T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1618 - 2024/71

T.C.

ANKARA

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1618

KARAR NO : 2024/71

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

K A R A R

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 30/03/2022

NUMARASI : 2021/104 Esas 2022/258 Karar

DAVACILAR

VEKİLİ :

DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 24/01/2024

GEREKÇELİ KARAR

YAZILMA TARİHİ : 02/02/2024

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI

Davacılar vekili dava dilekçesinde; 05/07/2003 tarihinde, müvekkillerinin murisi olan ...’ün ... Tic. ve San. Ltd Şti’ye ait akaryakıt istasyonundan benzin aldığı sırada, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı ... plakalı tankerin patlaması neticesinde yaralandığını ve bilahare vefat ettiğini, müvekkileri tarafından, kaza nedeniyle ... petrol hakkında Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/308 E. Sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararı sonrasında Ankara 5. Tüketici Mahkemesi'nin 2012/1924 E. Sayılı dosyasında, alınan raporda davalı ... ... Tur. Tic. ve San. Ltd Şti’nin %40 oranında kusurlu olduğunun tespit edilerek, ... ... Ltd Şti’nin maddi ve manevi tazminat ödemesine karar verildiğini, meydana gelen zarardan davalının da ZMMS kapsamında sorumlu olduğunu, Tüketici Mahkemesinde görülen davanın davalısı ile davalı sigorta şirketinin zarardan müteselsilen sorumlu olması nedeniyle, TBK’nun 155. maddesi gereğince zamanaşımı süresinin davalı açısından kesildiğini, bu nedenle davada zamanaşımının söz konusu olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL destek tazminatının poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davacılar vekili 06/06/2021 tarihli talep artırım dilekçesiyle; dava dilekçesinde talep ettiği 10.000,00 TL'nin her bir davacı için 2.500,00 TL olduğunu ve taleplerini davacı ... için 7.566,00 TL, davacı ... için 7.417,00 TL, davacı ... için 7.417,00 TL, davacı ... için 7.500,00 TL olmak üzere 30.000,00 TL olarak belirlediklerini açıklayarak davalıdan tahsilini istemiştir.

Davacılar vekili, 06/12/2021 tarihli ıslah dilekçesinde ise; davacı ... için, 24.941,63 TL, davacı ... için 1.218,39 TL, davacı ... için 1218,39 TL, davacı ... için 2.621,58 TL olarak tazminat miktarını belirleyerek davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; Olay tarihinde LPG ikmal istasyonunu çalıştıran, dava dışı ... ... Tur. Tic. San Ltd Şti’ye ait ... plakalı tanker ile kendisine mahsus depolama ve transfer düzeneği bulunan veya aynı özelliklere haiz olan bir tanker yerine, istasyonda mevcut emniyet sistemi ve çalışma sistemi ile uyumlu bulunmayan LPG dolumu yapıldığı sırada meydan gelen yanma ve patlama sonucu istasyonda bulunan binanın üst katındaki düğün salonunda ve civarındaki bulunan insanların yaralandığı ve tanker dahil civarda bulunan 24 aracın yanarak zarar gördüğünü, ..., ... ve ...’ün tedavi gördükleri hastanede vefat ettiklerini, olay nedeniyle Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde sanıkların 765 Sayılı Yasanın 383 maddesinden yargılanadıklarını, kanunda öngörülen suçun 5 yıldan fazla olmamak üzere hapis ve para cezası olduğunu, 765 Sayılı yasadaki eylem için belirlenen zamanaşımı süresi nazara alındığında, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönünden ise olaya karışan tankerin müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu ve sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, meydana gelen olayın akaryakıt istasyonu içerisinde LPG dolumu sırasında meydana gelmesi nedeniyle, olayın karayolu üzerinde meydana gelmemiş olması yanı sıra aracın da işletilme halinde olduğundan söz edilemeyeceğinden oluşan zararın teminat kapsamında olmadığını, patlamaya tankerden LPG boşaltımı sırasında gaz sızıntısının neden olduğunu bunun da ZMMS kapsamında bulunmadığını, LPG patlaması ile oluşan zarardan Trafik Poliçesi değil, Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Sorumluluk Poliçesi sigortasının sorumlu olduğunu, davanın bu poliçe kapsamında sigorta şirketine yöneltilmesi gerektiğini, davayı kabul etmemekle beraber müvekkili hakkında bir çok dava açıldığını, bu nedenle poliçe limiti kapsamında garameten ödeme yapılması gerektiğini belirterek, davanın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle reddine, esas yönden ise sorumluluğun müvekkilinde olmadığından reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece daha önce zamanaşımı nedeniyle davanın reddine yönelik 2018/865 E. 2020/698 K. sayılı, 21/10/2020 tarihli kararının, davacıların istinaf başvurusu üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi tarafından 2020/1860 E. 2021/118 K, Sayılı 22/01/2021 tarihli kararı ile zamanaşımını kesen nedenlerin varlığından hareket ile gerçekleşmediği kabul edilerek eksik inceleme nedeniyle kaldırılması sonrasında yeniden yapılan yargılama neticesinde; davacıların 05/07/2003 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle desteğin 10/07/2003 tarihinde vefat ettiği belirtilerek Ankara 5. Tüketici Mahkemesinin 28/03/2013 tarihli 2012/1924 E 2013/464 K ilamı ile davacılar lehine takdir edilen destek tazminatlarının tahsil edilememesi nedeniyle davacılar yararına ayrı ayrı destek tazminatı talep ettikleri, ... semtinde bulunan ... Tic. Ve San. Ltd. Şti. akaryakıt istasyonuna ait LPG ikmal istasyonuna, 05.07.2003 günü saat 21.30 sıralarında ... Tic. Ve San. Ltd. Şti.’ye ait, davalıya ZMSS sigortalı tanker araçtan, kendisine mahsus depolama ve transfer düzeneği bulunan veya aynı özelliklere haiz olan bir tanker yerine, istasyon işletenin veya görevlendirdiklerinin mevcut emniyet sistemi ve çalışma sistemi ile uyumlu bulunmayan yöntem ile LPG dolumu yaptıkları esnada akaryakıt istasyonunda aracına benzin alırken meydana gelen yangın ve patlama sırasında destek sürücü ...’ün yaralanıp, 10.07.2003 tarihinde vefat ettiği, oluşan kazada araç sürücüsü desteğin kusurunun bulunmadığı, akaryakıt şirket yetkililerinin ve eylemlerinden sorumlu olduğu görevlilerin ve sigortalı tanker sürücüsünün, standart ve kural dışı LPG tankına dolum yapmaları nedeniyle trafik kazasının meydana gelmesine ve zararın oluşmasında %100 (yüzde yüz ) kusurlu oldukları, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 2. maddesi gereği benzin istasyonunun karayolu sayılması ve sigortalı aracın tanker niteliği dikkate alındığında, yakıt doldurulması veya boşaltımının aracın çalışması suretiyle yapılan olağan işletilmesinden kaynaklandığının ve aracın da Karayolları Trafik kanunun 85/1 m gereği işletme halinde olduğunun, gerçekleşen kazanın da trafik kazası olduğunun kabulünün gerektiği, bu kapsamda işletenin sorumluluğu nedeniyle davalı sigortanın da sorumluluğunun bulunduğu, desteğin yaşamını yitirmesi nedeniyle ..., ..., ... ... ve ...'ün toplam 436.395,21 TL destek zararlarının oluştuğu, gerçekleşen zararın kaza tarihi itibariyle 30.000,00 TL olan poliçe limitini aştığı, poliçe limitinin garameten dağıtılması sonrasında, davacı ...'ün 24.941,63 TL, ...'ün 1.218,39 TL, ... ...'ün 1.218,39 TL ve ...'ün 2.621,58 TL destek tazminatına hak kazandıkları bilirkişi raporu, Ankara 5. Tüketici Mahkemesinin 2012/1294 esas, 2013/464 karar sayılı ilamı, Ankara BAM 26.Hukuk Dairesinin 2020/1860 E,2021/118 K sayılı ilamı ile anlaşıldığı, Ankara 5. Tüketici Mahkemesinin 2012/1294 Esas, 2013/464 Karar sayılı ilamı ile takdir edilen destek tazminatının davacı tarafça tahsil edilememiş olması, davanın müteselsil sorumluluk çerçevesinde açıldığı anlaşılmakla, dava açılmasından ve bilirkişi raporu ibrazından sonra ıslah yolu ile dava değerinin düşürülemeyeceği davacılar ... ve ... ... yönünden gözetilerek davanın esası hakkında karar verildiği gerekçesiyle;

“Davacı ... ile davacı ...'ün davalarının tamamen, davacılar ... ile ... ...'ün davalarının kısmen kabulüne,

Davacı ... için 24.941,63-TL, davacı ... için 1.218,39-TL, davacı ... ... için 1.218,39-TL, davacı ... için 2.621,58-TL destek tazminatının temerrüt tarihi olan 05/11/2018 tarihinden itibaren ıslah tarihi olan 06/12/2021 tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile ıslah tarihi olan 06/12/2021 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte Ankara 5. Tüketici Mahkemesinin 2012/1294 esas, 2013/464 karar sayılı ilamı ile verilen tazminatlar için mükerrer tahsile esas olmamak üzere davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacılar ... ... ve ...'ün bakiye talebinin reddine," karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın gerekçeli olmadığını, salt bilirkişi raporuna göre karar verildiğini; usule aykırı olduğun, LPG gazının alev alması sonucu meydana gelen dava konusu olayın trafik kazası olmadığından teminat kapsamında olmadığını; olayın ZMMS kapsamında kalması için olayın trafik kazası olması ve karayolu üzerinde işletilmesi durumunda meydana gelmesi gerektiğini; bu nedenle davacıların zararlarından müvekkilinin sorumlu olmadığını, olayda, ölüm ve yaralanmalar arasında LPG gazının patlaması arasında illiyet bağının bulunduğunu, patlama sonucu meydana gelen zarardan da Trafik Poliçesi değil, Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Sorumluluk Sigortasının sorumlu olması gerektiğini, davayı kabul etmemekle birlikte, ... Petrol Şirketi ve ... Şirketi yetkililerinin dava konusu kazadaki kusur ve ihmalleri nedeniyle illiyet bağının kesildiğini, ceza dosyasında tanker sürücüsüne kusur verilmediğini, ... Şirketi yetkilisi, ... Şirketi Ortağı ve Şirket müdürü ve istasyon müdürünün kusurlu olduğunun kabul edildiği; bu durum dahi olayın tankerden bağımsız şekilde gerçekleştiğinin ve zararın ZMMS kapsamında trafik kazasından kaynaklanmadığının tespiti niteliğinde olduğunu, davanın, Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesini düzenleyen şirkete yöneltilmesi gerektiğini, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını; zamanaşımını kesen durum olmadığını, daha önceki dava ile zamanaşımının kesildiğinin kabul edilmiş olması durumda dahi, daha önceki kararın sigortalı ve davacılar tarafından temyiz edilmediğini, dolayısı ile sigortalı hakkındaki kararın 19/03/2014 tarihinde kesinleştiğinin kabulü gerektiğini, buna göre de davanın çok sonra açıldığını, zamanaşımı süresinin dolduğu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, eldeki davanın kısmi dava olarak kabul edilmesi gerektiğini, davanın kısmi dava olması nedeniyle ilk kez ıslah tarihinde zamanaşımına uğradığını; davacının ilk olarak 06/06/2021 tarihinde zarar hesabı yapılmadan ... için 4.917,00 TL, ... için 4.917,00 TL, Nurdane için 5.000,00 TL, ... için 5.166,00 TL olarak toplam 20.000,00 TL olarak davasını ıslah ettiğini, bu tarihte zamanaşımı süresinin bu tarih itibariyle yeniden dolduğu; bir an için müteselsil sorumluluk çerçevesinde zamanaşımının kesildiği düşünülse dahi ıslah tarihi itibariyle de kesilerek başlayan zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca davanın kısmi dava olması nedeniyle 2. kez ıslah da edilemeyeceğini; davacı vekilinin 06/12/2021 tarhinde 28/11/2021 tarihli raporu esas alarak, talebini ... için 1.218,39 TL, ... için 1218,39 TL, ... için 2.621,58 TL olarak ıslah ettiğini, ikinci kez ıslahın mümkün olmadığını, belirtilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini; mahkeme aksi kanaatte ise hesaplamanın da uygun olmadığını, hesaplamanın güncel verilere göre yapılamayacağını, yine müteveffanın güncel nüfus kayıt örneğinin de dosyaya kazandırılması gerektiğini, müteveffanın anne ve babasına pay ayrılmaksızın hesaplama yapıldığını, bu hususun bozma sebebi olduğunu; bilirkişi raporunda çocuk ...’ye 25 yaşına kadar hesaplamanın hatalı olduğunu; hesaplamanın 22 yaşına kadar yapılması gerektiğini, davacıların ıslah talebinin haksız olduğunu, ıslah dilekçesini kabul etmemekle birlikte ıslah edilen miktar için ıslah tarihinden faiz işletilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, dava dilekçesi ile talep edilen faiz türünün ıslah ile değiştirilemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE

Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;

Dava, trafik kazasından kayanaklanan ölüm nedeniyle, destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir.

1. Davalı vekilinin davalılar ..., ..., ... ... hakkındaki karara yönelik istinaf talebinin, talebin istinafa tabi olup olmadığına yönelik olarak incelenmesinde;

Mahkemece, davacıların ihtiyari dava arkadaşı olarak birlikte açtıkları davada, davalının, davacı ... için 1.218,39 TL, davacı ... ... için 1.218,39 TL, davacı ... için 2.621,58 TL tazminat ödemesine karar verilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” düzenlemesine yer verilmiş olup, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ''istinaf yoluna başvurulabilen kararlar'' kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak "binbeşyüz" Türk Lirası ibaresi "üçbin" Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun "Parasal sınırların artırılması" başlıklı ek 1. maddesinde;"(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.

(2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır."hükmü getirilmiştir.

Mahkemece 30/03/2022 tarihinde karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle istinaf kesinlik sınırı 8.000,00 TL’dir. İstinaf incelemesinde davacıların ihtiyari davacı olarak birlikte dava açmaları durumunda, davacıların davası birbirinden bağımsız olduğundan, istinaf sınırı toplam hüküm altına alınan miktara göre değil, her bir davacının davasında kabul veya reddedilen miktarlara göre belirlenir. Adı geçen davacılar hakkında, davalı aleyhine verilen kararlar da 8.000,00 TL'yi geçmemektedir.

Hükmün verildiği tarih itibariyle miktar veya değeri 8.000,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin kararlar kesin olduğundan, davalı vekilinin, bu davacılar hakkındaki karara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 346/1. maddesi uyarınca kararı veren mahkeme tarafından reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükmü ve 352. madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle, adı geçen davacılar hakkındaki karara yönelik olarak reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Davalı vekilinin ... hakkındaki karara yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde;

Olay tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın akaryakıt istasyonu içerisinde, arkasında bulunan tankerden, dolum yaptığı sırada ortaya çıkan gaz sızıntısı neticesinde patlama meydana geldiği patlama neticesinde, davacıların desteğinin hayatını kaybettiği anlaşılmaktadır.

Aynı kazaya ilişkin olarak Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/346 E. 2013/571 K. sayılı dosyasında, vefat eden ...'ün yakınları tarafından, ZMMS kapsamında ... (...) Sigorta A.Ş. ve diğer sorumlulular hakkında, açılan davada, akaryakıt istasyonu içerisinde meydana gelen ve tankerin boşaltıması sırasında boşaltım sistemindeki arıza ve ihmaller çerçevesinde meydana gelen patlamada, mahkemece aracın işletilme halinde olduğu kabul edilerek, meydana gelen zarardan davalı sigorta şirketinin de sorumlu tutulduğu, mahkemece verilen kararın davalı sigorta şirketi tarafından temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2017/1108 E. 2017/17840 K. Sayılı 19/12/2017 tarihli kararı ile davalının temyiz itirazları yerinde görülmeyerek, davacının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazı yerinde görülerek ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verildiği görülmüştür.

Davalı vekili, olayın karayolu üzerinde olmadığını ve aracın işletilme halinde olmadığını ileri sürerek zararın teminat kapsamında olmadığını ileri sürmüş ise de, akaryakıt istasyonlarının karayolları ile bağlantılı olması nedeniyle akaryakıt istasyonu içerisinde meydana gelen kazaların aracın işletimesinden kaynaklanması durumunda ZMMS teminatı kapsamında bulunmasına, araca bağlı tankerden, LPG boşaltılaması sırasında, tanker boşaltım sistemindeki arızanın da sızıntıya ve patlamaya neden olduğunun anlaşılması karşısında, tanker boşaltma sisteminin çalışıyor olmasının aracın işletilme halinde sayılması için yeterli olmasına, KTK'nın 102. maddesi gereğince çekiciye bağlı römork ve dorseden kaynaklanan sebeplerden doğan zararların da ZMMS kapsamında davalının sorumluluğu bulunmasına, nitekim aynı kazaya ilişkin diğer vefat edenin yakınları tarafından, davalı sigorta şirketi hakkında açılan davada Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından da aracın işletilme halinde olduğuna yönelik ilk derece mahkemesi kararını onayarak kabul etmiş olmasına göre davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.

2. Davalı vekili tarafından, tazminat alacağının zamanaşımına uğradığı ileri sürülmüş ise de, ilk derece mahkemesi tarafından daha önce verilen ret kararının istinafında Ankara 26. Hukuk Dairesi kararı ile bu hususun değerlendirilmiş ve alacağın zamanaşımına uğramadığının kabul edilmiş olmasına, yapılan değerlendirme de bir hata bulunmamasına, ilk derece mahkemesi tarafından işleten hakkında verilen kararın davacılar tarafından temyiz edilmemiş olmasının, şekli anlamda kesinlik oluşturmayacağından 2017 yılında kesinleşen karar sonrası 06/12/2018 tarihinde belirsiz alacak davası olarak açılan davanın zamanaşımı süre içerisinde açılmış olmasına göre davalının zamanaşımına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.

3. Davalı vekili tarafından, hesap raporuna da itiraz edilmiş ise de, mahkemece hüküm altına alınan tazminat miktarının, işletenin sorumlu olduğu miktarı aşar mahiyette olmamasına, davacıların da destek paylarının hatalı hesaplandığına yönelik itirazlarının bulunmamasına, kaza tarihi ve karar tarihi nazara alındığında, başkaca destek zararı talepleri olduğuna yönelik tespit ve başvuru olmamasına göre davalı vekilinin hesap raporuna ve tazminat miktarına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.

Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, davacının dava dilekçesi ile talep ettiği faiz türünü ıslah yolu ile değiştirme imkanının bulunması ve mahkemenin faize ilişkin kararının davalı lehine olacak şekilde hüküm altına alınmış olmasına göre; davalı... Sigorta A.Ş. vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;

1. Davalı... Sigorta A.Ş. vekilinin, davacılar, ..., ... hakkındaki karara yönelik istinaf talebinin (dilekçesinin) HMK.nın 341/2 ve 352/1. b maddeleri gereğince miktar itibariyle REDDİNE,

2. Davalı... Sigorta A.Ş. vekilinin, davacı ... hakkındaki yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1. b. 1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

3. Davalı... Sigorta A.Ş'den alınması gereken (...  lehine verilen tazminat miktarı üzerinden)  1.703,76 TL  nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan  513,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.190,76 TL harcın davalı... Sigorta A.Ş'den  tahsili ile hazineye gelir kaydına,

4. İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

5. Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,

6. HMK'nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/01/2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

  • Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.