T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

  1. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1644 - 2023/1729

T.C.

ANKARA

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1644

KARAR NO : 2023/1729

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

K A R A R

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 02/03/2022

NUMARASI : 2020/577 Esas - 2022/133 Karar

DAVACI :

VEKİLİ :

DAVALI ::

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 27/12/2023

GEREKÇELİ KARAR

YAZILMA TARİHİ : 15/01/2024

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı sigorta şirketi tarafından Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi düzenlenen araç ile davacının sürücüsü olduğu motorun 29/08/2019 tarihinde neden oldukları kaza sonucu davacının yaralandığını, zararlarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak sürekli iş gücü kaybı için 1.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

Davacı vekili, dava değerini 341.600,00 TL olarak ıslah etmiştir.

Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacıya 17.399,53 TL ödeme yapıldığını, sorumluluklarının sigortalı araç sürücülerinin kusur dağılım oranına bağlı olarak poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün olayda kusuru bulunmadığını, kusur dağılım oranları ile çalışma gücü kayıp oranın belirlenmesine ilişkin raporların Adli Tıp Kurumu'ndan alınmasını, kaza nedeni ile elde edilen gelir var ise zarardan mahsup edilmesini, geçici iş göremezlik alacağının poliçe kapsamında olmadığını, davacının asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiğini kanıtlaması gerektiğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece; davanın, trafik kazası nedeni ile davacıda oluştuğu ileri sürülen bedensel zararların davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu, davacının yaralanması ile neticelenen çift taraflı trafik kazasında; davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün %80 oranında, davacının %20 oranında kusurlu olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, Yargıtay uygulamasına göre "Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik Hükümleri" uygulanarak tanzim edilen Ankara Üniversitesi Adli Tıp ABD raporunda; davacıda kazaya bağlı olarak %50 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluştuğunun tespit edildiği; "Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranı Tespit İşleri Yönetmeliği" hükümlerine göre de davacının %50 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluşturduğunun tespit edildiği, aktüer hesap bilirkişiden alınan raporda; davacının, davalı sigortalı aracın kusur oranına denk gelen 618.997,30 TL sürekli çalışma gücü kaybı zararının bulunduğu poliçe limitinin 360.000,00 TL olduğunun hesaplandığı; davacının sigorta limiti ile sınırlı olarak zararını talep edebileceği, sigorta tarafından yapılan ödemenin güncel değeri olan 19.814,97 TL mahsup edildiğinde, dava dilekçesinde talep edilen 340.185,03 TL’yi talep etmekte haklı olduğu; davadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmış olup, bu başvuru üzerinden 8 iş günlük sürenin geçmesi sonrası 28/07/2020 tarihinde davalı yönünden temerrüdün gerçekleştiği, dava belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu için tüm alacak için bu tarihten itibaren faiz talep edilebileceği, sigortalı araç hususi olarak kayıtlı olup, davacı alacağına yasal faiz uygulanması gerektiği gerekçesi ile;

“Davanın kısmen kabulü ile; 340.185,03 TL'nin 28/07/2020 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine“ karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hükme esas alınan maluliyet raporunu kabul etmediklerini; post travma sonrası stres bozukluğu sebebiyle %41 tespit edilen özür oranını kabul etmediklerini, raporun hazırlandığı heyette psikiyatri uzmanı bulunmadığını, hastalığa kaza dışı sebeplerinin etkisinin değerlendirilmediğini; bu nedenle raporun karar vermeye elverişli olmadığını, kusur raporunu da kabul etmediklerini, olay tarihinde müvekkili tarafından sigortalı araç ile davacının motosikletinin aynı istikamette seyir ettikleri, olay yeri de davacının sol taraftaki siteye girmek için manevra yaptığı sırada, karşı yönden gelen araçlara ait şerit üzerinde, davacının motosikletinin sol yanına, sağ yan kısmı ile çarpması ile kazanın meydana geldiğini, davacının güvenli mesafede dönüş sinyali vermiş olması durumunda kazanın meydana gelmeyeceğini, bu nedenle kazanın meydana gelmesinde davacının asli kusurlu olduğunu, hükme esas alınan hesap raporunun da hatalı olduğu; davacı bordrolarında asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği halde, asgari ücretin üzerinde bir hesaplama yapılamasının hatalı olduğunu, hesaplamanın da KTK m.90'daki düzenlemeye aykırı şekilde hesaplandığını, mahkemece, müterafik kusur uygulanmamasının da hatalı olduğunu, davacı ehliyetsiz olduğu gibi, kask ve dizlik koruyucu ekipman kullanmayarak zararın artmasına neden olduğu, davacının beyanında dahi kafasından yaralandığının sabit olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE

Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;

Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir.

Mahkemece, her ne kadar gerekçeli kararda, kazanın meydana gelmesinde davacının %50 engelli olduğunun kabul edildiği belirtilmiş ise de; bilirkişi tarafından hesaplamanın "Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik" hükümleri çerçevesinde tanzim edilen %41 engellilik raporuna göre yapıldığı ve mahkemece de %41 engel oranına göre hesaplanan aktüer hesap raporuna göre davanın kabulüne karar verildiği, gerekçe kararda belirtilenin aksine her iki yönetmelikte maluliyet/engellilik oranın aynı olmadığı görülmüştür.

1. Davalı vekilinin, hükme esas alınan maluliyet/engellilik raporuna yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; haksız fiilden kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarına dayalı maddi tazminat davasında, maluliyet durumunun doğru şekilde tespit edilmiş olması önemlidir. Zarar görenin maluliyet durumunun tespitinde; maluliyet durumunun tespiti yanı sıra, kaza sonrası tedavi evraklarının da değerlendirilmesi ile maluliyetin kaza ile illiyetinin doğru bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir.

Somut olayda; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'ndan alınan 05/04/2021 tarihli davacının tedavi evrakları incelenerek ve muayenesi yapılarak tanzim edilen raporda; "Yapılan psikiyatrik muayenesinde; bilinç açık, koopere oryantasyonu tam, yaşında gösteren, giyimi sosyokültürel düzeyine uygun erkek hasta olduğu, öz bakımının kendisi tarafından yapıldığını, konuşurken göz teması kurduğu, algı kusurunun olmadığı, yakın, uzak ve tespit belleğinin normal olduğu, zekası kronolojik yaşına uygun olarak gelişmiş olduğu, düşünce içeriğinde kazayı devamlı hatırlama mevcut olduğu, kazayı hatırladığında depresif duygu durum içinde olduğu, gerçeği değerlendirmesi, muhakeme ve soyutlama yeteneğinin normal olduğu, akışının normal olduğu, çağrışımlarının düzenli olduğu, tempo ve ritminin normal olduğu, içeriğinde kaza sonrası günlük işlerini yapmakta bile zorlandığını düşünüyor, affekti depresif, sık sık kazanın aklına geldiğini, rüyalarında çok sık gördüğünü, yaşadığı kazanın sosyal ve özel hayatını olumsuz yönde etkilediğini ve yalnızlaştığını, uyku sorunlarının olduğunu belirttiği, psikomotor aktivitesi kısmen azalmış olarak değerlendirildi." denilmesinden sonra devamında, "Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi 22/06/2020 tarihli psikiyatri polikliniği notuna göre; hastanın muayene edilmiş olup kayıtları incelendiğinde 29/08/2019 tarihinde trafik kazası sonrası şikayetleri başladığı, 24/09/2019 tarihinden itibaren polikliniğimize çoklu başvuruları olduğu ve 'travma sonrası Stres bozukluğu' tanısı ile takip ve tedavi edildiği tespit edilmiş olup tedavisine ilk önce sertralin ve mirtazapin ile başlanmış fakat etkin doz ve sürede fayda görememesi nedeniyle venlafaksine geçilmiş, halen venlafaksin 225 mg ve ketiapin 50 mg kullanmakta olduğu, şikayetleri kısmen yatışsa da uykuda irkilme, sinirlilik ve iştah bozukluğu devam etmekte olduğu, hastanın remisyonda olmadığı, tedavisinin devam etmekte olduğu" yönündeki poliklinik notu ve diğer yaralanmaları değerlendirilmek suretiyle; "20.02.2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik esas alındığında; tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen post travmatik stres bozukluğu için kişinin engel oranının; Zihinsel, Ruhsal, Davranışsal Bozukluklar bölümü Geçici Fonksiyon Kaybına Neden Olan Ruhsal Hastalıklar başlığı altındaki IV-c-2 kategorisine göre %40, omuz eklem hareketi kısıtlılığı için engel oranının Kas İskelet Sistemi bölümü omuz başlığı altındaki şekil 2.10 ve 2.11'e göre %2 olduğu, bu değer tablo 2.3 kullanılarak kişinin engellilik oranına dönüştürüldüğünde %1 olduğu, omuz eklem hareketi kısıtlılığı ve post travmatik stres bozukluğunun engel oranları Balthazard formülüyle toplandığında kişinin engel oranının %41 (yüzdekırkbir) olarak hesaplanmıştır.

09.10.2020 tarih ve 31269 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan; Anayasa Mahkemesinin 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar nolu kararı doğrultusunda maluliyet hesaplamasında “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği' esas alındığında; şahsın olay anındaki yaşı:36, MGN:1, posttravmatik stres bozukluğu için; A cetveli I.Liste, ASN:16-A-a, AAÖ:45, SİGS:A, omuz eklem hareket kısıtlılığı için A cetveli VII. Liste ASN:2-A-a AAÖ:30 (kliniğine göre 1/10 ile orantılandığında) SİGS:A olarak alındığında vücut genel çalışma gücünden kayıp oranı %50 (yüzdeelli) olarak hesaplanmıştır." denilerek, engellilik, maluliyet ve geçici iş görmezlik süreleri hesaplanmıştır.

Söz konusu rapor adli tıp uzmanlarınca tanzim edilmiş, psikiyatri poliklinik notları da değerlendirilmiş ise de; meydana geldiği iddia edilen psikiyatrik sorunların varlığı, kazadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, sürekli hale gelip gelmediği, kaza ile illiyeti bulunması durumda, TBK'nın 54. maddesi kapsamda, meydana gelen arazın, çalışma gücünün yitirilmesine sebep olacak boyutta olup olmadığı, çalışma gücünün azalmasına etkisi olması durumda ise ilgili Yönetmelikte kabul edilen engel/maluliyet oranlarında etkisine göre takdiri belirleme yapılıp yapılmayacağı yeteri kadar irdelenmemiştir. Alınan rapora davalı tarafından post travmatik stres bozukluğundan kaynaklanan engel durumuna itiraz edilmiş olması da nazara alınarak, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden, davacının muayanesi ve tedavi evrakları incelenmek suretiyle, kaza tarihi itibariyle TBK'nın 54. maddesi kapsamında çalışma gücünün azalmasının ve yitirilmesine esas alınacak yönetmelik hükümlerince geçici ve sürekli iş göremezlik durumunun tespit edildiği, özellikle davacıda kazaya bağlı post travmatik stres bozukluğu meydana gelip gelmediği, post travmatik stres bozukluğu mevcut ise kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, kazaya bağlı psikiyatrik sorunlarının bulunması durumda, söz konusu rahatsızlıklarının sürekli olup olmadığı, sürekli olması halinde çalışma gücünün azalmasına etki edecek boyutta olup olmadığı, çalışma gücüne etkisi mevcut ise ilgili yönetmelikte belirtilen arıza oranlarında takdiri indirim gerekip gerekmediği, hususlarının değerlendirildiği rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, denetime elverişli olmayan rapor çerçevesinde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

Yukarıda açıklanan nedenler, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle kararın HMK'nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, yukarıda açıklandığı üzere Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden davacının maluliyet durumunun tespit edildiği, denetime elverişli gerekçeli rapor alınarak, bundan sonra davanın esası hakkında, kararın davalı tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usuli kazanılmış hakları da gözetilerek olumlu olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;

1. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 02/03/2022 tarihli, 2020/577 Esas .  2022/133 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1. a. 6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,

Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,

  1. Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

  2. İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,

  3. İİK'nın 36. maddesi gereğince, Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesi 2022/230 D.İş 2022/230 K. sayılı icranın geri bırakılması kararı gereğince, Ankara Genel 4. İcra Dairesi 2023/75666 E. sayılı (kapatılan 17. İcra Dairesi 2022/8132 E.) dosyasına depo edilen 300.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,

  4. İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,

  5. Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 27/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

  • Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.