeki davası dolayısıyla şirketin uğraması muhtemel tüm zararlarını karşılaması amacıyla ve bu tutarı karşılayacak miktarda olmak üzere; davacılar aleyhine, davacı başına 100.000TL'den ve toplamda 700.000,00 TL'den az olmamak üzere nakdi teminata hükmedilmesine, davacıların müvekkil davalı şirket sermayesindeki tüm paylarının teminat altına alınmasına, davacıların haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davalı şirket defter ve kayıtları ile dosya kapsamında inceleme yapılarak uyuşmazlığa konu olarak tespit edilen hususlarda bilirkişi incelemesi ile rapor tanzim edilmesine karar verilmiş olup: Bilirkişi SMMM ... ve Prof. Dr. ...'nın 02/09/2023 tarihli kök raporunda özetle; davalı tarafından ibraz edilen ticari defter ve belgeler ile dosya münderecatının incelenmesi neticesinde; davacıların aktif husumet ehliyetini haiz olduklarını, huzurdaki dava konusu genel kurul kararları 15.08.2022 tarihinde alınmış olup, gerek asıl dava dilekçesi gerekse birleşen dava dilekçesi 15.11.2022 tarihli olduğundan her iki davanın üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığını, gerek asıl gerekse birleşen davada dava şartının mevcut olduğunu, asıl dava bakımından; somut uyuşmazlıkta açık ibranın söz konusu olduğunu, (...) no.lu ibra etmeme kararının 2021 yılına ilişkin kısmının, 290.000 adet paya ilişkin olumlu oya karşılık 410.000 adet paya ilişkin olumsuz oy ile (oy çokluğuyla) alındığını, oydan yoksun olan yönetim kurulu üyelerinin ne kendi ibralarında ne de diğer yönetim kurulu üyelerinin ibralarında oy kullandıklarını, somut uyuşmazlıkta ... ve ...'nun 2021 faaliyet yılına ilişkin faaliyetlerinden dolayı ibra edilmemiş olmalarının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, birleşen dava bakımından; 1-a)(...) nolu gündem maddesi ile ilgili olarak ortada iptali talep edilebilecek bir genel kurul kararı bulunmadığını, b) Mahkemece (...) nolu gündem maddesine ilişkin ortada bir genel kurul kararı bulunduğu kanaatine varılması ihtimalinde, bu defa davacıların -dava şartı eksikliğinden- bu karar aleyhine iptal davası açamayacaklarını, c) bununla birlikte Mahkemece (...) nolu gündem maddesine ilişkin ortada bir genel kurul kararının bulunduğu ve yukarıda (b) başlığı altında açıklanan her iki dava şartının da mevcut olduğu kanaatine varılması ihtimaline binaen söz konusu kararın iptal edilebilir olup olmadığının ayrıca değerlendirildiğini, buna göre davalı şirketin pay sahipleri ... ve ...'ın hakim teşebbüs olarak kabul edilemeyeceğini, öte yandan dosyaya mübrez 2020 yılı faaliyet raporunda yönetim kurulu üyeleri ... ve ... 'ın imzasının bulunmadığını, bu durumda 2020 yılı faaliyet raporu kanuna aykırı olarak alındığından, (...) nolu gündem maddesine ilişkin kararın (kısmen) iptal edilebileceğini, 2)dosyada yapılan mali incelemeler neticesinde (...) nolu kararın iptal edilebilir olmadığını, ancak; a) yukarıda 1-a başlığı altında vardığı sonucun kabul edilmesi halinde; (...) nolu genel kurul kararının iptal edilemeyeceğini, b) yukarıda 1-b başlığı altında vardığı sonucun kabul edilmesi halinde; bu durumun tek başına finansal tabloların onaylanmasına ilişkin kararı sakat hale getirmeyeceğini, zira bu durumun bilgi alma hakkının engellendiği şeklinde değerlendirilemeyeceğini, bu sebeple (...) nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilemeyeceğini, c) yukarıda 1-c başlığı altında vardığımız sonucun kabul edilmesi halinde ise; i) dava konusu 2020 yılı faaliyet raporunda yönetim kurulu üyeleri ... ve ...'ın imzalarının bulunmamasının yani 2020 yılı faaliyet raporunun gereği gibi düzenlenmemiş olmasının tek başına finansal tabloların onaylanmasına ilişkin kararı sakat hale getirmeyeceğini, zira bu durumun bilgi alma hakkının engellendiği şeklinde değerlendirilemeyeceğini, bu sebeple (...) nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilemeyeceğini, ii) varılan görüşün aksine, Mahkemece davalı şirketin bağlı şirket niteliğinde olduğunun kabul edilmesi halinde ise, Faaliyet Raporu Yönetmeliği m. 11/1-(1) hükmündeki bilginin 2020-2021 yılı faaliyet raporlarında yer almaması davacı pay sahiplerinin bilgi alma hakkını engelleyeceğinden, (...) nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilebileceğini, ... ve ... 'ın 2020 yılı faaliyetlerinden dolayı ibra edilmeleri kararının TTK m. 436/2 hükmüne aykırı olmadığını, bir başka deyişle ... ve ...'ın ne kendi ibralarında ne de diğer yönetim kurulu üyelerinin ibralarında oy kullandıklarını, somut uyuşmazlıkta ... ve ... 'ın 2020 faaliyet yılına ilişkin faaliyetlerinden dolayı ibra edilmemiş olmalarının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, ancak bu noktada (...) nolu gündem maddesine ilişkin alınan kararın iptal edilebilirliği hakkında vardıkları sonucun (...) nolu gündem maddesine ilişkin alınan karara etkisinin irdelenmesinde fayda bulunduğunu, zira yıllık faaliyet raporunun yönetim kurulu üyelerinin ibrası bakımından da önemli olduğunu, buna göre; a) yukarıda 1-a başlığı altında vardıkları sonucun kabul edilmesi halinde; (...) nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilemeyeceğini, b) yukarıda 1-b başlığı altında vardıkları sonucun kabul edilmesi halinde; bu durumun tek başına ibra kararını sakat hale getirmeyeceği, zira bu durumun bilgi alma hakkının engellendiği şeklinde değerlendirilemeyeceğini, bu sebeple (...) nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilemeyeceğini, c) yukarıda 1-c başlığı altında vardıkları sonucun kabul edilmesi halinde ise; i) 2020 yılı faaliyet raporunda yönetim kurulu üyeleri ... ve ... ın imzalarının bulunmamasının yani faaliyet raporunun gereği gibi düzenlenmemiş olmasının tek başına ibra kararını sakat hale getirmeyeceğini, zira bu durumun bilgi alma hakkının engellendiği şeklinde değerlendirilemeyeceğini, bu sebeple (...) nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilemeyeceğini, ii) heyetimiz tarafından varılan görüşün aksine, Mahkemece davalı şirketin bağlı şirket niteliğinde olduğunun kabul edilmesi halinde ise, Faaliyet Raporu Yönetmeliği m. 11/1-(1) hükmündeki bilginin 2020-2021 yılı faaliyet raporlarında yer almaması davacı pay sahiplerinin bilgi alma hakkını engelleyeceğinden, (4) nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilebileceğini, ibranın reddi kararının iptalini talep etmekte davacının hukuki bir menfaatinin bulunup bulunmadığı ile ibranın reddi kararının tek başına uygulanabilir nitelik taşıyıp taşımadığı hususları bakımından doktrin ve yargı kararlarında görüş birliği bulunmadığından takdirin Mahkemeye ait olduğunu, 4. (...) nolu kararın, birinci temettünün (temel kar payı hakkının) ödenmemiş olması sebebiyle iptal edilebilir olduğunu, 5.hakkında izin verilen yönetim kurulu üyelerinin de oy kullandığı görüldüğünden (...) nolu kararın kanuna aykırılığından bahisle iptal edilebilir olduğu şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Tarafların itirazlarının irdelenmesi suretiyle aynı bilirkişi heyetinden ek rapor tanzimi istenilmesine karar verilmiş olup; Bilirkişi SMMM ... ve Prof. Dr. ...'nın 08/11/2023 tarihli ek raporunda özetle; dosyaya mübrez 2020 yılı faaliyet raporunun incelenmesinden, söz konusu raporun 26.02.2021 tarihinde düzenlendiği ve o tarihte görevde olan tüm yönetim kurulu üyeleri tarafından imzalandığı görüldüğünden, kök raporda vardıkları sonuçtan farklı olarak, 2020 yılı faaliyet raporunun kanuna uygun olduğunu, diğer hususlarda kök rapordaki görüşlerini muhafaza ettiklerini bildirmişlerdir.
Asıl Davanın, TTK’nun 445.maddesi gereğince açılan genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın 15/08/2022 tarihli genel kurulda alınan ibra edilmeme kararının kanun, ana sözleşme ve dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Birleşen Davanın, TTK’nun 445.maddesi gereğince açılan genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın 15/08/2022 tarihli genel kurulda alınan ... ve ... nolu kararların iptali talebi, iptal koşullarının oluşup oluşmadığı, TTK.448/3. uyarınca teminat koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
TTK'nun 445 maddesinde, 446 ncı maddede belirtilen kişilerin kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabileceği, 446.maddesi toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin iptal davası açabileceğini düzenleme altına almıştır.
Asıl Davada, davalı şirketin 15/08/2022 tarihli genel kurul toplantısı ibra edilmeme kararının iptaline ilişkin talep yönünden;
Dosyada mübrez genel kurul toplantı tutanağına göre 2021 yılı faaliyetlerinden dolayı... ve ... 'nun ibra edilmemelerine karar verildiği görülmüştür. Söz konusu karar henüz uygulanabilir nitelikte değildir. Zira, böyle bir karara dayanılarak yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bunun için, 6102 sayılı TTK'da bu yönde bir hüküm olmasa da mülga TTK’nın 341. Maddesi hükmüne göre, genel kurulun dava açılmasına özel olarak karar vermesi gerekmektedir. Bu itibarla, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yolunda alınmış genel kurul kararı bulunmadan önceki bir aşamada dava ve talep edebilmeleri mümkün değildir. Davanın açıldığı tarihten sonra davacı hakkında sorumluluk davası açılması için karar alındığına ilişkin tarafların bir iddia ve savunması da bulunmamaktadır. Anonim şirketlerde şirket ile yönetim kurulu üyeleri arasındaki hukuki ilişkide yönetim kurulu üyelerinin ortaklığın yönetimi ve iş yılı sonunda hesap verme yükümlülüğü bulunmakla birlikte, ibra edilmeyi talep hakları da bulunmaktadır. Genel kurulun ibra konusunda geniş taktir yetkisi bulunmakla birlikte bu yetki sınırsız olmayıp sorunsuz bir bilanço ve yıllık raporlarla, faaliyet dönemine ait işlemlerin hesabını veren yönetim kurulunun ibra edilmesi gerektiği, ortada somut nedenler yokken ve diğer yönetim kurulu üyeleri ibra edilmiş iken ibradan kaçınılmasının dürüstlük kurallarına aykırı düşeceği de kabul edilmelidir. Genel kurula sunulmuş olan mali ve finansal tablolar ile faaliyet raporları dahilinde yönetim kurulu üyelerinin şirkete karşı tazmin sorumluluğunu gerektirecek bir hususun ve zararın bulunduğu da bildirilmemiştir. İbra edilmeme kararı dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğinden bu yönde verilen kararın iptaline hükmedilmiştir.
Birleşen Bakırköy ....Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası yönünden;
Faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin ... ve ... no'lu kararların iptali talebi yönünden;
6102 sayılı TTK'nın 514. Maddesine göre, yönetim kurulu, geçmiş hesap dönemine ait, Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülmüş bulunan finansal tablolarını, eklerini ve yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunu, bilanço gününü izleyen hesap döneminin ilk üç ayı içinde hazırlayıp genel kurula sunmakla yükümlüdür. Bunun yanı sıra TTK'nın 437/1. maddesi uyarınca, finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulmalıdır. Faaliyet raporunun gerçeği yansıtmadığı, ilişkili olunan şirketlerle ilgili borç alacak durumlarını yansıtmadığını belirtmişlerse de bilirkişi heyeti tarafından yapılan incelemede faaliyet raporlarının 28/02/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan "Şirketlerin Yıllık Faaliyet Raporunun Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkında Yönetmelik" de belirtilen bilgileri taşıdığı tespit edilmiştir. Faaliyet Raporu Yönetmeliği'nin 16.maddesi uyarınca faaliyet raporunun şirketin yönetim organı başkanı ve üyeleri tarafından imzalanarak onaylanacağı, yönetim organı üyelerinden herhangi birinin yıllık faaliyet raporunda yer alan bilgilerle ilgili farklı görüşte olması halinde itiraz ettiği hususların gerekçeleri ile birlikte faaliyet raporunda belirtileceği düzenlenmiş olup, faaliyet raporunda imzaların bulunmaması raporun geçersiz sayılması sebebidir. Faaliyet raporunun yönetim kurulu üyeleri tarafından imzalanmadığı belirtilmiş ise de, sözkonusu raporun 26/02/2021 tarihinde düzenlendiği ve o tarihte görevde bulunan yönetim kurulu üyeleri tarafından imzalandığı, kararın iptalini gerektirir bir hususun bulunmadığı anlaşılmakla bu maddelere yönelik iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Yönetim Kurulu Üyelerinin İbra Edilme ve İbra Edilmemesine ilişkin 4 no'lu kararın iptali talebi yönünden;
Birleşen dosya davacı vekili, ... ve ... ın 2020 yılı faaliyet yılı nedeniyle ibra edilmemesi ve ... ve ...'ın 2020 yılı faaliyet yılı nedeniyle ibra edilmelerine ilişkin kararın iptalini talep etmiştir.
İbra edilmeme kararı henüz uygulanabilir nitelikte değildir. Zira, böyle bir karara dayanılarak yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bunun için, 6102 sayılı TTK'da bu yönde bir hüküm olmasa da mülga TTK’nın 341. Maddesi hükmüne göre, genel kurulun dava açılmasına özel olarak karar vermesi gerekmektedir. Bu itibarla, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yolunda alınmış genel kurul kararı bulunmadan önceki bir aşamada dava ve talep edebilmeleri mümkün değildir. Davanın açıldığı tarihten sonra davacı hakkında sorumluluk davası açılması için karar alındığına ilişkin tarafların bir iddia ve savunması da bulunmamaktadır. Anonim şirketlerde şirket ile yönetim kurulu üyeleri arasındaki hukuki ilişkide yönetim kurulu üyelerinin ortaklığın yönetimi ve iş yılı sonunda hesap verme yükümlülüğü bulunmakla birlikte, ibra edilmeyi talep hakları da bulunmaktadır. Genel kurulun ibra konusunda geniş taktir yetkisi bulunmakla birlikte bu yetki sınırsız olmayıp sorunsuz bir bilanço ve yıllık raporlarla, faaliyet dönemine ait işlemlerin hesabını veren yönetim kurulunun ibra edilmesi gerektiği, ortada somut nedenler yokken ve diğer yönetim kurulu üyeleri ibra edilmiş iken ibradan kaçınılmasının dürüstlük kurallarına aykırı düşeceği de kabul edilmelidir. Genel kurula sunulmuş olan mali ve finansal tablolar ile faaliyet raporları dahilinde yönetim kurulu üyelerinin şirkete karşı tazmin sorumluluğunu gerektirecek bir hususun ve zararın bulunduğu da bildirilmemiştir.... ve ... 'ın 2020 yılı faaliyet yılı nedeniyle ibra edilmemesi kararı dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğinden bu yönde verilen kararın iptaline hükmedilmiştir.
TTK'nın 436. maddesi hükmü emredici olup bu madde hükmüne aykırı hareket edilmesi halinde kullanılan oylar geçersiz olacağından alınan genel kurul kararı da yok hükmünde olacaktır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 436/2. maddesi gereğince, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.İbraya ilişkin genel kurul tutanağından anlaşıldığı üzere, haklarında ibra kararı bulunan yönetim kurulu üyeleri ibra oylamasına katılmamıştır. Yönetim kurulu üyeleri ... ve ...'ın ibrasına ilişkin genel kurul kararının kanuna ve esas sözleşmeye aykırı olmadığı, denetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararda kanun, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla bu şahıslar hakkındaki bu karar yönünden iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Kar payı dağıtılmamasına ilişkin ... no'lu kararın iptali talebi yönünden;
TTK'nun 511.maddesi "Yönetim kurulu üyelerine kazanç payları sadece net kardan ve ancak kanuni yedek akçe için belli bir ayrım yapıldıktan ve pay sahiplerine ödenmiş sermayenin yüzde beşi oranında veya esas sözleşmede öngörülenden daha yüksek bir oranda kar payı dağıtıldıktan sonra verilebilir" şeklinde düzenlenmiştir. Kanun koyucu, pay sahiplerine dağıtılacak birinci temettüyü, şirketin genel kanuni yedek akçesinin ikinci ayrımının önüne koymaktadır. Maddenin lafzından anlaşılacağı üzere, şirket o faaliyet döneminde net kar elde etmişse, kanuni yedek akçelerin ikinci ayrımının yapılabilmesi için pay sahibine birinci temettünün ödenmesi gerekmektedir. Kanuni yedek akçenin birinci ayrımından sonra ve fakat ikinci ayrımından önce ayrılarak pay sahiplerine ödenecek yüzde beş oranındaki kar payı "temel kar payı hakkı" olarak adlandırılmakta olup bu hakkın vazgeçilmez bir hak olduğu kabul edilmektedir. Bilirkişi heyeti tarafından 2021 yılı sonu itibariyle kanuni yedek akçelerin ayrılmasından sonra şirketin ortalama 21.500.000 TL dağıtılabilir karının kalacağı, şirketin mali tablolarının en azından % 50 kar dağıtımına uygun gözüktüğü tespit edilmiştir. Birinci temettünün (temel kar payı hakkının) ödenmemiş olması sebebiyle kar payı dağıtılmamasına ilişkin ... no'lu kararın iptaline karar verilmiştir.
TTK'nun 395 ve 396. Maddelerinde düzenlenen izinlerin verilmesine ilişkin ... no'lu kararın iptali talebi yönünden; TTK nın 436. Maddesi gereğince pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üst soyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hakimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikteki bir iş veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakem heyeti davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz. Yukarıda anılan TTK'nın 436/1.maddesinde kimlerin oydan yoksun olduğu sınırlı olarak sayılmıştır. Esas olan ortaklıktan doğan hakların kullanılması olup, hangi durumlarda ortağın bu haktan yoksun olduğunu düzenleyen hükümler istisnai hükümlerdir. Hakkın kullanılmasını engelleyen bu hükümlerin sınırlayıcı nitelikte düzenlemeler olup dar yorumlanması, yorum yoluyla genişletilmemesi gerekir. Kanun maddesi oydan yoksunluk halini, şirket ile ortak veya onun alt ve üst soyu ya da ortağı olduğu şahıs şirketi veya hakimiyeti altındaki sermaye şirketi arasındaki kişisel nitelikteki bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin konularla sınırlandırmıştır. Genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde hakkında izin verilen yönetim kurulu üyelerinin de oy kullanmış olduğu görülmekle kanuna aykırılık nedeniyle bu maddenin de iptaline karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
ASIL DAVA BAKIMINDAN;
DAVANIN KABULÜNE,
Davalı şirketin 25/08/2022 tarihinde yapılan 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan ... numaralı ibra kararının 2021 yılına ilişkin olan ve davacılar ... ve ...’nun ibra edilmemelerine ilişkin kararın iptaline,
-
Alınması gereken 427,60. TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70. TL'den tenzili sonucu eksik kalan 346,90. TL'nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
-
Davacılar tarafından yapılan ilk dava açılış gideri 161,40 TL, davetiye, müzekkere ve bilirkişi gideri 13.844,50 TL olmak üzere toplam 14.005,90 TL'nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
-
Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 17.900,00. TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
-
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
BİRLEŞEN DAVA BAKIMINDAN;
BİRLEŞEN BAKIRKÖY ....ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'NİN ... ESAS SAYILI DOSYASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
Davalı şirketin 25/08/2022 tarihinde yapılan 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan ... no’lu kararların iptali taleplerinin reddine,
Davalı şirketin 25/08/2022 tarihinde yapılan 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan ... ve ... no’lu kararların İPTALİNE,
Davalı şirketin 25/08/2022 tarihinde yapılan 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan ... numaralı ibra kararının 2020 yılına ilişkin olan ... ve ...’ın ibra edilmesine ilişkin kararın iptali talebinin reddine, aynı kararda 2020 yılına ilişkin ve davacılar ... ve ...’ın ibra edilmemelerine ilişkin kararın iptaline,
-
Alınması gereken 427,60. TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL'nin mahsubu ile eksik kalan 346,90. TL'nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-
Davacılar tarafından yapılan ilk dava açılış harcı 161,40 TL ile davetiye, müzekkere ve bilirkişi gideri 13.534,50. TL olmak üzere toplam 13.695,90'nin kabul. red oranına göre 6.847,95. TL'sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
-
Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
-
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT'ne göre takdir olunan 17.900,00 TL'nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
-
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.14/02/2024
Başkan ...
¸e-imzalıdır
Üye ....
¸e-imzalıdır
Üye .....
¸e-imzalıdır
Katip .....
¸e-imzalıdır