T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2024/603 - 2024/867

T.C.

ANKARA

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2024/603

KARAR NO : 2024/867

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

K A R A R

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 27/03/2024

NUMARASI : 2023/644 Esas - 2024/221 Karar

DAVACI

VEKİLİ

DAVALI

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 03/07/2024

GEREKÇELİ KARAR

YAZILMA TARİHİ : 04/07/2024

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI

Davacı vekili dava dilekçesinde; 25/06/2016 tarihinde sürücü ...'ın sevk ve idaresindeki ... plakalı araç ile Kartaldan Kadıköy İstikametine Sahil Yolu Turgut Özal Bulvarı üzerinde seyrettiği sırada Maltepe İDO İskelesi karşısındaki ışıklı kavşağa geldiği esnada direksiyon hakimiyetini kaybederek kaza yaptığını, kaza sonucunda yaralanmalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını, ... plakalı aracın kaza tarihini kapsayan ZMSS poliçesinin davalı tarafından yapıldığını, daha önce Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/327 Esas sayılı dosyasında tazminat alacakları nedeni ile dava açtıklarını, talep miktarlarını fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak artırdıklarını, daha sonra alınan ek rapor ile tazminat miktarının daha yüksek olduğunun belirlendiğini, ek rapor doğrultusunda artırmış oldukları talebi bir kez de ıslah ederek 2. kez artırdıklarını, ancak mahkemenin davanın belirsiz alacak olarak açılmadığı belirtilerek, ilk artırımlarının ıslah olarak kabul edildiğini, dolayısıyla daha düşük artırım olan miktar üzerinden karar verildiğini, müvekkilinin hak kaybına uğradığını, bu hak kaybının giderilmesi için sigorta şirketine müracaat edildiğini, ancak herhangi bir dönüş sağlanamadığını, bu nedenle müvekkilinin hak kaybına uğramaması için güncel veriler de dikkate alınarak hesaplanacak bakiye tazminat alacağının tahsiline ilişkin işbu davayı açtıklarını belirterek, bakiye sürekli iş göremezlik zararı nedeniyle şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın ilk müracaat tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; kabul manasına gelmemek üzere iş bu davanın ikinci kez ıslah yasağı nedeniyle kabul edilmeyen tutar için açıldığı ve ek dava olduğu belirtilmesine rağmen belirsiz alacak davası olarak açılmış olmasına itiraz ettiklerini, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, söz konusu uyuşmazlıkta kaza tarihi 25/06/2016 olup, maluliyet raporunun Yargıtay kararları gereği kaza tarihi dikkate alınarak düzenlenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğu gözetilerek kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini bildirerek, haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle usulden reddine, usulden ret kabul görmeyecekse yapılacak yargılama sonucunda davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece, davalıya ZMSS ile sigortalı dava dışı sürücü ...'ın yönetimindeki aracın 25/06/2016 tarihli tek taraflı kazası sonucunda yolcu konumunda bulunan davacının, vücut genel çalışma gücünden %23 oranında kaybedecek, 9 ay süre ile iş göremez halde kalacak, 3 ay başkasının bakımına muhtaç olacak derecede yaralandığı, davalı sigorta tarafından dava öncesinde yapılan ödemenin güncel değerinin düşülmesi halinde 26/04/2021 tarihli ek rapor uyarınca davacının geçici iş göremezlik zararının 10.003,43 TL, sürekli işgücü kaybından kaynaklanan zararının 190.258,76 TL, bakım gideri zararının 4.941,00 TL olduğu, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/327 Esas - 2021/496 Karar sayılı dosyasının kısmi dava olarak açılması, kısmi davada bir kez ıslah yapılmasının mümkün olması nedeniyle Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 25/06/2021 tarih, 2017/327 Esas - 2021/496 Karar sayılı ve kesinleşen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35.Hukuk Dairesinin 07/06/2023 tarih 2022/1120 Esas - 2023/862 Karar sayılı ilamları uyarınca davacının hatır taşıması indirimi yapılması halinde karşılanmayan zararının (190.258,76x80/100= 157.207,00 TL) 157.207,00 TL olduğu, hatır taşıması indirimi de yapılmak sureti ile daimi iş göremezlik zararının 100.708,80 TL'sinin hüküm altına alındığı, davacının karşılanmayan davaya konu bakiye daimi iş göremezlik zararının, 51.498,20-TL olduğu, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/06/2021 tarih, 2017/327 Esas - 2021/496 Karar sayılı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35.Hukuk Dairesinin 07/06/2023 tarih 2022/1120 Esas - 2023/862 Karar sayılı ilamları, adli tıp raporu, aktüer rapor ve tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış olmakla, TCK 85/1, 68. maddeleri uyarınca kazada uzamış zaman aşımı söz konusu olduğundan davalının zamanaşımı itirazının yerinde görülmediği, hatır taşıması nedeniyle yapılan indirim nedeniyle yargılama giderinden davacının sorumlu tutulamayacağı gözetilerek kısa kararda davacının daimi iş göremezlik zararının 51.498,20 TL olmasına rağmen 58.498,20 TL yazılmış olduğu anlaşılmakla HMK'nın 304. maddesi gereğince maddi hata düzeltilerek, "1-Davacının davasının kısmen kabulüne, 51.498,20-TL daimi iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 22/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebinin reddine." karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ

Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde müvekkilin zararının güncel veriler dikkate alınarak yeniden hesaplanmasını talep ettiklerini, ancak bu husustaki taleplerin mahkemece dikkate alınmadığını, bu nedenle güncel verilerle hesap yapılması durumunda oluşacak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak önceki davada alınan rapora göre talep artırımında bulunmak zorunda kaldıklarını, gelir, kamu düzenine ilişkin olup kamu düzeni ile ilgili hususlarda usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceğini, gelirdeki herhangi bir değişmenin mahkemelerce re'sen dikkate alınması ve hüküm tarihine en yakın verilere göre hesaplama yapılması gerektiğini, ayrıca hatır taşıması bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadığından ek dava açılamayacağını, bakiye tutarın hatalı hesaplandığını, öncelikle hatır taşıması indirimi yapıldıktan sonra yapılan ödemenin güncellenmiş miktarının düşülmesi gerektiğini, avans faize hükmedilemeyeceğini, progressif rant yönteminin uygulanamayacağını, 1.8 teknik faiz uygulanması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE

Taraf vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat (ek dava) istemine ilişkindir.

Davacı vekili ilk davayı açarken fazlaya dair haklarını saklı tuttuğundan ek dava olarak eldeki davayı açmıştır. Bu durumda, kısmi davanın tespite ilişkin bölümü, görülmekte olan ve aynı maddi ve hukuki sebeplere dayanan bu ek dava içinde de, kesin hüküm "delil" teşkil edecektir. Kesin hüküm bulunan bir konuda ise, mahkemenin, bu yönün doğruluğunu yeniden araştırma ve inceleme konusu yapmasına hukuken olanak yoktur. Başka bir anlatımla, sonradan açılmış olan ikinci "ek" davaya bakan mahkeme, kısmi dava sonunda verilen ve kesinleşen hükmün tespite ilişkin bölümü ile bağlıdır (HGK’nın 25.3.1983 tarih 9/1684-295 karar sayılı ilamı). Kaldı ki aksinin kabulü halinde asgari ücrette her yıl sürekli artış olduğundan, alınacak her yeni aktüer raporunda tazminat miktarları davacı taraf lehine artacağından bunun sonu gelmeyecek ve bu durum TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet karinesi ile de bağdaşmayacaktır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya kapsamına, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin mümkün bulunmamasına, mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;

1. Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1. b. 1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,

2. Davacıdan alınması gereken 427,60 TL istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına

3. Davalıdan alınması gereken 3.996,01.  TL istinaf karar harcından peşin alınan 999,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.997,01 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

4. İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,

5. İstinaf eden taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,

6. Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 03.07.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

  • Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.