T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
- HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1155 - 2024/688
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/1155
KARAR NO : 2024/688
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2021
NUMARASI : 2017/673 Esas 2021/920 Karar
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 16/05/2024
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/05/2024
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 10.12.2016 tarihinde davalılardan ... Sigorta Şirketine zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı ... adına kayıtlı, sevk ve idaresindeki ... plakalı araçla kavşakta karşıda karşıya geçmekte olan davacılardan ...’nin eşi diğer davacıların babası İsmail’e çarparak yaralanmasına 31.12.2016 tarihinde kazaya bağlı ölümüne neden olduğunu, desteğin kusuru bulunmadığını, davalı sigorta şirketi tarafından 22.06.2017 tarihinde 28.720 TL ödeme yapılmış ise de ödemenin yetersiz olduğunu belirterek HMK’nın 107 maddesi gereğince fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacılardan eş ... için 70.000 TL manevi tazminat ile 100 TL destekten yoksun kalma tazminatı, her çocuk için ayrı ayrı 30.000 ‘er TL manevi tazminat ile 100’er TL destekten yoksun kalma tazminatı ve ayrıca davacılar için 100 TL cenaze ve defin giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı sigorta şirketi yönünden manevi tazminatın teminat dışı olması halinde sadece maddi tazminattan, poliçe limitiyle ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 23.12.2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile talebini davacı ... yönünden 39.246,32 TL ‘ye yükseltmiştir.
Davalı ..., kaza yeri ve ikamet adresi olarak Nevşehir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kusuru bulunmadığını, ceza dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacılara SGK tarafından ölüm aylığı bağlandığından zararları olmadığını, evli olan çocukların maddi tazminat talepleri haksız olduğu gibi davacıların manevi tazminat taleplerinin de fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Sigorta Şirketi vekili, kazaya karışan ... plakalı aracın 10.07.2016-10.07.2017 tarihleri arasında 310.000 TL limitle davalı şirkete zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olup gerçek zarar sigortalının kusuru ve poliçe limitiyle sorumlu olduklarını, dava öncesi davacıların başvurusu üzerine kendilerine 02.06.2017 tarihinde 33.756,83 TL ödeme yapıldığından sorumluluklarının sona erdiğini, kabul anlamına gelmemek üzere kusur yönünden ATK’dan, zarar yönünden aktüerden rapor alınmasını, ödeme tarihi itibarıyla zararın belirlenmesini ödemenin yetersiz olması halinde zarardan ödemenin güncellenerek mahsup edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze giderinin tüm davalılardan, manevi tazminatın ise davalı işletenden tahsili istemine ilişkin olduğu, toplanan delillere, ceza dosyasındaki ifade ve kaza tespit tutanağına, nüfus kaydına ve karar vermeye yeterli kusur ve aktüer bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre; 10.12.2016 günü saat 17:45 sıralarında davalı sürücü ...’ın sevk ve idaresindeki ... plakalı otomobille D302-01 kod numaralı devlet karayolunu takiben Ürgüp yönünden Nevşehir istikametine seyir halinde iken olay mahalli ışık kontrollü kavşaktan kendisine hitaben yanmakta olan yeşil ışıkta geçtiği sırada seyir istikametine göre sağ taraftan sol tarafa kavşak alanı içerisinden karşıya geçmek isteyen müteveffa yaya ...'ye otomobilin sağ yan ön kısımları ile çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, davalı sürücü ...’ın, kavşağa yaklaştığını dikkate alarak kavşak mahallinden kontrollü olarak geçiş yapması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, mahal şartları üzerinde bir hızla kavşaktan geçtiği sırada meydana gelen kazada %10 oranında kusurlu olduğu, davacıların desteği müteveffa yaya ...’nün ise, olay mahallinde karşıya geçmek için mahal yakınında bulunan yaya geçitlerini kullanmadığı, trafik ışıklarına riayet etmediği, buna rağmen yaklaşan araçların seyir durumlarını kontrol etmeden kendi can güvenliğini tehlikeye atarak kavşak alanı içerisinden kontrolsüzce karşıya geçişi sırasında davalı sürücü idaresindeki otomobilin çarpmasına maruz kaldığı olayda %90 oranında asli kusurlu olduğu, ...'nün hayatını kaybetmesi sonucu davacılardan ...'nün bakiye muhtemel yaşam sonu tarihine değin destekten yoksun kaldığı sabit olmakla birlikte, davalı şirket tarafından yapılan ödeme dikkate alındığında bakiye tazminatın bulunmadığı, diğer davacıların ise kaza/ölüm tarihindeki yaşları itibarıyla destek alma yaş sınırını geçtikleri, çalışarak gelir elde ettikleri, davacıların maddi tazminat talepleri bakımından sadece Ürgüp İlçe Müftülüğünden bildirilen cenaze, defin ve taziye giderinden müteveffanın kusur tenkisi yapılmakla tespit edilen 100,00 TL maddi tazminatın davalı ... yönünden kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden 02.06.2017 eksik ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacılara ödenmesine, yine davacı ...'nün eşinin, davacılar ...'un babalarının vefatı nedeniyle manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulü gerektiği belirtilerek maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile, 100 TL cenaze, defin ve taziye giderinden kaynaklanan maddi tazminatın davalı ... yönünden kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden 02.06.2017 eksik ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile; davacı ...'ye 15.000,00 TL, davacı ...'ye 6.000,00 TL, davacı ...'ye 6.000,00 TL ve davacı ...'ye 6.000,00 TL olmak üzere toplam 33.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'dan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece sorumluluğun tespitinde ve kusur oranlarının belirlenmesinde hataya düşüldüğünü, somut olayda davalının hız ihlali yapması, KTK 57/1-d maddesi gereğince kavşak içerisinde durmayı zorlayacak bir durum olmasına rağmen hızını dahi düşürmemesi nedeniyle söz konusu kazada tam kusurlu olduğunu, davalının hız ihlali yaptığını, müteveffanın yaya geçidini kullanmadığı veya trafik ışıklarına riayet etmediğine ilişkin hiçbir delil bulunmadığını, mahkemece birden fazla kusur incelemesine başvurulmuş ise de keşif yapılmaksızın düzenlenen raporlara itiraz ettiklerini, bilirkişi tarafından görevi dışında yapılan hatalı hukuki değerlendirmenin hükme gerekçe olarak göstermesinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından ... yönünden destekten yoksun kalma tazminatı toplam 341.155,18-TL olarak hesaplandıktan sonra kusur indirimi yapılarak davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun yalnızca 34.115,52-TL olduğu belirtilmiş ise de söz konusu hususun yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, destekten yoksun kalan sıfatıyla dava açan eş ... yönünden meydana gelen kazada kusur oranı ne olursa olsun kusur indirimi yapılamayacağının yerleşik içtihatlar ile sabit olduğunu, mahkemece davacıların manevi tazminatı takdir edilerken objektif bir değerlendirmede bulunmadığını çok düşük manevi tazminata karar verildiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; talep edilen tazminatların zamanaşımına uğradığını, talep edilen ve hükmedilen tazminatların müşterek ve müteselsil olarak talep edilmemiş olması nedeniyle hüküm fıkrasında tazminatların açık ve net olarak belirtilmediğini, davalı sigorta şirketi ve davalı sürücü açısından ayrı ayrı hükmedildiğini, müşterek ve müteselsilen talep edilmesi gerektiğini, bilirkişi raporlarının hepsi birbirinden farklı olup, davacının tazminat alacağı olmadığından tanzim edilen rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğrultusunda karar verilmesinin de doğru olmadığını, deliller isabetli olarak tartışılıp değerlendirilmeden ve toplanmadan eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması nedeniyle istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355 maddesi gereğince davacılar vekili ile davalı ... vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava ölümlü trafik kazasından kaynaklanan davacı eş ve çocuklar tarafından karşı araç sürücüsü-işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı aleyhine açılmış destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve defin gideri ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, 10.12.2016 tarihinde davalıların işleteni-sürücüsü zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araçla davacıların desteğine çarparak yaralanmasına daha sonra kazaya bağlı olarak ölümüne neden olduğunu belirterek davacı eş ve çocuklar için bakiye destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve defin gideri ile manevi tazminat talep etmiş; mahkemece desteğin %90, davalı sürücüsünün %10 kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce yapılan başvuru ile davacı eşin zararının karşılandığı, davacı çocukların yaşı gereği destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 100 TL cenaze, defin ve taziye giderinden kaynaklanan maddi tazminatın davalı ... yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden 02.06.2017 eksik ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile; davacı ...'ye 15.000,00 TL, davacı ...'ye 6.000,00 TL, davacı ...'ye 6.000,00 TL ve davacı ...'ye 6.000,00 TL olmak üzere toplam 33.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'dan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karara karşı davacılar vekili, kusur oranı, desteğin kusurunun davacılara yansıtılmış olması ve manevi tazminat miktarlarının çok düşük olmasına; davalı ... vekili, zamanaşımına, kusur oranına, hükmün açık ve net olmamasına, müşterek müteselsil karar verilmemesine yönelik istinaf sebepleri ileri sürmüştür.
1. Davalı vekili davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürmüştür.
2918 sayılı KTK'nın 109/I. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar" hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir" hükmüne yer verilmiş olup; TBK’nın 72 .maddesinde de zarar görenin zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlayacak iki yıllık zamanaşımı; fiilin vukuundan itibaren işleyecek on yıllık zamanaşımı ve fiilin aynı zamanda ceza kanunlarında düzenlenmiş olması halinde uygulanacak olan ceza zamanaşımı süreleri olduğu düzenlemesi yapmıştır.
Somut olayda dava konusu trafik kazası 10.12.2016 tarihinde meydana gelmiş olup eldeki dava 18.10.2017 tarihinde süresi içinde açıldığından davalının zamanaşımı itirazının reddi gerekmiştir.
2. 6100 sayılı HMK'nın 297/1. c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2. fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiş, gerekçede iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği belirtilmiştir. HMK'nın 297/2.maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir.
Davacılar vekili dava dilekçesi ile müteveffanın eşi ve çocukları olan davacılar için ayrı ayrı destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze, defin giderlerinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece hüküm fıkrasında cenaze ve defin giderlerine ilişkin talep yönünden karar verilmiş ise de HMK'nın 297/2. Maddesine aykırı şekilde davacıların destekten yoksun kalma talepleri hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmamıştır.
Bu durumda mahkemece HMK’nın 297, 298, 294 maddelere uygun olarak her davacının maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinden davacılar vekili ile davalı ... vekilinin açıklanan yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı ... vekilinin açılanan yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve HMK'nın 297. Maddesine uygun şekilde hüküm kurulmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacılar vekili ile davalı ... vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1. Davacılar vekili ile davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile; ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kaldırma sebebine göre davacılar vekili ile davalı ... vekilinin diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına
2. Harçlar Kanunu gereğince istinafa başvuran taraflarca yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde yatırdıkları oranda kendilerine iadesine,
3. Başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
4. Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK'nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16.05.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip
- Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.