T.C. ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
...
T.C.
...
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/02/2022
NUMARASI :....
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik ... Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 28/06/2024
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/07/2024
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalılar ... ... AŞ, ... ve ... vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 14.02.2020 tarihinde davacıya ait ,davalı ... ... AŞ’ne kasko ... poliçesi ile sigortalı dava dışı ...’in sevk ve idaresindeki ... plakalı araçla davalılardan ...’e ait ... ... AŞ’ne ihtiyari mali mesuliyet ve zorunlu mali mesuliyet ... poliçeleri ile sigortalı ...’in sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın karıştığı kazada, davacı araç sürücünün tali, davalı araç sürücünün asli kusurlu olduğu belirlenmiş ise de davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunu, davacı araç sürücüsünün alkollü olmasının kazaya etkisi bulunmadığını, davalı ... ... AŞ tarafından yaptırılan ekspertiz raporuyla davacının aracındaki hasar miktarının KDV hariç 210.086,73 TL olarak belirlendiğini, 2 el değeri 350 000 TL olan aracın hasarlı halde 55.000 TL’ye hurda olarak satıldığını, davalı ... ... AŞ tarafından ZMMS kapsamında poliçe limiti ödenmiş ise de İhtiyari mali mesuliyet ... kapsamında ödeme yapılmadığını, davalı ... ... tarafından sigortalı araç sürücünün alkollü olması nedeniyle talebin reddine karar verildiğini belirterek HMK’nın 107 maddesi gereğince tahsilde tekerrür olmamak üzere 1.000 TL hasar bedeli, 500 TL değer kaybı olmak üzere toplam 1.500 TL maddi tazminatın ... şirketlerinden kusur sorumluluğu ve poliçe limitiyle sınırlı olarak temerrüt tarihinden ticari faiziyle, sürücü ve işletenden kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 24.11.2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile hasar bedelini 180.250 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı ... ... AŞ vekili, kazaya karışan ... plakalı aracın davalı şirkete 21.08.2019 - 21.08.2020 tarihleri arasında ihtiyari mali mesuliyet ve zorunlu mali mesuliyet ... poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının hasar bedeline ilişkin taleplerinin ZMMS poliçesi kapsamında 11.06.2020 tarihinde 41.000,00-TL olarak karşılandığından başkaca bir sorumluluklarının kalmadığını, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, pert araç için değer kaybı istenemeyeceğini, davacı araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle asli ve tam kusurlu olduğunu, kusur yönünden rapor alınmasını, dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, dava dilekçesi eklerinin tebliğ edilmediğini, davalı sürücünün kusursuz olduğunu davacı araç sürücüsünün kazadan bir saat sonra yapılan ölçümde 2.51 promil alkollü olduğu belirlenmiş olup, kazaya aşırı hızı ve alkollü olması nedeniyle neden olduğundan asli ve tam kusurlu olduğunu, hatalı tespitler içeren kaza tespit tutanağına itiraz ettiklerini, kaza tespit tutanağında yer alan kazanın özet kısmı ile kaza yeri kroki kısmının çelişkili olduğunu, alkol ve aşırı hız sebebi ile zararın bu denli fazla olduğunu, davacıya ait aracın değerinin çok altında satıldığını, hem hasar hem de değer kaybı bedelinin talep edilemeyeceğini, davanın muhatabının ... şirketleri olduğunu, kaza tarihinden faiz istenemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, davalı kasko şirketi olan ... ... AŞ yönünden açılan davanın ... Nöbetçi Tüketici Mahkemesi'ne görevsizlik kararı verilmek üzere tefrik edilerek mahkemenin 2020/549 Esas sırasına kaydının yapıldığı,yapılan yargılama sonunda, tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra davaya konu kazada tarafların kusur durumunun tespiti için alınan 15.12.2020 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacıya ait ... plakalı araç sürücüsünün %40, davalı sürücü ...'in ise %60 oranında kusurlu olduğunun rapor edildiği, söz konusu rapora taraflarca itiraz edilmesi üzerine ... Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nden alınan 07.04.2021 tarihli rapora göre, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü ...'in %75, dava dışı sürücü ...'in %25 oranında kusurlu olduğunun rapor edildiği, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olduğu, davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı ve hasar miktarının tespiti için dosyanın hasar uzmanı bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından hazırlanan 03.07.2021 tarihli rapora göre, aracın 04.03.2020 tarihinde satılması nedeniyle değer kaybı zararının oluşmadığı, davacıya ait aracın tamirinin ekonomik olmaması nedeniyle pert-total işlemine tabi tutulmasının uygun görüldüğü, davacıya ait ... plakalı 2018 model BMW marka araçta toplam 295.000,00 TL tutarında hasar tazminatının oluştuğunu, kusur oranlarına göre 2 ayrı hesaplama yapıldığını, ödemeler düşüldükten sonra davalı sürücünün %60 oranında kusurlu olduğunun kabulü halinde zarar miktarının 136.000,00 TL, %75 oranında kusurlu olduğunun kabulü halinde ise 180.250,00 TL olduğunun rapor edildiği, söz konusu rapora taraflarca itiraz edilmesi üzerine aynı bilirkişiden 21.10.2021 tarihli ek raporun alındığı, ek rapora göre, kök raporda belirlenen araç sovtaj bedelinin yapılan araştırmalar neticesinde 100.000,00 TL olacağı, sovtaj bedeli güncellemesi sonrası zarar hesabının 2 ayrı kusur oranına göre yapıldığını, buna göre, zararın, kusurun %60 kabul edilmesi halinde 109.000,00 TL, %75 olarak kabul edilmesi halinde ise 146.500,00 TL olacağının rapor edildiği, davacının davasının 07.04.2021 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi kusur raporu ve 21.10.2021 tarihli hasar bilirkişisi ek raporu doğrultusunda, ıslahı da gözetilerek davanın kısmen kabulü ile mevcut dosyadan tefrik edilen ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/549 Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 146.500,00 TL hasar bedelinin davalı ... ... AŞ.'den 29.07.2020 tarihinden itibaren, diğer davalılar ... ve ...'den 14.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ile davalılar ... ... AŞ, ... ve ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece yapılan yargılamada kusura ilişkin olarak düzenlenen 15.12.2020 tarihli raporda; davacıya ait aracı kullanan sürücünün %40, davalıya ait aracı kullanan sürücünün ise %60 kusurlu olduğu, Adli Tıp Kurumu ... Adli Tıp Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen 07.04.2021 tarihli raporda; davacıya ait aracı kullanan sürücünün %25, davalıya ait aracı kullanan sürücünün ise %75 kusuru olduğu; hasara ilişkin olarak düzenlenen 03.07.2021 tarihli raporda: aracın hasarsız 2. El rayiç değerinin 350.000 TL olduğu, aracın hasarlı halde 55.000 TL'ye dava dışı 3. kişiye noterden satılmış olması nedeniyle; aracın hasarsız 2. el rayiç değerinin 350.000 TL olduğu, aracın hasarlı halde hurda değerinin 55.000 TL olduğunun kabul edilmesi gerektiği ifade edilerek, araç hasarına ilişkin ödenmesi gereken tazminat tutarının 295.000 TL olduğu, 21.10.2021 tarihinde düzenlenen ek raporda ise; aracın hasarsız 2.el değerinin 350.000 TL olduğu, aracın hasarlı halde hurda değerinin ise 100.000 TL olarak kabul edilmesi gerektiği ifade edilerek, araç hasarına ilişkin ödenmesi gereken tazminat tutarının 250.000 TL olarak belirlendiğini, bilirkişi raporları alındıktan sonra Adli Tıp Raporu doğrultusunda belirlenen %25-%75 kusur oranları ile ilk bilirkişi raporunda belirlenen 295.000 TL hasar tazminatı gözönüne alınarak bedel arttırımı yapılarak 180.250 TL’nin talep edildiğini, mahkeme tarafından yapılan yargılama neticesinde ; kusur yönünden Adli tıp Kurumu tarafından belirlenen %25-%75 oranlarını kabul edilmesine rağmen hasar yönünden 250.000 TL hasar tazminatı gözönüne alınarak davacıya 146.500 TL ödenmesi gerektiği, fazladan talep edilen 33.750 TL'lık kısmın ise reddine karar vermiş ise de ek bilirkişi raporunda, bilirkişi tarafından hiçbir teknik ve hukuki açıklama yapılmaksızın, daha önce 55.000 TL olarak belirlenen aracın hurda bedeli sonrasında 100.000 TL olarak belirlendiği ifade edilmiş olup hurda değerinin nasıl ve ne şekilde 100.000 TL olarak bulunduğu konusunda bilirkişi raporunda hiçbir teknik açıklama bulunmadığını, bu nedenle eksik olarak düzenlenmiş ek bilirkişi raporunun karara dayanak yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, aracın kasko sigortasını yapmış olan ... ... şirketi tarafından kaza sonrası araçta oluşan hasarın tespiti için ekspertiz raporu düzenlendiğini, aracın ağır hasarlı olduğuna ilişkin ekspertiz raporu düzenlendikten sonra davalı ... ... şirketi tarafından araç satış hurda bedeli (sovtaj bedeli) belirlenmediğini davacıya satış için herhangi bir teklif de yapılmadığını, hasarlı aracın onarımı ile uğraşmak istemeyen davacının kendi imkanları ile yaptığı piyasa araştırması neticesinde kendisine en iyi fiyatı veren, ....adresinde ..... adı altında hasarlı araç alım-satım ticaretini yapan ...'e 55.000 TL karşılığında hasarlı aracını noter kanalı ile satmak durumunda kaldığını, dava dosyasına sunulan aracın noter satışına ilişkin belgede de aracın satış bedelinin 55.000 TL olduğunun açık ve net olarak gözüktüğünü, hurdayı alan kişininde satın aldığı aracı yaklaşık 10 gün sonrasında yine hasarlı olarak 60.000 TL bedel karşılığı sattığını, noter huzurunda gerçek satış rakamları üzerinden düzenlenen resmi belge niteliğindeki 55.000 TL bedelli araç satış sözleşmesinin hükme esas alınmaması ve ek bilirkişi raporunda hiçbir teknik inceleme yapılmaksızın, sadece ... ... ile soyut olarak yapılan görüşme neticesinde, hasarlı araç fotograflarına bakılarak bulunduğu ifade edilen 100.000 TL tutarındaki araç hurda bedelinin hükme esas alınmasının verilen kararı haksız ve hukuka aykırı hale getirdiğini belirterek davanın kısmen reddine ilişkin olarak kurulan kararın, istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ... ... AŞ, ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle, Dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacının tam ve asli kusurlu olduğunun tanık beyanlarıyla sabit olduğunu, mahkemenin 08.12.2020 tarihli celsesinde tanık ... dinlenmiş olup, beyanlarına göre davacı araç sürücüsünün hem ayakta durmakta zorlanacak kadar alkollü, hem de buna rağmen çok hızlı şekilde araç kullandığının tanık beyanlarıyla sabit olduğunu, tanık beyanları düşünüldüğünde dahi dosyada belirlenen kusur oranlarının hatalı olduğunu, davacı araç sürücüsünün yasal sınırın 5 katı üzerinde alkollü olup, dava konusu kazada asli ve tam kusurlu olduğunu, davacı araç sürücüsünün 2.51 promil alkollü araç kullandığını kusur oranı belirlenirken davacı araç sürücüsünün alkollü olmasının göz önüne alınmadığını, bu derece yüksek oranda alkollü iken araç kullanan davacı sürücünün %25 oranında kusurlu olduğu yönünde yapılan tespitin kabulü mümkün olmamakla birlikte, nörolog bilirkişiler marifetiyle alkolün kazaya olan etkisi araştırılması gerektiğini, davalı sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, somut olay bazında 2.51 promil alkollü olan ve araç kullanması yasak haldeyken araç kullanan, hız sınırı 50 km olan yolda hız sınırlarını hiçe sayarak çok süratli bir şekilde araç kullanan ve bu hızını dönemeçli yola girmesine rağmen azaltmayan, önünde bulunan davalı araç ile arasında ki takip mesafesini korumayarak araç kullanan ve tüm bu ihlallere ek olarak davalı araca sol arkadan çarpmak sureti ile kazanın oluşmasına sebebiyet veren davacı araç sürücüsü ...'in kazanın oluşumunda 2918 Sayılı ... Trafik Kanununun 48, 52, 56/c,84/d maddelerini ihlal etmesi nedeniyle asli ve tam kusurlu olduğunu, kaldı ki, davacı araç sürücüsünün, orta şeridin sol şeride yakın kısmında seyir halinde olduğu kaza yeri krokisinde işaretlenmiş olup davacının süratli bir şekilde davalı sigortalı araç sürücünün aracını sollamaya çalıştığı esnada arkadan çarpma şeklinde kazanın meydana geldiği görülmekte olup bu husus tanık beyanları ve dosya kapsamındaki görseller ile de desteklendiğini, kaza raporu krokisinden de görüldüğü gibi yol çalışması başlama noktası ile kaza sonrası araçların düştüğü nokta arasındaki mesafenin 102,50 metre, çarpışma noktası ile araçların düştüğü yer arasındaki mesafenin 78,20 metre olduğu belirtilmiş olup bu mesafelere göre, çarpma noktasının yol çalışması işaretinin (102.50-78.20=24.30) 24.30 m ilerisinde olduğunu, bu durumda bir an için sigortalı araç sürücüsünün iddia edildiği şekilde yol çalışması nedeni ile kapatılan sağ şeritten orta şeritte geçtiği esnada kazanın meydana geldiği iddiası kabul edilse dahi; en sağ şeridin trafiğe kapatıldığı yerin 24.30 m ilerisinde çarpmanın meydana gelmesi sebebiyle, araç şerit değişiminin tamamlanmış ve aracın orta şerit üzerinde normal seyrine geçtiğinin kabulü gerektiğini, davacı tarafından kazanın oluşumunu önlemek adına fren tedbirine başvurulmamış olup bu hususa ilişkin Adli Tıp Raporu'nda da "Davacı'nın fren tedbirine başvurmadığı" ifadesinin yer aldığını, bu nedenle, davacı araç sürücüsünün, orta şeridin sol şeride yakın kısmında seyir halinde olduğu kaza yeri krokisinde de işaretlenmiş olup davacının süratli bir şekilde davalı sigortalı aracını sollamaya çalıştığı esnada arkadan çarpma şeklinde kazanın meydana geldiği ve davalı sigortalı araç sürücüsünün anılan kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığının görüldüğünü, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dosyaya kazandırılan kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının da hatalı olduğunu, dosyanın Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu'na gönderilerek çelişkiyi gideren yeni bir rapor alınması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sovtaj bedelinin düşük hesaplandığını, 21.10.2021 tarihli bilirkişi ek raporunun "4. İtirazların Değerlendirilmesi" başlığı altında "4.5. kök raporda aracın sovtaj bedelinin tespitinde, dosyadaki resmi belgeye itibar edilmiştir. Bu konuda yapılan noter satışında düşük bedel gösterilebileceği ifadeleri ve itirazları nedeniyle hasarlı araç alım-satımı konusunda ... ... Sanayi’de çok deneyimli bir firma olan... ile yerinde bir görüşme ve araştırma yapılarak dosyada mevcut hasarlı araç fotoları üzerinden 2020 yılı Şubat ayında aracın hurda (sovtaj) değerinin 100.000 TL olacağı tespit edilmiş ve hasar tazminat hesabi bu sovtaj fiyatına göre aşağıda revize edilmiştir." denilmiş ise de daha önce dosyaya kazandırılmış olan; hazine tarafından denetlenen bağımsız ekspertiz tarafından tanzim edilen ekspertiz raporunda "aracın hasarlı haline 124.100,00 TL sovtaj teklifi alındığı" değerlendirmesi yer almasına karşın bilirkişi tarafından bu teklifin dikkate alınmayarak, aracın sovtajı için 100.000,00 TL'nin esas alınmasının hatalı olduğunu, bu halde, davacının aracın hurdasını çok daha düşük bir fiyata satarak, herhangi zararın mevcudiyetini kabul manasına gelmemek kaydı ile, bakiye zararın davalı ... şirketi üzerinde bırakılmasına sebebiyet verilmesi, diğer bir deyiş ile şirketin sorumlu tutulabileceği miktarın davacı tarafından artırıp azaltılmasına izin verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın reddini talep etmekle beraber, şayet Mahkeme aksi kanaatte ise, sovtaj bedelinin en yüksek teklif olan 124.100,00 TL olarak belirlenmesi gerektiğini, kaldı ki; söz konusu sovtaj bedelinin davalı şirket tarafından sovtaj ihalesine çıkartılarak belirlenmiş olup, belirlenen bu bedelin hesaplamaya esas alınması gerekirken bilirkişinin gerekli inceleme ve değerlendirmeyi yapmaksızın yüzeysel tespitinin esas alınmasının kabul edilemeyeceğini, bilirkişi raporunda hesaplanan rayiç bedelin bu emsal ilanlara göre belirlenmemiş olup, oldukça fahiş olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; bilirkişinin rayiç bedel araştırmasını hangi araştırmaları yaparak belirlediğinin açık olmadığını, bilirkişinin raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorunda olduğunu, 06.09.2021 tarihli dilekçe ekinde, ekspertiz raporunda kullanılan kaza tarihine yakın tarihlerde verilmiş emsal araç ilanları sunulmuş olup bu ilanlardan da görüleceği üzere davacının aracının kaza anındaki rayiç bedelinin 265.000,00 TL - 270.000,00 TL arasında olduğunu, sunulan hiçbir belgenin dikkate alınmadığını, her ne kadar mukayese edilen ilanlar bilinmese de satış fiyatı olmayıp piyasada da bilindiği üzere bu ilan fiyatları üzerinden %20'lere varan indirimler dahi yapılabildiğini, dava konusu aracın piyasa rayicinin 275.000,00 TL'yi geçmeyeceğinin eksper raporunda yer aldığını, aracın önceki kazaları araştırılmadan eksik değerlendirme ile 350.000,00 TL rayiç bedel belirtilmesinin hukuka aykırı olduğunu, huzurdaki dava belirsiz alacak davası olarak ikame edilemeyeceğinden, bir kez yapılabilecek olan ıslah işlemi ile artırılan kısmın zamanaşımına uğradığını, ıslah edilen kısım için ancak ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesini, aksi halde tüm davalılar bakımından ancak dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini kararın hüküm kısmında "5.062,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" şeklinde karar verilmiş olup, söz konusu davada birden fazla davalının olması sebebiyle bu şekilde hüküm kurulmasının kararın icrasında çelişkiye sebebiyet verdiğini, yerel mahkemeye tavzih dilekçesi sunulmuşsa da tavzih talebi ilgili henüz bir karar verilmediğinden bu hususun yerel mahkeceme değerlendirilmemesi halinde istinaf mahkemesince değerlendirilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355 maddesi gereğince davacı vekili ile davalılar ... ... AŞ, ... ve ... vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında kaynaklanan araç hasarı ve değer kaybı istemine ilişkindir.
Davacı vekili,14.02.2020 tarihinde davacıya ait araçla diğer davalıların maliki sürücüsü ihtiyari mali mesuliyet ve zorunlu mali mesuliyet sigortacı olduğu aracın karıştığı kazada davacının aracının hasarlandığını ve değer kaybına uğradığını belirterek bakiye hasar ve değer kaybının davalılardan tahsilini talep etmiş, mahkemece davacı araç sürüsünün %25, davalı sürücünün %75 kusurlu olduğu, pert olan araç için değer kaybı istenemeyeceğinden davanın kısmen kabulü ile mevcut dosyadan tefrik edilen ... 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/549 Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 146.500,00 TL hasar bedelinin davalı ... ... AŞ.'den 29.07.2020 tarihinden itibaren, diğer davalılar ... ve ...'den 14.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine dair verilen karara karşı davacı vekili aracın hurda değerinin yüksek belirlenmesine, davalılar vekili kusur oranı ve hasar miktarına, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olmasına, faiz başlangıcına, vekalet ücretine yönelik istinaf sebepleri ileri sürmüştür.
Davalılar vekilinin kusura yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde; mahkemece alınan ... ATK Trafik İhtisas Daire Başkanlığının 07.04.2021 tarihli kusur raporunda dava konusu trafik kazasında davacıya ait araç sürüsünün %25, davalı araç sürücüsünün 75% kusurlu olduğu belirlenmiş olup mahkemece rapor doğrultusunda maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu kazadan sonra düzenlenen 14.02.2020 tarihli saati 21.25 olan kaza tespit tutanağında sürücü ...’ın sevk ve idaresindeki ... plakalı otomobil ile...Bulvarı üzerinde ... istasyonu istikametinden ... Bulvarı istikametine düz seyri sırasında Şehir Hastanesi yeni açılan köprülü kavşağa yaklaştığı sırada ilgili kurumun yol yapımı nedeniyle üç şeritli yolun sağ şeridi istikametinden orta şeridine doğru trafik levhası, uyarı ve ikaz lambaları ile yolun daraldığı bölümde orta şeritte arkadan gelen trafiği kontrol etmeden geçtiği sırada sol arka gerisinden ...’in sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı otomobilin sağ ön köşe kısmı ile, ... idaresindeki aracın arka sol arka tekerlek ve arka sol köşe kısımlarından çarpması neticesi her iki aracın savrulup yol yapım çalışmasının olduğu sağ şerit yanı düşük bankete çıkarak duruşa geçtiği kazanın oluşumunda ... plaka sayılı otomobil sürücü ...’ın 2918 Sayılı KTK’nın 67/a maddesi, ... plaka sayılı otomobil sürücüsü ...’in KTK’nın 52/1-2 ve TCK 179 madde gereğince kural ihlalinin görüldüğü, mahkemece alınan 15.12.2020 tarihli bilirkişi raporunda dosya kapsamındaki krokili olarak düzenlenen kaza tespit tutanağına göre 14.02.2020 tarihinde saat 21,15 sıralarında sürücü belgeli ve alkolsüz davalı sürücü ...’in ... plakalı Wolkswagen marka özel aracıyla...Bulvarında ... benzinliği istikametinden, ... Bulvarı istikametine seyirle olay mahalli olan ... Şehir Hastanesi yanı yeni açılan köprülü kavşağa yaklaştığı sırada, ilgi kurumun (... Büyük Şehir Belediye Başkanlığının) yol yapım çalışması nedeniyle üç şeritli taşıt yolunun sağ şeridinden orta şeride (sola) doğru çalışmaya bağlı yol üzerinde bulunan uyarıcı ışıklı trafik işaret levhalarını dikkate almadan şerit değiştirdiği sırada; aynı istikametten sol arka gerisinden seyirle gelen dosya kapsamındaki tıbbi rapora göre 2,51 promil yasal alkol sınırının 5 katından fazla aşırı alkollü dava dışı sürücü belgeli sürücü ... yönetimindeki ... plakalı BMW marka aracın sağ ön köşe kısmının olduğu yerden, davalı sürücünün yönetimindeki aracın sol arka köşe, sol arka tekerlek kısmının olduğu yerlerden çarpışmaları neticesi her iki aracında savrularak yol yapım çalışmasının olduğu sağ şerit üzerindeki düşük bankete çıkarak duruşa geçmesi sonucu maddi hasarlı, sürücü ... ile aynı araçta yolcu olarak bulunan dava dışı 1999 doğumlu...'ın yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasının kaza tespit tutanağı ve krokisi davacı ve davalıya ait araçların çarpışma noktalarının gösterildiği hasarlı fotoğraflar, duruşmada dinlenen tanık beyanın değerlendirilmesi sonucu olay yerinin; asfalt kaplı, zemin yüzeyinin kuru, düz ve eğimsiz, azami 50 km seyir hızının olduğu, yoldaki çalışmaya bağlı uyarıcı ışıklı ve ışıksız trafik işaretlemelerini gösteren trafik işaret levhasının olduğu, üç şeritli bölünmüş il yolu olup, havanın açık, gün durumunun gece olup yolda aydınlatmanın olmadığı, davalı sürücü ...; olay mahalli olan ... Şehir Hastanesi girişi yanındaki köprülü kavşağa geldiğinde üç şeritli yolun en sağ şeridinden yol çalışmasına bağlı solundaki orta şeride geçiş yapmadan önce, olay yerinin bilinen bir yer olmasına bağlı akıcı ve yoğun trafiğe sahip olan bir yol olmasını göz önüne alarak, aracının sol yan ve iç dikiz aynasının olduğu yerden sol arka yan gerisinden seyirle gelen araç trafiğini kontrol ederek geçeceği orta şeridin boş olduğunu gördükten sonra sol sinyalini yakarak bulunduğu en sağ şeritten kontrollü olarak orta şeride geçiş yapması gerekirken, gerek kendi aracındaki gerekse davacıya ait araçtaki çarpışma noktaları göz önüne alındığında sol yan gerisinden seyirle gelen araç trafiğini kontrol etmeden şerit değiştirme manevrasına bağlı kendi aracının sol arka köşe ve tekerlek kısmının olduğu yerden, diğer BMW marka aracın sağ ön köşesinin olduğu yerden çarpışmalarına bağlı dava konusu maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda kaza tespit tutanağında da belirtildiği gibi 2918 sayılı ... Trafik Kanununun; manevraları düzenleyen 67/a, 84/f-ji yönetmeliğin 137 maddelerine riayetsizliği nedeniyle asli kusurlu olduğu (%60 oranında ), davacıya ait dava dışı sürücü ..., sevk ve idaresindeki ... plakalı BMW marka özel aracıyla seyri sırasında, 2918 sayılı ... Trafik Yönetmeliğinin özel araç sürücülerine tanınan yasal alkol sınırı olan 0,50 promilin üzerine ... Şehir Hastanesi tıbbi rapor sonucuna göre 2,51 promil yasal alkol sınırının 5 katından fazla alkollü araç kullanmasına bağlı Kanunun 48. ve yönetmeliğin 97. maddesine riayetsizliği yanında, azami 50 km seyir hızının olduğu yolda seyir yönünde bulunan köprülü kavşağa yaklaşırken çalışmanın yapıldığını gösteren ışıklı ve ışıksız trafik işaret levhalarına riayet ederek aynı kanununun 52/1-a-b, yönetmeliğin 101/a-b maddelerine göre seyir hızınıda 50 km'nin altına düşürerek ve kendi aracıyla ön ilerisinde seyir halinde bulunan araçlarla kendi aracı arasında aynı kanununun 56/1-c ve yönetmeliğin 107 araç takip mesafelerine riayet ederek seyrine devam etmesi gerekirken, gerek kendi aracında gerekse davalının aracındaki oluşan hasarlı fotoğrafların incelenmesi yanında mahkemece 08.12.2020 tarihinde dinlenen olay tanığı ...'a ait bu sürücünün seyir hızının yüksek oluşuna ilişkin ifadesininde çok aşırı alkol derecesiyle birlikte incelenip değerlendirilmesi sonucu dava dışı sürücünün almış olduğu alkolün olumsuz etkileri ve aşırı süratli seyrine bağlı seyir yönünün sağından, soluna orta şeride kontrolsüz manevra ile geçiş yapan davalıya ait aracın sol arka köşe ve tekerlek kısmına, kendi aracının sağ ön köşe kısmının olduğu yerden fren tedbirsiz çarpmasına bağlı meydana gelen dava konusu ve dava trafik kazasının oluşumunda aynı kanununun 84/d maddesine riayetsizliği nedeniyle kaza tespit tutanağında da belirtildiği gibi tali kusurlu (%40) olduğu, hükme esas alınan ... ATK Trafik İhtisas Daire Başkanlığının 07.04.2021 tarihli kusur raporunda da Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve dosya içeriğine göre: 14.02.2020 günü Saat:21.15 sıralarında sürücü ..., yönetimindeki "..." plaka sayılı otomobil ile...Bulvarı üzerinde ... yönünden ... Bulvarı yönüne seyri sırasında Şehir Hastanesi yanında yeni açılan köprülü kavşağa yaklaştığı esnada, yol yapım nedeniyle üç şeritli yolun sağ şeridinden orta şeridine doğru trafik levhası, uyarı ve ikaz lambaları ile yolun daraldığı bölümde orta şeride, bu şeritten gelen trafiği kontrol etmeden geçmesi sonucu, sol gerisinden gelen sürücü ... yönetimindeki, sahibi ... olan ... plaka sayılı otomobilin, kendi aracına arka sol tekerlek ve arka sol köşe kısımlarından çarpması neticesi, dava konusu kaza meydana geldiği, çarpma noktasının, orta şerit üzerinde belirlendiği ve kaza noktasına yaklaşık 53 m uzaklıkta, yol yapım çalışmasıyla ilgili uyarı ve ikaz levhaları mevcut olduğunun tespit edildiği, kazada; sürücü ...'in, KTK'nın 67/1-a maddesini ihlâl ettiği, sürücü ...'in ise aynı Kanunun 52/1-a maddesini ihlâl ettiğinin belirtildiği, dosya içeriğinden, sürücü ...'in 2,51 promil alkollü olduğunun belirlendiği, tanık ..., ifadesinde; "...kaza meydana gelmeden önce uzaktan led farlı bir aracın çok hızlı geldiğini gördüm. Diğer araç ise normal seyrinde, orta şeritte gidiyordu. Led farlı araç sol şeritten geçerken birden takla atmaya başladı...kaza meydana gelmeden önce, arada bariyer olduğu için ben sadece iki aracın ışıklarını görüyordum. Bu ışıklardan sol şeritte ilerleyen led farlı olan ve kazadan sonra gördüğüm BMW marka araç çok hızlı geliyordu. Diğer araç ise orta şeritte ilerliyordu..." şeklinde beyanda bulunduğu, 15.12.2020 tarihli bilirkişi raporu'nda; sürücü ..., %60 oranında kusurlu, sürücü ... ise %40 oranında kusurlu bulunduğu, Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Bilirkişi Raporu, çarpma noktasının yeri, araçların hasarlı kısımları ve ifadeler dahil olmak üzere dosya tümüyle incelenip durum değerlendirmesi yapıldığında 15.12.2020 tarihli bilirkişi raporundaki kusur oranları fazlaca bulunarak iştirak edilmediği mevcut verilere göre; sürücü ..., yönetimindeki ... plaka sayılı otomobil ile gece vakti, yerleşim yeri içinde, aydınlatması bozuk, azami hız limiti 50 km/s ve bölünmüş bir yol olan...Bulvarı üzerinde, ... yönünden ... Bulvarı yönüne seyri sırasında olay yerine yaklaştığında; seyir yönü üzerinde bulunan, yol yapım çalışmasıyla ilgili uyarı ve ikaz levhalarını dikkate almadan seyrini sürdürüp, sonrasında da sol gerisinden gelen trafiği kontrol etmeden sola manevra yapması sonucu, sol gerisinden gelen sürücü ... yönetimindeki ... plaka sayılı otomobilin önünü kapatıp, kendi aracına arka sol tekerlek ve arka sol köşe kısımlarından çarpmasına sebebiyet verdiği olaydaki; dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla %75 oranında kusurlu olduğu, sürücü ... yönetimindeki ... plaka sayılı otomobil ile gece vakti, yerleşim yeri içinde, aydınlatması bozuk, azami hız limiti "50 km/s" ve bölünmüş bir yol olan...Bulvarı üzerinde, ... yönünden ... Bulvarı yönüne, orta şeritten seyri sırasında olay yerine geldiğinde, sağ ilerisinde, aynı yönde seyretmekte iken, sola, kendi seyir şeridine manevra yaparak önünü kapatan sürücü ... yönetimindeki ... plaka sayılı otomobile, olayı dışarıdan gören tanık ...'ın, "...BMW marka araç çok hızlı geliyordu..." şeklindeki beyanından da anlaşılmakla, mahal şartlarının çok üzerinde bir hızla seyretmesi ve fren tedbirine de başvurmaması nedeniyle çarpmayı önleyemediği olaydaki; dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Mahkemece kusur yönünden alınan 15.12.2020 tarihli kusur raporu ile ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından alınan kusur raporu ve oranları çelişki bulunduğu, davalılar tarafından olayın oluş şekline ilişkin olarak davacıya ait araç sürücüsünün davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracı sollamaya çalıştığı sırada çarpışmanın meydana geldiğini belirtilerek itiraz edildiği anlaşıldığından mahkemece dava konusu kazanın meydana geliş şekli, araçların seyir şeridi, çarpışma noktası, araçların hasarlı kısımları da dikkate alınarak gerektiğinde olay mahallinde keşif yapılarak yolun kaza anındaki durumunun tespiti, ... Cumhuriyet Başsavcılığının olaya ilişkin hazırlık dosyası, dava açılmış ise ceza davası da istenerek davalının itirazlarının da değerlendirilmesi amacıyla ... Genel Müdürlüğünden emekli makina mühendisi bilirkişilerden seçilecek bilirkişi heyetinden tüm kusur raporlarının değerlendirildiği kusur oranları arasındaki farklılık ve çelişkileri giderici ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalıların olayın oluş şekline ilişkin itirazları değerlendirilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.
Ayrıca mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıya ait aracın onarımının ekonomik olmadığı belirtilerek ikinci el piyasa değerinden bilirkişi tarafından hasarlı araç alım satımım yapan ... Otodan fiyat alındığı belirtilerek aracın hurda değeri hesaplanmış ise de aracın hurda bedelinin belirlenmesi için bilirkişiden rapor alındığına göre bilirkişi tarafından aracın hasarı, hasar bedeli, ekspertiz raporları ve araç hurdasının piyasa değeri gibi hususlar değerlendirilerek hurda sovtaj bedelinin belirlenmesi gerekirken hasarlı araç alım satımı yapan işyerine sorularak belirlenen sovtaj değeri esas alınarak hesaplama yapılmış olması da doğru görülmediğinden kusura ilişkin alınacak raporda aynı bilirkişi heyetinden bu hususa ilişkinde rapor alınarak davacının gerçek zararının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden taraf vekillerinin bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin de kabulü gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalılar ... ... AŞ, ... ve ... vekilinin istinaf sebeplerinin ayrı ayrı kabulü ile HMK'nın 353/1-a-6. maddesi gereği kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1. Davacı vekili ile davalılar ... ... AŞ, ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, kaldırma sebebine göre sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2. Davacı ve davalılar ... ... AŞ, ... ve ... tarafından yatırılan istinaf karar harcının yatırdıkları oranda istek halinde kendilerine iadesine,
3. İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
4. ... 30. İcra Dairesinin 2022/5353 sayılı dosyasına yatırılan 235.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
5. Karar tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK'nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
....
- Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.